BABA: Oğlum gel bakalım buraya!
ÇOCUK: Buyur baba!
BABA: Bu hafta yapılan sınavda kaçıncı oldun?
ÇOCUK: 25. oldum baba.
BABA: Ama nasıl olur! Daha geçen hafta 21. idin. Nasıl dört sıra birden geriledin? Tembel herif.
ÇOCUK: Ne yapayım baba? Sınıfa dört tane yeni öğrenci daha geldi. Dolayısıyla 21.likten, 25.liğe geriledim. Hem bana kızmaya senin hakkın yok.
BABA: Bak şu bacaksıza! Bu kadar tembel olacaksın ve benim sana kızmaya hakkım olmayacak, öyle mi?
ÇOCUK: Tabii Demek ki mükemmel bir çocuk dünyaya getirememişsiniz. El âlem öyle çocuk yapıyor ki! Hepsi süper zekâ.
BABA: Kızdırma beni alırım ayağımın altına bak. Sınıfta kalmış abuk subuk, aptal saptal konuşuyor.
ÇOCUK: Niye kızıyorsun baba? Sınıfta kaldıysak ne olmuş! Daha iyi ya!
BABA: Neresi iyi bunun?
ÇOCUK: Sürekli maddi sıkıntıdan bahsediyordun, düşünsene yeni sınıf için yeni kitaplar almak zorunda kalacaktın. Şimdi buna gerek kalmadı. Aynı kitapları yeniden kullanacağım.
BABA: Yahu şu karneye bak.Bütün dersler bir, bir, bir. Allah aşkına bir tane bile iki yok. Yuh sana, nasıl becerdin bunu?
ÇOCUK: Hepsi bir mi, emin misin baba?
BABA: Bir de utanmadan şaşırma numarası yapıyor. Utan, utan! Al da kendi gözlerinle bir daha bak karneye.
ÇOCUK: Allah, Allah! Ver bakalım şu karneyi. Hepsi bir olmamalıydı
BABA: Şunun söylediğine bak. Doğru hepsi bir olmamalıydı. Sıfır olmalıydı.Bir sene boyunca yattın tabi Bir bile fazla sana. Ben senin yaşındayken sınıfın en iyisiydim. Karnemde bütün notlarım "5″ idi, "5″.
ÇOCUK: Yapma baba. Bu benim karnem değil. Dün bu karneyi tavan arasında buldum. Senin karnen bu. Neee! Benim karnem mi? Hadi canımVer bakiiimL.Aaa! Sahi ya Eee Şeeey yani. Diyecektim ki!..
ÇOCUK: Demek bütün notların beşti haa İşte bak bu da benim karnem. İtiraf et baba, ben senden daha çalışkanım.
BABA: Tamam, tamam anladık, para istiyorsun. Söyle ne kadar vereyim?
ÇOCUK: Şeey! Ne desem bilmem ki! 500 yeter. Ama şimdilik
BABA: Ne 400 mü? 300 neyine yetmez? Al şu 200'ü 100' ünü geri getir.
ÇOCUK: Ama baba
BABA: Aması maması yok. Al şunu! Dur bakim, senin eline ne oldu böyle?
ÇOCUK: Önemli değil baba
BABA: Nasıl önemli değil oğlum? Avuçların kıpkırmızı olmuş. Ne oldu?
ÇOCUK: Öğretmen dövdü.
BABA: Öğretmen mi dövdü? Hangi çağdayız? Dağ başı mı burası? Ben ona sorarım.
ÇOCUK: Dur, dur! Dur baba. Tabiki burası dağ başı değil. Ama galiba kabahat bendeydi.
BABA: Niye, ne oldu ki?
ÇOCUK: Arkadaşım öğretmenin sandalyesine raptiye koymuştu.
BABA: Raptiye koyan arkadaşınsa seni niye dövdü? Onu dövseydi ya!
ÇOCUK: Asıl olay ondan sonra.
BABA: Nasıl yani?
ÇOCUK: Ben de öğretmen raptiyenin üzerine oturmasın diye, tam oturacağı sırada sandalyeyi çektim. Hooop! Gümm! Tabiki
BABA: Hak etmişsin. Bu gün okulda ne yaptınız?
ÇOCUK: Bu gün okulda dinamit yaptık.
BABA: Peki yarın ne yapacaksınız okulda?
ÇOCUK: Hangi okulda? Dinamit yaptık yaptık diyorum, okul falan kalmadı ortada.