Eşinizi tanımada iki mühim özellik

Son güncelleme: 03.01.2008 18:06
  • Eşinizi tanımada iki mühim özellik:
    SEVGİ DİLİ ve ZEKÂ

    Kişilik tipleri gibi, sevgi dilleri de farklıdır. Sevgi dili, birbirimize sevgimizi gösterirken kullandığımız formüldür. Bilinen sevgi dilleri beş tanedir. Bunlar:
    1-Hizmet davranışları,
    2- Onay sözleri,
    3- Nitelikli beraberlik,
    4- Fiziksel temas,
    5- Hediye almaktır.

    Sırasıyla örneklemek gerekirse, yemek pişirmek bir sevgi ifadesidir. Takdir etmek, beğendiğini söylemek sevgiden gelir. Birbirinize odaklanarak birlikte vakit geçirmek ancak sevgiyle mümkündür. Eşinizin elini tutmak ve çiçek almak da bir sevgi ifade biçimidir.

    Acaba eşiniz, bu beş farklı sevgi ifade biçiminden hangisinden daha çok hoşlanıyor? Birisi, en önemli olandır. Yerine göre hepsinden az veya çok hoşlanan insanlar da vardır, ama birisi, daha önceliklidir. Asıl isteği, nitelikli beraberlik olan eşinize, yıllarca çiçek taşımanız, beklediğiniz olumlu etkiyi tam oluşturmayabilir. Çünkü o, çiçekten çok, sizinle birlikte olmayı arzu ediyor. Eşinizin sevgi dilini fark ederseniz, boşuna kürek çekmekten kurtulursunuz.

    Tabiî, dengeli bir şekilde hepsinden hoşlanan ya da ileri derecede beş sevgi dili de gelişen eşler vardır. Eğer böyle bir eşe sahipseniz, işiniz zor demektir, ama üzülmeyin. Sağlıklı bir diyalog, karşılıklı anlayış ve her şeyi açıkça konuşmak ile doğruyu bulabilirsiniz.

    HİZMET DAVRANIŞLARI BİR SEVGİ MESAJIDIR
    İnsan sevdiği kişiye hizmet etmekten hoşlanır. Ev hizmetlerini yapan bir kadın eşine sevgisini göstermiş demektir. Eşinin ihtiyacı olduğunda ona hizmet etmeyi ihmal etmeyen bir erkek de sevgisini ifade etmiştir.

    Yeni evlenen bir erkek ilk günün sabahı erkenden kalkar, çayı demler ve mükemmel bir kahvaltı hazırlar. Uyumakta olan eşinin yanına varır, eliyle hafifçe omzuna dokunur:

    -Haydi, canım kalk, kahvaltı hazır, der.
    Kendini uykunun rahatlığına veren kadın, öbür tarafa döner. Kocası nazikçe uyarmaya devam eder.
    -Haydi, ama çay soğuyacak, kahvaltı hazır, diye tekrarlar.
    Kadın gözlerini ovuşturarak uyanır, aman Allah'ım, kocası karşısında duruyor. Oysa annesi, "Sakın kocandan sonra kalkma" diye ona tembih etmemiş miydi?
    Eşinin şaşırdığını gören koca, onu rahatlatmak için elinden tutar.
    -Güzelce kahvaltımızı yapalım, ekmekleri de kızarttım, diyerek sofranın başına götürür.
    Kadının korkusu önce şaşkınlığa, sonra sevince dönüşür. İçinden, "Yaşadık, eşim böyleyse, ev işlerini çok kolay yaparım" diye geçirir.
    Birkaç lokma aldıktan sonra kocasının gür sesiyle bütün hayalleri kaybolur:
    -Her gün böyle isterim.

    Bu fıkra, eşinden sürekli ve düzenli hizmet isteyen bir erkeğin beklentisini anlatıyor. Bizim Anadolu geleneğinde ev hizmetleri sadece kadınlara mahsustur. Hatta erkeğin ara sıra yaptığı küçük yardımlar bile hoş karşılanmaz, duyanlar veya görenler alaycı tavırlar takınabilirler.

    Hizmet davranışları elbette bir sevgi göstergesidir, ama bunu fazlasıyla abartıp her şartta ve ortamda kadına yüklemek, bir nevi onu hizmetçi gibi algılamak, yanlıştır, hatta insafsızlıktır. Özellikle kadının yorgun veya hasta olduğu günlerde, misafirin fazla geldiği zamanlarda kolaylaştırıcı formüller düşünmek, yardımcı olmak gereklidir.

    Kimi erkekler, sofranın kurulmasına ve kaldırılmasına, bulaşıkların yıkanmasına yardım ederler. Bazen yemek yapanlar bile vardır. Ben de eşime yardımcı olmaktan büyük zevk duyarım. Eğer müsaitsem onunla birlikte mutfakta yemek yapmak, salataya yardım etmek benim için kitap yazmak kadar önemlidir. Belki bunu garipseyebilirsiniz. Oysa böyle davranırsanız küçülmez, eşinizin kalbinde yücelirsiniz.

    HEDİYELEŞMEK SEVGİYİ ARTIRIR
    Kitaplarımı imzalamak için bir festivale davetliydim. Orada bulunan bir çiftle tanıştık. Severek evlenmişlerdi ve hâlâ birbirlerine âşık olduklarını söylediler. İmza sırasında kadın nasıl sıkıntı çektiğini anlatıyordu. Bir süre kayınvalidesiyle birlikte kalmışlar. Yığınla problem çıkmış. Şimdi onlardan ayrılmışlar. Biraz konuşunca dünyanın en iyi çiftlerinden biriyle karşı karşıya olduğumu anladım, ama huzursuzdular. Birbirlerini şiddetle sevmelerine rağmen aralarında problemler vardı. Kadın kocasını eleştiriyor, onun kendisiyle yeteri kadar ilgilenmediğini, hediye almadığını, içindeki sevgiyi hissettirmediğini söylüyordu.

    Az sonra kocasıyla kısaca konuştum. Kadınların erkeklere göre daha duygusal, daha coşkulu ve daha duyarlı olduğunu anlattım. İltifat ve ilgiyle eşini çok daha mutlu edebileceğini, çiçek ve benzeri hediyelerle gönlünü fethedebileceğini söyledim. Ve şaka da olsa, "ikinci eş" gibi konuları ağzına almamasını, çünkü kadınların en çok kırıldıkları konunun bu olduğunu belirttim.

    Birkaç hafta sonra eşi beni aradı. "Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Sizle görüştükten sonra kocamda muhteşem bir değişim var" dedi. Kocası eşine doğum günü hediyesi olarak pahalı bir cep telefonu almış. Kadın buna çok sevinmiş. Ömür Boyu Aşk isimli kitabımızı birlikte okuyorlarmış. Daha sonra da 5 Sevgi Dili'ni okuyacaklarını söyledi. Bu kitabı da kadın eşine hediye etmiş. Kocası, "Anladım ki, biz içimizdeki sevgiyi hapsediyoruz ve birbirimize yansıtmıyoruz. Meğer sevgimizi ifade edince insan ne kadar da mutlu oluyormuş" demiş eşine.

    HEDİYE VERMEK MUTLULUKTUR...
    Kuşkusuz hediyeyi bütçenize göre ayarlayacaksınız. Sevgi parayla ölçülmez. Maddî değeri az da olsa, hediyede görünen sizin sevgi ve ilginizdir. Eşiniz, "Demek ki, beni düşünmüş" diye yorumlayacaktır, ama imkânınız olduğu halde eşinizin beklentisine uymayan bir hediye alırsanız, doğal olarak bu da hoşuna gitmeyecektir.
    Kimi erkekler, eşlerinin kendilerine hediye almalarından pek memnun olmuyorlar. "Sonuçta benden aldığı parayla alıyor. Hatta taksitle alıp, parasını bana ödetiyor" diyorlar.

    Bu nasıl söz! Demek ki size bir şeyler alıp, o giysiyi üzerinizde görmekten ya da hediye ettiği bir eşyayı sizin kullanmanızdan mutlu oluyorlar. Hediye almak mutluluk olduğu gibi, hediye vermek de bir mutluluktur. Hediye veren kişi, hediyeyi alanın memnun olmasından, tarifsiz bir huzur ve mutluluk duyar. Elbette hediyenin maliyetini bütçenize göre ayarlamanız gerekir. O konuda birbirinizi uyarın, ama hiçbir zaman eşinizi hediye vermek mutluluğundan mahrum etmeyin.

    Hediye alınca tam beğenmeseniz bile, memnun olduğunuzu belirtip, teşekkür edin. Aksi halde sizi mutlu edebilecek küçük bir jesti, huzursuz eden bir külfete dönüştürürsünüz.
    Elbette ki hediye her şey değildir. Bir kadın kocasının birçok beklentisine cevap vermiyor, sonra da onun parasıyla hediye almakla memnun edeceğini sanıyorsa aldanıyor. Çünkü bazı kadınlar, kendi hoşlandıkları ne ise, onu eşlerine uyguluyorlar. Oysa erkek ondan memnun olmayabiliyor. Söz gelişi, kadınlar daha çok hediyeden, erkekler de hizmet davranışlarından hoşlanıyor. Bunun için bazı kadınlar kocasını hediye yağmuruna tutuyor; erkekler de kendisi istemediği için hanımına hediye almıyor. İki taraf da yanılıyor. Bu konuda ölçü kendiniz değil, eşinizin beklentisidir.

    MALİYETLİ OLMAYAN BİR HEDİYE
    Kuşkusuz her hediye çok maliyet getirmez. Bazen zekânızı kullanarak pratik formüller geliştirmelisiniz. Bir arkadaşımızın düğününe gitmiştik ve bana gönderdiği davetiyenin işi bitmişti. Çalışma masamı toplarken o davetiyeyi de aldım ve çöpe atmak üzereydim. Fakat çok güzeldi. Bordo renkli kartonun ön yüzüne beyaz, ipeksi bir bezden yaprak yapılmış, bu yaprağın üzerine de yine bordo renkte bir gül yerleştirilmişti. Gülün sap kısmında ise, dört tane inci görünümünde boncuk vardı. Atmaya kıyamadım. Peki, ama ne yapabilirdim?

    Aklıma bir fikir geldi. Bunu eşime hediye edebilirdim. Makasla gülün ve boncukların olduğu kısmı kalp şeklinde kestim. Arkasına da kendime ait olan şu dörtlüğü yazdım:

    "Aşkın gönlüme ilâç, başımda nurlu taçsın,
    Rabbim seni güldürsün, yüzünde güller açsın,
    Dünyada ve ukbada ayırmasın Yaradan,
    Her iki cihanda da nurlu çiçekler saçsın."

    Önce bu şiiri cep telefonuyla mesaj olarak geçtim. Akşam eve varınca da, bir düğün davetiyesinden imal ettiğim güllü ve incili kalbi eşime hediye ettim. Çok sevindi. Bu olayı, birçok konferansımda ve televizyon programlarında anlattım. İzleyenlerin de çok hoşuna gitti. Görüyorsunuz. Hiç maliyeti olmayan bir hediye eşinizin gönlünü fethedebilir. Yeter ki, bir sevgi ve ilgi mesajı olsun.

    ÖZEL GÜNLERDE HEDİYEYİ UNUTMAYIN
    Hediye sadece eşya ile olmaz. Bir kâğıda yazdığınız sevginizi ifade eden birkaç cümle de güzel bir hediyedir. Almanya'ya konferans ve imzaya gitmiştim. Gece istirahate çekildiğimde çantamı açtım. İçinde eşimin koyduğu bir gül ve bana sevgisini ifade eden cümleler yazılı bir kâğıt gördüm. Gül de güzeldi, mini mektup da. Ama ben yazılı hediyeyi daha çok sevdim.

    Hediye için özellikle doğum günü, evlilik yıldönümü, sevgililer günü önemli bir fırsat. Hatta ilk tanışma, nişan, yeni bir işe giriş, bir atılım, bir değişim, bir problemden kurtuluş gibi önemli günlerin yıldönümlerini bile bir hediyeyle hatırlayabilirsiniz. Bu arada hiç sebepsiz hediyelerle jest yapabileceğiniz gibi, mübarek günleri de vesile kabul edebilirsiniz. Söz gelişi, cuma ve bayram günleri, kandil akşamları, sizi ailece mutlu edecek hediye veya ikramların vesilesi olabilir.

    Sevgi dilleri üzerine söylenecek çok şey var. Eğer Dr. Gary Chapman'ın "5 Sevgi Dili"ni okursanız, eşinizin bilinmeyen yönünü keşfedersiniz. Ona bu bilgi ışığında davranırsanız, sizi şok edecek mutlulukları yakalayabilirsiniz.

    EŞİNİZİN ZEKÂ ÇEŞİDİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?
    Peki, ya eşinizin zekâ çeşitlerinden hangisine sahip olduğunu biliyor musunuz? Zekâ deyince aklımıza hep matematiksel zekâ ve güçlü hafıza gelir. Bir çocuğun matematiği güçlüyse, onun zeki olduğuna inanırız. Çok konuşan, çok hareketli ve hep yaramazlık yapan çocuğun pek zeki olduğuna inanmayız. Sessiz duran çocuk, usludur. Çok konuşan ve hareketli çocuğa, sessiz ve sakin olması için, "Şurada uslu uslu otur" deriz. "Us" akıl olduğuna göre, suskunluk ve hareketsizlik, "akıllılık"la eş anlamlıdır. Hâlbuki çok konuşan çocuk, "dilsel zekâ"ya, aşırı hareketli bir insan da, "bedensel zekâ"ya sahiptir. Birincisinden iyi bir spiker, iyi bir hatip veya standapçı; ikincisinden de ünlü bir sporcu yetişebilir.

    Zekâ, matematiksel bilgiden ya da üstün ezberleme gücünden ibaret değildir. Kaldı ki, hafızayı güçlendirmenin de bir yöntemi vardır. Eşinizin insanlar arası ilişkilerde başarısı varsa, "sosyal zekâ"ya sahip demektir. Müziksel zekâ, doğa zekâsı, bireysel zekâ, görsel zekâ, diğer zekâ çeşitleridir. Size düşen, eşinizin ve çocuklarınızın hangi zekâ çeşidine sahip olduğunu fark edip, onu geliştirmenizdir.

    Bugünkü bilim, "çoklu zekâ"yı kabul etmiştir. Buna göre, zeki olmayan insan yoktur. Sadece farklı zekâlar vardır. Eşimi yıllar geçtikçe daha iyi tanıdığımı itiraf etmeliyim. Bizim memleketimiz Bolvadin'de deprem olmuş, birçok kimse çadırlarda yaşıyordu. Eşim, bulunduğumuz semtte depremzedeler için yardım toplamayı teklif etti. Bense bunun zor olduğunu, toplamanın ötesinde ulaştırmaya ve dağıtmaya zaman ayıramayacağımızı anlattım. Tüm zorluğuna rağmen o ısrarlıydı ve toplamaya başladı. Bir hafta içinde bir kamyon dolusu, yiyecek, giyecek, gıda ve ayrıca nakit para toplamıştı. Memleketten İstanbul'a mal getiren ve boş dönecek bir kamyona da yükleyerek taşımaya para ödemedik. Yardım sürecinde evdeki telefon ve gelen-giden trafiği müthişti.

    Sonuçta bu faaliyet de bir sosyal zekâ ürünüydü. Eşim hiçbir şey yapmasaydı, yardım malzemelerini alınca yüzleri gülen yüzlerce insan bu sevinçten mahrum kalacaktı. Doğrusu, eşimin bunu bu kadar kolay başarabileceğine inanmıyordum. Biz erkekler bazen eşimizi gereksiz yere sınırlandırabiliyoruz.

    Maalesef, bırakın eşini detaylı bir şekilde tanımak, yıllardır evli oldukları halde eşinin belirgin on özelliğini bile sayamayan kadınlar veya erkekler var. İsterseniz bir deneyin. Siz ve eşiniz, birbirinizin on belirgin özelliğini bir kâğıda yazın ve birbirinize gösterin.

    Bakalım yazdıklarınız doğru mu? Eğer yanlış veya yetersizse, hiç gecikmeden eşinizi tanımaya bakın. Unutmayın: Bunun için ne kadar çaba harcasanız, değecektir.
#07.11.2007 16:33 0 0 0
  • 5 sevgi dili adlı kitabı okumuştum..tavsiye ederim daha ayrtıntılı bilgi için..
    teşekkürler su perisi..
#10.11.2007 16:11 0 0 0
  • Aslinda boyle guzel konulari erkekler okusalar bence eslerine karsi gereken ilgi ve sevgiyi gosterirler diye dusunuyorum. Gercekten surekli birseyler okumak kendini gelistirmen acisindan cok onemli,
    Missx o kitabi insallah ilk firsatta bende alip okumaya calisacagim

    guzel paylasim icin tesekkurler SU-PERISI
#12.11.2007 09:03 0 0 0
  • guzel paylasim icin tesekkurler
#20.11.2007 13:04 0 0 0
  • paylasim icin tskler..
#03.01.2008 18:06 0 0 0