Kutuplarda Namaz ve Oruç

Son güncelleme: 21.08.2008 21:16
  • Kutuplarda Namaz ve Oruç



    Bazı ateistler, (Kutuplarda nasıl namaz kılınır, nasıl oruç tutulur. Buna kimse cevap veremiyor, görüldüğü gibi İslamiyet har asra ayak uyduramıyor) diyerek, güya İslamiyetin bazı meselelere bir çare bulamayacağını söylüyorlar. Bunların etkisi altında kalan, reformist zihniyete sahip bazı mezhepsizler de, (Bakın dinde cevap verilmesi gereken meseleler çıkıyor, yeni ictihadlar yapılmalı, Kur'anı her çağda, o asrın teknolojisinin, ilminin ışığında yeniden tefsir etmeli, yorumlamalı) diyerek Kur'an-ı kerimi asra uydurmaya çalışıyorlar.

    CEVAP

    İslamiyeti gönderen, her şeye gücü yeten, her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâdır. Allah için hiçbir zorluk olmaz. Namaz, oruç gibi dinimizin bütün emirleri, zamana göre değişmez. Hiçbiri de çağın şartlarına ters düşmez. Çünkü dini gönderen Allahü teâlâ, her asırda neler olacağını bilir. Zaten bilmeyen ilah olamaz. Öyle ise Allahü teâlânın gönderdiği dinde noksanlık, yanlışlık olmaz. Noksanlık, bir karıncayı, bir arpa tanesini yaratmaktan aciz olan ateistin kafasındadır.



    Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire ihtiyaç olmaz. Çünkü dine yeni bir şey eklemek bidat olur. Dinimizin emirlerini değiştirmek büyük sapıklıktır. Her çağa, her asra göre değişik tefsir yazmak, değişik yorum getirmek demek, dini her asırda bozmak demektir.



    İslam âlimleri, olması mümkün olan her meselenin cevabını bildirmişlerdir. Cevap verilmemiş hiçbir mesele kalmamıştır. Kuran-ı kerimde, beş vakit namazın vakitleri, çeşitli âyet-i kerimelerde bildirildiği halde, Beş vakit namaz tabirinin geçmeyişinin elbette sebepleri vardır. Bunun hikmetlerinden birisi de, kutuplarda ve kutuplara yakın yerlerde, beş vakit namazın hepsinin vaktinin girmemesidir.

    Ayakları olmayan kimse için abdestin farzı dört değil, üçtür. Biri sakıt olmuştur. Bulunmayan ayaklar yerine vücudun başka yerini yıkamak gerekmez.



    Zengin, İslamın beş şartını da yapmakla yükümlü iken, fakire zekat vermek ve şartları yoksa, hacca gitmek de farz değildir. Şu halde ifa bakımından, İslamın şartı zengine göre beş iken, fakire göre üçtür. Fakire de, Sen İslamın beş şartını yapmaya mecbursun denilemez. Çünkü onda zenginlik şartı yoktur.



    Muayyen özrü on gün devam eden bir kadın, her ay on gün namaz kılmaz. Çünkü namaz kılmak için o kadında, hadesten taharet şartı yoktur. Özürden kurtulunca kaza etmesi de emredilmemiştir.

    Kısa gecelerde şafak kaybolmadan fecrin tulu ettiği ülkelerde, yatsı ve vitrin vakitleri girmediği için bu namazları kılmak gerekmez. (Nimet-i İslam)



    Halebide buyuruluyor ki:

    Vakit girmedikçe, namaz farz olmaz. Nitekim Sadrüddin Bürhan-ül eimme, (Vakti girmediği için yatsı namazı size farz olmaz) diye fetva vermiştir. Şems-ül-eimme Hulvani, (Vakit girmeyen yerlerde yatsı namazı kaza olarak kılınır) diye fetva vermiştir. Ancak bu fetvayı duyan Harezmde Şeyh-i Kebir Bakkali, (Vakit girmeyen yerlerde yatsı namazı farz olmaz) diye fetva verdi. İmam-ı Hulvani bu fetva üzerine, Şeyh-i Kebire, (Beş vakit namazdan birini kaldıran kimse, kâfir olmaz mı?) diye sordurunca, Şeyh-i Kebir de, (Dirsekleri ile birlikte elleri veya aşık kemikleri ile birlikte ayakları olmayan kimse için abdestin farzı kaçtır?) dedi. Daha sonra, (İşte bir abdest uzvu noksan olana abdestin farzı, dört değil, üç olduğu gibi, namaz vakitlerinden bazısı girmeyen yerdeki Müslümanlara, sadece vakti giren namazlar farzdır) buyurdu. Bu cevap karşısında, İmam-ı Hulvani, hakkı teslim edip, önceki fetvasından rücu etti.



    Şafii âlimlerin çoğuna göre, yatsı ve sabah namazının vakti girmeyen yerlerde bu namazlar, vakitleri giren en yakın bölgeye kıyas edilerek kılınır.



    Hanefide vakit, namazın hem şartı hem de sebebi olduğu için, sebep bulunmayınca yani vakit girmeyince, o namaz farz olmaz. Vakit girmeden de kılınmaz. Kaza etmek de gerekmez. Fakat bazı âlimlere göre bu iki namazı kılmak farzdır. İhtiyata riayet etmek çok iyi olur. Bu bakımdan bu iki namaz, (Vaktine yetişip de kılamadığım son yatsı) ve (son sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilerek kılınmalıdır. Bu iki namazı, vakitlerinin başladığı en son günün vakitlerinde kılmak iyi olur.

    Bu iki namaz vaktinin başlamadığı zamanlarda, daha önce vakitlerinin olduğu en son günün vakitlerini esas alarak, normal vakti girene kadar her zaman o vakitte kılınır.



    Ramazan ayı gelince, oruç tutmak farz olur. Ancak seferi olanın, dört mezhepte de oruç tutması farz değildir. Kutuplara ve aya giden Müslüman, seferi ise oruç tutmaz. Geriye dönünce kaza eder.

    Kutuplarda buz denizinde yaşayan insan yok ise de, biz var olduğunu düşünelim. Altı ay gündüz, altı ay gece olan yerlerde nasıl oruç tutulacaktır?

    CEVAP

    Gündüzleri 24 saatten daha uzun yerlerde, mesela altı ay gündüz olan yerlerde, oruca saat ile başlanır ve saat ile bozulur. Gündüzü böyle uzun olmayan, vakitleri normal teşekkül eden, yani gündüzleri 24 saatten az olan bir şehirdeki Müslümanların zamanına uyularak oruç tutulur. (Dürer)



    Namazı orucu ay ve güneşin durumuna göre ayarlayan İslam dininde 3-6 ay güneş batmayan ve doğmayan yerlere göre benim bildiğim bir kaide yoktur. Varsa gösterin.

    CEVAP

    Bizim bildiğimiz veya sizin bildiğiniz dinde ölçü olmaz. Dinde dört tane ölçü vardır. Bu ölçülere uygunsa mesele yok. Yoksa şahıslara göre bence senceye göre hareket edilirse insan sayısı kadar din meydana çıkar.



    Yukarıda ki yazıda kaidelerden bahsediliyor ya. Mesela vakit girmedikçe namaz farz olmaz kaidesi bildiriliyor ya. Dinde senet olan kitaplardan naklediliyor. Daha ne kaidesi arıyorsunuz? 6 ay gece veya altı ay gündüz olan yerlerde oruca saatle başlanır deniyor ya. Yarasa güneşi göremiyorsa, güneşin bunda suçu yoktur.



    1400 yıl önce Arabistanda yaşayanlar kutuplar diye bir yer bilmiyorlardı. Bilmediklerine göre bir kaide de koymaları imkansızdır.

    CEVAP

    Arapların bilip bilmemesi önemli değil ki, önemli olan Allahın bilmesi ve Resulünün bildirmesidir. Resulü kaideler bildirmiştir âlimler de buna göre ictihadlarını ortaya koymuşlardır. Din zamanla değişmez. Karanlık ülkelerin olduğunu Arapların bilmemesi de söz konusu değil. İslamiyet Arapların dini değildir, kâinata inmiştir eksik değildir. Dediğiniz gibi eksik olursa suçu Allaha yüklemiş oluruz, dinimizi niye eksik gönderdi diye. Kaideleri de Araplar değil Allah ve Onun Peygamberi koyar.

    İman ve ibadetler değişmez. Kıyamete kadar aynıdır. Değişen fen bilgileridir. Zaman geçtikçe kâmil şeklini alırlar. İslamiyet zaten kâmil olarak gelmiştir ve öyledir ve öyle devam edecektir. Cevap verilemeyecek hiçbir mesele yoktur.

    dinibilgiler.org
#12.10.2004 23:08 0 0 0
  • Allah razi olsun canik, hic birsey cevapsiz kalmiyor
#12.10.2004 23:17 0 0 0
  • Cevap verilemeyecek hiçbir mesele yoktur.


    Verdigin bilgiler icin cok tskler Levis.
#13.10.2004 22:05 0 0 0
  • tesekkürler bilgi icin
#13.10.2004 22:11 0 0 0
  • Gardas eline saglik :razi:
#14.10.2004 00:05 0 0 0
  • Uzun Zamandır Merak Ettiğim Bir Çelişkiydi Aklımda, Orda Yaşayanlar ibadetlerini Nasıl Yaparladı. Her Pc Başına Oturduğumda O Konuya Olan Merağımı Unutuyordum. Ve Bu Bölümü Gezerken Fark Ettim. Geçmişten Şimdiye Kadar Vermiş Olduğun Emekten Dolayı Teşekkür ve Rıza Dileklerimi Sunarım. Allah Hayrından Razı Olsun. Okumak uzun Vaktimi Aldı, Ancak Şu An İçim Rahat...
#06.04.2006 10:54 0 0 0
  • bilgi paylaşımı için çok sağol ellerine sağlık
#06.04.2006 12:16 0 0 0
  • ellerine sağlık adnminim ya siz buralara uğrarmıydınız buraları büyük rütbeliler sardı hayırdır inşallah dilerimki hep yanımızda olursunuz
#06.04.2006 12:20 0 0 0
  • Gerçekten de yıldız yağmuru var göksahan kardeş. Allah bu yağmura vesile olanlardan razı olsun. Selametle.
#06.04.2006 16:48 0 0 0
  • İslamda cevap verilemeyecek soru yoktur.Verdiğin bilgiler için teşekkürler...
#07.04.2006 13:21 0 0 0
  • Bizle paylastiginiz bilgilser icin tesekkurler.
    Ellerinize yureginize saglik.
    Selam ve dua ile.
#08.04.2006 03:11 0 0 0
  • tskkrler
#06.09.2006 13:27 0 0 0
  • teşekürler ustam bu değerli bilgileri bizimle paylastığınız için
#07.09.2006 00:37 0 0 0
  • Allah Razı Olsun Arkadaşım böyle ince meseleler hakkında bizi bilgilendirdiğin için teşekkür ederim...
#22.09.2006 11:36 0 0 0
  • teşekkürler allah razı olsun.çok güzel bilgiler paylaştın bizlerle yine
#02.10.2006 21:05 0 0 0
  • Biraz önceki mesajda büyük harf kullanmam gereken yerde(Allah) kullanmamışım.Özürdilerim.
#02.10.2006 21:07 0 0 0
  • kardeş ALLAH senden bin kere razi olsun ,ya ne mutlu ki boyle dini bilgeliri cok olan insanlar siteyi ziyaret ediyo .ALLAH`A emanet olun kardeşlerim.
#04.10.2006 09:56 0 0 0
  • ALLAH razı olsun.Gerçekten bunu hiç düşünmemiştim.Bilgimiz oldu en azından.Bellimi olur bu konu hakkında bi sorunu olan biriyle karşılaştığımızda hiç olmazsa izahat için bilgilendik.Teşekkür ederim
#31.08.2007 01:54 0 0 0
  • ALLAH razı olsun paylaşım için saol
#15.09.2007 13:33 0 0 0