Değişmeden, Değiştirmeden Sevebilmek

Son güncelleme: 19.07.2008 21:43
  • Eski, iflah olmaz, tedavi edilemez, tanımlanamaz bir "şey" aşk. İnsan oğlunun yakalanmak için can attığı bir hastalık.

    Şimdilerde insanlar "hoşlanmak", "sevmek", "ilgi duymak" ve "aşk" kavramlarını birbirine karıştırıyor olsada, aşk çok özel bir hastalık çeşidi. Diğerlerinden ayrılan bir yanı var aşkın; aşk sık sık buluşmaya, konuşmaya, sohbete gelmez, aşk hasretle beslenir, büyür. Sevgiliniz ne kadar erişilmezse , aşkınız o denli büyük olur. Fazla muhabbet, aşkta tez ayrılık getirir. İnsanı gözü açık hayal görür hale getirir. Bu dönemde her şey ne güzel, herkes ne iyi, ağaçlar ne yeşildir....

    Tabi aşk kimyasal bir vak'a kabul etmek lazım, kimyasal ömrü bitme noktasına geldiğinde, yerini en iyi arkadaşı sevgiye, bulunmazsa alışkanlığa bırakır. Bu en iyi senaryo tabi. Eğer sayılanlardan hiç biri bulunamazsa kavga, gürültü...

    Bütün aşklar hızlı başlar, sonradan yavaşlar...

    Aşık olduğunuzda karşınızdaki dünyanın en kusursuz yaratığına dönüşmüştür çoktan.

    Karşınızdaki insanın ne mükemmel bir yaratık olduğunu hayretler içinde izler, böyle insan üstü bir varlık sizinle ilgilendiği için kendinizi çok şanslı ve eşsiz hissedersiniz. Onun yaptığı her şey doğrudur, zaten yanlışları için siz onun yerine bir mazeret uydurur, inanırsınız.

    Onu öyle büyütürüz ki gözümüzde, ondan neler bekleriz neler, ama bir çoğunu beklediğimizle kalırız.

    O mükemmel şey her hücresiyle size aittir(!) Ona bir başkasının gözü değmemelidir. Sizin yönetiminizde, sizin denetiminizde olmalıdır. Bu aşk oyunu sizin kurallarınızla oynanmalıdır, v.s, v.s ...

    Asıl problem tam da bu noktada başlıyor.

    Karşımızdaki insanın karakterine hakaret edercesine onu kendi kriterlerimize göre şekillendirmeye çalışırız. Giyimine kuşamına, hayata bakışına kadar her alanda onun alışkanlıklarını, fikirlerini bir kenara itme ve kendimize ait olanları kabul ettrime çabasına gireriz. NEDENSE ?

    Karşımızdakini olduğu kabullenmek bize zor gelir ama karşımızdan bizi olduğumuz gibi kabul etmesini şiddetle bekleriz. Biz onu değiştirmeye çalışırken, onun bizi değiştirme çabaları bizi çileden çıkartır.

    "Empati" denen kavram henüz bir çoğumuzun sözlüğünde gerekli yeri almadığından, olaylara bir de karşımızdakinin gözleriyle bakmayı denemeyiz. Ne de olsa biz her şeyin en iyisini biliriz (!)

    Sonra yavaşlama evresine geçildiğinde mazeret uydurulan ve mazur görülen sevimli davranışlar birden şekil değiştirir ve gözümüze gözümüze batmaya başlar.

    O mükemmel yaratık yerini normal bir insan suretine terkeder. Konuşmalarımız iki sevgili arasında değil kadın ve erkek arasında yapılıyor vurgusuyla başlar. "Siz kadınlar var ya" ya da "Siz erkekler hep böylesiniz"....

    E hal böyle olunca, işin sonu hayal kırıklığı.

    Sevgili olmak elele tutuşmak, göz göze bakmak, sarılarak yürümek, giyime kuşama karışmak değildir bence. Önce birbirimizi anlamayı, olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeliyiz.

    İşin sırrı "Ne Kadar Az Beklenti, O Kadar Çok Mutluluk" (Naçizane görüşüm)

    Her şeyden önce sevginin, saygının, hoşgörünün bedava olduğunu unutmamalı ve birbirimizle paylaşmalıyız
#20.11.2007 09:35 0 0 0
  • sevgi,saygı ve hoşgörünün olması şart
#20.11.2007 13:55 0 0 0
  • Kim olursa farketmez ister eşimiz ister sevgilimiz ister tanıdığımız herhangi biri herkesin huyu farklı olduğu gibi kabul etmeliyiz herkesi bence
#20.11.2007 14:24 0 0 0
  • "..İşin sırrı "Ne Kadar Az Beklenti, O Kadar Çok Mutluluk"..."

    çok doğru. beklenti ne kadar az olursa hayal kırıklığı da o kadar az olur.
    bir şarkı var ya. sevmek anlaşmak değildir. nedensiz de sevilir. bazen küçük bir an için bir ömür bile verilir..
    ne kadar güzel.
#21.11.2007 09:17 0 0 0
  • çok dogru katiliyorum tsk bizle paylastigin icin ar
#22.11.2007 02:39 0 0 0
  • Karşınızdaki insanın ne mükemmel bir yaratık olduğunu hayretler içinde izler, böyle insan üstü bir varlık sizinle ilgilendiği için kendinizi çok şanslı ve eşsiz hissedersiniz. Onun yaptığı her şey doğrudur, zaten yanlışları için siz onun yerine bir mazeret uydurur, inanırsınız.


    işte benim için imkansız olan şey :D:Dkarşımdakini asla kusursuz yapmamıştır gayet nett görürüm hatalarını ;dicem ''aşk'' beni hiç bir zaman kör etmemiştir aksine büyüteçle baktırtmıştır bana
#22.11.2007 06:40 0 0 0
  • karşılıklı sevgi saygı olmadan olmuyo ..aşk geçici bi duygu ..aşkın temlleri sevgiyle saygıyla sağlamlaşmamışsa aşk gidince geriye bişe kalmıyo
#22.11.2007 21:06 0 0 0
  • çok doğru ama bunu erkeklere anlatmak çok zor.onlar kadınların sevgisını kendı isteklerı ve arzularına göre değerlendırıyorlar.
    -eğer benı sevıyorsan su arkadasınla görusme
    -eğer benı sevıyosan su kıyafetı giyme vs. vs
    işte bunlar ilişkıyı ölume göturen baslıca nedenler bence.
    erkekler sunu anlamıyor eğer bir kadın bi erkekten hiç hoşlanmıyosa onu hayatından derhal sıler.
    "benı sevıyorsan" kelımesını bile kullanmasına zaman tanımazz.....
#19.07.2008 21:43 0 0 0