geceydi
politik elbiselerinden arınmış
ışıklarını söndürmüş
yoğun bir duyguyla karşılamıştın beni
kollarını bana ilkin Balgat'ta açtığında
yüzümde eski bir yalnızlık
ve sırtımda soğuk kış gecelerinden kalma bir soba sıcağı
sobanın ısıtmadığı yanımla yaslandım sana
Ankara
bırakma beni ayazında
ilk uykumu Akdere'de uyudum
ilk telefonu 'o' bildiğin sevdiğime
Cebeci Postanesinden ettim
Ankara'dayım derken sesim titredi
sevincim sığmadı göğsümün kafesine biliyorum
kollarıma ilk aldığım
boynuna ilk sarıldığım
ilk öptüğüm sevgili gibi
Ankara
beni de bas bağrına
en çok Kızılay'ı sevdim biliyorsun
Karanfil Sokağı'nı
kitapları için olmasa da Dost Kitapevi'ni
-ki şahittir en büyük mutluluğuma
Batı Sineması'nda izledik Vizontele'yi
sevdiğimin elleri avuçlarımda
ve hâlâ saklıdır biletin yarısı cüzdanımda
ey çeşmelerinden hüzün akan bir gözü hep yaşlı şehir
Ankara
bırakma beni kaldırımlarında yalnız başına
Vatandaş oyunu oldu ilk oyunculuğum
Davulalan vakfında tavla oynayarak beklerdik Mehmet Hoca'yı
-şimdi asker, en büyük asker, bizim Mehmet
birer figürandık, maskeli ben ve 'o'
ey vatandaş, tan-daş-va
ey üzerinden hep güler gözlü konduların geçtiği
Seyranbağlarında
Kırkkonaklarda
gizli bir saksıda umuda duran hanımeli
Ankara
bırakma beni boş kollarımla
ilk paramı Sinan caddesinde bir okulda kazandım
-teşekkürler Sevgi abla
ilk sigaramı Aşti'de yudumladım
ilkin babam için ağladım Eniştem Kuttusi boynuma sarıldığında
-baba şefkatiyle
ilkin Sakarya caddesinde boyattım ayakkabılarımı
-Yozgatlı onüç yaşındaki Yusuf'a
ilkin Ankara Kalesi'nde öpüştük 'o'nunla
-bir daha öpüşmem Altınparkta polisler kimlik soruyorlar adama
ilkin ilkim oldun
Ankara
ne olur sonum olma
çakmak son hediyesiydi bana
şu an sigara paketimin üstünde, on ay sonra
gittim ve ayrıldık 'o'nunla
şu içtiğim sigara üstüne yemin olsun ki
senin üstüne yemin olsun ki
'O'nun üstüne yemin olsun ki
Ankara
ben ihanet etmedim 'o'na
'bütün griler eskiden beyazdı feride'
diyemedim 'o'na
sıtımda beyaz gömlek
karşısında ben yabancı, gri
gidiyorum geldiğim gibi
susuşlarım ve sevişlerim kaldı geride
ellerini, parmaklarını severdim en çok
'o' ve 'o'nun el manyağı kaldı yüreğimde
hatalı ve yaslıyım
burada bitmedi hikâyemiz ama
Ankara
sen söyle 'o'nu ne çok sevdiğimi 'o'na