Gıda Katkı Maddesi nedir

Son güncelleme: 11.02.2011 10:24
  • Gıda Katkı Maddesi nedir?
    Gıda katkı maddeleri en geniş anlamıyla gıdalara ilave edilen maddelerdir. Istılahtaki tanımı ise "Dolaylı veya dolaysız olarak bir yiyeceğin bir bileşeni haline gelmesi veya özelliklerini etkilemesi amacıyla kasıtlı olarak kullanılan maddelerdir".

    Bu tanım yiyeceklerin üretim, işlemleme, muameleye maruz bırakma, paketleme, taşıma ve depolanma süresince kullanılan maddeleri içermektedir.

    Şayet bir madde bir yiyeceğe özel bir amaçla eklenmiş ise bu katkı maddesine direk katkı maddesi denir.

    Mesela, içecek, puding, yoğurt, ciklet ve diğer gıdalarda kullanılan düşük kalorili tatlandırıcı olan aspartam bir direk katkı maddesidir. Birçok direk katkı maddesi gıdaların etiketinde içindekiler kısmında belirtilir. İndirek gıda katkı maddeleri ise gıdanın paketlenme, depolanma ve diğer işlemleri esnasında eser miktarlarda gıdalara karışan maddelerdir.

    Mesela paketleme maddelerinin çok az miktarları depolanma süresince gıdaların içerisine geçebilmektedir (1).

    Renk Katkı Maddesi Nedir?
    Teknik olarak renk katkı maddesi bir gıdaya, ilaca, kozmetik ürünlere veya insan vücuduna uygulandığı veya ilave edildiği zaman renk açığa veren boya, pigment veya maddelere denir.

    ABD`de kullanılan tüm renk katkı maddelerinin ayarlanmasından FDA sorumludur. Gıdalarda kullanılmasına müsaade edilen tüm renk katkı maddeleri "belgelenebilir" veya "belgelenmekten muaf" olmak üzere sınıflandırılır. Belgelendirilebilen renk katkı maddeleri sentetiktir ve her grup imalatçı ve FDA tarafından test edilir.

    Gıdalarda kullanılmasından önceki bu onaylanma sürecinde renk katkı maddesinin güvenilirliği (sağlık açısından), kalitesi, dayanıklılık ve kararlılığı kontrol edilir. Amerikada belgelenmiş 9 adet renk katkı maddesi vardır.

    Bir örnek FD&C Yellow No.6`dır ve bu tahıllarda, fırın gıdalarında, aperatif yiyeceklerde vs kullanılır. Belgelenmekten muaf olan renk katkı maddeleri sebzeler, mineraller veya hayvanlar ve tabii türevlerin sentetik kopyaları gibi tabii kaynaklardan elde edilirler.

    Mesela karamel rengi ticari olarak şeker ve diğer karbonhidratların ısıtılmasıyla sıkı kontrol edilmiş şartlarda elde edilir ve soslar, salçalar, fırıncılık ürünleri ve diğer gıdalarda kullanılır.

    Renk katkı maddesinin belgelendirilebilir veya belgelendirmeden muaf olmasının genel anlamda onun güvenilirliği ile bir ilgisi yoktur.

    Her iki tip renk katkı maddesi de gıdalarda kullanımına izin verilmeden önce aynı standart sıkı prosedüre maruz bırakılır. Belgelendirilebilen renk katkı maddeleri diğerlerine göre daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Çünkü bunların renklendirme kabiliyetleri diğerlerine göre daha iyidir.

    Bu özelliklerinden dolayı da aynı etkiyi göstermesine karşın gıdaların içerisindeki miktarları daha düşüktür. İlave olarak belgelendirilebilen bu renk katkı maddeleri daha kararlı, tek düze renk sağlamada daha iyi ve farklı renk ve tonları oluştururken de daha kolay karışabilmektedir. Belgelendirilebilen renk katkı maddeleri genel olarak gıdalara istenmeyen bir tat vermezler. Ancak şeker pancarı ve yabanmersini gibi gıdalardan elde edilen katkı maddeleri istenmeyen etkilere neden olabilirler.

    FDA tarafından onaylanmış dokuz adet belgelendirilen renk katkı maddesinden sekizi gıda üretiminde kullanılmaktadır. Gıdalarda kullanılmasına müsaade edilen maksimum miktarlarda ayrıca belirlenmiştir. Çok aşırı renk katkı maddeleri kullanılması hem gıdaların çekiciliğini kaybettirmekte hem de maliyetini artırmaktadır (7).

    Suda ve Yağda eriyen boyalar nedir?
    Onaylanabilir renk katkı maddeleri gıdaların içinde "dyes" (suda çözünen boya maddesi) veya "lakes." (yağda çözünen boya maddesi) olarak bulunur.

    Dye`lar su içinde çözünebilir ve toz, granül, sıvı veya diğer spesifik amaçlara uygun formlarda imal edilebilir. Bunlar içeceklerde, kuru karışımlarda, fırınlanmış gıdalarda, şekerlemelerde, süt ürünlerinde, ev hayvanları gıdalarında ve diğer çeşitli gıdalarda kullanılır. Lake`ler dye`ların suda çözünmeyen formudur.

    Lake`ler dye`lardan daha dayanıklıdır ve sıvı ve katı yağ içeren gıdaların renklendirmesinde veya dye`ların çözünmesine yetecek derecede nem içermeyen gıdalarda kullanılması idealdir.

    Tipik kullanım alanlarından bazıları şunlardır:
    Kaplanmış tabletler, tatlı ve kek karışımları, sert şekerlemeler ve sakızlar (7).

    Yağ yerine kullanılan maddeler nelerdir?
    Yağ yerine kullanılan maddeler karbonhidrat, protein veya yağ kökenli olabilirler.
    Piyasaya sunulan ilk maddenin temel içeriği karbonhidrattır. Örneğin Avicel bir selüloz jel, N-Oil bir dextrindir.

    Yağ yerine kullanılan bu maddeler günümüzde sandviç gibi aperatif gıdalar, salata sosları, soğuk tatlılar, fırıncılık ürünleri (fırınlanmış gıdalar) ve şekerlemeler gibi oldukça değişik gıda türlerinde kullanılmaktadır. Protein kökenli yağ yerine kullanılan maddeler 1990`larda piyasaya sürülmüştür.

    Bunlardan iki tanesi GRAS "generally recognized as safe" (genel olarak güvenilir kabul edilen) olarak doğrulanmıştır. Birincisi yumurta beyazından veya süt ürünleri kullanılarak mikropartikül haline getirilmiş proteindir. Mikropartikülasyon işleminde protein mikroskobik olarak yuvarlak partiküllere ayrılır.

    Ayrılan parçalar da kolayca birbiri üzerinde yuvarlanarak tomarlaşırlar. Protein kaynaklı yağ yerine kullanılan bu maddeler karbonhidrat kaynaklılara göre ağızda daha güzel bir lezzet bırakmaktadır. Bununla beraber kızartma için pek uygun değildirler (4).

    "E" numaraları ne anlama geliyor?
    8000`in üzerinde gıda katkı maddesi bulunmaktadır. Bunlardan sadece 350-400 tanesi "E" numarasına sahiptir.

    Bir gıda katkı maddesinin Avrupa Birliği ülkelerinde kullanımına müsaade edildi ise ona bir "E" numarası verilmiştir. Numaranın başındaki "E", EU (Avrupa Birliği)`ni simgelemektedir. Gıda katkı maddeleri gıda etiketlerinde farklı şekillerde ifade edilebilirler.

    Bir Örnek:
    Monosodium glutamate (MSG)`ın numarası E621`dir. Şayet bir yiyecek Monosodium glutamate içeriyorsa, bu, aşağıdaki ifadelerin biri ile belirtilebilir:
    "lezzet artırıcı olarak Monosodium glutamate (E621) kullanıldı"
    "lezzet artırıcı olarak Monosodium glutamate kullanıldı"
    "lezzet artırıcı olarak E621 kullanıldı"

    E numarası alan katkı maddelerinin sayısı sürekli değişmektedir. Halen kullanılmakta iken zararları ortaya çıkmış olanlar iptal edilirken yeni katkı maddeleri ilavesi de olabilmektedir.

    Bir maddenin "E" numarasına sahip olması direkt olarak zararlı veya zararsız olduğu hakkında bilgi vermez. Ancak "E" numarası olmayanlara göre bir olumlu özellik olarak değerlendirilebilir.

    Bundan başka INS (The International Numbering System) veya CAS (Chemical Abstract Service) Numarası gibi daha genel numaralandırma sistemleri de vardır.

    Bir yılda ne kadar gıda katkı maddesi yiyoruz?
    Food Safety (Eagan Press) kitabının yazarı, gıda ve beslenme profesörü Julie Miller (the College of St. Catherine in St. Paul, Minn) demektedir ki:
    Amerikalılar (şehir hayatı yaşayanlar da yaklaşık olarak benzer şekilde beslenmektedir.) bir yılda yaklaşık olarak ağırlıkları kadar gıda katkı maddesi tüketmektedirler.
    Bu çok fazla bir miktardır. Bu yüzden bunların ne olduğunu ve zararlı olup olmadıklarını açığa çıkarmak için çalışmaya değer (8).

    Gıda katkı maddeleri yiyeceklerde ne amaçla kullanılır?
    Katkı maddeleri bir çok kullanışlı fonksiyonlarından dolayı yiyeceklerde kullanılmaktadır. İnsanları çoğu yiyeceklerini kendileri çiftliklerde yetiştirmediğinden, çalıştıkları veya yaşadıkları yerlere yakın yerlerden satın alarak temin etmektedirler.

    Dolayısıyla yiyeceklerin yetiştikleri veya imal edildikleri yerlerden çok uzaklara sağlıklı ve bozulmadan gelmesi gerekmektedir. Bu ise katkı maddeleri ile sağlanmaktadır. Katkı maddeleri aynı zamanda bazı gıdaların besin değerlerini artırmakta ve onların tadını, yapısını, rengini ve dayanıklılığını artırarak daha çekici hale getirmektedir.

    Şayet biz kendi yiyeceklerimizi kendimiz üretip, hasat edip, öğütmek istersek, pişirmek ve konserveleştirmek için çok zaman harcayabilirsek veya yiyeceklerin bozulma riskini üzerimize alabiliyorsak bazı katkı maddelerini kullanmayabiliriz.

    Fakat günümüzde birçok insan katkı maddelerinin gıdalara sağladığı faydalara güvenmeye başlamıştır (1).
    Gıda katkı maddeleri olmazsa ekmek kolayca küflenir, tuz kümeleşir, ve dondurma buz kristallerine ayrılırdı.
    Yaygın olarak kullanılan bazı gıda katkı maddeleri arasında tuz, fırında kullanılan soda, sirke ve çeşitli baharatlar sayılabilir. Satın aldığınız perakende gıdaların üzerindeki etiketin içindekiler kısmını kontrol ederek hangi katkı maddelerinin eklendiğini görebilirsiniz (9).

    Katkı maddeleri yiyecekler içine şu beş ana nedenden dolayı ilave edilirler:

    1. Ürünün kıvamını sağlamak.
    Emülgatörler katıldıkları ürünlere sürekli bir kıvam verirler ve ürünün parçalara ayrılmasını önlerler. Stabilizatörler ve koyulaştırıcılar yumuşak tek düze bir kıvam sağlarlar. Topaklanmayı öneyici maddeler tuz gibi maddelerin kolayca akmasına yardımcı olurlar.

    2. Besin değerini korumak veya artırmak.
    Vitaminler ve mineraller süt, un, tahıl ve margarin gibi birçok gıdaya eklenmektedir. Çünkü gıdaların bir kısmı bazı işlemlerden geçirilirken bu vitamin ve mineraller kaybolabilmektedir veya bir şahsın diyetinde bu maddeler eksik olabilir, böylelikle eksik yerine koyulmuş olur. Bu tür bir zenginleştirme halk arasındaki beslenme yetersizliklerin azaltmaya yardımcı olacaktır. İlave besin maddeleri içeren tüm ürünler uygun bir şekilde etiketlenmelidir.

    3. Lezzetini ve sağlığa yararlı halini muhafaza etmek.
    Koruyucular küf, hava, bakteri, mantar ve mayaların neden olduğu bozulmayı yavaşlatırlar. Bakteriyel bulaşma hayatı tehdit eden botilizm gibi gıdalardan kaynaklanan hastalıklara neden olabilir. Antioksidanlar değişik yiyeceklerin içindeki sıvı ve katı yağların bayatlamasını veya tadının bozulmasını engelleyen koruyuculardır. Bunlar aynı zamanda elma gibi taze meyvelerin kesildikten sonra havayla temasları sonucunda renklerinin kahverengiye dönüşmesini engellerler.

    4. Asitlik veya alkaliliğin sağlanmasını veya kontrol edilmesini temin etmek.
    Isıtıldıklarında asitleri serbest bırakan asitlik sağlayıcılar pastalar, bisküviler ve diğer fırıncılık ürünlerinin fırında pişerken kabarmalarına yardımcı olmak için soda ile reaksiyona girerler. Diğer katkı maddeleri yiyeceklerin lezzet, tat ve renklerine uygun asitlik ve alkaliliği değiştirmeye yardım ederler.

    5. Lezzeti artırmak veya arzu edilen rengi vermek.
    Birçok baharat ve tabii ve sentetik çeşniler gıdaların tadını artırır. Benzer şekilde renkler de tüketicilerin beklentilerine cevap verecek şekilde bazı gıdaların görünüşünü güzelleştirirler (1).

    Aşağıdaki tablo özet olarak bazı gıda katkı maddelerinin ve bunların kullanıldığı gıdaların bir listesini sunmaktadır.



    Katkı Maddesi Fonksiyonu Örnekler* Hangi gıdalarda kullanıldığı
    Kıvam verici/koruyucu Alginates, Lecithin, Mono-& Diglycerides, Methyl Cellulose, Carrageenan, Glyceride, Pectin, Guar Gum, Sodium Aluminosilicate Fırında pişirilen gıdalar, Kek karışımları, Salata sosları, Dondurma, Peynir süreci, Hindistan cevizi, Sofra tuzu
    Besin değerini artırmak/korumak
    Vitamins A and D, Thiamine, Niacin, Riboflavin, Pyridoxine, Folic Acid, Ascorbic Acid, Calcium Carbonate, Zinc Oxide, Iron Un, Ekmek, Bisküviler, Kahvaltılık tahıl ürünleri, Pasta, Margarine, Süt, İyotlu tuz, Jelatin tatlılar
    Lezzetli ve sağlığa yararlı halini korumak Propionic Acid & its Salts, Ascorbic Acid, Butylated Hydroxy anisole (BHA), Butylated Hydroxytoluene (BHT), Benzoates, Sodium Nitrite, Citric Acid Ekmek, Peynir, Krakerler, Dondurulmuş ve kurutulmuş meyveler, Margarin, Domuz yağı, Patates cipsleri, Kek karışımları, Et
    Hafif yumuşaklık/sertlik sağlama; Asitlik/alkalilik kontrolü Yeast, Sodium Bicarbonate, Citric Acid, Fumaric Acid, Phosphoric Acid, Lactic Acid, Tartrates
    Kekler, Kurabiyeler, Hızlı ekmekler, Krakerler, Tereyağı, Çikolatalar, Yumuşak içecekler
    Lezzet artırıcı veya istenilen rengi sağlayıcı Cloves, Ginger, Fructose, Aspartame, Saccharin, FD&C Red No.40, Monosodium Glutamate, Caramel, Annatto, Limonene, Turmeric Baharatlı kek, Kızıl ekmek, Yumuşak içecekler, Yoğurt, Çorba, Şekerlemeler, Fırında pişen gıdalar, Peynirler, Reçeller, Sakız

    Gıdalarda renk katkı maddeleri neden kullanılır?
    Renk, yeme zevkimizi artıran önemli bir özelliktir.
    Değişik yetişme sezonları süresince ve gıda depolama ve işlemleme sonucu oluşan gıdalarda renk değişimleri olmaktadır. Tüketici beklentilerini karşılayabilmek amacıyla üreticiler bazı gıdalara renk katma ihtiyacı hissetmektedirler.

    Gıdalara renk katkıları katmanın temel nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

    - Işık, hava, aşırı düşük veya yüksek ısılar, nem ve depolama şartlarına bağlı oluşan renk kaybını dengelemek.

    - Renkteki tabii değişimleri düzeltmek. Normal rengini almamış gıdalar yanlış olan bir anlayışla düşük kaliteli olarak değerlendirilebilir. Mesela ağaçta olgunlaşan bazı portakallara Citrus Red No.2 boyası püskürtülerek benekler kapatılır veya tabii bir renk verilmeye çalışılır. Bu uygulama, boyaların istenmeyen bir kullanım alanı olmakla beraber düşük kaliteyi maskeler.

    - Bir gıdada tabii olarak oluşan fakat düşük düzeyde oluşmuş olan rengi koyulaştırmak.

    - Normalde renksiz olan bir yiyeceğe renkli bir kimlik kazandırmak. Kırmızı renkler çilek dondurmasına hoş bir renk sağlar.

    - Bazı "eğlence gıdaları" na renkli bir görünüm sağlamak. Birçok şekerleme ve tatil sürprizleri şenlikle ilgili renkli bir görünüm sağlamak için renklendirilir.

    - Depolanma süresince güneş ışığından etkilenebilecek lezzet ve vitaminleri korumak.

    - Tüketicilerin isteklerini karşılamak amacıyla sağlıklı ve besleyici gıdalara farklı çekicilik sağlamak (7).

    Gıdaların veya katkı maddelerinin bir kısmı bazı hastalıkları tetikleyebilir mi?
    Evet. Bazı gıdalar veya gıda katkı maddeleri aşağıdaki bulgulardan birinin veya daha fazlasının oluşmasını tetikleyebilir:
    Dikkat Sürdürüm Bozukluğu / Hiperaktivite Sendromu
    Alerji
    Astma
    Otizm, Yaygın gelişimsel bozukluk, Enüresis (Altına idrar kaçırma)
    Davranış bozuklukları
    Depresyon, Duygu durum değişiklikleri
    Kulak ağrıları, Kronik orta kulak iltihabı
    Göz problemleri
    G6PD Enzim eksikliği, Mide-barsak problemleri, Mide ağrısı
    Baş ağrısı, Migren
    Nazal polip
    Cilt problemleri, Egzema, Ürtiker
    Uyku problemleri
    Tikler, Tourette sendromu (3).

    Detaylı bilgi için lütfen 3 nolu kaynağa başvurunuz.

    Gıda katkı maddeleri gerekli midir ve sağlığa zararlımıdır?
    Günümüzde dünya nüfusunun çoğu şehirlerde yaşamaktadır. Bu yüzden yiyecekleri gıdaları kendilerinin yetiştirme imkanı yoktur. Bunun yanında birçokları, hızlı yaşamın gereği hazır gıdaları fazlaca kullanılmak zorunda kalmaktadırlar.

    Günümüzün yaşam tarzı nedeniyle hazır gıda kullanımı neredeyse kaçınılmaz hale gelmiştir. Gıda katkı maddeleri kullanılmaksızın üretilen gıdaların bozulması hızlı, maliyeti ise daha fazla olmaktadır.

    Marketlerde satışa sunulan ürünlerin maliyetini düşürmek, raf ömrünü uzatmak ve diğer markalarla rekabet etmek gibi faktörler katkı maddelerini kullanmayı zorunlu hale getirmektedir. Dolayısıyla, aslında gıda katkı maddelerini kullanmak mutlak anlamda gerekli olmamakla beraber, günümüz yaşam tarzı sonucu bu maddeleri kullanmak kaçınılmaz hale gelmiştir.

    Gıda katkı maddeleri kullanılmadan üretilebilen hazır gıdaların sayısı ise oldukça azdır. Tüketicilerin katkı maddesi kullanılmamış veya daha az kullanılmış ürünleri tercih etmesi sonucu zamanla üreticiler gıda katkı maddesi kullanımını azaltmaktadırlar.

    Gıdalara katılan 8000 in üzerinde katkı maddesi vardır. Henüz hepsinin zararlı olup olmadığı test edilmemiştir (72).

    Bazı maddelerin zararlı olduğu, bazılarının zararsız olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Bunun yanında oldukça fazla sayıdaki madde hakkında çelişkili sonuçlar ileri sürülmektedir. FDA gibi bazı kurumlar yaptığı araştırmalarla tüm gıda katkı maddelerini gıdalarda kullanılmasına müsaade edilmeden önce değerlendirir.

    Daha sonra gıdalarda kullanılabilecek miktarlarını sağlığa zararlı olmayanları tespit ederek kullanılmasına izin verir (2). Ancak kurumlar arasında da çelişkiler olmaktadır.

    "Tabii" katkı maddeleri "sentetik" katkı maddelerinden daha güvenilir midir?
    Bazı katkı maddeleri tabii kaynaklardan elde edilirler. Mesela soya fasulyesi ve mısırdan lesitin ede edilir ve ürünlerin kıvamını korumakta kullanılır. Benzer şekilde pancar tozu da gıda boyası olarak kullanılır.
    Diğer bazı katkı maddeleri tabiatta bulunmaz ve insanlar tarafından yapılmak zorundadır. Sentetik katkı maddeleri tabii olanlara göre daha ekonomik, daha saf ve sürekli aynı kalitede olacak şekilde elde edilebilir.
    Katkı maddesinin tabii veya sentetik olması onun sağlık açısından güvenilir olduğunu göstermez.

    Marketlerden aldığımız veya bahçemizden topladığımız tüm gıdalar kimyasal maddelerden oluşmuşlardır. Mesela turunçgillerde bulunan vitamin C (veya askorbik asit) laboratuarlarda elde edilenle eşdeğerdir.

    Aslında dünyadaki her şey karbon, hidrojen, azot, oksijen ve diğer elementlerin birleşerek bir araya gelmesiyle oluşur. Bu elementler değişik şekillerde birleşerek gıdalarda bulunan nişastalar, proteinler, yağlar, su ve diğer vitaminleri meydana getirirler (1).

    Bu görüşün yanında Hiperaktif Çocukları Destekleme Grubu "Doğal" olduğu belirtilmeyen hiçbir lezzetlendiricinin kullanılmasını önermemektedir (17).

    Netice olarak her ne kadar doğal olanlar daha çok tercih edilebilirse de, bu, doğal olan maddeler her zaman zararsızdır anlamına gelmez. Nitekim doğal olan mantarlar insanların ölümüne neden olabilmektedir.

    Bir gıdaya karşı alerjiniz olduğundan şüphelenirseniz ne yapmalısınız?
    Önerilenler şunlardır:

    İlk basamakta yiyeceklere ait bir not defteri tutmanızdır. Bu deftere birkaç haftalık bir periyotta yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi yazın. Her türlü bulguyu ve bu bulguların gelişmesinin ne kadar zaman aldığını not edin.
    Bütün uzmanlar, gıda alerjisinden şüphelenen birisinin alerji ve bağışıklık dalında ihtisas yapmış bir hekime muayene olmasını önermektedirler.

    Hekimden teşhis ve tedavi planı ile maliyeti hakkında bilgi alınmalıdır. Yapılacak testlerin bilimsel değerinin kabul edilmiş standartlara uyup uymadığı yine hekime sorulmalıdır.
    Gıda alerjisinin teşhisi titiz bir anamnez (sorgulama), fiziki muayene, uygun hazırlanmış diyet ve diğer durumları ayırt edici tanısal testler ile konulabilir. Testler alerjik deri testleri, kan testleri, veya şüphelenilen gıdalar için "hariç tutma ve deneme" testlerini içerebilir. Şayet size gıda alerjisi tanısı koyulduysa potansiyel gıda allerjeni kaynaklarını tespit etmek için yiyecek etiketlerini çok dikkatli inceleyiniz.

    Şayet bir lokantada yemek yiyorsanız şüphelendiğiniz yemeklerin içerikleri hakkında lokanta sorumlusundan bilgi alınız. Yanınızda epinefrin (adrenalin) bulundurun ve nasıl uygulanacağını öğrenin.

    Şayet bir reaksiyonun başladığını fark ederseniz semptomun ciddiyeti hafif bile olsa hemen tıbbı yardım arayın. Hafif semptomlar 10-60 dakika sonra çok ciddi problemlere dönüşebilir (6).

    Gıda içindeki maddelerin güvenilirliğiyle ilgili kararlar zaman içinde neden değişiyor?
    Herhangi bir maddenin mutlak güvenilirliği hiçbir zaman kanıtlanamayacağından, gıda içeriğinin güvenilirliği ile ilgili kararlar verilirken eldeki en son bilimsel kanıtlar kullanılır. Bilimsel bilgiler sürekli olarak gelişmektedir. Bu yüzden resmi görevliler eski kararları sık sık gözden geçirmekteler ve verilen kararların güncelliğini koruyup korumadığını kontrol etmektedirler. Önceki bilgilerde yapılan herhangi bir değişiklik gıdaların güvenilirliğini artırmak için en son bilimsel verilerin kullanıldığının bir göstergesi olmaktadır (1).

    "GRAS" ne demektir?
    "Generally recognized as safe = Genel olarak güvenilir-zararsız kabul edilen" GRAS olarak kısaltılmıştır.
    Amerika Gıda ve ilaç yönetimi (FDA) bazı katkı maddelerini sadece belirli amaçlar için ve belirli şartlara uyulduğunda GRAS olarak kabul etmiştir. GRAS olarak nitelenen her bir katkı maddesini GRAS olarak nitelenmeyen muhtemel diğer versiyonlarından ayıracak tüm özellikler (karakteristikler) tatminkar bir şekilde tanımlanarak yayımlanmıştır. Bir katkı maddesi belirlenmiş şartların dışındaki farklı durumlarda kullanılıyorsa o zaman bu madde GRAS olmayabilir (19).

    Örnekleyecek olursak: A maddesi içeceklere 0.01 ppm konsantrasyonun altında katılırsa GRAS`tır. Bu konsantrasyonun üzerinde katılırsa veya içeceklere değil de yiyeceklere katılırsa GRAS olmaz. Dolayısıyla hazırlanan listede GRAS yazılı olan katkı maddesi GRAS izni alındığı şartlarda kullanıldığı varsayılarak GRAS denilmiştir. Şayet üretici firma belirlenen şartlara uymamışsa (ki biz bunu bilemeyiz) o zaman GRAS olarak görünen bir katkı maddesi zararlı olduğu şartlarda kullanılmış demektir.

    Yiyecekler içindeki renklendiriciler hiperaktiviteye neden olurlar mı?
    Bu teori 1970`li yıllarda popüler olmasına rağmen yapılan kontrollü çalışmaların sonunda gıda renklendiricilerinin çocuklarda hiperaktiviteye veya öğrenme bozukluklarına neden olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.
    1982 yılında yapılan National Institutes of Health`in düzenlediği Consensus Development Panel`de gıda renklendiricilerinin veya diğer gıda katkı maddelerinin hiperaktiviteye neden olduğuna dair ileri sürülen bu iddiayı destekleyecek bilimsel bir kanıt olmadığı bildirilmiştir.

    Yine panelden çıkan sonuca göre yaygın olarak eliminasyon diyetleri çocukluk çağı hiperaktivitesini tedavi etmek amacıyla kullanılmamalıdır çünkü hangi çocuğun fayda gördüğünü tahmin edecek bilimsel bir kanıt yoktur (7).

    Diğer yandan Hiperaktif Çocukları Destekleme Grubu bazı temel tabii gıdaların (inek sütü, buğday, çikolata ve turunçgiller gibi) ve bazı gıda katkı maddelerinin hiperaktif davranışları artırdığını iddia etmektedirler. Bu yüzden bazı katkı maddeleri ve bazı tabii gıdalardan kaçınmayı önermektedirler (17).

    Yiyecekler nasıl bozulur?
    Bir bakkal veya süpermarkette şöyle bir yürürseniz gıdaların çok farklı şekillerde sunulduğunu görürsünüz. Sebzeler, fırında pişmiş gıdalar, paketlenmiş etler, deniz ürünleri ve diğerleri. Seçim aşçıbaşının keyfine kalmıştır.

    Bu farklılık, gıdanın sağlıklı ve faydalı olması hususunda rekabete katkıda bulunmaktadır. Şayet renk, tat, koku veya kıvamda sakıncalı değişiklikler meydana gelirse zevk hayal kırıklığına dönüşür. Bu bozulmaların çoğuna enzimler neden olmaktadır. Bu enzimler yiyecek içinde bulunabilir yada yiyecek içinde gelişen bakteri, maya ve küf gibi mikroorganizmalar tarafından üretilir.

    Her gıda veya bakteri çeşidi farklı bir kimyasal madde (veya farklı bir kimyasal madde grubu) üretir. Üretilen bu kimyasal maddeler farklı farklıdır. Bunlar arasında uçucu bazlar, uçucu asitler, uçucu aldehitler, uçucu merkaptanlar veya sülfür bileşikleri sayılabilir.

    Hastalığa neden olan "patolojik" bakterilere göre bozulmaya neden olan bakteriler üreme zamanları daha kısa olduğundan dolayı yiyeceklerin çok daha kısa sürede bozulmasına neden olurlar. Bunların sayıları hücre replikasyonu denilen süreçle (bir hücrenin bölünerek iki hücre olması) çok kısa bir sürede katlanarak artmaktadır.

    Şayet bakterinin çoğalması için nem ve ısı gibi durumlar uygunsa bazı bakteriler 20 dakika gibi kısa bir sürede çoğaltılabilir. Yirmi dakika içerisinde bir hücre iki hücre olur; 40 dakika içinde dört hücre olur ve böylece devam eder. Bakteriler çoğalmaya yavaş başlarlar ancak sayıca çoğalmaları çok hızlı olur. Bazı bakterilerin hızlı çoğalmaya başlamadan önce yeni çevreye uyum sağlamaları için sadece dört saate ihtiyaçları vardır. Bakteriler hızla çoğaldıktan bir süre sonra yiyeceğin lezzet, kıvam ve besin değerini bozacak düzeye gelirler ve böylece yiyeceğin "raf ömrü" dolmuş olur.

    Bu bakteri bir yiyeceğe ulaştığı zaman bunun anlamı şudur:
    Tüketicinin bu yiyeceği soğutması, ısıtması veya yemesi için dört saatten daha az bir zamanı kalmıştır. Bakteri çoğaldıkça bunların ürettiği enzim miktarı artmaktadır.

    Enzimler, yiyeceklerin içerisinde normal olarak bulunan ve kimyasal reaksiyonların hızlarını artıran veya azaltan bileşiklerdir. Mesela muz içindeki emzimler muz renginin yeşilden sarıya değişmesini ve daha sonra olgunlaştıkça kahverengi ve siyaha dönüşmesine neden olurlar. Şeftali, domates ve elma gibi meyvelerin olgunlaşması ve yumuşaması diğer enzim aksiyonlarına örneklerdir.

    Isı bu enzimlerin aktivasyonunu engeller. Bu özellikten dolayı insanlar sebzeleri kaynatırlar. Benzer şekilde soğuk sıcaklık dereceleri de enzimlerin aktivasyonunu bozar. Bu özellikten dolayı da bazı gıdaları buzdolabında saklıyoruz. İlave olarak, yiyeceğin içindeki kimyasal değişiklikler sonucu veya daha yaygın olarak ısının yanlış kullanımından dolayı da gıdalar bozulabilir. Bir yiyeceğin kokusu bize onun bayatlığı hakkında bilgi verebilir.
    Bayatlama (acılaşma) şu şekilde olmaktadır:

    Birtakım kimyasal reaksiyonlarla yağ içindeki yağ asitleri aldehit denilen bileşiklere parçalanırlar ve bu parçalanma sürdükçe yağ asitleri giderek küçülür. Bunlar kötü ve ağır bir koku salınması olarak sonuçlanır.
    Mesela tereyağı bekledikçe tadı keskinleşir, fıstık ise bekledikçe acılaşır. Bazı durumlarda yiyeceklerin bozulması fark edilebilir düzeyde tat ve koku değişikliği olmadan daha önce meydana gelebilir.
    Ayrıca herkesin tat ve koku alma kabiliyetleri ayrı ayrıdır. Bir sigara içicisi veya parfüm sürmüş olan bir bayan geçici olarak bazı kokuları zor fark edebilir.

    Bilinçli tüketici olarak ne yapmalıyız?
    Gıda katkı maddelerinden tamamen kaçınmak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Dolayısıyla bunları kullanmakla ilgili bir strateji gerçekleştirilebilir. Önerilerimizi şu şekilde sıralayabiliriz:

    1. Gıda katkı maddesi içermeyen ve bunu etiketinde belirten gıdalar tercih edilebilir. Tüm çeşitlerde bu sağlanamasa bile bazı çeşit gıdalarda sağlanabilir.

    2. En az gıda katkı maddesi içerenler tercih edilebilir. Aynı cins ürünlerin (mesela meyve suları) içerikleri incelenecek olursa katkı madde içeriklerinin farklı olduğu görülecektir. Bir çok ülkede tüketicinin katkı maddesi içermeyen (veya daha az içeren) gıdaları tercih etmesi üreticileri daha az katkı maddesi kullanmaya itmiştir. Hatta bazı ülkelerde özellikle hiç katkı maddesi içermeyen veya tartışmalı katkı maddelerini içermeyen gıdalar üreten firmalar kurulmuştur. Ülkemizde de zaman içerisinde katkı maddelerine karşı bir bilinç geliştirilebilirse bunun sonuçları üretici firmalara olumlu olarak yansıyacaktır.

    3. Zararsız olan katkı maddeleri belirlenerek bunları içeren gıdalar tercih edilebilir.

    4. Zararsız olduğu kesin olmayan (tartışmalı) katkı maddeleri belirlenerek bunlardan kaçınılmaya çalışılır veya bunları en az içerenler tercih edilebilir. Zararlı, zararsız ve tartışmalı olan katkı maddeleri sitemizde tablo halinde verilmiştir.

    5. Katkı maddelerinin elde edildiği kaynaklar bizim açımızdan önemliyse kaynağı açısından mahsurlu olan (veya şüpheli olanlar) belirlenerek bunları içermeyen gıdalar tercih edilebilir.

    Bilindiği gibi vejetaryenler hiçbir hayvansal gıda, Yahudiler ve Müslümanlar domuz ve domuzdan elde edilen ürünleri, GM Foods - genetik olarak değiştirilmiş gıda - karşıtları ise bu gıdaları veya bunlardan elde edilmiş ürünleri yememektedirler.

    Bizim hazırladığımız listede genetik olarak değiştirilmiş gıdalardan elde edilen katkı maddeleri henüz belirtilmemiştir.

    Yasaklanan katkı maddeleri var mıdır?
    (Katkı maddeleri mezarlığı) Gıda ve kimya endüstrileri uzun yıllardır tüm gıda katkı maddelerinin iyice test edildiğini ve güvenilir olduğunu söylemektedirler. Ancak gıda katkı maddelerinin tarihine bakıldığında bir çok katkı maddesinin uzun yıllar kullanıldıktan sonra sağlık riskleri taşıdığı ortaya çıkmıştır. Aşağıda listelenenler yasaklanmışlardır.
    Açıkçası, birisi size "Tüm gıda katkı maddeleri iyice test edilmiştir ve güvenilirdir" derse onun sözüne biraz temkinli yaklaşın.Aşağıdaki tabloda yasaklanan bazı gıda maddeleri bulunmaktadır.

    Katkı maddesi Fonksiyonu Bileşimi Yasaklandığı
    yıl Problem
    Agene (nitrogen
    trichloride) Un beyazlatıcısı
    ve yıllandırıcı ajan sentetik 1949 Bu madde
    katılmış undan yapılmış ekmeği yiyen köpeklerde
    epilepsi (sara) nöbetlerine benzer nöbetler

    Suni renklendiriciler
    Butter
    yellow suni
    renklendirici sentetik 1919 Toksik,
    sonraları karaciğer kanserine yol açtığı bulundu
    Green
    1 suni
    renklendirici sentetik 1965 Karaciğer
    kanserine sebep
    Green
    2 suni
    renklendirici sentetik 1965 Test
    edilmek için yeterli ekonomik öneme sahip olmama
    Orange
    1 suni
    renklendirici sentetik 1956 Organ
    hasarı
    Orange
    2 suni
    renklendirici sentetik 1960 Organ
    hasarı
    Orange
    B suni
    renklendirici sentetik 1978
    (ban never finalized) Kanser
    Red
    1 suni
    renklendirici sentetik 1961 Karaciğer
    kanseri
    Red
    2 suni
    renklendirici sentetik 1976 Muhtemel
    karsinojen
    Red
    4 suni
    renklendirici sentetik 1976 Yüksek
    düzeyleri köpeklerde adrenal korteks hasarına neden
    olmakta; 1965 yılından sonra sadece maraschino kirazlarında
    ve bazı haplarda kullanıldı; halen haricen uygulanan ilaç ve kozmetikte kullanılmasına izin verilmektedir.
    Red
    32 suni
    renklendirici sentetik 1956 Iç
    organlarda hasarlar ve zayıf bir kanserojen olabilir;
    1956 yılından beri Citrus Red 2 ismi ile sadece
    turuncu rengi vermek amacıyla kullanılmaya devam
    edilmektedir (2 ppm)
    Sudan
    1 suni
    renklendirici sentetik 1919 Toksik,
    daha sonra karsinojen olduğu bulundu
    Violet
    1 suni
    renklendirici sentetik 1973 Kanser (Yenilmek üzere kesilmiş sığır etleri üzerinde Tarım Bölümünün denetim mührü olarak kullanılırdı)
    Yellow
    1 and 2 suni
    renklendirici sentetik 1959 Yüksek
    dozlarda barsak lezyonları
    Yellow
    3 suni
    renklendirici sentetik 1959 Yüksek
    dozlarda kalp hasarı
    Yellow
    4 suni
    renklendirici sentetik 1959 Yüksek
    dozlarda kalp hasarı
    cinnamyl
    anthranilate suni
    renklendirici sentetik 1982 Karaciğer
    kanseri
    cobalt
    salts bira
    köpüğünü dengede tutma sentetik 1966 Kalp
    üzerine toksik etki
    coumarin Lezzet
    verici tonka
    fasulyesi 1954 Karaciğer
    zehri
    cyclamate Suni
    tatlandırıcı sentetik 1970 Safra
    kesesi kanseri, testislere hasar; şu anda direk
    kansere neden olduğu düşünülmüyor, fakat diğer karsinojenlerin
    etkisini artırdığı düşünülüyor.
    diethyl
    pyrocarbonate (DEPC) koruyucu
    (içecekler) sentetik 1972 Urethan
    oluşturmak üzere amonyak ile birleşir; bir karsinojen
    dulcin
    (p-ethoxy-phenylurea) Suni
    tatlandırıcı sentetik 1950 Karaciğer
    kanseri
    ethylene
    glycol çözücü sentetik - Böbrek
    hasarı
    monochloroacetic
    acid koruyucu sentetik 1941 Oldukça
    toksik
    nordihydroguaiaretic
    acid (NDGA) antioksidan Çöl
    bitkisi 1968
    (FDA), 1971 (USDA) Böbrek
    hasarı
    oil
    of calamus Lezzet
    verici Hintkamışı
    kökü 1968 Barsak
    kanseri
    polyoxyethylene-8-stearate
    (Myrj 45) emülgatör Yüksek
    düzeyleri safra yolları taşı ve tümörüne neden olmuştur
    1952 Yüksek
    düzeyleri safra yolları taşı ve tümörüne neden olmuştur

    safrole Lezzet
    verici

    (kök birası)
    sassafras
    ağacı 1960 Karaciğer
    kanseri
    thiourea koruyucu sentetik 1950
    c. Karaciğer
    kanseri
#23.12.2007 17:24 0 0 0
  • paylaşımların için teşekkürler.eline saglık
#23.12.2007 23:51 0 0 0
  • merhaba arkadaşlar,

    Tüm gıda katkı maddelerini (koruyucular, kıvam arttırıcılar, emülgatörler, aromalar, renklendiriciler) hammaddeller.com adlı online satış sitesinde bulabilirsiniz.

    http://magaza.hammaddeler.com/index.php
#11.02.2011 10:24 0 0 0