hizmet etmek için hiçbir imkanım yok diye düşünüyorsanız...

Son güncelleme: 02.07.2023 11:58
  • Bu yazının hazırlanma amacı Allah'ın dinini insanlar arasında yaygınlaştırmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak isteyen insanlara yol göstermektir. Çünkü her insan büyük ya da küçük, az ya da çok çeşitli imkanlara sahiptir. Biri maddi imkanlara sahipken, bir diğeri maddi imkana sahip olmasa da, bilgi birikimini İslam'a hizmet yolunda kullanabilir. Allah'ın tüm insanlara rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimizin, diğer kutlu peygamberlerin, sahabelerin ve tarih boyunca yaşamış salih Müslümanların hayatları bu konudaki örneklerle doludur. İman edenler Allah'ın hoşnut olacağını umdukları güzel ahlakı insanlara anlatmak için imkanlarını seferber etmişlerdir.

    Peygamberimiz (sav) büyük bir kararlılıkla Allah'ın dinini tebliğ etmiş ve insanları Kuran ahlakını anlatarak eğitmiştir. Onun bu azminin, başarısının ve cesaretinin temelinde Allah'a olan güçlü imanı, tevekkülü ve teslimiyeti yatmaktadır. Peygamberimiz (sav), her durumda Allah'ın kendisi ile birlikte olduğunu bilmiş, her olayı Allah'ın yarattığına ve Rabbimizin herşeyi en güzel ve en hayırlı şekli ile sonuçlandıracağına iman etmiştir. Peygamberimiz (sav)'in şu hadis-i şerifi onun herşeyde hayır gören tevekkülüne bir örnektir:

    "Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır."

    Bir insanın imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle ye'se düşmesi büyük bir yanılgı olur. Önemli olan kişinin ihlasla, samimiyetle, karşılığı sadece Allah'tan umarak hizmette bulunmasıdır. Yapılan işin büyük ya da küçük, verilen sadakanın az ya da çok olması önemli değildir. Önemli olan samimiyettir, sadece Allah için çaba göstermektir.

    Örneğin bir insan maddi olarak hiçbir imkana sahip olmayabilir. Hastalıkları nedeniyle yatağından kalkamıyor olabilir. Ya da gözleri görmüyor, kulakları duymuyor, felç geçirdiği için elleri tutmuyor olabilir. Yürüyemiyor, konuşamıyor ya da yazamıyor olabilir. Ama bu kişi de içinde bulunduğu durumu Allah'tan bir nimet, bir hayır olarak görmeli ve sahip olduğu imkanları iyi kullanmalıdır. Yatağında kaldığı süre boyunca Allah yolunda fikri mücadele yürüten insanlar için dua ederek, Allah'a imanda derinleşmek için tefekkür ederek, yakınlarındaki insanlara Allah'ın ayetlerini hatırlatarak, fikirler üreterek, eğer yapabiliyorsa kitap okuyarak, yazı yazarak da İslam dininin yaygınlaşmasında çok büyük faydası dokunabileceğini hiç aklından çıkarmamalıdır.

    İnsanın iyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz gibi görünen tüm olayları her ne olursa olsun mutlaka hayra yorması, Allah'a olan samimi imandan kaynaklanan önemli bir ahlak özelliği ve yine imanın getirdiği bir yaşam şeklidir. Ve bu gerçeğin farkına varmak da insana dünyada ve ahirette tüm nimetlerin kapısını açan, kişinin hayatına huzur ve esenlik getiren önemli bir konudur.

    Gün içinde müminin hiçbir şeye üzülüp karamsar olmaması, imanı doğru anladığının bir göstergesidir. Karşılaşılan olayları hayır gözüyle değerlendirememek, sürekli tedirgin ve ümitsiz bir ruh hali içinde yaşamak, aksilik beklentisi içinde olmak ve hüzünlenme ise, tertemiz, açık bir imanı puslu anlamanın alametleridir. Bu pus hemen kaldırılmalı, kesintisiz iman neşesi sabit hayat özelliği haline getirilmelidir. Allah'a iman eden bir insan terslik veya hata gibi görünen bir olayla karşılaştığında, aslında bunun kendisi için mutlaka en hayırlısı olduğunu bilmelidir. "Aksilik", "terslik", "keşke" gibi kelimeleri ise ancak ders almak, ibret çıkarmak amacıyla kullanmalıdır. Yani, "bu olay hikmetli ve hayırlı, fakat bir dahaki sefer de aynı hatayı yapmayayım, şu an öğrendiğim şekilde doğrusunu yapayım" şeklinde bir bakış açısı içinde olmalıdır. Tekrar aynı zorlukla karşılaşırsa veya aynı hataya düşerse, yine herşeyin hayır ve hikmetle yaratıldığını aklından asla çıkarmamalı ve "bir dahaki sefere doğrusunu yapayım" diye niyet etmelidir. Hatta aynı olay defalarca da tekrarlansa, yine de Müslüman için bu durumun da bir hayır olduğunu bilmelidir; çünkü bu, Allah'ın kanunudur ve Allah'ın kanunu asla bozulmaz.

    Bir insanın nefsinin mutmain, dengeli hale gelmesi ise Allah'tan gelen hayır ve hikmetin kesintisiz devam ettiğini bilmesi ile olur. Bu hakikati kavramak dünyada mümin için büyük bir nimettir. Din ahlakından uzak, inkar içindeki insan kesintisiz azap içindedir; her olayı kendi aleyhinde yorumlar. Ve bundan dolayı da sürekli sıkıntı içindedir. Mümin ise olayların hikmet ve hayır yönlerini görebilmenin sevincini yaşar.

    İşte bu yüzden ortalı bir tavır içinde olmak, karşılaştığı olayları hem hayra hem şerre yorarak azap içinde kalmak iman eden bir insana ahirette büyük utanç verebilir. Bu kadar açık ve kolay olan bir gerçeği tembellik ve gafletle anlamazlıktan gelmek, vicdana ve akla tam kabul ettirmemek ahirette ve dünyada azap içinde yaşamaya sebep olabilir. Bilinmelidir ki, Allah'ın hazırladığı kader bütün olarak kusursuz yaratılmıştır. Milyonlarca olaydan oluşan bu bütünde, hayır gözüyle bakan insan için sadece güzellikler, hayırlar ve hikmetler vardır. İmanlı bir mümin irade ve akıl ile gün içinde hiçbir olayda şeytanın tuzağına düşmez. Olayın şekli, kişileri, günü, yeri ne olursa olsun hayır olduğunu asla unutmaz. Kendisi o an bu hayrı göremiyor olabilir, ama önemli olan herşeyin hayırla yaratıldığına kesin olarak inanmaktır.

    İslam dinine hizmet etmek isteyen insanlar da maddi ve manevi eksikliklerle, zorluk ve sıkıntılarla karşı karşıya olabilirler. Ancak tüm bu eksiklikleri ve zorlukları yaratan da alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Ve insan bu şartlar altında nasıl bir ahlak göstereceği ile denenmektedir. Önemli olan yazı boyunca da vurguladığımız gibi herşeyin hayır yönünü görmek ve eldeki tüm imkanlarla Allah'ın dininin yayılması için gayret göstermektir.

    Aşağıda imkanlarının kısıtlı olduğunu, zaman bulamadıklarını, fiziksel eksiklikleri nedeniyle hizmet edemediklerini düşünen insanlara bazı yollar gösterilmekte, tavsiyelerde bulunulmaktadır:


    Zamanım yok diye düşünüyorsanız;

    - Televizyon karşısında geçirdiğiniz boş saatlerden vakit tasarrufu yapabilir, bu vakitleri çevrenizdekilere Kuran ahlakını anlatmak için kullanabilirsiniz.

    - Size fayda vermeyecek dizilerden, magazin programlarından uzak durabilir, bu vakitleri İslam ahlakını anlatan eserleri okumak, siteleri incelemek için harcayabilirsiniz.

    - Boş ve gereksiz sohbetlerden kendinizi uzak tutarak vakit kazanabilirsiniz.

    - Okuyana fayda vermeyecek içeriklerdeki dergi ve gazetelerden uzak durabilirsiniz.


    Maddi imkanlarınızın kısıtlı olduğunu düşünüyorsanız;

    - Size fayda vermeyecek dergilerden, gazetelerden almayıp, bunların yerine Mercek gibi her sayfasında çok derin bilgiler barındıran dergilerden alabilirsiniz. Daha sonra bu dergileri arkadaşlarınız arasında dolaştırıp, çevrenizdeki kişilere de fayda verirsiniz.

    - Okuduğunuz gazetelerdeki, dergilerdeki ilginç haberleri toplayıp, kitaplarda kullanılmak üzere yayınevine yollayabilirsiniz.

    - Eğer tek kişi maddi imkanınız yoksa arkadaşlarınızla birleşip bir kitap alıp, birlikte okuyabilirsiniz. Daha sonra bu kitapları arkadaşlarınız arasında dolaştırabilirsiniz.

    - Eğer tek kişi maddi imkanınız yoksa, mahallenizde oturan dostlarınızla konuşup bir kişinin evinde bir kütüphane oluşturabilirsiniz. Aldığınız kitapları bu kütüphaneye koyup birçok kişinin istifade etmesini sağlayabilirsiniz.

    - Eski müzik kasetlerini toplayıp, bunların üzerine Harun Yahya ses kasetlerini doldurabilir, bu kasetleri yakınlarınıza, arkadaşlarınıza dinlemeleri için verebilirsiniz.

    - Eğer CD alıp, kitapları çoğaltmak sizin bütçenize yüksek geliyorsa, 10 tane disket satın alırsınız. İslam ahlakını anlatan internet sitelerinden çeşitli kitap ve makaleleri kaydedip, arkadaşlarınıza hediye edebilirsiniz. Onları da disketleri kullandıktan sonra başkalarına vermeleri için teşvik edebilirsiniz.
#24.12.2007 14:51 1 0 0
  • allah razı olsun
#25.12.2007 11:56 0 0 0
  • cook güzel tavsiyelerr
    her zaman vaktim yok diyebiliyoruzz...
#19.02.2009 10:58 0 0 0
  • Allah razı olsun
#04.03.2009 08:56 0 0 0
  • emeğine sağlık ALLAH razı olsun
#04.03.2009 09:02 0 0 0
  • Yolda giderken,senden sonra oradan geçenler rahatsız olmasın diye,yolda gördüğün bir çalı çırpıyı bile alıp kenara koyman bile bir hizmettir ve iman belirtisidir.
#09.03.2009 16:59 0 0 0
  • Paylaşmak Güzel Yüreğine Saglık Teşekkürler
#02.07.2023 11:58 0 0 0