Endüstri Mühendisliği Hakkında Herşey

Son güncelleme: 11.09.2008 02:19
  • ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TANIMI TARIHÇESİ VE ÇALIŞMA ALANLARI

    1.Endüstri Mühendisliğinin Tanımı
    19. yy sonlarında oluşan Endüstri Mühendisliğinin farklı kaynaklarda farklı şekillerde tanımları yapılmaktadır. Ancak bu tanımlar içinde en fazla kabul göreni ve geçirdiği evrimsel süreç sonunda günümüzde geldiği noktayı en iyi belirleyen tanım Amerika Endüstri Mühendisleri Odası tarafından yapılan tanımdır. Bu tanıma göre;
    "Endüstri Mühendisliği insan, makina ve malzemeden oluşan bütünleşik sistemlerin tasarımı, geliştirilmesi ve kurulması ile ilgilenir. Bu tür sistemlerden elde edilecek sonuçların belirlenmesi, kestirilmesi ve değerlendirilmesinde matematik, fizik ve sosyal bilimlerdeki özel bilgi ve beceriyi mühendislik çözümleme ve tasarımının ilke ve yöntemleriyle birleştirerek kullanır."

    Tüm bilim dalları gibi mühendislik de evrenimizdeki sorunları çözmeğe ça1ışır.Makina mühendisleri makina sistemleri ile, orneğin, bir cihazın yaglama sistemiyle, inşaat mühendisleri istenen nitelikte yapı tasarımlarıyla ilgilenirler. Benzer şekilde endüstri mühendisleri de insan, makina vs malzemeden oluşan sistemlerin ya da bu sistemin alt sistemlerinin en yüksek verimlilik düzeyinde çalışabilmeleri icin gecerli tasarımlar yapar. Diğer bir tanım ile, Endüstri Mühendisliği insan, malzeme ye techizattan oluşan sistemlerin tasarimi, geliştirilmesi ve kurulumu lie ilgili sorunları çözmeğe çalışır. çalışmalarında Matematik, Fizik ye Sosyal bilimlerdeki gerekli bilgileri. mühendislik analizi yöntem ve prensipleriyle birleştirerek böyle sistemlerden elde edilecek sonuçları saptama, tahmin vs de gerlendirmeye çalışır. Bu şekilde üretim veya hizmet sistemlerinin amaç ve ölçütlerine uygun olarak kurulmasi çalıştırılması ve kontrol edilmesi için yöntem ye teknikler geliştiren, uygulayan bir meslektir. Genel olarak endüstri mühendisleri üretim sistemlerinin verimliligini arttirmaga çalışırlar.

    Yapılan bu açıklamalar Endüstri Mühendislerini diğer mühendislik dallarından önemli bir ayrıntısını göstermektedir. Diğer mühendislerin hammadesi fiziksel ya da kimyasal yapıda olmasına karşın, Endüstri Mühendislerinin hammaddesi insanları içeren bir ortamdır. Bu ortamlar, canlı, dinamik nitelikteki üretim veya hii üretim veya hi yani mal ve/veya hizmet üreten işletmelerimizdir.
    Yukarıda verilen tanım genel çizgileriyle incelendiğinde endüstri mühendislerinin mal ve/ya hizmet üreten işletmelerde profesyonel olarak faaliyetlerde bulunabilecekleri açık bir şekilde görülebilir. Bu sistemlere örnek olarak otomobil, buzdolabı, kumaş, elbise, bisküi, kağıt, makina, uçak vb. mal üreten her türden fabrikaların yanısıra, hizmet üretiminde bulunan sağlık kurumları, eğitim kurumları ve yerel yönetimler gibi çeşitli kurumlar gösterilebilir. Endüstri mühendisleri bu tür sistemlerin tasarım ve kuruluş aşamalarında yer aldığı gibi kuruluş sonrasında da işletimin nasıl olması gerektiği, başka bir deyişle mevcut kaynakların (insan, makina, malzeme ve para) en iyi şekilde nasıl değerlendirileceği konularında mühendislik çalışmaları yapar. Bu çalışmalarında özellikle sistemin insan boyutunu da sürekli gözönünde bulundurarak koşulların elverdiğince en iyi çözümlerin bulunabilmesi için önemli katkılarda bulunur.
    İşletmeler üretimlerini gerçekleştirebilmek ve sürdürebilmek için birçok faaliyetlerde bulunurlar. İş gücü ve hammadde temini, üretim planlama,kalitenin geliştirilmesi, yatirim analizi, malzeme nakli vb. Sanayileşmenin ilk yıllarında bu faaliyetlerin planlanması ye kontrolu makina,elektrik, kimya mühendisleri veya iktisat gibi sosyal dallardan yetişmiş kişilerce yapılmıştır Ayrıca maliyet düşürümü verimlilik artırımı, yeni mamul tasarımı, kapasite arttırma çabaları genellikle teknolojik buluş ve gelişmelere bağlı olarak ilerlemiştir. Ancak işletmeler büyüdükçe, tesis, makina ye içgücü sayıları arttıkça Uretim maliyetine etkiyen etmenlerin planlanması ve kontrolu da zorlaşmiştır. Bu nedenle söz konusu faaliyetler mühendis ve iktisatçıların çalışma alanları dışında kalmış ve Endüstri Mühendisliği'nin ortaya çıkış nedenlerini oluşturmuştur.



    2. Meslek Olarak Endüstri Mühendisliği

    Meslek olarak endüstri mühendisliğini incelemeden önce meslek olabilmenin koşullarını gözden geçirmek yararlı olacaktır. Daha önceki kesimde ele alınandan farklı bir kaynakta meslek olabilmenin koşulları aşağıda görüldüğü şekilde belirlenmiştir.
    • Biçimsel bir eğitim ve öğretim görülmüş olması,
    • Öğrenim ve eğitimi izleyen bir stajyerlik devresi geçirilmiş olması,
    • Bir meslek mensubu olarak topluma ve meslektaşlarına karşı sorumluluk duyulması
    • Meslek standartlarının bir üst kuruluş tarafından belirlenmesi
    Endüstri mühendisliği bu koşullar açısından incelendiğinde izleyen yargılara varılabilir:
    • Endüstri mühendisliği olabilmek için ilk ve orta öğretimden sonra Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olmak gerekmektedir. Böylece bilimsel bir öğrenim ve eğitim görülmüş olunacaktır.
    • Mesleklerin stajyerliği biçimsel öğrenim ve eğitim sırasın da verilen kuramsal bilgilerin uygulamalarının nasıl yapılacağının üretim sistemlerinde bizzat yaşayarak ve görerek öğrenilmesidir. Diğer mühendislik branşlarında olduğu gibi, endüstri mühendisliğinde de üniversite eğitimi sırasında stajyerlik çalışması yapılmaktadır. Ayrıca üniversite öğreniminin son yarı yılında yapılan bazı çalışmalarda bir anlamda stajyerlik olmaktadır.Bazı ülkelerde stajyerlik çalışmaları ise öğrenim sırasında değil, öğrenim tamamlandıktan sonra yapılmaktadır.
    • Toplumlarda belirli işlerin ancak belli mesleğe mensup kişiler tarafından yapılabiliyor olması veya yapılmasına izin veriliyor olması o meslek mensuplarına çok önemli sorumluluklar yüklenmektedir. Böylece toplumsal yaşamdaki işlevler koşulların elverdiğince en iyi şekilde gerçekleştirilip, genelde kıt olan kaynakların israf edilmeleride önlenmiş olacaktır. Üretim sistemlerinin tasarımında ve işletiminin kontrolünde, insancıl boyutlarıda gözönüne alarak, önemli işlevleri gerçekleştirmeye aday olan endüstri mühendisleri, bu işlevlerin en iyi şekilde gerçekleştirilmesinde topluma ve meslektaşlarına karşı kendilerini sorumlu hissetmeli ve bua göre davranış biçimlerini belirlemelidirler. Bu konudaki denetimlerin günümüz yasa ve yönetmelikleri çerçevesinde endüstri mühendislerininde üyesi bulunduğu meslek kuruluşu olan Tükiye Makina Mühendisleri Odası tarafından yapılması öngörülmektedir.
    • Endüstri mühendisliğinin meslek standartları, başka bir deyişle bir endüstri mühendisisnin taşıması gereken nitelikler, üniversitelerin ilgili birimlerince belirlenmektedir. Bu konuda bilimsel bir niteliğe sahip olan Yöneylem Araştırması Derneği'ninde önemli katkıları olmaktadır. Ancak, Türkiye genelinde üniversitelerdeki endüstri müühendisliği ders programları incelendiğinde bazı farklılıklar olduğu görülmektedir. Zamanla bu farklılıkların azalacağı, farkların doğal şekilde olacağı veya daha açık bir deyişle ülke gereksinimlerine daha uygun nitelikleri taşıyan endüstri mühendislerinin işletmelerde yer alacağı ümit edilebilir.

    3. Endüstri Mühendisliğinin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

    Mühendislik mesleğinin kişiliğine kavuşması ve belli standartlara uyması 19. yüzyılda gerçekleşmiş olmakla birlikte mühendislik faaliyetleri medeniyetle hemen hemen aynı yaştadır.Hatta medeniyet tarihi ile mühendislik tarihinin aynı olduğu bile söylenebilir.Bir önceki kesimde genel çizgileriyle açıklanan meslek olabilmenin koşulları gözönüne alındığında, ilk mühendislik mesleğinin makina mühendisliği olduğu görülmektedir. Bunun tarihi ise, Amerika Makina Mühendisleri Odasının kuruluş tarihi olan 1880 dir. Bunu izleyen meslek kuruluşları ise, 1884 te Elektrik Mühendisliği ve 1908'de Kimya Mühendisliği olmuştur. Amerika Endüstri Mühendisleri odasının kuruluşu ise 1948'de gerçekleşmiştir.
    Mühendisliğin öngörülen niteliklere sahip bir meslek olarak geçmişi yüzyıldan fazla olmakla birlikte, mühendislik faaliyetlerinin çok daha uzun bir geçmişe sahip olduğu inkar edilmesi mümkün olmayan bir gerçektir.Bunu en belirgin kanıtlarını Eski Mısır'da görmek mümkündür.Eski Mısır'daki sulama kanalları İnşaat Mühendisliğinin en ilginç örnekleri sergilemektedir.Bunun yanısıra tasarım,projeleme,örgütleme ve proje kontrolu açılarından, manivela dışında hiçbir mekanik aracın bulunmadığı bir ortamda yapılan pramitlerin inşaatları tüm zamanların en iyi mühendislik çalışmaları olarak görülmektedir.Her biri 2.5 ton ağırlığındaki 2 300 000 bloktan oluşan bir pramitin bugünün olanakları ile yapılması bile oldulça zor bir iştir.Bu olayları izleyen yıllarda ve çağlarda, insanların ve toplumların yaşam savaşı içinde bilim ve onun çeşitli konulardaki uygulamarı olan mühendislikte artan bir hızda gelişmeler olmuştur. Mühendislikteki gelişmeler artan bir hızla sürmektedir.
    19. yüzyılda bilim ve mühendislikteki gelişmelerin yanısıra buhar gücünden de yararlanmanın sonucunda 1. Endüstri Devrimi gerçekleşmiştir.Endüstri devriminin oluşumu ile birlikte planlama, örgütleme ve yönlendirmesi daha zor olan ve yönetimi için özel beceriler gerektiren üretim sistemleri geliştirilmeye başlanmıştır.Bu üretim sistemleri eskiye göre oldukça karmaşıklaşmıştır.Endüstri devrimi öncesi yakın kişisel denetimle gerçekleştirilen özellikle planlama ve örgütlendirme işlevlerindeki yetersizlik sistemlerin karmaşıklaşmasıyla daha da artmıştır.Böyle insan, makina, malzeme ve paradan oluşan sistemlerin tasarım, geliştirme ve kuruluşuyla ilgilenecek ve özellikle sistemin insan boyutunada önem verecek bir mühendislik dalına gereksinim duyulmaya başlanmıştır. Bu gereksinim sonucunda endüstri mühendisliği konusunda çalışmalara başlanmıştır.İzleyen paragraflarda endüstri mühendisliği konusunda başlangıçtan itibaren yapılan çalışmalar genel çizgileriyle ele alınmıştır.
    3.1. F. W. Taylor ve Daha Öncekilerin Endüstri Mühendisliği konularında yaptığı çalışmalar
    Endüstri mühendisliği konusundaki ilk disiplinli çalışmalar bir makina mühendisi olan Frederick Winslow TAYLOR tarafından başlatılmıştır. Bununla birlikte, Taylor'un çalışmalarından önce de endüstri mühendisliği konusunda bazı çalışmalar yapılmıştır.Bu konudaki önemli çalışmalar şunlardır.
    • Adam SMITH'in verimliliği artırma amacıyla işbölümü konusundaki çalışmaları (Toplu iğne örneği)
    • Matthew BOULTON ve James WATT'ın örgütsel geliştirme konusundaki çalışmaları
    • Charles BABBAGE'in verimlilik artırma konusundaki çalışmaları
    • Henry FORD'un otomobil montajında konveyor kullanımı ve üretim hattı oluşturulması konularındaki çalışmaları

    Taylor'un yaptığı çalışmaları açıklamaya geçmeden önce içinde bulunduğu çağın koşullarını gözden geçirmek yararlı olacaktır. O dönemlerde işiletme sahipleri aynı zamanda işletmelerin yöneticileri idi.Örgütlenmiş kurmay fonksiyonları bulunmuyordu.İş yöntemleri kişisel deneyim, tercihler ve o anda elverişli olan aletlere göre bireysel olarak belirleniyordu.
    Taylorun endüstri mühendisliği konusundaki çalışmaları 1881'de metal kesimi konusuyla başlamıştır. Bu çalışması 25 sene devam etmiş ve en uzun makalesini 1907 yılında 200 syfa olarak yayınlanmıştır. Bu çalışmanın yapılmasından önce, kesici kalemlerin şekli, hızları ve ilerleme miktarları deneyimlere göre belirleniyordu. Bu çalışma sayesinde Taylor ve yardımcıları söz konusu belirleme işine bilimsel bir nitelik kazandırmışlardır.
    Taylor daha sonra kürekle yapılan işlerin çözümlemesi üzerine durmuştur.Bir değirmende kürekle çok değişik işler yapılmasına karşın, tek tip kürek kullanımı dikkatini çekmiştir.Bir dizi deneyden sonra, en uygun taşınabilir ağırlığı belirlemiş ve bu ağırlığa göre darklı malzmeler için farklı büyüklüklerde kürekler tasarlamıştır.Bunların sonucunda verimlilikte çok önemli artışlar gözlenmiştir.
    Taylor tarafından bunlara benzer bir dizi çalışmalar gerçekleştirilmiştir.İş gereksinimlerinin ve bir faaliyeti gerçekleştirmenin yöntemi için çözümlemeler günümüzde "iş tasarımı" veya "metod etüdü" olarak isimlendirilmektedir.Taylor'un başlangıçtaki çalışmaları iş tasarımına ilişkin olmakla birlikte,"iş çözümlemesi"nin başlangıç çalışmaları da yine aynı kişi tarafından gerçekleştirilmiştir.
    Taylor çalışmalarını çeşitli makalelerde yayınlamıştır.Makalelerin bazıları şunlardır:Parça Oranı Sistemi, Atölye Yönetimi, Bilimsel Yönetimin İlkeleri...Bu arada Taylor'un makalelerinde yer verdiği bazı kavramlarda onun hala ne kadar güncel olduğunu göstermektedir.Metod etüdü, Zaman etüdü, Aletlerin standartlaştırılması,Planlama bölümü, Yönetimin ayrıcalık ilkesi,İşçiler için yönerge kartları, Metal kesimi için hesap cetveli, Parça ve ürünler için sınıflandırma sistemi,Rotalama sistemi, Maliyetlendirme yöntemleri, işe bağlı olarak işçi seçimi, işin belirli bir sürede tamamlanması durumunda prime izin veren bir görev düşüncesi.
    3.2.GILBRETH'in Çalışmaları

    Taylor'un yanısıra endüstri mühendisliğine önemli katkılarda bulunan bir diğer bilim adamıda Frank B. GILBRETH'dir.Taylor'un bir mühendislik eğitiminden geçmiş olmasına karşılık, Gilbreth mali yetersizlik nedeniyle üniversite eğitimi görememiştir.
    Bir tuğla ustasının yanında çalışma hayatına atılan Gilbreth sürekli olarak yaptığı işin nasıl daha iyi olabileceği konusunda kendisine ve çevresindekilere sorular yöneltmiştir.Gilbreth çalışmaları sonucunda inşaat işlerinde büyük başarılar kazanmış ve kendi inşaat firmasını kurmuştur.Çalışırken yaptığı çözümlemeler sonucunda, bir işçinin bir saatte ördüğü tuğla sayısını yaklaşık %200'lük bir artışla, 120'den 3502ye çıkarmıştır.Ayrıca, bu artış miktarı işçinin aşırı bir çaba göstermesini gerektirmemiştir. Hatta geliştirdiği yöntemlerle verimlilikteki artışların yanı sıra yorgunlukta da azalmalar gözlenmiştir. Bir davranış bilimcisi olan eşi L. Moller Gilbreth ile birlikte, insanların çalışma davranışlarının çözümlenmesine yönelik araştırmalarıyla da önemli katkılar sağlamışlardır.
    Gilbreth'in özellikle üzerinde durduğu konulardan bir diğeri de temel hareketlerin çözümlemesi olmuştur.İnsanın temel hareketleri sınıflandırılmış ve bunlara Gilbreth'in adından hareketle "Therblig" adı verilmiştir.Bunlardan hareketle, daha ayrıntılı çözümlemeler için"mikro hareket etüdü" geliştirilmiştir.
    Gilbreth endüstri mühendisliği konusunda yaptığı çalışmalarda Taylor'dan önemli derecede etkilenmiştir.Ancak, Taylor'un çalışmalarının uygulaması genellikle mekanik işlemler yapan atölyelerde yoğunlaşmasına karşılık, Gilbreth'in geliştirdiği teknikler genellikle inşaat, kanal yapımı, eğitim, tıp ve savunma konularında uygulanmıştır.Ayrıca eşinin de katkılarıyla, bu çalışmalarında "insan faktörü"ne daha fazla önem vermiştir.

    3.3.Diğer Klasikçiler

    Endüstri mühendisliğinin kuruluş ve gelişmesinde en önemli katkıları sağlayan Taylor ve Gilbreth'in yanı sıra bir çok bilim adamının da bu konuda çalışmaları bulunmaktadır. Söz konusu bilim adamları ve yaptıkları çalışmalar izleyen paragraflarda kısaca açıklanmaktadır.
    • Carl BARTH : Bir matematikçi olan Barth, Taylor'un Midvale Steel firmasındaki yardımcılarındandır. Özellikle metal kesimi ile ilgilenmiş olup, bu konuda özel amaçlı bir sürgülü hesap cetveli geliştirmiştir. Bunun yanı sıra, zaman etüdünde yorgunluk toleransının belirlenmesi konusunda da çalışmalar yapmıştır.
    • Henry Laurance GANTT : Disiplinler arası niteliğe sahip Taylor'un ekibindeki bir diğer elemandır. Kendi ismiyle anılan ve özellikle üretim çizelgelemesinde çok sık kullanılan şemaları geliştirmiştir. Söz konusu şemalardan günümüzde de üretim çizelgelemesi, gözlenmesi ve makina kullanım planlarının hazırlanmasında yararlanılmaktadır. Gannt'ın bir başka çalışmasıda teşvikli ücret sistemleri konusunda olmuştur. Bu ücret sistemine göre, standart olarak belirlenen çalışma hızından daha hızlı çalışan işçilere belli oranda teşvik edici prim ödenmektedir.
    • Harrington EMERSON : Taylor'un işlem çözümleme ilkelerinden bazılarını Santa Fe demiryolu işletmesinde uygulamıştır. İşletmeyi yeniden düzenleyerek, standart maliyetlerin bulunması konusunda araştırmalar yapmıştır. Teşvikli ücret sistemleri konusunda da çalışmaları olmuştur. Ayrıca, muhasebe kayıtlarının kolaylıkla yapılabilmesi için özel amaçlı bir makina geliştirmiştir.

    Yukarıda sıralanan bilim adamlarının dışında, endüstri mühendisliğinin gelişmesine klasikçi olarak katkıları olan başka bilim adamı ve uygulamacılarda bulunmaktdır. Bunlar arasında yerel yönetimlerdeki uygulamalarıyla Morris L. COOKE, zaman etüdü ve teşvikli ücret sistemlerindeki uygulamalarıyla Dwightmalarıyla Dwight çarpmaktadır.

    3.4. Öncü Çağdaşlar

    Endüstri mühendisliğinin başlangıçta temel ilgi alanı olan iş etüdündeki uygulamaların başarı kazanması sonucu, geliştirilen ilke, yöntem ve problem çözme yaklaşımlarının işletmelerin başka problem alanlarına da uygulanmasına yol açmıştır. Buna paralel olarak ta öncü çağdaşlar adı verilen ve endüstri mühendisliği ilke ve yaklaşımlarını yeni problem alanlarında uygulanmasını sağlayan bilim adamları ortaya çıkmıştır. Bu bilim adamlarının önde gelenleri ve yapmış oldukları çalışmalar izleyen paragraflarda kısaca açıklanmaktadır.
    • F.W. HARRIS :Talebin bilindiği, yok satmaya veya sonradan karşılamaya izin verilmeyen, parametre değerlerinin planlama dönemi boyunca sabit kaldığı ve stok seviyesinin anında istenilen düzeye çıkartılabildiği durumda stok yönetimine ilişkin toplam maliyeti enküçükleyen sipariş hacmini hesaplayan model Wilson isimli bir başka araştırmacı tarafından da bulunup, daha önce yayınlandığı için Wilson formülü olarak isimlendirilmektedir. Geliştirilen model günümüzde de kullanılmaya devam etmektedir.
    • F.E. RAYMOND : Harri'in stok yönetiminde matematiksel model kullanımına ilişkin çalışmasından sonra, üretim oranlarında stok kontrolü hakkında ayrıntılı çalışmalar yapmış ve bir kitap yazmıştır.
    • W. A. SHEWHART :Çok sayıda elemandan oluşan ve/ya incelenen spesifikasyonları ancak tahrip edici testlerle belirlenebilen kütlelerin, örnekleme yöntemiyle kalitelerinin kontrol edilebilmesi amacıyla, istatistiksel kalite kontrolu hakkında çalışmalar yapmış ve bir kitap yazmıştır.
    • Eugene GRANT :İstatistiksel kalite kontrolu konusunda Shewhart'ın yaptığı çalışmaları geliştirmiştir. Ayrıca mühendislik ekonomisi konusunda da çalışmaları olmuştur.
    • IRESON :Grant'le birlikte mühendislik ekonomisi konusunda çalışmalar yapmıştır.


    Verimlilik Nedir?

    Endüstri mühendisliğinin tanımını "insan, makina vs malzemeden oluşan sistemlerin ya da bu sistemin alt sistemlerinin en yüksek verimlilik düzeyinde çalışabilmeleri icin gecerli tasarımlar yapar" şeklinde yaptık.Peki burada bahsettiğimiz verimlilik ne anlama gelmektedir?

    İşçilere daha çok ücret ,işverenlere daha çok kar, devlete daha çok vergi sağlamanın havuzunu oluşturan verimlilik, iç ve dış pazarlarda rekabet eden bir işletmenin kalite, satış sonrası hizmetler ve imaj gibi kozları arasında seçkin bir yer tutar.Bir işletme, ürettiği mallara yönelik talebi sürekli kılabilmek ve böylece pazarlarda tutunabilmek için ürün fiyatını düşük tutmak, ürün kalitesini yükseltmek, satış sonrasında sunduğu hizmetleri geliştirmek ve imaj yaratmak için olduğu kadar, verimlilik düzeyini yükseltmek için de savaş vermek durumundadır.

    Verimliliği yükseltmek demek, eldeki emek ,sermaye ve toprak gibi kaynaklardan eskisine göre daha çok ürün elde etmek demektir. Verimlilik artışları bireylerin yaşam koşullarını derinden etkileyen sayılı değişkenlerden biridir. Genel olarak toplumu oluşturan bireylerden hiçbirininkini azaltmadan en azından bir kişinin gelirini yükseltebilmek, yalnızca verimlilik artışlarına bağlıdır. Öte yandan verimlilik artışları genç kuşaklara daha uzun süreli eğitim sunabilmesine olanak sağlayan bir kaynaktır. Yetişkinler, kendilerini yaşatacak düzeyin çok üstünde bir üretim düzeyini başardıklarında genç kuşakları yaşatmanın ötesine geçerek onlara daha uzun süreli bir eğitim fırsatını da sunmuş olurlar. Çalışma dönemlerini noktalayıp emeklilik dönemine adım atmış insanların gönenç düzeylerindeki yükselişlerde ancak verimlilik artışlarıyla kalıcı bir biçimde temellendirilebilir. Ve bütün bunlar ölçüsünde önemli olan bir konu da şudur: Dinlenebilmek ve kendilerini geliştirebilmek için boş zamana en çok gereksinim duyan yetişkinlere, istediklerini verecek temel kaynağı da verimlilik artışlarından başka yerlerde aramamak gerekir.İşte yaşamın pek çok alanında bir anahtar olma işlevini gören verimlilik, yalın bir dille anlatılırsa şu içeriği taşıyacaktır.

    Toprağa on buğday tanesi atıldığında ondan en çok dokuz tane alınıyorsa bu üretimin verimsiz olduğu söylenebilir.Böyle bir süreç kaynakları azaltıcı nitelikte olduğundan , bir gün elde toprağa atacak buğday bırakmayacaktır. Bu durumda yapılacak en iyi iş, ekilenden daha çoğunu biçmenin yöntemlerini öğrenmek ya da bu olmuyorsa buğday tanelerini toprağa atmaktan vazgeçmektir.

    Toprağa on buğday tanesi atıldığında oradan yalnızca atılan ölçüsünde buğday tanesi alınıyorsa, bu üretimin başa baş noktasında olduğu söylenebilir. Başa baş noktasındaki bir üretim verimli olarak nitelendirilemeyeceği gibi, verimsiz olarak da nitelendirilemez. Bu surumda, olduğu gibi kalacak olan eldeki kaynakların bir gün yerinde yeller esmesinden kaygılanılması kadar, tepe tepe yığılacağından umutlanılması da yetersizdir.

    Yok, toprağa on buğday ekildiğinde ondan en az on buğday alınıyorsa, işte o zaman bu üretimin verimli olduğu söylenebilir. Ancak burada dikkat etmek gerekiyor: Ekilen on buğday karşılığında on bir buğday tanesi biçmek de, on bir bin buğday tanesi biçmekte üretimin verimli olması demektir. Beş parmağın beşi bir olmadığı gibi verimliden verimliye de fark olduğu buradan ortaya çıkıyor.

    Yukarıda anlatıldığı ölçüde çok yalın bir anlamı olan verimlilik ,toplumsal olarak da böylesine açık mıdır? Ne yazık ki, hayır! Solomon Fabricant, başka başka insanların başka başka anlamalarda kullandığı "verimlilik" sözcüğünün ilk sıralarda geldiğini belirtmektedir.ona göre verimlilikten işçiler başka, işverenler başka, hükümet de başka bir anlam çıkarma eğilimi sergilemektedir. İşçiler yönünden "ücret karşılığı olmaksızın daha çok çalışma" biçiminde anlamlandırıldığı için ürküntüyle karşılanan verimlilik işverenler yönünden "karlılıkta bir yükselme", hükümet yönünden ise "vergilerdeki artış" diye anlaşılabilmektedir.

    Ancak bütün bu yorumlar, verimliliğin çok farklı tanımları olan değil, yalnızca çok farklı kesimleri ilgilendiren bir kavram olduğunu göstermektedir. Çünkü öz olarak verimlilik tek bir anlam taşımakta ve kaynakların ürüne dönüşebilirlik düzeyini yansıtmaktadır. İktisat yazınında "çıktı/girdi" ya da "katma değer/girdi" biçiminde gösterilen tanımlar da verimlilik kavramının bu özüyle sıkı sıkıya ilişkilidir. Bunların ilkine göre belli kaynaklardan daha çok çıktı elde edilmesi ya da çıktının kaynaklardan daha hızlı çoğalması verimlilikteki bir yükselmeyi gösterir.

    Enerji ya da hammadde tüketimini bir miktar artırıp daha yüksek miktarlarda ürün ortaya koymak, bu nitelikte bir verimlilik artışı olarak ortaya çıkar. Benzer bir biçimde belli bir işletmede çıktı düzeyi olduğu gibi kalırken, kaynak tasarrufunun sağlanması da verimlilikteki bir yükselmeyi dile getirir. Daha az enerji ya da daha az hammadde kullanma sonucunda eski çıktı düzeyine ulaşılması, kaynak tasarrufu yoluyla sağlanan bir verimlilik yükselişi olarak anlam kazanır.

    4.Endüstri Mühendisliği ile ilgili Disiplinler

    Mal ve/ya hizmet üretiminde bulunan sistemlerde çok yaygın ve değişik niteliklerde uygulama olanağı bulan endüstri mühendisliğinin, farklı disiplinlerle yakından ilgili olması son derece doğaldır. Ancak endüstri mühendisliğinin bazı disiplinlerle yakın ilişkisi, mesleğin tanımının netliğine rağmen farklı kişiler için farklı anlamlar taşıyabilmektedir. Bu nedenle, endüstri mühendisliğinin yeterince anlaşılabilmesi için bazı disiplinlerle arasındaki ilişkilerin anlaşılması gerekmektedir. İzleyen paragraflarda bu disiplinler ve endüstri mühendisliği ile ilişkiler açıklanmaktadır.

    4.1. Yönetim

    İnsan emeğini yönlendirmenin bilim ve sanatı olarak tanımlanan yönetimin ortaya çıkışı asırlar öncesine uzanmaktadır. Yönetimin temel ilkelerinin gelişimini Eski Mısırlılardan günümüze kadar görmek mümkündür. Ancak, yönetimin gerçek anlamda bilim niteliğine kavuşması Taylor'un katkılarıyla olmuştur. Bu nedenle çoğu yazarlar tarafından Taylor'a "Bilimsel Yönetimin Kurucusu" denilmektedir. Bununla birlikte Taylor " Endüstri Mühendisliğinin Kurucusu" olarak ta anılmaktadır.
    Endüstri mühendisliği ile yönetim arasındaki ilişki kendisini en çok üretim yönetiminde göstermektedir. Ancak, işletme yönetimi öğretiminde yalnızca üretim faaliyetinin yönetimine ilişkin bazı kavram ve tekniklere yer verilirken endüstri mühendisliği mal ve/ya hizmet üreten sistemlerin tasarımı, geliştirilmesi ve kontrolu ile ilgilenecek şekilde öğretim ve eğitim programı uygulamaktadır. Bu nedenle endüstri mühendislerinden iş hayatında yönetici olarak yararlanmak onu gerçek işlevlerinden alıkoymak demektir. Ancak, bu yargı endüstri mühendislerinin yöneticilikte başarılı olamayacağı anlamına gelmez aksine birçok endüstri mühendisi yöneticilik alanında elde ettiği başarılarla bunu kanıtlamıştır.
#30.12.2007 15:54 0 0 0
  • ben bu bölümü yazmayı düşünüorum ama çok kararsızım
#01.08.2008 10:14 0 0 0
  • @biL_qe adlı üyeden alıntı:
    ben bu bölümü yazmayı düşünüorum ama çok kararsızım
    Orijinali Göster...


    TerCihLer PazarteSi Günü Bitiyor BenCe Bir An ÖnCe Karar VermeLiSin... Rehber HoCaLarınLa, Bu BöLümde OkuyanLarLa Birebir Görü$men Iyi oLur...

    Zaten ÖSS 'de Iyi Puan aLmak Bir Dert, TerCih Yapmak Ayrı Derttir :)
#01.08.2008 11:03 0 0 0
  • mesleğimi seviyorumm..
#11.09.2008 01:18 0 0 0
  • tesekkurler
#11.09.2008 02:19 0 0 0