ÇORUM İLİNİN KAPLICALARI

Son güncelleme: 02.05.2009 17:21
  • ÇORUM İLİNİN KAPLICALARI

    Figani (Beke) Hamamı : İlimiz Mecitözü ilçesinin Figani köyü yakınındadır. ilçenin 16 km. doğusundaki kaplıcaya çevre il ve ilçelerden çok sayıda turist gelmektedir. Beke kaplıcasının vücut ısısındaki suyu oldukça boldur. Su küçük bir havuzdan kaynayıp Oradan büyük havuza aktarılır.
    Bu kaplıcanın, idrar artırıcı etkisiyle, vücuttaki, metabolizma artıklarının idrar yoluyla atılmasında ve asit ortamında oluşan taşların düşürülmesine faydalı olduğu bilinmektedir.
    Kaplıcanın 42 kişilik güzel bir motel, lokanta ve gazinosu vardır.

    Sungurlu Manastır İçmeleri : Sungurlu'nun 4 km. güneyinde bulunan bir maden suyudur. Taşıdığı fazla miktardaki mağnezyum ile özellikle karaciğer ve safrayolu hastalıklarına çok etkilidir.

    Çorum - Oğuzlar Arak Maden Suyu : Çorum iskilip yolunun solunda kalan Oğuzlar ilçesinin güneybatısında 45 dakikalık bir yaya yolu ile gidilir. Arak maden suyu, dere yatağı içindedir. Debisi oldukça fazladır.
    Arak Maden Suyu : Mide, bağırsak, karaciğer ve safra yolları ile metabolizma hastalıkları ve bikarbonatlı suların endike olduğu vakalarda değerlendirilebilir.

    Laçin Hamamı : Laçin ilçemizde bulunan hamam tahribatlara uğramış olup, bugün yerinde 4x4 m. büyüklüğünde üstü açık bir havuzdan ibarettir. Tuzlu bikarbonatlı alkallik ve toprak alkalik soğuk bir suyu vardır. Daha çok bahçelerin sulanmasında kullanılmaktadır.


    İSKİLİP HAMAMLARI

    Selbestlerin Hamamı: Yeni cami mahallesinde Çarkacı bağı denilen yerde Selbestlerin evinin bahçesinde harap bir durumdadır.Tek kubbeli tuğla bir yapıdadır.
    Ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Bakımsızlıktan kubbesi yıkılmış duvarları çökmüş harap bir durumdadır.

    DERİ HAMAMI : Kalenin eteğinde, Kayadibi Mahallesindedir. Yazıtı olmayan hamamın ilk yapımının Romalılar dönemine indiği, XV. y.y. da da bugünkü şeklini aldığı anlaşılmaktadır. Ünlü mağara mezarlarından birinin önünde, konutlar arasına sıkışmış durumda olan hamam, hemen tümüyle toprak altındadır. Varlığını, ancak tepeleri görülebilen kubbeler işaretlemektedir.
    Hamam girişi toprak seviyesinden 2.20 m. derinlikte bulunmaktadır. Kapıya on bir basamaklı bir merdivenle ulaşılır. Aslında üç yatay bölümlü olan yapıya, ahşap kubbeli bir "soyunmalık" eklenmiştir. Dört yönde ahşap sekilerle çevrilmiş soyunmalıktan "ılıklığa" geçilir. ılıklığın sağ tarafında hela yer alır. Yatay dikdörtgen planlı asıl hacım ise, kubbe ve tonozlarla örtülmüştür.
    "Sıcaklık" iki bölümlüdür. Ilıklıktan girilen yatay, dikdörtgen hacmin sağında tonozlu bir oda bulunur. Genellikle ılıklığın bir tarafına yapılıveren "tıraşlık" yerini helalara bıraktığından, öyle sanıyoruz ki, işlevini sıcaklığın bu odasında sürdürmektedir. Sıcaklığın, dikdörtgen biçimli ana hacminin ortası bir kubbeyle örtülüdür. Kubbeye yanlardan sivri beşik tonozlar uzanmaktadır. Sıcaklığın iç bölümü ise, yan yana düzenlenmiş iki odaya ayrılmıştır. Eş büyüklükteki bu iki halvet odası kubbeyle örtülmüştür.

    Kubbelere, kasnağı çepeçevre dolanan üçgenlerle geçilir. Halvet odalarının arkasında, su deposu ve külhan yer alır. Yukarıda. değindiğimiz gibi, hamamın gösterdiği bu üç bölümlü asıl kuruluş, İslam öncesi hamam şemalarına, örneğin bir Roma hamamına çok daha yakın olduğunu işaretler. Ne var ki sonradan Türkler, hamam bünyesinde çeşitli değişiklikler yapmışlardır. Yine, bir de Türk Hamamlarında gerekli olan bir bölümü, Soyunmalığı eklemişlerdir. Kubbeli soyunmalık, 6.00 m. ölçüsündeki kenarlarıyla, kare planlı bir hacım olarak eski yapıya katılmıştır. Böylece eski alt yapı üzerindeki değişikliklerle Türk Hamamına dönüşmüştür yapı. Hamamın varlığının fark edilmesiyle ortaya çıkarıldığı söylentilerinin halk arasındaki yaygınlığı, İslam döneminden önce yapıldığını bir kez daha doğrular.
    Yıllarca işletmeye açık tutulmuştur.Salı günü kadınlara diğer günler erkeklere açık tutulmakta iken 1983 yılında ekonomik şartlar nedeniyle işletmeye kapatılmıştır.

    SABAH (ŞEYH MUHİTTİN YAVSU)HAMAMI : Kale dibinde, Kayadibi Mahallesindedir. Yapı, her yönden konutlarla çevrilmiş durumdadır (Resim i 78). Aşağı tarafta, güney-batıda Ulu Cami yer alır. Günümüzde kullanılan yapı, çifte hamam olup, yazıtsızdır. Kentin en eski yapılarındandır. Vakfiye kayıtları yanı sıra 138, özellikleri XV. y.y. sonu-XVI. y.y. başına vermemize neden olur. Halk arasında "Sabah Hamamı" diye bilinir. Yapıya yukarıdan, kaleden bakıldığında, her iki kısmın örtüleri açıkça görülür. Yüksek kasnaklı soyunmalık kubbelerinin kiremitlerle örtülü olmasına karşın, öteki kubbelerle geri kalan örtü betonla kaplanmıştır. Örtüdeki bu malzeme, yakın zamanlarda yapılmış onarımdan kalmadır. Beton sıvaların duvarları da kaplaması, özgün duvar yapısını gizlemiştir.

    Erkekler tarafından daha küçük tutulmuş kadınlar bölümünde; büyük kubbeli soyunmalığın ortasında fıskiyeli bir havuzu, yanlarda da ahşap sekileri vardır. (Plan XX). ılıklıkta, kare kubbeli bir hacim ana mekanı verir. Girişin sağındaki dar bir aralığın ucunda hela bulunur. Öteki uçtaki dikdörtgen planlı odanın ise "ılıklığa" bağlantısı yoktur. Doğrulian sıcaklığa açılan bu oda "Usturalık"dır.
    Sıcaklık, Deri Hamamında olduğu gibi, enine uzanan dikdörtgen bir ana bölüm ve kubbelerle örtülü iki helvat odasından oluşur. Halvet odalarının arkası su deposu ve külhana dayanmıştır. ılıklığın sol yanında yer alan usturalık da merkeze açılmaktadır. Üstü, gelişmiş aynalı bir tonozla örtülü bu odayı, fil gözü açıklıklar aydınlatmaktadır.

    Hamamda, yalın istiridyeye benzer motiflerle doldurulmuş tromplar ya da stalaktitlerden oluşan sistemler, kubbelere geçişlerde kullanılmış ögeler olmaktadır.
    Erkekler kısmına gelince: Soyunmalığın büyük kubbesi, kadınlar tarafındakinden biraz küçük tutulmuştur. Oysa öteki bölümler, kadınlar tarafındakilerden büyüktür. Ilıklığa geçildiğinde, sağda dar bir geçişle ulaşılan hela ve hemen yanında yer alan kubbeli bir oda vardır. Soyunmalığa açılan ilk hacım da kubbelidir. Kubbeye geçişte stalaktitli pandantiller kullanılmıştır. Kubbe eteğini dolanan bir sıra stalaktit dizisi ile görüntü daha da zenginleşir. Sıcaklık, ılıklık tarafındaki eyvanın, yerini ılıklığa bırakmasıyla alışılmış dört eyvanlı planını yitirmiştir. Böylece de, dört eyvanlı dört halvetli alışılmış düzen, yerini üç eyvanlı üç halvetli düzene bırakmıştır. Eyvanlardan sağdaki de, sonradan bir duvarla bölünerek ikiye ayrılmıştır. Ortadaki büyük kubbenin altında, sekizgen bir göbek taşı yer alır. Eyvanlarda örtü ya düz ya da tonozdur. Halvet odalarının örtüsü ise kubbedir. Genellikle iki sıra üzerine düzenlenmiş filgözüyle aydınlanan kubbeli hacimlerde, kubbeye geçişler de, tromp, pandantif ve üçgenli kuşak gibi değişen düzenler kullanılmıştır. Bazılarında dolgu olarak stalaktit sıraları kullanılırken, köşeler arasına da yine farklı biçimlerde sağır kemerler yerleştirilmiştir.
    Su deposu ve külhan kısmıyla tamamlanan Sabah (Şeyh Yavsu) Hamamı, kentin tarihsel dokusunda, az sayıdaki erken örnekler içinde seçkin bir yere sahiptir. Hele vakfiyelerden yaptıranın Şeyh Yavsu olduğunun belirlenmesi önemini daha da arttırır.

    Hamam Değerlendirmesi

    İskilip'in günümüze ulaşan iki eski hamamı, kentin tarihsel bütününde, XV. y.y. dokusunu oluşturan az sayıdaki örnek arasındaki yerlerini alırlar. Hele birinin, İslam Öncesine Roma Dönemine dek inen geçmişi, tarihsel perspektife yeni bir boyut katar.
    Hamamların bulunduğu semt, yerleşmenin en eski yapılarını içeren bir yer olması bakımından da önem taşır. Burası kaya mezarlarının bulunduğu, Kale dibi Mahallesidir. her ikisi de, Kale dibindeki konutlarca çevrilmiş olan Hamamlardan, bir yer altı Hamamı olan Deri Hamamının varlığı, ancak pek azı görülebilen kubbeleriyle belirir. Kapısına on bir basamaklı bir merdivenle inilerek varılan, Deri Hamamı, Roma döneminden gelme eski yapısının üzerine XV. y.y.da yapılmış bugünkü düzeniyle, bir Türk Hamamı haline getirilmiştir. 139 Hamamın gösterdiği üç bölümlü asıl kuruluş, İslam öncesi Hamam şemalarına, hele Roma Hamamına yakın bir plan verir. (bkz Plan XIX) Eski planına, sonradan, Türk Hamamlarında gerekli olan Soyunma ilk bölümü eklenmiştir. 140 Yine ahşap-kubbeli - bu bölümden başka sonradan yapılan değişimlerde, çeşitli hacimsel düzenlemelere de gidilmiştir. Böylece, eski temeller üzerinde, bir XV. y.y. Türk Hamamı kurulmuştur.

    Halk dilinde dolaşan söylentiye bakılırsa, hamam bir rastlantı sonucu ortaya çıkarılmıştır. Bu da, hamamın ilk yapımını, İslam öncesi döneme indiren görüşü güçlendirir.


    Kale dibindeki öteki hamam ise, Şeyh Muhittin Yavsi ya da halk ağzındaki adıyla Sabah Hamamı olarak bilinen XV. y.y. sonlarında yapılmış bir çifte hamamdır. Erkekler kısmı; dört eyvan, dört halvetten oluşan ve sık görülen düzenin, soğukluğa ayrılan hacimlerle bozulmasıyla, bir eyvan ve bir halvetini yitirerek üç eyvan ve üç halvetli, ortası kubbeli bir plana dönüştüğünü gösterir. Daha küçük ölçülerle tutulmuş kadınlar kısmı, ise; boyuna eksen üzerinde üç bölümlü düzeniyle, çorum-Osmancık'ta yine bir XV. y.y. yapısı olan Paşa Hamamına benzer. Her ikisi de büyük kubbeli, soyunmalıklarıyla tamamlanırlar.

    Hamamlarda, tromp ya da üçgenli geçişler, kubbe eteklerini dolanan stalaktit sıralı kuşaklar, yine stalaktit dolgulu geçiş öğeleri birbirinden farklı, hareketli görünümler getiren düzenlemelerdir.
#24.01.2008 15:37 0 0 0
  • çok hoş hazırlamışsın teşekkür ediyorum
#26.05.2008 15:33 0 0 0
  • tskrler...
#02.05.2009 17:21 0 0 0