Pazartesi bir gündü ve ertesi gün, haftanın salısı.
Eylüldü aylardan, hani mevsimin o utangaç sarısı.
Zaten bana azdı, birde sende kaldı ya aklımın yarısı.
Günlerim sendin o gün, haftalar sen, takvimler sen.
Bir iz bıraktın bende geçmedi, hala kanıyor yarası.
Kirpiklerinden mi aldı oku, EROS denen aşk tanrısı.
Öyle bir baktı ki gözlerin, gönlümde kaldı, karası.
Yaram yine sensin bugün, katlim sen, fermanım sen.
Bir ateşti, o güzel ellerinden ellerime düşüveren.
Senin dudaklarındı, güllere bu güzel gülüşüveren.
Aşk bir kıvılcımdı işte, istemeden de tutuşuveren.
Yangınım yine sensin bugün, ateşim sen, özlemim sen.
Dudaklarıma dokundukça adın, hala kalbim çarpıyor.
Gönlümün terazisi bir gün seni, bir gün sensizliği tartıyor.
Sen yüzümde gül'sünde, hasretin inan içime batıyor.
Gönlüm yine sensin bugün, yüzüm sen, hüznüm sen.
Hiçbir umudumu yokluğunun karanlığına gömmedim.
Yokluğun her gece ölüm gibiydi ama inadına ölmedim.
Kaç kere yırtıldı içim, gözlerinin kahrolası hasretinden
Gecem yine sensin bugün, efkârım sen, öfkem sen.
Şimdi solgun bir resme dönüşse de anılar gözümüzde.
Belki senli benli günler olurdu, yaşanacak önümüzde.
Belki bahara dönerdi mevsim, eylül sarısı yüzümüzde.
Şiirim yine sensin bugün, mısra'm sen, hecelerim sen.
Tekrarı yok biliyorum, yaşanan hiç bir dünün.
Dilerim gönlünce olur, yaşayacağın her günün.
O gül dudaklarını sonkez, en ıslak haliyle öptüm.
Sevincim sendin benim,mutluğum,neş'em sen..
Öylede kalacaksın içimde, ah bunu bir anlayabilsen!