Ana-babaya, Allah için bakmalı

Son güncelleme: 10.09.2008 00:41
  • Allahü teâlânın rızâsı, dînine bağlı olan ana-babanın rızâsında, Allahü teâlânın gazabı da, dînine bağlı olan ana-babanın gazabındadır. Peygamber efendimiz;

    (Cennet ana-babanın ayağı altındadır) buyurmuşlardır.



    Hadis-i şerifteki "ayağı altındar1; ifâdesi, ehl-i sünnet âlimleri tarafından ana-babanın rızâsı diye açıklanmıştır. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma vahyederek;

    (Yâ Mûsâ! Ana-babasını râzı eden, beni râzı etmiş olur. Ana-babasını râzı edip bana âsi olan kimseyi dahî iyilerden sayarım. Ana-babasına âsi olan, bana mutî olsa bile, onu fenâlar tarafına ilhâk ederim) buyurmuştur.



    Hasan-ı Basrî hazretleri, Kâbe"yi ziyâret ve tavâf ederken, sırtında zenbil olan bir kimsenin de, Kâbe"yi, sırtındaki zenbille tavâf ettiğini görür ve;

    -Kardeşim, arkandaki yükü koyup öylece tavâf etsen dahâ iyi olmaz mı? diye sorar. O kimse;



    "Yedi tavaf yaptırdım!r1;

    -Bu arkamdaki yük değil, babamdır. Babamı bu şekilde Şâm"dan yedi kerre buraya getirip tavâf eyledim. Çünkü, bana dînimi, îmânımı babam öğretti. Beni İslâm ahlâkı ile yetiştirdi cevabını verir.



    Bunun üzerine Hasan-ı Basrî hazretleri, o kimseye;

    -Kıyâmet gününe kadar, babanı böylece arkanda getirip tavâf eylesen, bir kerre kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet havaya gider ve yine bir defa gönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukâbil olur buyurur...



    Bir gün Peygamber efendimize bir kimse gelerek;

    -Yâ Resûlallah! Benim anam-babam ölmüştür. Onlar için ne yapmam lâzımdır? diye arz eder. Peygamber efendimiz;



    -Onlara dâimâ duâ eyle! Onlar için Kur"ân-ı kerîm oku ve istigfâr et! buyururlar. Eshâb-ı kirâmdan orada bulunanlardan birisi;



    -Yâ Resûlallah, bundan fazla yapılacak bir şey var mı? diye arz edince, Resûlullah efendimiz;



    -Onlar için sadaka verin ve hac eyleyin! buyururlar.



    Benî İsrail zamanında salih bir kimsenin üç oğlu vardı. Bir gün bu zât hastalanır ve hayatından da ümit kesilir. Üç oğlandan en büyüğü, küçük kardeşlerini çağırıp;



    -Ey kardeşlerim, babamız ağır hasta ve bakıma da ihtiyacı var. Fakat bakımı, hizmeti çok ağırdır, zordur. Babamızın epeyce de malı var. Benim size teklifim, babamızın malını siz alın ve bakımını, hizmetini de bana bırakın, der.



    Kardeşleri bu teklife itiraz etmezler, malları alıp bölüşürler ve babalarının bakımını, hizmetini de ağabeylerine bırakırlar. Büyük oğlan, salih bir kimse olduğu için babasının hizmetini, kendisine nimet, ganimet ve ibâdet bilir ve babasının vefâtına kadar da bu hizmeti yapar. Fakat hanımının bu işe hiç gönlü râzı olmaz ve malı almadığı için onunla münakaşa eder. O ise hanımına;



    -Ey hatun, ben babama mirâs için değil, Allah rızâsı için hizmet ediyor ve onun hayır duâsını almak istiyorum. Hayır ise, sizin bildiğiniz gibi malda, mülkte, makamda değildir. Bir kimsenin dünya dolusu malı olsa fakat o malın bereketi olmasa, o malda hayır yoktur. Hayır, ancak berekettedir, der. Ve büyük oğlana bir gece rüyâsında;



    -Git, filan yerde yüz altın vardır. Onu al nafaka yap denir. O ise;

    -Onda bereket var mıdır? diye sorar. Cevap olarak;

    -Hayır yoktur denir. Bunun üzerine;



    -Bereket olmayan şey bana lâzım değildir, cevabını verir ve bu gördüğü rüyâyı hanımına da anlatır. Hanımı, rüyâsında bildirilen altınları gidip almadığı için onunla münakaşa eder, ileri-geri konuşur.



    Bir altının bereketi!

    Ertesi gece tekrar rüyasında; "Filan yerde 10 altın vardır, git alr1; denilir. O yine bereket olup olmadığını sorar. Bereket olmadığını anlayınca yine almaya gitmez. Üçüncü gece kendisine yine rüyâda; "Filan yerde bir altın vardır, onu al da harçlık yapr1; denilir.



    O da bereketi olup olmadığını sorunca; "çok bereketlidirr1; cevabını alır ve uyanır. Hemen rüyâda bildirilen yere gider, o bir altını alır, pazara gidip iki tane balık satın alır. Balıkları eve getirip karınlarını yardığı zaman, balıkların karnında çok kıymetli ve iki dirhem ağırlığında kırmızı birer cevher olduğunu görür.



    Bunlardan birisini pazara götürüp satmak ister. Fakat hiç kimsenin almaya gücü yetmez. Nihayet 30 bin altın kıymeti ile zamanın hükümdarına satar. Sevinçle evine gelir ve cenâbı Hakka şükürler eder.



    Hükümdar o cevherin bir eşini daha araştırır fakat hiç kimsede bulamaz. r16;Tekrar ona soralım belki vardır" diyerek gelirler. r16;Bende vardır" deyince, onu da 70 bin altına satar ve böylece son derece zengin olur.



    Gece yattığı zaman rüyâsında kendisine;

    "Ey kişi, cenâbı Hakkın sana bu kadar lütuf ve ihsânı, bakıma muhtaç olan babana, ihlâs ile etmiş olduğun hizmet sebebi iledir. Âhirette sana yapılacak ihsânı ise, anlatmak mümkün değildirr1; denir.



    Netice olarak ana-babaya, muhtaç olsalar bile; ihtiyaçları olduğu için değil, Allahü teâlânın emri olduğu ve Onun rızâsı için bakmalı, hizmet etmelidir.
    (ALINTI)
#07.03.2008 08:26 0 0 0
  • ALLAH razi olsun insALLAH hayirli birer evlat olmak ve hayirli evlatlara sahip olmak nasip olur
#08.03.2008 22:48 0 0 0
  • paylasimin icin allah razi olsun kardes bugun babana sen yaparsan yarin cocunda sana yapar
#09.03.2008 05:51 0 0 0
  • Ellerine saglik
#09.03.2008 16:58 0 0 0
  • bugün allah için ne yaptin sorusu bence her müslüman ewladı için en büyük hayırlı şey anne ve babaya saygılı olması demektir:)
#09.03.2008 17:24 0 0 0
  • ne yazık günümüzde saygı kalmamış malesef huzur evleri yaşlı insanlarla dolu hemde çocukları zengin ama anne baba huzur evinde bu nasıl bir vicdandır anlayamadım ben o insanları orada görünce kahroluyorum unutmayınki herkes bir ihtiyar adayıdır ve bundan kaçış asla yoktur.
    hepimiz mutlaka yaşlanacağız en basiti çocuğu yetiştir onun için kendini feda et ama o seni alsın bir huzur evine kapatsın ama allah bunu kabul etmez unutmayalım ki eden muhakkak bulur allah sonumuzu hayır etsin inşallah

    paylaşım için allah razı olsun
#15.03.2008 10:37 0 0 0
  • emegine saglik cok tesekkürler
#30.03.2008 04:37 0 0 0
  • ana baba insan oğluna verilen büyük nimetlerindendir ii sahip olmak lazım hepinizden allah razı olsun
#09.09.2008 23:15 0 0 0
  • Bu tür bilgiler insanı derinliklere doğru itiyor. İnsanı derin düşüncelere sokuyor. Nitekim cennet annelerin ayakları altındaymış. Paylaşım için teşekkür ediyorum
#10.09.2008 00:41 0 0 0