Paranoya

Son güncelleme: 30.03.2008 13:40
  • Paranoya Paranoid bozukluklar
    Eski adlandırmaları PARANOYA veya PARANOİD DURUM olan bu hastalık günümüzde SANRILI BOZUKLUK olarak da adlandırılmaktadır. Eski zamanlardan beri bilinen bu hastalık hastaların olayları gerçekçi olmayan değişik bir uslamlama kullanmalarından dolayı paranoya (para=deðiþik, noia=düþünme) olarak adlandırımıştır. Gerçekten ilginç olan bu ruhsal hastalık psikiyatrik sınıflandırmada psikozlar grubunda yer almaktadır. Yani hastanın gerçeği değerlendirme yetisini ileri derecede bozmaktadır. Oldukça seyrek görülen paranoid bozukluk ciddi ve kronik gidiş göstermektedir. Genelde hastaların gerçek olmayan düşünceleri vardır (sanrı) ve bu hastanın hayatını ileri derecede olumsuz etkilemektedir. Bunun dışında hastada neredeyse psikiyatrik bulgu yok denecek kadar azdır. Hastanın tüm yaşamı sanrısına göre ayarlanır. Bu sanrılar çok çeşitli olabilir ve hastanın bir sanrısı vardır. Örneğin kişinin hakkı yenmiştir ve bundan dolayı kiþi devamlı mahkemelerde hakkını arar veya hep dava açmakla uğraşır. Ya da kötülük görme (perseküsyon) sanrılarından dolayı birileri tarafından izlendiğini, tuzaklar kurulduðunu, zarar verileceðini düþünür ve hayatý buna göre biçimlenir. Kýskançlýk sanrýlarýyla eþinin kendisini aldattığını, gizli bir takım ilişkileri olduğunu düşünebilir.
    Bu hastalýðýn en önemli özelliði yukarýda örnek verilen durumlarý düþünürsek, hastaya mantýklý ve geçerli kanýtlar gösterilse bile hasta sabit ve gerçek dışı düşünceleri olduğuna ikna edilemez. Hatta çoğu kez ikna etme girişimleri ters teperek hastanın size kızgınlık ve düþmanlık duyguları geliştirmesine neden olur. Paranoid hastalar tehlikeli hasta grubu olarak kabul edilebilir. Eğer siz kendinizi bir an hastanın yerine koyarsanız ne kadar rahatsızlık verici tehdit edici bir dış dünyaya karşı, ne kadar gergin bir iç dünyanız olabileceğini farkedebilirsiniz. Bu nedenle bu hasta grubu ani ve ciddi saldırılarda bulunabilir.
    Hastalığın tedavisi oldukça zordur. Hastalıklarını kabul etmediklerinden ya zorla ya da kandırılarak yakınları tarafından hekime getirilirler. Hekim hastayla güven ilişkisi kurarak hastaluğın ortaya çıkış nedenlerini araştırmalıdır. Hekimin hastayla mantık ya da felsefe tartışması yararsızdır. Hasta yakınları ve hekim hastaya karşı dürüst olmalı, kandırmamalı, açık olmalıdır. İlaç tedavileri diğer tedavi modalitelerinden daha başarılıdır. Genellikle antipsikotik grubu ilaçları uzun yıllar kullanmaları gerekir.

    Paranoid Bozukluðun Evreleri
    1.Erken Dönem
    2.Başlangıç Kristalizasyonları Dönemi
    3.En Son Kristalizasyon Dönemi
    4.Paranoid Davranışlar Dönemi

    1.Erken Dönem
    Paranoid reaksiyonların uzunca bir süre süren prodrom dönemi vardır. Daima kendilerinin engellendiğini, tehdit edildiði gibi duygularla güvenilecek kimse bulunmadığı inanışı ile kendilerini çevreden çekerler ve çevre ile olan ilişkilerini azaltırlar. Aslında çevredeki insanlara çok fazla gereksinme duyarlar ancak bu gereksinmeyi güvensizlik nedeni ile gideremezler. Gerçekte objektif ilişki kuramayan bu insanlar bu sefer ilişkileri yeniden fakat hezeyanlarla tamir ve telafi gayreti içine girerler ve sıkıntı içine düşerler. Yaşadığı dünyanın tehlikeli olduğunu ve herşeyin değişmeye baþladığını düşünmesiyle beraber kişinin kendisinde bir gariplik olduğu sezilmeye başlanır.
    Bu kişiler çevrelerinde bir takım garip şeylerin döndüğünü, bunu anlayamaduğını, hiç kimseye güvenemediklerini hissederek, çevrelerinde olup biteni çıkarsamaya çalışırlar. Herşeyin kendileri ile ilgili olduğu ve bir takım gizli anlamlar taşıdığını düşünmeye başlarlar. Aslında ileri sürülen tüm endişe ve korkular kişilerin bilinçdışı impulsları, bunların inkarıve dışa yansıtılması ile ilgilidir. Hastalar bu yüzden tüm dikkatin kendi üzerlerinde toplandığını sanırlar. Bu dönem oldukça uzun sürer.
    2.Baþlangıç Kristalizasyon Dönemi
    Bu dönemde bir takım düşmanlık duygularının dışa yansıtılması sürdürülür. Bu yansıtma onun savunma sisteminin bir kısmıdır. Hastalar bu dönemde bir takım bilinmeyen nedenler dolayısıyla yalnız bırakılmak istendikleri inancı içerisindedirler. Çevrelerinde bulunan bazı insanların iyi niyetten yoksun olduklarını düşünürler. Kendileri ile sürekli uğraşılmakta ve gözlenilmektedirler.
    3.En Son Kristalizasyon Dönemi (Paranoid Yalancı Toplum)
    Hasta bu döneme gelinceye kadar kendisi hakkýnda bu kadar tehlikeli þeyler yapanlarýn kimler olduðunu bilmemektedir. Bu dönemde hastalar kendilerinin tüm bilinç dışı impulslarının (cinsel ve düþmancıl) yansıtıldığı bir "yalancı toplum" yaratırlar. Bu "paranoid pseudo community" hastaya karşı amaçlı hareket eden gerçek ve hayali kişilerden kurulu hayali bir organizasyon olup, bu organizasyonlar gizli örgütler, uluslararası kuruluşlar, siyasi organlar vs olabilir. Bu şekilde dış çevre ile hezeyansal bir temelle yeniden ilişki kurarlar. Şimdi artık düşmanlarını bilmekte ve tanımaktadır. Bu hastalara bir güven duygusu vermektedir. Bilinen bir şeye karşı korku duymak daha kolaydır (Bilinç dışı korkudan ziyade dış dünyada bilinen düşmana karşı korku). Hastaların projeksiyonuna göre bu yalancı toplum organizasyonu devam ederken gerçek olaylarla değiştirilirler. Bunlar hezeyansal tefsirlerle zenginleştirilirler. Çoğu paranoid reksiyonlar bundan daha ileriye gitmezler, bu dönemde kronik bir şekilde kalırlar. Bir kısmında gerçek ilişkilere bir dönüş olabilir.
    4.Paranoid Davranışlar Dönemi
    Paranoid kişilerin davranışları normal kişiler tarafından pek anlaşılamaz. Çünkü bu hareketlerin arkasında yatan impulslar bilinmez. Akut kızgınlık ve şiddet biçimindeki davranış bozuklukları insanların bu kişilerden uzak durmasına neden olur. Bu şekilde yalnızlıkları artar. Bazı makamlara şikayetler olabilir. Bu tip hastalar persekütörleri için polisten yardım isteyebilir, savcılara başvurabilirler. Kendileri için bu yalancı toplumdan kaçmak olanaksızlaşmıştır. Çünkü nereye gitseler kendi bilinç duşı düşmanlık impulslarından kurtulamazlar. Persekütörlerine karşı saldırgan bir tutum takınırlar. Bu nedenle hastanın düşmanlık duyduğu kişilere karşı saldırganlık göstermeleri söz konusudur.

    Nesrin Savaş Kantarcı
#12.03.2008 10:22 0 0 0
  • paylaşımımlarınız için teşekkürler.Paranoyak kuruntular arasında, kişinin, takip edildiği, elektronik araçlarla gözlendiği, yiyecek veya içeceklerinin zehirlendiğini zanneder.
#12.03.2008 15:22 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler
#30.03.2008 13:17 0 0 0



  • Halk arasında, paranoya deyimi, genellikle bir şahsın, çevresindekiler hakkında aşırı şüpheciliğini tanımlamak için kullanılır. Böyle bir kişiye yapılan tavsiyeler, iyi niyetli bile olsa, o kişi tarafından kötü niyetle yapılmış olarak algılanır. Başkalarının kendisi hakkında komplo yaptığı kuruntusuna kapılabilir, kendilerine veya mülklerine karşı bir tehdit olduğu endişesi içine düşer. Bu düşünceler, o şahısa büyük rahatsızlık verir. Çevresindekiler de, bu durumdan rahatsız olur.

    Psikiyatrist, Emil Kraepelin, en önemli veya yegâne belirtinin kuruntulu inançlar olduğu ruhsal hastalıkları tanımlamak için, paranoya terimini, kullanmıştır. Terimin kati kullanımı zaman içinde değişmiştir. Kraepelin'in tanımlaması, günümüzde genel olarak terkedilmiştir. Psikiyatristler tarafından, günümüzdeki kullanımıyla, paranoya, kişinin kendisine yönelik (ben merkezli) herhangi bir kuruntuyu işaret etmek için kullanılır. Daha belirli olarak, eziyet korkusuna yol açan bir kuruntuya işaret etmek için kullanılır. Bundan dolayı, psikiyatrik kullanım değişebilir.

    Psikiyatride kullanımı

    Emil Kraepelin akıl hastalıklarının değişik biçimlerini sınıflandırdığı çalışmasında, kuruntunun olduğu fakat akli yeteneklerde herhangi bir kötüye gidişin görülmediği durumu tanımlamak için safi paranoya terimini kullanmıştır. Bu tanımda diğer şizofrenik bulgular bulunmamaktadır.

    Yunanca, παράνοια (paranous) düpedüz delilik anlamına gelir (para = dışarda; nous = akıl, aklını kaçırma). Kraeplin bu köke, kuruntusal inanışları da ekleyerek kendi tanımlamasını geliştirmiştir. Kraeplin'in Yaptığı Paranoya tanımlasında kuruntulu inanışın ne olduğunun önemi yoktur, herhangi bir kuruntulu inanış paranoya olarak sınıflandırılabilir.

    Kuruntuların belirgin olduğu şizofreni biçimini için paranoyak şizofreni terimi kullanılır. Bu tanımlamada, kuruntuların hastaya rahatsızlık verip vermediği dikkate alınmaz Yani, hasta, kuruntuları ile uyum içinde olsa bile paranoyak şizofreni tanısı alabilir.

    Ancak, son dönemlerde, kişideki kuruntuların rahatsızlık verici olması kavramı tekrar önem kazanmıştır. Özellikle, iki ana nokta özerinde durulmaya başlanmıştır:

    Kişinin, kuruntuları nedeniyle kendisine zarar verecek davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesinin olması
    Kişinin, kuruntuları nedeniyle başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesinin olması
    Paranoya çoğu zaman şizofreni gibi psikotik hastalıklarla iç içedir. Bununla birlikte seyrek olarak, paranoyak kişilik bozukluğu gibi, psikotik olmayan, diğer durumlarda da gözlenebilir.

    Paranoya, bireyin herhangi bir olay karşısında olayın oluşumundan farklı olarak gelişebileceğini kendi içerisinde canlandırma yolu ile öne sürdüğü ve sınırsız sayıda çeşitlendirebileceği hayal ürünlerinin tümüdür.




#30.03.2008 13:39 0 0 0
  • paylaşımınız için teşekkürler
#30.03.2008 13:40 0 0 0