Bir fidan olsam toprakta suyum sen olsan,
Kurur kalırım gülüm, senle acamam...
Varsa söylenecek bir söz; sevgi adına,
Bırak ben söylerim gülüm, sen sadece sus...
Görmedin mi vefasızlar; vefa görmezler,
Bilir misin son sözü aşk adamı söyler,
Son demlere bakıp yüreğini soğutma,
Bu yürek kırk vefasızı bir anda siler...
Tel tel olsa yüreğim, her tel sen olsan...
Koparırım yureğimi, yine aramam seni...
Varsa söylenecek bir söz; sevgi adına,
Bırak ben söylerim gülüm, sen sadece sus...
İşte böyle gideceksin salına salına,
Ardına baka baka
Kimi bekliyorsun da bakarsın ardina? demezler mi adama?
Sen bir gurursuzu sevmedin ki güzelim!
Ki gelsin ardindan...
O asilce sevdi ve asilce gitti...
Yaptığını çekeceğinden kuşkun mu vardı da,
Şimdi elem içinde ağlarsın...
Görünen köy misali var miydi gerek kılavuza?
Şimdi yerli yersiz ağlama vaktidir,
Çevrene ne yapacağım diye sorma vaktidir...
Alacağın cevabı ben söyleyim güzelim...
Bilmiyorum diyecekler!
Kimin gücü yeter ki zamanı geri çevirmeye?
Öyleyse sen sadece susmayı dene...
İlk gittiğin gibi güçlü sansınlar seni,
Bu beni daha mutlu eder...
Bir çaresizi mi sevmişim dememem için,
Sen öyle olmasan da ve ben bilsem de,
Sen güçlüymüş gibi yap...
Şimdi hoşçakal deme zamanı ama sen hoşça kalmayi haketmiyorsun!
Sevmenin ve sevilmenin hakkını verebilenindir o...!
Sana söylenecek tek sözüm var,
Bu ömrü sevgiye hasret;
Mecnun misali yaşaman dilegiyle...