Peygamberlerin duaları

Son güncelleme: 30.03.2008 04:27
  • Peygamberlerin duaları



    Allah'ın en seçkin kulları olan peygamberler Yaratana nasıl dua etmişlerdi? Kuran-ı Kerim ayetlerinde peygamberlerin duaları nasıl yer alıyor?
    30 Kasım 2005 00:08
    Yazı boyutunu büyütmek için
    Dua bir inanma, bir kabulleniş olduğu kadar, kalbin bir gereksinimi, sakinleşebilmesi için gerekli ve vazgeçilmez bir zorunluluktur. Dua kul ile yaratıcısı arasında kurulan aracısız bir bağdır.


    Allah peygamberlerinin dualarını da Kur'an-ı Kerim'de bizlere aktarmıştır. Peygamberler ne isterler ise Allah'tan istemişler, ama bir usul-üslup dairesinde niyazda bulunmuşlardır. Peygamber dualarından örneklere Yüce Kitabımızda çok sık rastlamaktayız. Bunları "genel" yani Peygamberlerin ortak duaları ile "özel" dualan diye iki grupta toplayabiliriz. Fide yayıncılığın geçtiğimiz ay neşrettiği, Kur'an ve Hadiste dualar kitabından sizlere bu özel duaları aktarıyoruz...

    Peygamberlerin ortak (genel) duaları:



    Onların sözleri ancak:

    "Rabbimiz!

    Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret,

    Kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!" demekten ibaretti. (3: Al-i İmran Suresi:147)

    Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Allah bana yeter; O'ndan başka tanrı yoktur, yalnız O'na güveniyorum; O büyük arşın Rabbidir." (9: Tevbe Suresi: İ29)

    Peygamber: "Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet, anlattıklarınıza karşı ancak Rahman olan Rabbimizden yardım istenir" dedi. (21: Enbiya Suresi:112)

    Peygamberlerin özel duaları:

    Hz. ibrahim (as)'in duası

    İbrahim (as)'in putperest kavmine karşı konuşması ve onların şahitliğinde Rabbine yalvarması:

    ibrahim:

    "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur.

    Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim!

    Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.

    Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır, insanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme" demişti. (26: Şuara Suresi: 75-89)

    Hz. İbrahim'in Mekke şehri ile ilgili duası ve Beytullah'ın duvarla*rını yükseltirken oğlu İsmail ile birlikte Rabbine yakarışı:

    Ve o vakit ibrahim;

    "Ey Rabbim, burasını güvenli bir belde kıl, halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvelerle rızıklandır" diye yalvardı.

    Allah buyurdu ki:

    "Küfredeni dahi rızıklandırır da hayattan biraz nasip aldırırım, sonra da onu ateş azabına uğratırım ki, orası ne yaman bir duraktır!"

    Ve ne vakit ki İbrahim, Beyt'in temellerini yükseltmeye başladı,

    İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler:

    Ey Rabbimiz,

    bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin.

    Ey bizim Rabbimiz, hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen

    müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen

    müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını

    göster, tevbemize rahmetle bakıver.

    Hiç şüphesiz Tevvâb sensin, Rahîm sensin.

    Ey bizim Rabbimiz,

    Bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin

    âyetlerini tilavet eylesin,

    Kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, Hikmet sahibi (2: Bakara Suresi: 126-129)

    Hz. Zekeriyya (as)'ın duası

    Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti:

    "Rabbim!

    Bana katından hayırlı bir nesil ver.

    Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi

    (3: Al-i Imran Suresi: 38)



    Zekeriyya da: "Rabbim!

    Beni tek Başıma bırakma, Sen varislerin en hayırlısısın" diye nida etmişti. (21: Enbiya Suresi: 89)

    Hz. Şuayb (as)'ın duası

    Milletinin büyüklük taslayan ileri gelenleri, "Ey Şuayb! Ya dinimize dönersiniz ya da, and olsun ki seni ve inananları senin*le beraber kentimizden çıkarırız" dediler. Şuayb, onlara: "istemezsek de mi?

    Allah bizi dininizden kurtardıktan sonra ona dönecek olursak, doğrusu Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz.

    Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize dönmek bize yakışmaz. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz yalnız Allah'a güvendik Rabbimiz!

    Bizimle milletimiz arasında hak ile Sen hüküm ver, Sen hükmedenlerin en hayırlısısın" dedi. (7: Araf Suresi: 88-89)

    Hz. Musa (as)'ın duası

    Hz. Musa haksız yere bir adamı öldürdüğünde rabbine şöyle dua etti: Musa:

    "Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla" dedi. (28: Kasas Suresi: 16)



    Musa, korku içinde çevresini gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalim milletten kurtar" dedi. Medyen'e doğru yöneldiğinde:

    "Rabbimin bana doğru yolu göstereceğini umarım" dedi. (28: Kasas Suresi: 21-22)

    Musa onların davarlarını suladı.

    Sonra gölgeye çekildi:

    "Rabbim!

    Doğrusu bana indireceğin hayra muhtacım" dedi.

    (28: Kasas Suresi: 24)

    Vahiy geldikten sonra da Hz. Musa rabbinden yardım istemişti. Musa: "Rabbim!

    Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar.

    Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok teşbih edelim ve çokça analım.

    Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. (20: Taha Suresi: 25-35)

    Musa, tayin ettiğimiz müddette milletinden yetmiş kişi seçti; onları sarsıntı tutunca dedi ki: "Rabbim!

    Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyin*sizlerin yaptıklarından dolayı bizi yok edermisin?

    Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin." "Bu dünyada ve ahirette bizim için güzel olanı yaz; biz Sana yönel*dik" dedi. (7: Araf Suresi: 155-157)

    Musa: "Rabbimiz!

    Doğrusu sen Firavun'a ve erkanına ziynetler ve dünya hayatında mallar verdin. Rabbimiz!

    Senin yolundan şaşırtmaları için mi? Rabbimiz!

    Mallarını yok et, kalplerini sık; çünkü onlar can yakıcı azabı görmedikçe inanmazlar" dedi. (10: Yunus Suresi: 88)

    Hz. Nuh (as)'ın duası

    Nuh:

    "Rabbim!

    Beni yalanlamalarına karşılık bana yardım et" dedi.

    (23: Mü'minun Suresi: 26)

    Ey Nuh!

    Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince:

    "Bizi zalim milletten kurtaran Allah'a hamdolsun" de.

    "Rabbim!

    Beni mübarek bir yere indir.

    Sen indirenlerin en iyisisin" de

    (23 Mü'miııun Suresi: 28-29 )



    O peygamber:

    "Rabbim!

    Beni yalancı saymalarına karşılık bana yardım et" dedi.

    (23: Mü'minun Suresi: 39)

    De ki:

    "Rabbim!

    Onların tehdit olundukları şeyi bana mutlaka göstereceksen, o zaman beni zalim milletin içinde bulundurma Yarabbi." .

    (23: Mü'minun Suresi: 93-94)

    Deki:

    "Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından Sana sığınırım." "Rabbim! Yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım.". (23: Mü'minun Suresi: 97-98)

    Nuh:

    "Rabbim!

    Milletim beni yalanladı. Benimle onların arasında Sen hüküm ver.

    Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi.

    (26: Şuara Suresi: 117-118)

    Nuh dedi ki:

    "Rabbim!

    Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım."

    "Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı."

    "Doğrusu ben Senin onları bağışlaman İçin kendilerini her çağırışımda. Parmaklarını kulaklarına tıkadılar.Elbiselerine büründüler, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler. (71: Nuh Suresi: 5-7)

    Nuh:

    "Rabbim!

    Doğrusu bunlar bana baş kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kur*dular" dedi. insanlara:

    "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ged, Sava, Yağus.Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler. "Böylece birçoğunu saptırdılar;



    Rabbim!

    Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır." Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular; ateşe sokuldular, ken*dilerine Allah'tan başka yardımcı bulamadılar.

    Nuh dedi ki:

    " Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma." "Doğrusu Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; sadece ahlaksız ve çok inkarcıdan başkasını doğurup yetiştirmezler." " Rabbim!

    Beni, anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zalimlerin de yalnız helakını artır." (71: Nuh Suresi: 21-28)

    Hz. Süleyman (as)'ın duası

    Süleyman, onun sözüne hafifçe güldü ve:

    " Rabbim!

    Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmeme, hoşnut olacağın barışçıl bir iş yapmaya beni muvaffak kıl.

    Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına koy" dedi.

    (27: Neml Suresi: 19)



    Ona:

    "Köşke gir" dendi;

    salonu görünce, onu derin bir su zannetti, eteğini çekti. Süleyman: "Doğrusu bu camdan yapılmış mücella bir salondur" dedi. Melike: " Rabbim!

    Şüphesiz ben kendime yazık etmişim. Süleyman'la beraber, Alemle*rin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" dedi. (27: Neml Suresi: 44)

    Hz. Lut (as)'ın duası

    Lut:

    "Doğrusu yaptığınıza çok kızanlardanım.

    Rabbim!

    Beni ve ailemi bunların yapa geldiği kötülükten kurtar" dedi.

    (26: Şuara Suresi: 168-169)
#13.03.2008 10:23 0 0 0
  • Ellerine saglik
#13.03.2008 18:22 0 0 0
  • Allah razı olsun
#14.03.2008 14:54 0 0 0
  • allah razı olsun
#15.03.2008 10:23 0 0 0
  • allah razi olsun saol
#20.03.2008 19:58 0 0 0
  • güzel paylasim icin tesekkürler emegine saglik
#30.03.2008 04:27 0 0 0