HAYVAN HASTALIKLARI(KÖPEK)

Son güncelleme: 04.11.2022 16:23
  • 1)KENNEL COUGH ( Canine Parainfluenza ve Canine Adenovirus Tip-2 Enfeksiyonları)

    Köpeklerin solunum yollarına yerleşen, yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin her bireyde görülebilen viral bir hastalıktır. Köpek gençlik hastalığı ile beraber seyrettiği de olur. Altı haftadan altı aylığa kadarki köpek yavrularında daha ağır seyreder.

    Herhangi nedenden ötürü solunum yollarındaki hücresel tahriş hastalığa karşı daha duyarlı hale getirir.Hava sirkulasyonu eksikliği, hijyenik kurallara uyulmayışı hastalığın görülmesine ve yayılmasına uygun zemin hazırlar. Üst solunum yollarıyla beraber akciğerler de etkilenir. Yutak bölgesi oldukça hassastır, bu bölgeye basılmasıyla öksürük aktive edilebilir.

    Olaya Bordatella grubu bakteri katılırsa, ağır bir bronşit tablosu çoğu zaman kendini gösterir. Burun ve göz akıntısı söz konusu olur. Bölgesel lenf yumrularında şişkinlikler görülür.

    Genellikle hastalığın görüldüğü bölgelerde 3-4 haftalık yavrulara burun içi aşı uygulamalarının
    yapılması önerilmektedir. Polivalan Parainfluenza ve CAV-2 aşıları 6 haftadan itibaren yavrulara
    uygulanmaya başlayabilir.
#15.11.2004 19:26 1 0 0
  • 2)





    KÖPEK GENÇLİK HASTALIĞI(Canine Distemper)
    Gençlik Hastalığı, dünyanın her bölgesinde görülebilen, son derece bulaşıcı, ateşli, kan tablosunda değişimlerle karakterize, solunum ve sindirim sistemini etkileyen, sinir sistemi semptomları ile kendisini gösteren bir hastalıktır. Özellikle insana, maymun ve kopekye geçmez.

    Hastalık etken paramyxovirus isimli bir virus olup, insanlarda kızamık hastalığına sebep olan virusla aynı antijenik özelliklere sahiptir.

    Genellikle virusun vücuda girişini takiben 3-6 gün içerisinde 41 dereceye varabilen ateş ve olası bir lökosit azalması ile kendini gösterir. Bu dönemin herhangi bir belirti göstermeden seyrettiği de olur. Bir hafta kadar süren bu dönemden sonra iltihaplı bir burun akıntısı, göz akıntısı, öksürük görülür. Eğer virus sindirim sistemine yerleşirse karın boşluğundan köken alan bir ağrı, kan ishal, ağız bölgesinde yaralar görülebilir. Sinir sistemi formunda ise yer yer kramplar, sara nöbetine benzer baygınlık, titreme,bazen saldırganlık, ısırma, doğru yürüyememe, tam-yarım felçler söz konusu olur. Tüm bu belirtiler hastalarda değişik organ ve dokularda olabilir, tüm sistemlere yayılabilir ya da bir-iki sistemde yerleşir ve kalır. Bazı hastalarda iki haftada geçebilirken üç haftaya uzayan vakalarda prognoz kötüdür.

    Genel olarak vücuttaki virusun öldürülmesi söz konusu olmadığından, olaya karışacak ikincil bakteriyel enfeksiyonların önlenmesine çalışılır. Tedavi süresince hastanın bakımı ve beslenmesi çok önemlidir. Hasta temiz, sıcak bir yere alınıp, yüksek protein değerli diyet ile beslenmelidir. Geniş spektrumlu antibiyotikler ve sıvı-elektrolit tedavisi, çeşitli vitaminler organizmanın direncini arttıracağından tedavide etkilidir. Sinirsel forma geçmiş olan vakalarda antikonvulzif adı verilen kas gevşeticiler kullanılabilir.

    Köpeklerimizi korumanın yolu bir buçuk aylıkken aşılamaktır. Altıncı haftadan on ikinci haftaya kadar yavrular 3-4 haftada bir aşılanmalıdır. Aşılar yılda bir kez tekrarlanmalıdır. Daha önce bu hastalığı geçirmiş olan köpeklerden elde edilen serumlar (immun serumlar) birkaç haftalık koruma sağlayabilir.

    Hastalığa karşı bağışıklık gelişmiş olan annenin sütü aktif bağışıklıkta en önemli rolü oynar.
#15.11.2004 19:28 1 0 0
  • 3)KANLI İSHAL (Canine Parvovirus)

    Köpeklerin sindirim sistemlerine yerleşen, geniş pH derecelerine ve yüksek sıcaklıklara karşı son derece dayanıklı bir virusun neden olduğu yüksek ateşle seyreden bir hastalıktır.

    Etkenin vücuda alınmasıyla belirtilerin ortaya çıkması arasındaki inkubasyon süresi 5-7 gündür. Yüksek düzeyde ölümle seyreder. Yine de anneden sütle aldığı maternal antikorlar oluşan hastalığa karşı organizma direncinin şekillenmesinde önemli rol oynar. İlk birkaç gün içerisinde ölüm şekillenmezse ileri derecede sıvı kaybı, bununla beraber sodyum, potasyum ve bikarbonat maiktarında azalma, aktivitede düşüş, kanlı ve ağır kokulu bir ishal ve kusma ile seyreder. Karın boşluğu son derece ağrılı bir tablo çizer. Özellikle yavrularda 41 dereceye varan şiddetli bir ateş görülür. Söz konusu virus bağışıklık sistemini de büyük ölçüde baskı altına aldığından özellikle hastalığın başlangıç döneminde yapılacak kan sayımında; lökosit sayısında önemli düşüş görülür.

    Sözü geçen virus aynı zamanda kalp kası dokusuna da yerleşme olasılığı da bulunur ve kalp kökenli problemler sonucunda ölümler şekillenir.

    Altı haftalıktan başlayan ve yılda bir tekrarlanan aşılar korunmada en önemli faktörlerdir. Doğru zamanda yapılan doğru uygulamalar çok sevdiğimiz dostlarımızın hayatlarını kurtarır.
#15.11.2004 19:29 1 0 0
  • 4)HEPATİTİS CONTAGİOSA CANİS (Bulaşıcı Köpek Hepatiti)

    Çoğunlukla genç köpekler olmak üzere tüm yaş gruplarında etkili olan Canine Adenovirus Tip-1 ve Tip-2 isimli virusların oluşturduğu viral bir hastalıktır. Karaciğer dokusu en fazla yerleştiği dokudur.Aynı virusun göz ve damar dokusuna da yerleştiği olur.

    Etken vücuda girdikten 4-7 gün içerisinde kendini gösterir. Yüksek ateşle beraber kalp atışında artış, iştahsızlık, su tüketiminde artma, göz ve burunda akıntı ile bazen kusma söz konusu olur.
    Enfeksiyon hasta hayvanların, dışkı ve salyaları ile bulaşır, iyileşen köpekler 6 aya kadar virusu bulundukları ortama saçabilirler.

    Karaciğer kökenli bir enfeksiyon olduğundan kanın pıhtılaşma süresindeki artış dikkati çeker.

    Ultrason ve radyografide çoğu zaman karaciğer organının büyümesi dikkati çeker. Bunun yanı sıra Kan testlerinde yine karaciğere yönelik bazı bulgular elde edilir.

    Aşılama kesin koruma sağlar. Polivalan olarak 9-12.haftada başlanıp her yıl tekrarlanan aşılar etkin koruma sağlar. Tüm viral hastalıklarda olduğu gibi düzgün alınan anne sütü hastalığa karşı oluşan bağışıkta önemli rol oynar.
#15.11.2004 19:29 1 0 0
  • 5)KALÇA DİZPLAZİSİ ( HIP DYSPLASIA)

    Daha çok genç yaşlarda; alman kurt, rottweiler, boxer gibi yetişkin ağırlığı 10 kg.geçen köpeklerde; cinsiyet ayrımı olmaksızın görülebilen bir gelişim hastalığıdır. Hızlı gelişen büyük cüsseli köpeklerde görülme sıklığı %50 ye kadar varabilmekte; bu grup köpeklerden sadece Greyhound ırkı köpeklerde rapor edilmemiştir.

    Kalça Dizplazinin görülmesinde kalıtsal faktörkler önemli rol oynamaktadır.

    Bu hastalıkta, kalça eklemindeki anomali, femur adı verilen kemik başının acetabulum denilen kemik yuvasına olması gereken tam uyumunu engeller. Doğumda kıkırdak yapıya sahip olan femur başında zamanla kemikleşme sürecinde çevresel dokuların da dejenerasyonu ile olumsuz bir gelişim söz konusu olabilir. Yürüyüşte görülen bozukluk bunun en tipik göstergesidir. Zaman içinde oluşan travmalar kemik ve çevresindeki dokularda değişik lezyonlar oluşturur. Hastalıktan etkilenen köpekler yattıkları yerden kalkmakta isteksiz görünürler. Yürüyüş ve koşmalarda çabuk yorulurlar. Yürüyüşlerde arka bacaklar sallantılıdır, oturuşta asimetri gözlenir. Arka bacakların koşma esnasında beraber atılması Tavşan Yürüyüşü çok belirgindir.

    Köpekte kalça displazisinin verdiği ağrı 5-6 aylıktan itibaren başlar. Bu ağrının kökeni muhtemelen femur başı, acetabulum denilen kemiğin oturması gereken çukurluk ile çevresel kas ve ligamentlerdir. Kenidini iyi gösteren olgularda 4 ila 6. aylarda röntgen muayeneleriyle tespit edilebilir. Tüm bireylerde aynı yaşta saptanmadığı da olur. Kesin röntgen tanısı 24-30. aylarda konulur.





    Sol eklembaşı yerinde iken, sağ eklem başı olması gereken yerden uzaklaşmış.



    Solda kemiğin başı Caput Femoris , kalça kemiğinin çukurluğuna Acetabulum tam oturuyor ve iki oluşumun yüzeylerinde herhangi bir pürüz yok. Sağdaki resimde Caput Femoris, Acetabuluma yumuşak oturmuyor ve yüzeyindearthrit denilen dejeneratif bozukluğu simgeleyen pürüzler mevcut.

    Hastalıktan etkilenen köpekler yattıkları yerden kalkmakta isteksiz görünürler. Yürüyüş ve koşmalarda çabuk yorulurlar. Yürüyüşlerde arka bacaklar sallantılıdır, oturuşta asimetri gözlenir. Arka bacakların koşma esnasında beraber atılması Tavşan yürüyüşü çok belirgindir.Köpekte kalça displazinin verdiği ağrı belirtilen 5-6 aylıktan itibaren başlar. Bu ağrının kökeni muhtemelen femur başı, acetabulum ile çevresel kas ve ligamentlerdir. Kendini iyi gösteren olgularda 4 ila 6. aylarda röntgen muayeneleriyle tespit edilebilir. Tüm bireylerde aynı yaşta saptanmadığı da olur. Kesin röntgen tanısı 24-30. aylarda konulur.

    Hastalığın oluşumunda birden fazla faktörün etkili olduğu savunulmaktadır. Beslenme ve diyetin etkisinin olduğu gibi, hayvanın ağırlığının büyük rol oynadığı rapor edilmiştir. Kalçadaki bölgesel kasların gelişim yetersizlikleri ve eklem gevşekliği de esas sebepler arasında sayılabilir. Hastalıktan etkilenen köpekler yattıkları yerden kalkmakta isteksiz görünürler. Yürüyüş ve koşmalarda çabuk yorulurlar. Yürüyüşlerde arka bacaklar sallantılıdır, oturuşta asimetri gözlenir. Arka bacakların koşma esnasında beraber atılması Tavşan yürüyüşü çok belirgindir.

    Dünyada uygulanan yaygın tedavi yöntemleri medikal ve operatiftir. İlaç tedavisinde mevcut ağrının giderilmesine çalışılır. Operatif müdahaleler ekleme olan baskıyı azalma ve eklem görevi yapabilecek prosesler geliştirmeye yöneliktir.
#15.11.2004 19:30 1 0 0
  • sorularınızı buraya ekleye bilirsinizz noimage
#15.11.2004 19:33 0 0 0
  • BU KONUYLA İLGİLENMEN GUZEL
#15.11.2004 19:38 0 0 0
  • BİLGİ VERDİGİN İÇİN TEŞEKKÜRLER
#27.11.2004 11:36 0 0 0
  • Teşekkürler
#27.11.2004 12:32 0 0 0
  • ßiLgi İçin Te$ekkürler...........
#06.12.2004 10:59 0 0 0
  • EMEKLERİNE SAĞLIK PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
    HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM
    :cubuk:
#27.12.2005 21:47 0 0 0
  • Paylaşım için Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık
#04.11.2022 16:23 0 0 0