Sigara ve Sağlık

Son güncelleme: 26.06.2009 23:20


  • _________________________________________________________________


    noimage


    Sigara ve Sağlık




    Dünden Bugüne Sigara Kullanımı

    20. yy'ın ikinci yarısında dünyada 60 milyon insanın erken ölümüne sebep olan ve "asrın vebası" olarak adlandırılan tütün alışkanlığının dört bin yıl önce, tarihte Maya olarak bilinen Orta Amerika ülkelerinde kullanıldığı bilinmektedir.

    Avrupalılar tütünü 1492 yılında Küba'ya ayak basan Christopher Columbus sayesinde öğrenmiştir. Yerliler, dini törenlerde adamlarına ikram ettikleri nesneyi TOBACOS olarak tanıtmışlardır. Tütün tarımı ilk kez 1612 yılında Virjinia'da John Wolfe tarafından gerçekleştirilmiş ve 1619 yılında da 9 tonluk ilk ihracat Londra'ya yapılmıştır.

    Tütün kullanımı Osmanlıya ise 17. yy'da Venedik ve Genova'lı denizciler tarafından tanıtılmış fakat sebep olduğu yangınlar dolayısıyla zamanın padişahı IV. Murat tütünün kullanımı ve satışı yasaklanmıştır. 1853-1856 yılları arasındaki Kırım savaşında İngiliz ve Fransız subayları Osmanlıların, kıyılmış tütünü kağıda sararak sigara şeklinde içtiklerini görüp ilk kez İngiltere'de sigara fabrikası kurulmuş ve kısa sürede diğer ülkelerde de sigara fabrikası yapılmaya başlanmıştır ve o zamandan bu zamana da halen tüketilmeye devam edilmektedir.


    Sigara İçiminin Sağlık Üzerine Yarattığı Etkiler

    Sigara içimi özellikle gelişmekte olan ülkelerde hızla artan bir alışkanlık ve tek başına engellenebilir bir ölüm nedeni olarak kendini göstermektedir. Bununla birlikte, sigara içimi, diyet ve egzersiz alışkanlıkları toplumların sağlığını etkileyen major faktörlerdendir. Kişinin yaşamında bu alışkanlıklar erken dönemlerde kazanılmakta ve bu durum ileriki yıllara da şekil oluşturmaktadır.

    Sigara içiminin kişinin sağlığı üzerindeki etkileri çok fazla araştırılmış. Buna göre günde içilen sigara sayısı, sigaraya başlama zamanı ve sigara kullanım zamanı ile yaşam beklentisi arasında ters orantılı bir ilişki olduğu gösterilmiştir.
    Sigara içimi en fazla solunum ve kardiyovasküler sistemleri etkilemektedir. Bunun dışında ölümcül seyretmeyen birçok hastalığın da etkeni olarak gösterilmiştir. Bunlar; osteoporoz, periodontal diş hastalıkları, impotans, erkek infertilitesi ve katarakt ve benzerleridir.

    En Zararlı Kısmı da Dumanı!

    Sigara dumanında 4000'den fazla madde bulunmaktadır. Bunlardan en az 2000'i karsinojendir. Polisilik hidrokarbonlar, aromatik aminler ve nitröz aminler karsinojen maddelerin başlıcalarıdır. Ayrıca sigara dumanında bulunan siliotoksik maddeler İle vücudun detoksifiye mekanizmasının bozulması sonucunda bu karsinojen maddelerin daha uzun kalması özellikle kanser oluşumunu artırmaktadır.

    Sigara ve Beslenme

    Sigaranın sağlık bozucu etkisinin yanında, bireyin beslenme şekli ve alışkanlıkları da hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde önem taşımaktadır. Sigara içenlerin, içmeyenlerin ve pasif içicilerin beslenme alışkanlıklarını anlamak, hastalık risklerini değerlendiren ve bireyleri sağlıklı yaşam hakkında eğiten sağlık uzmanları olan bizler önemlidir.

    Beslenmemizde sebze ve meyveler; vitaminler, mineral ve posanın iyi kaynağıdır. Yapılan birçok epidemiyolojik çalışmada, sebze ve meyvelerdeki besin öğesi olan ve olmayan bileşenlerin, kanser ve kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı birçok çalışmada da gösterilmiştir.

    Sigara içen bireylerin birçoğunda görülen yanlış beslenme davranışları:noimage

    Sigara içimi ile taze sebze meyve tüketimi düşmektedir!

    Sigara içenlerin içmeyenlere göre daha sağlıksız beslendikleri, iyi bir vitamin, mineral kaynağı olan sebze ve meyveleri yeterli tüketmedikleri çalışmalarla ortaya konmuştur. Sigara çoğu bireyde iştahta azalmaya neden olmaktadır. Tüm dünyada yapılan epidemiyolojik çalışmaların sonuçları; yüksek oranda sebze ve meyve tüketme alışkanlığı olan bireylerde kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, insüline bağlı olmayan diyabet, gözde katarakt ve maküler dejenarasyon riskinin önemli derecede düşük olduğunu göstermiştir. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenmede özellikle sebze-meyvelerin tüketimine gereken önemin verilmesi muhakkak gerekmektedir. Çünkü taze sebze ve meyveler; ß-karoten, C vitamini, diğer karotenoidler ve flavonoidler gibi antioksidanların doğal kaynağıdır. Yapılan bir çalışmada, sigara içenlerde serum C vitamini düzeylerinin, içmeyenlerden iki kat daha düşük olduğu bildirilmiştir. Walström ve arkadaşları, ise sigara içmeyenlerin serum ß-karoten düzeylerinin, içenlerden belirgin şekilde daha yüksek olduğunu saptamışlar ve sigara içen ve içmeyenler arasında gözlenen bu farklılığın esas nedeninin, daha az sebze tüketimi olabileceğini bildirmişlerdir. Dolayısıyla, sigara içen bireylerin antioksidan gereksinmelerinin içmeyenlerden daha fazla olduğunu ve daha çok sebze ve meyve tüketmeleri gerekmektedir. Bu besinleri de öncelikle; portakal, kivi, limon, mandalina, domates, kuşburnu, havuç, kayısı ve yeşil yapraklı tüm sebzelerden alabilmemiz mümkün olabilmektedir.



    Sigara içen bireyler kahvaltı öğününü atlarlar!

    Sigara içen ve içmeyen öğrenciler üzerinde yapılan birçok çalışmada en çok atlanan öğünün sabah kahvaltısı olduğu görülmüştür. Ve onu öğlen yemeği izlemektedir. Sigara içmeyen öğrencilerin tamamı akşam yemeklerini yerken, sigara içenlerde bu ana öğünü atlayanlar bile olduğu gösterilmiştir. Gece uzun dönem açlık sonrasında sabah kahvaltısının yapılmaması, öğlene kadar olan zamanda zihinsel faaliyetler ve iş verimi kaybı açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle sabah kahvaltısının mutlaka yapılması gerekmektedir.



    Sigara içen bireyler yetersiz sıvı alırlar!noimage

    Yine sigara içen bireylerde özellikle süt, meyve suları ve su tüketimi gibi genel sıvı alımının oldukça düşük olduğu görülmüştür. Sıvı alımının yetersizliğine bağlı olarak bu bireylerde dönem dönem bağırsak ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklar gözlenebilmektedir. Özellikle de sügarayı bırakan bireylerin günlük sıvı alımını en az 2 litreye çıkarması gerekmektedir.



    Sigara içen bireylerde besin atıştırmaları oldukça sık görülmektedir!
    Yine yapılan bir çalışmada da ara öğünlerde bireylerin tüketmiş oldukları yiyecek çeşitlerine bakılmış ve genelde sigara içmeyen bireylerin, ara öğünlerde besinleri tüketim oranı daha fazla bulunmuştur. Sigara içen grupta ara öğünlerde tüketilen besinler arasında ilk sırada bisküvinin yer aldığı (%33), sigara içmeyen bireylerin en çok tükettikleri yiyeceğin, taze sebze-meyveler olduğu bildirilmiştir (%41). Vitamin ve mineral kaynağı olan sebze ve meyvelerin sigara içen bireyler tarafından öğün aralarında tüketim oranı oldukça düşük bulunmuştur. Sigara içilmesinin, besin tat tercihini etkilediği ve tatlı, yüksek enerji veren besinlerin tüketiminde azalmaya neden olduğu bildirilmiştir. Bazı çalışmalarda özellikle sigara içen bireylerde çikolata tüketiminin düşük olduğu görülmüştür.

    Sigara içen yetişkin ve adölesanlar üzerinde yapılan besin tüketim sıklığı araştırmaları, bu bireylerin beslenme alışkanlıklarının, sigara içmeyenlerden farklı olduğunu göstermektedir. Yine sigara içenlerin, içmeyenlere göre daha az sağlıklı beslenme alışkanlığına sahip oldukları düşünülmektedir.


    Sigara İçmek Kilo Verdirir mi?

    Yapılan çalışmaların sonucunda; sigara içmenin zayıflatıcı etkisi ve sigaraya başlama nedeninin zayıflatıcı etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Genellikle daha kilolu olan kişiler sigaraya başlamaya daha meyilli olmaktadır.

    Sigaranın vücut ağırlığı üzerindeki etkisini inceleyen çalışmalardaki bireylerin birçoğu sigara içme alışkanlığını kilo vermek amacıyla kazandıklarını ve kilo alma kaygısı ile sürdürmekte olduklarını belirtmişlerdir. Bu bilginin gençler tarafından da belirtilmesi ne yazik ki çok acıdır.

    Araştırmalar gösteriyor ki sigara içen bireyler, içmeyenlere göre daha fazla öğün atlamaktadırlar. Bu da bu bireylerde daha az enerji alımına neden olmakla birlikte normal bireylere göre kilo alımının daha az olabileceğini göstermektedir.

    Bu konuda yapılan çalışmalar bireylerin sigara içmekle birlikte sigaranın iştah üzerine olumsuz etkisinin olabileceğini göstermiş ve genel anlamda az enerji alımına bağlı bir durum olabileceğini bildirmişlerdir.

    Sigarayı Bırakmak Kilo Aldırır mı?

    Araştırmalar, birçok sigara içicisinin (özellikle kadınların) sigara bırakma sonrasında kilo alma korkusuyla sigarayı bırakmada biraz çekimser olduğunu göstermektedir. Bununla beraber bırakma sonrası kilo alımını engellemek için yapılan yardımcı müdahaleler, kilo alımını engellemek yerine sadece azaltabilmiştir.

    Araştırmalar gösteriyor ki; erkek ve kadın sigara kullanıcıları bırakma teşebbüslerinin sonrasında kilo almaktadır ve bu alım ortalama 3kgdır.

    Kilo alımlarının ilk birkaç ay içinde olmaktadır. En çok görülen grup;

    Başta kadınlarda

    Günlük sigara tüketimi oldukça yüksek olanlarda
    55 yaşın altındakilerde olmaktadır.
    Sigara bırakma sonrası kilo alımının sebepleri net değildir. Çalışmalar; sigara bırakma sonrası kilo alımında, nikotin eksikliğine bağlı metabolizmal işleyişteki azalmalarla birlikte alınan yüksek enerjiden kaynaklanabileceğini göstermektedir.
    Tüm bu davranışsal kilo kontrol yöntemlerinin niçin sigaraya yeniden başlamayı ve/veya kilo alımın engellemede başarısız olduğu karmaşık bir konudur. Sigara bırakma denemeleri sırasında iştahı ve çok yeme davranışını engelleyen nikotini kullanmış kişilerde özellikle de atıştırmaya meyilli olanlarda çok yeme ve sonrasında kilo alımı olabilmektedir. Ayrıca kilo kontrol çabaları sigara bırakma çabalarıyla birleşince bireylere bu durum daha ağır gelebilmekte ve yaşam tarzlarında bir kerede birçok değişiklik yapmaya karşı bireyler daha isteksiz hale gelebilmektedir.

    Sigara bırakma sonrası kilo alma ile ilgili kaygılar, özellikle kadınları sigara bırakma teşebbüslerinden alıkoymaktadır.

    Araştırmacılar, sigara bırakma süresince ayrıca serotoninin kilo alımını azaltıcı etkisi de incelemiş ve flouxetine verilen kişilerde 2.5 ayda az bir kilo kaybı (ortalama 0.6 kg) görülürken, kontrol grubunda ortalama 3 kg'dan daha fazla kilo alımı gözlendiği bildirilmiştir. Flouxetine verilen gruptaki kilo kaybının ilk olarak yiyecek tüketimindeki azalmaya, ikinci olarak da serotonin nerotransmitterindeki artışa bağlı olabileceği düşünülmüştür.


    Pasif İçicilerde Risk Altında

    Yapılan birçok araştırmaların ortaya koyduğu verilere göre, sigara kullanmanın, sigara içilen yerdeki havayı teneffüs etmenin, içilen sigaranın sayısının, süresinin, sigaranın yapıldığı tütün kalitesinin, filtreli veya filtresiz kullanımının, farklı bölgelerde yetişen farklı tütünlerden sigara içmenin; insan sağlığını direkt ve indirekt yollardan olumsuz yönden etkilendiği ortaya konmuştur. Kalp-damar, akciğer ve üst solunum yolları hastalıklarında sigaranın önemli bir risk faktörü olduğu artık bilinmektedir.

    Sadece sigara içenin değil aynı zamanda içmeyen fakat ortamda bulunan bireylerin sigara içme, pasif içicilik ve beslenmeye bağlı hastalıkların yüksek riski ile karşı karşıya kalabileceği belirtilmektedir.






    noimage








#13.04.2008 11:17 0 0 0
  • arkadaşlar kesinlikle içmeyelim şu sigarayı. paylaşımların için teşekkürler ellerine saglık
#13.04.2008 13:50 0 0 0
  • Büyüklerimizin sigara içmelerini hor görmüyorum...
    Zararlari pek bilinmiyordu...
    Hos bizim oranin insanlari 80-90 yastan asaga ölmüyorlar...
    O da yasadiklari ortadan kaynaklaniyor...

    Fakat suan sigaraya baslayan gençlikte akil yok...
    Sigaranin her türlü zarari biliniyor...
    Hatta paketin üzerine bile yaziyorlar...
    Hangi akla hizmet basliyorlar anlamakta güçlük çekiyorum...

    Yazik gençliginize, birakin su mereti...
#13.04.2008 22:29 0 0 0
  • sigaramı asla asla içmem
#15.04.2008 14:46 0 0 0
  • sAğol
#26.06.2009 19:20 0 0 0
  • paylaşim için tesekkürler
#26.06.2009 23:19 0 0 0
  • ben bu sigaraya illet oluyorum hiç sevmiyorum buyukler,mzin içmeleri ise benim tuhafıma gidior
#26.06.2009 23:20 0 0 0