Çünkü severseniz kötü kadın olursunuz

Son güncelleme: 22.06.2008 09:16
  • Kız iki dil biliyormuş, Fransa'da doğup büyümüş. Türkiye'ye ilk geldiğinde âşık olmuş bir adama. Ama adam lise mezunuymuş. "Olsun, ne önemi var?" demiş kız. Evlenmişler. Adam ticaretle uğraşıyormuş ve işler yolundaymış. Arada bir yapüğı hırçınlıklara ve artığı tokatlara göz yumuyormuş genç kız. Çünkü seviyormuş kocasını. Bir de oğlu olmuş.

    Zaman içinde yediği dayakların şiddeti artinca evi terk etmiş kız. Fransa'ya ailesinin yanına dönmek istemiş. Ama adam engel olmuş. Tekrar biraraya gelmişler. Adamın işleri bozulmuş o ara. Kız da çalışmaya başlamış, iki dil bilen, Fransa'da ekonomi okumuş biri olarak iyi de bir iş bulmuş.

    Ama mutsuzluk o kadar büyükmüş ki kız çocuğunu da alıp evden ayrilmış. Kendine küçük bir ev tutmuş. Adam önce yalvararak, sonra ağlayarak, sonra da döve döve kızı kendi evine geri döndürmüş. Kız bir daha denemeyi mecburen kabul etmiş.

    Derken hikaye burada çatırdamaya başlamış çünkü kız bir gün çalıştığı şirketin müdür yardımcısının ne güzel güldüğünü fark etmiş.

    Sonra gazete bile okumayan, bütün günü dışarıda "para kovalayarak" geçirdiğini söyleyen, eve 22.00'den önce dönmeyen, bütün gece sabah kadar salonda yayılıp film seyreden, seyrederken tükettiği fındık fıstığın kabuğunu halıya, içtiği sigaraların izmaritini su bardağına bırakan; asla dişini fırçalamayan, ayda yılda bir uğradığı yatakta aceleci ve başansız olan, tembel, amaçsız, uykucu kocasını düşünmüş..

    Onu neden sevdiğini, ne zaman böyle bir adama dönüştüğünü, bu çocuğu niye doğurduğunu düşünmüş ardından..

    Kendi geleceğinin ne kadar karanlık olduğu da görünüyormuş bu düşüncelerin arasında...

    Korkmuş.
    Olabileceklerden yani...
    Korktuğu başına gelmiş.

    Kız ve şirketin müdürü âşık olmuşlar birbirlerine..

    Öğlen yemekleri uzun olsun dilemişler. Mesajlaşmaya başlamışlar. Adam da mutsuzmuş zaten. Boşanmak işitiyor ama bir türlü karısına anlatamıyormuş bunu. Oysa dürüst davranıyormuş karısına. "Seni sevmiyorum. Başkasına ilgi duyuyorum. Bırak gideyim" diyormuş. Ama karısı "Nasılsa döneceksin bu eve, ben göz yumarım başkasıyla gönül eğlendirmene" diyormuş.. Adam bunu arkadaşlarına anlattığında "Süper" diyormuş arkadaşları "keşke bizim de böyle bir karımız olsa"

    Sonunda adam ikna etmiş karısını. Karısına bir ev tutulmuş ve boşanma davası açılmış.

    Hikayenin diğer kahramanı kızımız ise bu evliliği nasıl bitireceğini düşünüyormuş kara kara.

    Derken bir gece..

    Şirketin müdürü karısının evi boşalttığı gün erkenden eve gelmiş. Kapıdan girmeden önce de mesaj atmış sevdiği kadına. "Her şey güzel olacak söz veriyorum" diye. Sonra banyoya girmiş. Oysa kansı ışıklan kapalı olan mutfakta oturuyormuş. Adam banyodayken cep telefonundan mesajın hangi numaraya gittiğini öğrenmiş. O gece numaranın kime ait olduğunu öğrenen eş ev telefonunu ve adresini bulmakta da zorlanmamış. Sabaha karşı evi aramış ve kızımızın kocasını istemiş telefona. Sonra da "kocam senin ... karın yüzünden boşuyor beni" diye başlamış anlatmaya. Adam kızı bir sandalyeye bağlamış. Uyumakta olan oğlunu uyandırmış.

    Karşısına oturtmuş ve "senin annen bir .... oğlum" diyerek oğlunun gözleri önünde dövmeye başlamış annesini. Ertesi sabah karısının çalıştığı şirkete gidip herkese bağıra çağıra anlatmış hikayeyi.

    Sonra ne mi olmuş?

    Karısı tarafından aldatıldığını herkese ilan eden koca kızın elinden çocuğu, parasını, eşyalarını, elbiselerini almış ve herkese hikayesini anlatmaya devam ediyormuş.

    Müdür şirkette kalmış ve karısı ile barışmış.

    Kız çalıştığı şirketin Mersin şubesine tayin edilmiş. Beş parasız, çocuğundan uzakta, çeşitli yöntemlerle defalarca cezalandırılmış..

    Şimdi eğer bu hikayede kız bir başkasını sevmeseydi yediği dayaklar ve sonsuz mutsuzluğu yüzünden hep acınan kişi olacakti ve muhtemelen bir gün yaşamına bir şekilde son verecekti.

    Oysa hâlâ ölmedi kız..
    Bu sebeplerden dolayı (umarım) ölmeyecek de... Devam edecek yaşamaya. Bana bunu anlatan arkadaşım "Para topluyoruz aramızda çünkü oraya gittiğinde bir ev tutacak. Ama bazıları buna yanaşmıyor. Bedeli neyse ödesin diyor" dedi..

    Bedeli neyse ödesin!..
    Sizce kadınlar daha ne kadar bedel ödeyecek..
    Sevdikleri için yani..
    Çünkü severseniz kötü kadın olursunuz..

    ALintidir,.
#18.05.2008 19:05 0 0 0
  • ayyy yanlis yere actim,. yasam hikayelerine alirmisiniz ???
#18.05.2008 19:06 0 0 0
  • bencede yaşam hikayeleri bu konu için daha mantıklı ama çok hoş bencede bizler hep bedel ödemeye devammı edicez
#01.06.2008 13:21 0 0 0
  • güselmiş
#02.06.2008 19:16 0 0 0
  • Emeğinize Sağlık..
#03.06.2008 21:47 0 0 0
  • hiç sevmiyecen bedelde ödemicen

    teşekkürler paylaşım için
#04.06.2008 07:05 0 0 0
  • olsun eline saglık
#09.06.2008 22:54 0 0 0
  • değişik bır hayat hıkayesı yınede rabbım kımseye boyle acı yasatmasın
#22.06.2008 09:16 0 0 0