Terkediyorum bu şehri
Terkediyorum yanlızlığını bile
Türkülerden içli
Seni sevmenin tadıyken
İçimde kıpır kıpır çoşkun
Terkediyorum bu şehri
Sana olan yangınlığımı bile
Şiir gözlerine son kez olsun bakamadan
Doyamadan içimde dirilttiğim sevdama
Terkediyorum işte bu şehri
ve usuldan bir yağmur yağıyor önce
Otobüs camları buğulanıyor
Yüreğim ha yağdı ha yağacak
Ellerimle bir kalp çiziyorum
Bir yana senin isminin
Bir yana benim ismimin başharflerini
Titreyen ellerle çiziyorum
Gök gürlüyor ürperiyor terkeden duygularım
avuçlarımda ellerin yerine yağmur
Fırtına çıkıyor
Ben son kez selamlarken bu şehri
Şehir sanki yerinden sökülüyor
Önde ben ardımda sel suları
Alıp götürüyor beni kendimden ve senden uzaklara
Şoförün cızırtılı çalan radyosu bölüyor sessizliği
Bir gecekonduyu sel bastığı haberleri çınlıyor kulaklarımda
Merhametli bir el olup uzanamadan insanlığa
Gidiyorum işte
O gecekonduda sele kapılan benim
Hasret benim,çaresizlik benim
Kahrolan benim
Çaresizliğimi derinleştiren
Cızırtılı haberlerle geçiyor zaman
Yağmura inat hızlanıyor şoför
Terminale ulaşıyoruz
Yağmur karanlığında bir akşam üstü
Otobüsler kovalıyor birbirini
Dönüp ardıma bir kez daha bakıyorum şehre
yüreğimde saklı kalan anılarla gidiyorum bu şehirden
SEVGİLİM HOŞÇAKAL
Sana,sesine ve
Yaşanmış onca güzel güne
Terkediyorum
Terkediyorum bu şehri
Elveda...
bu garip bir veda olacak çünki aslında hep içimdesin
söylenecek söz yok gidiyorum ben hoşçakal
Şimdi gitmek var aklımda
Bu şehri terketmek...
Sahip olduğumu sandığım
Ama hiçbir zaman benim olmayanları
Arkamda bırakmak...
Tüm anılarımı denize atmak...
Belki yeniden başlamak...
Yalan sevgilerden yoruldum artık.
Zaten daha fazla kandıramıyorum kendimi sevildiğime,
Yalnızlıktan kaçamıyorum daha fazla
Ne de hayal kırıklıklarından...
Şimdi kalmak anlamsız.
Biraz daha beklersem
Umutsuzluğun karanlığı hapsedicek beni.
Şimdi,
Şimdi gitmem gerek...
Güneşin doğduğu bir yere.
En azından bakışlarımı kaçırmam gerekmeyen bir yere.