UYDU TERIMLER SÖZLÜGÜ

Son güncelleme: 21.04.2007 14:24

  • Selam arkadaslar

    Sizlere uydu terimlerinin bazılarını sunuyorum işinize yaryabilir yeni baslayanlar için

    ACS numarasi:
    Bu kartin içinde bulunan softwre version numarasi.
    Piyasada bulunan degisik software versionlari var; 1.2, 1.4, 1.6 en 3.82, 3.83.
    Version 1.4 ile 1.6 asagi yukari aynisi.

    Alphacrypt:
    Irdeto Allcam SE'den sonra çikan modül.Irdeto ile Betacrypt çözebiliyor.

    Asciiserial:
    Bu karti tanimlamak için kartin üstünde yazili olan numara.
    Bu numara barkoduyla ayni zamanda kartin Üstünde yazili.
    Birçok zaman Asciiserial kartin içindede yazili,Ama genellikle bu bilgi hiçbir seye kullanilmiyor.Sadece karti tanimlakak için orda bulunuyor

    Aston Seca:
    Adlari belki yaniltabilir,ama ne Aston nede Seca kod siteminin adi degil.Seca(veya Aston)dan bahsetigimiz zaman aslinda Mediaguard Kod sistminde bahsediyoruz.
    Mediaguard Seca'nin bir ürünüdür Aston ise Modülleri yapip piyasaya sürendir.Aston Secadan bahsettigimiz zaman aslinda Seca Mediaguard kod sistminin CAM'ini demek istiyoruz.
    Seca Mediaguard genellikle Canal+ firmasi tarafindan kullaniliyor.
    Buda çok normal birsey eger Canal+ Secada hisse sahibi oldugunu bilirsen.
    Canal+ basinci yüzünden Seca Mediaguard genellikle Fransada ve Canal+ bulundugu ülkelerde çok kullanilir.

    ATR:
    Answer To Reset, kisacasi ATR, kartin kendini cihaza(receiver) tanitma amaciyla kullanilan nano.Bu her resetlemede (kartin aktif edilmesi)oluyor.
    ATR ISO7816-3 anlasmasina göre yapilmistir. ATR de genellikle cihazin/CAM kart ile haberlesmesi nassil olacagini söyler:Programlama için Voltu Amperi,Bautrate,sinkron ve asinkron haberlesme vesayre.

    Auto Update:
    Auto update (AU) teknigi kart kendi kendini güncellemeye (dogru anahtarlari hesaplamaya) yariyor. Providerler belirli zamamlar keyleri (anahtarlar) degistiriyor ve U teknigi yoksa ekraniniz kararir,veya keyleri kendiniz yüklüyceksiniz.Bu keylerin degisik ad altina bulursunuz Irdeto sisteminde Plainkey, Secadaysa operational key vesayre.

    Betacrypt:
    Bu Irdeto kod sisteminin biraz degisigi.Alman provider Premier World kullaniyor.

    Blocker:
    Blocker istenmiyen sinyallari filitreliyor.Kartin "kapatilmasi" engelleniyor.
    Blockerler iki tip vardir software (kartin üstünd) veya hardware.

    Bootloader:
    Bootloader cihazi açtiginda ilk çalisan programdir.Bu bootloader sonra cihazin operating sistemini çalistirir.
    Bu operating sistemine bazen cihazin Firmware'i deriz.

    Card doubler
    Bu küçük hardware parçasi ile cam`in içine 2 smartkart yerlesebiliyor.

    CB20 selektie:
    Bir smartkart 3 degisik yöntemle seçilebiliyor/yazilabiliyor:
    1.Hexseriali kullanarak karti okutabilirsin.
    2.Kart grubu ile tüm 256 karti okutabilirsin.
    3.Belirli bir kart grubu içinde istediginiz karti CB20 kullanarak (max. 256 kart) okutabilirsin.

    Channel ID:
    Kanal seçenegi içindir.
    Dogru key ile channel ID kombinasyonu key'i aktiflestirir.

    Common Interface:
    Common Interface (CI) cihazinizda bir PCMCIA yuvasi içine CAM yerlesir. Common Interfaces multicrypt cihazlarda bulunur.

    Common Scrambling Algorithm :
    Burda kodlama algosu, DVB standartlarina göre demek isteniyor. Common scrambling algosu (CSA) hackerleri "kapi disari" tutmak için icaat edilmistir.
    CSA degisik tip CAMlar ile kullanabiliniyor çünki birden fazla komandoyla (EMM ile ECM) yöneltebiliniyor,hepsinin amaci sifreli yayini kontrol edebilmek.Yani bir provider hem Seca hem Viaccess kodlama ile yayin yapiyorsa,gönderdigi sinyalda her iki CAM tipini yöneltebilir.

    Conax:
    Bu kod sistemi genellikle Skandinav ülkelerinde kullanilmakta.

    Conditional Access:
    Conditional access (CA) teknologisi kodlama ve tanimlama için kullaniliyor DVB sistemlerinde
    Bir CA sistemi belirli standartlar ile olusuyor,bunlar: SMS ile SAS

    Conditional Access Module:
    Bir conditional Access Module (CAM) CA sistemini bir parçasidir. CAM'lar ayri bir modül olarak ,ama bazende cihazin (receiver) içinde hazir bulunuyor.Buna Embedded CAM deriz.
    CAM'da kart ile haberlesme sagliyan bütün software (program) bulunuyor.Kart çünki CAM'in içine sokuluyor.

    Control Word:
    Control Word (CW) bir data paketin içinde bulunan kodlu anahtar, kartin kodlama Algosu için kullaniliyor.

    Crd's:
    CRD dosyalari'nin içinde emirler bulunuyor.Bunlar bir smartcard'in güncelemesine kullaniliyor.

    Cryptedkey (Key) & Plainkey:
    Bir kod anahtari & ve açilmis hali.
    Bir anahtarin kodlanmis halinde tarih,plainkey ve plainmasterkey bulunuyor.
    Bu key belirli araliklarla karta gönderiliyor,ve kartin o kanala açma yetkisini kontrol ediyor.
    Bu key kanalin açilmasini sagliyor
    Plainkey anahtarin kodlanmamis cinsi.

    Crypto Works:
    En son gelen kod sistemlerinden biri.Crypto Works Philips firmasinin bir icati.

    Customer Word Pointer:
    PPUA'nin içindeki 4cü byte karti tanimlamak ve yöneltmek için kullaniliyor

    Direk programlama çizgileri:
    Burda kartkontaktlari ile eepromun baglantisi demek oluyor. Onun için direk programlama çizgilari bulunan kartlarda, PIC ile eeprom tamamen bagimsiz programlanabiliniyor.Bu sistem mesela GoldWafer kartlarda olmuyor,çünki bunlarda direk programlama çizgileri yok.Bunlarin eepromu ancak özel bir Loader dosyasi ile programlaniyor.

    DPSC:
    DSPC açiklamasi Digital Pirate Sattellite Card.
    DPSC kartlari çalisan keylerle satiliyor.100 € civarinda sorarlarsa hiç sasmayin
    Böyle kartlarin çoguna belirli bir zaman çalismasi için tarih atiyorlar.Genellikle bu tarihi asmadan provider tarafindan ECM ile kart kapatiliyor.

    DVB:
    DVB'in anlami Digital Video Broadcasting, veya digital uydu TV.

    ECM:
    ECM'in anlami Entitlement Control Message (karta giden komutlar). ECM karta pakket olarak gönderiliyor.
    Böyle bir pakkete Control Word de (CW) deniliyor. Ve bunun içinde kodlanmis anahtarlar, tanitim, vesayre bulunuyor sinyali açabilsin diye.
    Yani ECM bir verilen servisin bir tanitma sistemi.
    Providerler birçok zaman yalan ECM gönderiyor kaçak kartlari kapatmak için.Orginal kartlar bundan etkilenmiyor.

    EMM:
    EMM anlami entitlement management messages.EMM SAS in içindeki bilgiyle ECM ile beraber gönderiliyor. EMMín içinde abonenin genel bilgisi ve abonenin durumu bulunuyor ve keyleri gönderip,degistirip veya silmeye kullaniliyor.

    EPG:
    EPG'nin anlami Electronic Program Guide (elektronik program bilgisi).

    Fileset:
    Fileset (dosya seti) kart yazdirmaya gereken bütün progrmlar. Bu dosya seti'nin adi yazdiracagin karta göre degisir. Bir PIC karti için PIC dosyali ve eeprom dosyali setler var. Bir FUN karti için 3 dosya gerekli Flash-, intern eeprom ve xtern eeprom.

    Firmware:
    Firmware cihazin operating (çalisma) programi.

    Hexserial:
    Bu bir (3 bytes hexadecimal) providerin karti yönlendirmeye kullanilan numara.

    Hexmasterkey:
    Bu 10 bytes uzunlikta hexadecimal olarak kodlanmis hexserial numarasi.
    Bu hexmastekeyi kartin masterkeyden,plainmaster keyini çikartma kodundan baska birsey degil.
    Hexmasterkeysiz plainmaster keyini düzgün bir sekilde güncellemeye imkan yok.

    Impulse Pay Per View:
    Impulse pay per view veya interactive pay per view (ippv) sadece ppv'nin genisletilmisi.Komple bir film için ödeme yapmiyorsun ama sadece kullandigin zaman için.

    Instructions:
    Seca bu anlatilan instruction byte (INS) ile kart ve CAM'in arasinda komunikasyonu sagliyor. Bu instuctionlar kart- ve provider bilgileri,yetki, ECM ve EMM ve daha birçok seye kullaniliyor.

    Irdeto:
    Bu organize Ir. den Toonder (adi ordan gelme) tarafindan kuruldu ve sifreli data transport isleriye mesgül bunlardan bazilari, ppv (pay per view) ve ippv (interactive veya impulse pay per view).
    Irdeto sistemini kullanan en taninmis providerler: Premiere World, Canal +, Telepiu, Stream ve Nova.

    Kart grubu:
    Provider grubu için degisik bir isim.

    Keycompatible Kart grubu:
    Bunlar ayni keyi kullanan kart grubu/provider grubu.

    Log yapma:
    Kart ile CAM in arasindaki datayi ekrana yansitma.
    in beeld wordt gebracht.
    Bu datanin içinde providerin karti manipüle etmeye kullandigi keylerde bulunuyor.
#03.01.2005 05:51 0 0 0
  • Masterkey & Plainmasterkey:

    Kodlanmis ve kodlanmamis 8 byte uzunlukta numara.
    Bu anahtar özel kart komutlarina gerekiyor, karti"açmak" gibi.
    Masterkey provider grubu ile hexserialdan hesaplaniliyor.
    Veya: hexserial + provider grubu = masterkey.
    Masterkey bazen Key00 olarakta tanitiliyor.
    Masterkey karta yazilinca bu kodlanmamis oluyor (plainmasterkey).>BR> Plainmasterkey yayin bilgisi ve keyi yazdirmaya gerekiyor.

    MOSC:
    Modified Original Smart Card. Bununla orginal provider provider kartlar demek isteniyor.

    MPEG:
    MPEG'in açiklamasi Moving Pictures Expert Group.
    Bu organize MPEG'in temelini üretti.
    MPEG'in birkaç degisigi var:
    - MPEG-1, genellikle Video CD en MP3 için kullaniliyor
    - MPEG-2, Digital TV, DVD ve set-top boxes için standart
    - MPEG-4, Internette multimedia-standarti

    Multicrypt:
    Bu isim üniversal cihazlar veya CI cihazlar müsteri baskisi yüzünden icaat edilen cihazlarin ismi.Multicrypt cihazlari ayri bir CAM ile degisik kod sistmiyle çalisabiliyor.

    NagraVision:
    Ispanyol ve Türk providerlerin çok kullandigi bir kod sistemi.

    Nano kodlari:
    Nano karta degisiklik yapma amaciyla gönderilen emirler.

    Patching:
    Patching means altering the software or firmware to create new possibilities. When we talk about patching receivers (like the famous Allcam patch) it means that the original receiver firmware is modified in such a way that it is able to do more than the manufacturer intended it to do.

    The Allcam patch for instance is a modification that allows you to decode multiple coding systems on just 1 CAM. Such Allcam patches are offered for several receivers, on the web.
    But also creating a new language version of the receivers operating system, requires a firmware modification and would thus be called a patch.

    Pay Per View:
    Pay per view (ppv) ile ödemeli televisyon deniliyor. Filimler,spor maçlari vesayre kismi olarak açiliyor bunun için ayri ödeme yaparsan.

    PPUA:
    PPUA veya Program Provider User Address 2 kisimdan olusan 4 bytelik bir kod, kart grubu ile kart tanimlamaya kullaniliyor. Ilk 3 byte içinde Shared Address (ortak adres), ve son byte'de Customer Word Pointer.

    Provider ID & Provider grubu:
    Bir tane 3 byte'lik hexadecimal numarsi daha, bunula kartin kendisi tanimlaniliyor.
    Ilk 2 byte provider grubunu tanimliyor.
    Bir provider grubunda en fazla 256 tane ayri karttan olusabiliyor.
    Iki tane provider ID vardir: Provider ID 00 ve provider ID 10.
    Genellikle kartlarin çogu providerID 00 ile açiliyor.
    Sadece Pemiere World,provider ID 10 ile açiliyor.

    Tarih:
    Kartin üstündeki tarih provider tarafindan karti açip kapatma amaciyla kullaniliyor.

    SAS:
    SAS'in açiklamasi subscriber authorization system.
    SAS (SMS'in ricasiyla) abonenin bilgilerini tercüme ediyor EMM'nin içine.
    SAS ayni zamanda kanal açma için karta gelen müsadeyi sagliyor.

    SECA:
    Société Européenne de Contrôle d'Accès (SECA), buraya bak Aston Seca.

    Shared AddressOrtak adres)
    Ortak adres PPUA nin ilk 3 byt'i, kart grubunu tanimliyor (max.256 kart).

    SignatureImza)
    Signature (esasligini kontrol eden kod) 5 hexadecimal byte uzunlugunda bir numara, belirli güven islemleri için gerekiyor;
    Signaturu datayi kontrol eden checksum (toplami) olarak görebilirsiniz.

    Smartcard:
    Içinde bir islemci ve hafiza (eeprom) olan ve programmer veya uydu alici ile degisiklik yapabildiginiz bir chipcard.

    SMS:
    Bir abone management sistemi (subscriber management system).
    SMS CA nin yan sistemi ve abonenin bilgilerini SAS in içinden EMM i çikariyor.

    UART:
    Short for Universal Asynchronous Receiver-Transmitter. The UART is a computer component that handles asynchronous serial communication. Every computer contains a UART to manage the serial ports.

    Ülke kodu:
    3 harften olusan kod,görevi CM/cihazi hangi kanal grubu mevcut olmasini bildirmek.

    Viaccess:
    Yenilerden bir tane kod sistemi. Fransada çok kullaniliyor.

    Videoguard:
    Gennelikle Ingiliz SKY'in kullandigi kod sistemei.
#03.01.2005 05:56 0 0 0
  • Aerial : Anten

    Absolute Positioning : Bir konumun iyi şekilde tanımlanmış bir koordinat sistemine göre belirlenmesi. Genelde bu jeosantrik bir sistemdir. (örneğin orijini(başlangıç noktası) arzın merkezi olan bir sistem böyle bir sistemdir)

    Actuator : Kol, aktüatör.Çok uydulu (hareketli) bir anteni döndürmeğe yarayan motor ve aksamından oluşan parça. Hareket kolu veya sadece KOL da denir.
    Amplifier : Kuvvetlendirici

    Antenna : Anten. Elektromagnetik enerjiyi elektrik akımına dönüştüren cihaz veya sistemç Bir antenin kazancı antenin uzunluğu yada alanı ile doğru orantılıdır.

    Antenna Efficiency : Anten Verimi. Antene gelen elektromagnetik enerjinin anten tarafından toplanan kısmının yüzde olarak miktarı.

    Antenna Illuminator : Anten aydınlatıcısı. Elektromagnetik enerjiyi yansıtıcı anten çanağına gönderen veya toplayan eleman. Feedhorn.

    Aperture : Apertür. Anten açıklığı. Parabolik antenin elektromagnetik enerjiyi toplayan kısmı.

    Apex : Hareketli antenin dönerken çizdiği yayın en üs noktası. Parabolün göbek noktası.

    Aspect Ratio : Televizyon ekranının eninin boyuna oranıç Bu oran normal TV sisteminde 4/3 olup yüksek ayırıcılı (High Definition) TV sistemlerinde ise 16/9 dır.

    Attenuator : Zayıflatıcı. Sinyali zayıflatan pasif eleman.

    Audio Subcarrier : Ses Alt Taşıyıcısı. Birleşik TV işareti içinde sesin module edildiği yaşıyıcıç Ülkemizdeki TV yayınlarında bu taşıyıcı frekansı 5.5 MHz'dir. Diğer ülkelerde 4.5, 5 ve 6 MHz ses taşıyıcıları kullanılmaktadır. Uydu yayınlarında ise bu taşıyıcı 5 ila 9 MHz arasındadır.

    Automatic Frequency Control (AFC) : Otomatik Frekans Kontrolü. Alıcıyı seçilen frekansa kenetleyen ve istasyonun zamanla kaymasını önleyen kontrol sistemi ve devresi.

    Automatic Gain Control (AGC) : Otomatik Kazanç Ayarı (OKA). Devrenin kazancını veya çıkış seviyesini belli bir değerde sabit tutan kontrol sistemi veya devresi.

    Azimuth : Azimut. Bir doğrultuyu belirlemek üzere kuzeyden itibaren ölçülen pusula açısı.

    Az-El Mount : Düşey ve yatay doğrultuda uyduyu izlemek üzere antenin hareket ettirilebildiği montaj mekanizması.

    Balanced : Dengeli. İki ucuda toprağa bağlı olmayan ve simetrik olan eleman veya sistem

    BALUN : Balanced-to-Unbalanced". Dengeliden dengesize çeviren eleman. Dipol anten gibi simetrik bir sistemi koaksiyel kablo gibi bir ucu topraklı (simetrik olmayan) bir sisteme uyduran eleman

    Band : Spektrumda belli bir frekans aralığını içina alan bölge.

    Banpass Filter : Band Geçiren Süzgeç. Sadece belli bir frekans bölgesini geçiren, onun altında ve üstündeki frekansları zayıflatan süzgeç devresi.

    Bandwidth : Band Genişliği. Bir devrenin veya sistemin çalıstığı veya geçirdiği frekans bölgesinin genişliği

    Beam : Hüzme. Uydu yayın alanı. Geniş, dar veya spot hüzme olabilir.


    Beamwidth : Hüzme Genişliği. Bir antenin görüş açısı. Yayın veya alış gücünün yarıya veya -3 dB düştüğü noktalar arasındaki açı

    BNC Connector : BNC Konnektör. 90 derece çevrilerek çekilmek suretiyle çıkarılıp takılan ve 1GHz'e kadar yüksek frekanslarda kullanılabilen fakat daha çok video işaretlerinin bağlanması için kullanılan bağlantı elemanı

    Boarsight : Bir alıcı veya verici antenin alış veya veriş doğrultusu.

    Broad beam :Geniş bir coğrafi bölgeyi kapsayan tek bir geniş dairesel hüzme.

    Broadcast : Umuma yapılan yayın.

    Buttonhook Feed :Feed kısmından antenin arkasındaki LNA'ya sinyali yollayan şekilli dalga kılavuzu.
#03.01.2005 06:38 0 0 0
  • CATV : Community Antenna TV System.Ortak anten sistemi. Ortak bir santral yardımı ile birden fazla daireye TV işaretlerini dağıtan sistem.

    Cable-TV : Kablo-TV sistemi. TV işaretlerinin kablo yardımı ile dağıtıldığı sistem.

    CCD : Elektrik yüklerinin bir hücreden diğerine aktarılması suretiyle çalışan hafıza elemanı. TV kameralarında gorüntü elde etme ve saklamada kullanılır.

    C-Band : C-Bandı. 3.7-4.5 MHz arasını kapsayan uydu yayın frekans bölgesi. Amerikada ve Asyada çokça kullanılan ve artık büyük anten gerektirmesi nedeniyle pek tercih edilmeyen frekans aralığı.

    Carrier : Taşıyıcı. Haber işaretinin modülasyonla üzerine bindirildiği taşıyıcı dalga.

    Carrier-to-Noise Ratio (C/N) : Alınan işarette taşıyıcı gücünün gürültü gücüne oranı. Alınan işaretin temiz olması için bu oranın yüksek olması gerekir.

    Cassagrain Antenna : Bir çanak ve ikinci bir yansıtıcı yardımı ile elektromagnetik dalgaları toplayarak LNB'ye ulaştıran anten sistemi

    Centre-feed dish :Odak ve feedhorn'un ortada olduğu çanak tipi. (Bkz. Primary-Focus PFA) Parabol anten de denir. Diğer tip Offset antendir

    Chrominance : Krominans. Renkli bir resimdeki rengin cinsini ve doyma miktarını gösteren renk bilgisi işareti

    Channel : Kanal. Bir yayının işgal ettiği toplam frekans bölgesi veya bu bölgenin özel numarası.

    Circular Polarisation : Dairesel Polarizasyon. Yayılma esnasında doğrultusu düzgün bir şekilde dönen elektromagnetik dalganın polarizasyonu.

    Clark Belt : Klark Kuşağı. Durağan uyduların bulunduğu, yerdenyaklaşık 36000 km yükseklikte ve ekvatorun tam üstünde yer alan hayali kuşak. Kuşağın adı, haberleşme uyduları ile ilgili ilk bilim kurgu hikayesini yazan Arthur C. Clark'ın anısına verilmiştir, kendisi halen SriLanka'da yaşamaktadır.

    Coaxial : Koaksiyel. Eş eksenli.

    Coaxial Cable : Koaksiyel veya eş eksenli kablo. Bir iç iletkenle onu çepeçevre saran ekrandan oluşan kablo.

    Connector : Konnektör. Bağlantı elemanı.

    Color Burst : Börst. Renk paketi. TV işaretinde renklerin elde edilmesi için gerekli olan renk taşıyıcısını üretmek üzere gönderilen 8-11 periyotluk renk taşıyıcısı. Bu taşıyıcı PAL sistemde 4.43 MHz, NTSC sisteminde 3.58 MHz civarındadır.

    Combiner : Kombayner. Birleştirici. İki veya daha fazla işareti birleştirmek için kullanılan alet veya sistem.

    Composite Baseband Signal : Kompozit Temelband İşareti. Modüle edilmiş ses alt taşıyıcısı ve module edilmemiş resim işaretinden meydana gelen toplam sinyal.

    Composite Video Signal : Kompozit Video İşareti. Ayınlık, renk ve senkronlama işaretlerinin hepsini bulunduran resim işareti.

    Contrast : Bir resimde en beyaz yer ile en siyah yer arasındaki ışık şiddeti oranı.

    Cross Modulation : Çapraz Modulasyon. Aynı ortamda iletilen iki işaretin birbirini modüle ederek istenmeyen yeni karışma işaretlerinin meydana gelmesi.

    Crosstalk : Diyafoni. Yanyana bulunan iki hat yada kanal arasında meydana gelen karışma.

    DBS : Doğrudan yayın uydusu. 11-13 GHz arasında doğrudan evlere yayın yapan TV uydusu.

    DC : Doğru akım.

    Decibel : Desibel. Seviye birimi. İki işaretin gerilimleri veya güçlerinin oranının logaritma olarak ifadesi. Bu oran güçler için 10log(P1/P2), gerilimler için 20log(V1/V2) olarak hesaplanır. Referans olarak sırasıyla, watt, miliwatt veya µV alinmasi durumunda oran birim dBW,dBm veya dBµV alınır.

    Declination : Sapma Açısı. Kuzey doğrultusu ile anten dönüş ekseni(anten direği) arasındaki açı. Bu açı uygun seçildği taktirde anten doğrudan uyduların bulunduğu Klark kuşağını izler.

    Decoder : Dekoder. Kodçözücü. Kodlanmış bir işaretin kodunu çözerek esas işareti tekrar ortaya çıkaran devre.

    De-Emphasis : Deemfesis. Dengeleme. Gürültüyü azaltmak için yüksek frekanslı bileşenleri arttırılmış işaretleri eski haline getirme işlemi. Bu iş için kullanılan devre veya süzgeç.

    Demodulation :Bir taşıyıcı üzerine modüle edilmiş olan bilgi sinyalinin taşıyıcının üzerinden geri alınması işlemi

    Demodulator : Demodülator. Modülasyon çözme devresi. Modüle edilmiş bir işaretten haber işaretini çıkaran devre.

    Depolariser :Dairesel (circular) şekilde polarize edilmiş sinyallleri standart bir polarizörün seçebileceği şekilde doğrusal (linear) polarizasyona çevirmek üzere kullanılan cihaz. Feedhorn ile polarizörün arasına takılır. Dipleksör de denir.

    Deviation :Bir FM sinyalinde, ana taşıyıcı frekansından sapmanın miktarıyla belirlenen modülasyon seviyesi

    Digital : Dijital. Sayısal. İşaretleri sadece iki değişik seviyede kullanarak( var/yok, alcak/yüksek,1/0,+/- gibi) ileten vea işleyen devre ve sistemler. Sadece iki seviye kullanıldığından bu devrelerin gürültüye karşı duyarlılığı son derece azdır ve işaretler kalitelerinden hiçbir şey kaybetmeden saklanabilir ve çok uzaklara iletilebilir.

    Digital-to-Analog Converter : Sayısal/Analog Dönüştürücü. Sayısal bir işareti sürekli analog bir işarete dönüştüren devre veya sistem.

    Dipol : Dipol. İki kutuplu. İki eşit ve simetrik koldan oluşan anten.

    Director : Direktör. Yagi tipi antenlerde yönlendirici eleman.

    Dish : Çanak. Parabolik uydu anteni için kullanılan terim.

    Distortion : Distorsiyon. İşaretteki bozulma.

    Disribution : Dağıtma.

    DNR : Dynamic Noise Reduction.Ses yayınında dinamik gürültü giderme (ses iyileştirme) sistemi

    Dolby :Dolby A, B, C, ve Dolby SR , özellikle analog sinyallerin kayda alınması sırasında oluşan “hıss” sesi gibi istenmeyen frekansları azaltmak ve sinyalin gürültüye oranını düşürmek üzere kullanılan elektronik işlemlerdir.

    Downconverter : AltÇevirici. Alçak frekansa dönüştşren frekans değiştirici. Konvertör.

    Downlink : Aşağı bağlantı. Uydudan yere yapılan yayın.

    Drift : Frekans kayması. Osilatör frekanslarında meydana gelen karasızlık.

    Dual Feedhorn : Çift Feedhorn. Hem yatay hem düşey polarizasyonlu işaretleri almak üzere kombine edilmiş besleme elemanı.

    Dual-LNB :Dual-LNC. Her iki polarite için (V/H) ayrı çıkış uçları bulunan LNB

    Duplex Transmission : Gönderici ve alıcı istasyonlar arasında heriki taraftan da aynı anda gönderme yapılabilmesi imkanı

    D2-MAC : Resmi analog, sesi ve senkronizasyonu dijital olarak gönderen yayın sistemi. İskandinav ülkelerinde kullanılan standart.

    Earth : Yer. Dünya.

    Earth Station : Yer İstasyonu. Uydu yayınlarını almakta kullanılan istasyonlar.

    Eclipse :Eklips. Uydunun yeryüzü ile güneşin ya da yeryüzü ile ayın tam arasından geçtiği an

    Ecliptic :Yeryüzünün güneş etrafındaki turunun oluşturduğu düzlem.

    EDTV : Extended Definition Television.6 ila 8 Mbit/s veri hızında olup ITU R-601 a göre yapılan yayınlar.

    EIRP : Effective Isotropic Radiated Power. Etkin Yayın Gücü. Bir antenin yönlandirilmiş olduğu doğrultuda yaydığı etkin güç. Bu güç verici gücü ile anten kazancının çarpımına eşittir.

    Elevation : Elevasyon. Yükseltme açısı. Bir uydunun bulunduğu doğrultunun yere paralel bir düzlemle yaptığı açı.

    Encoder : Bir sinyali alıcı tarafından sadece özel bir çözücü kullanarak izlenebilecek şekilde elektronik olarak değiştirme işlemi için kullanılan cihaz.

    Encryption / Decryption :Şifreleme/Çözme.Şifreleme bir görüntü ve/veya ses sinyalinin orijinal halinden başka bir hale dönüştürülmesi işlemidir. Çözme ise şifreleme işleminin tersi yapılarak sinyalin eski haline getirilmesidir.

    Equatorial Orbit :Dünyanın ekvatoruna paralel bir düzleme sahip olan bir yörüngedir.

    Equilization : Dengeleme.

    Eurocrypt : MAC yayınların çoğunda kullanılan Smart Cardlı şifreli yayın sistemi.

    Extended IF : Uydu alıcısının tüner kısmının universal, triple(üçlü) veya quattro(dörtlü) bantlı LNB lerce sağlanan tüm frekans bandını tarayabilmesini sağlayabilmek üzere IF ayar sahasının (950-2.050 MHz) aralığına genişletilmesi.



#03.01.2005 06:42 0 0 0
  • F-Connector :F - konnektör.F-Connector - LNB ler ve uydu alıcılar arasındaki kablolarda yaygın olarak kullanılan vidalı tip bağlantı ucu

    f/D Ratio : f/D Oranı. Bir parabolik antenin odak uzaklığının çapına oranı. Antenin derinliğini gösteren bir ölçü.

    Feed :Aktarma / feedhorn. LNC için kullanılabildiği gibi daha çok uydudan canlı yayın aktarımı (reportaj v.s.) için kullanılmaktadır. (Newsfeed'in kısaltılmışı gibi). Bu terimin uydu haberleşmesi alanında en az iki anahtar anlamı var. Birincisi bir dağıtım merkezinden yayınların gerekli yayın merkezlerine aktarılması anlamındadır. İkincisi ise antenin sinyal besleyen kısmıdır ki bu da sadece bir feedhorn'dan ibaret olabildiği gibi ikincil yansıtıcı ve dalga kılavuzlu feedhorndan oluşan bir sistem de olabilir.

    Feedhorn : Çanak antenden yansıyan elektromagnetik dalgaları toplayan parça, anten. Parabolik antenin tam odak noktasına yerleştirilmelidir.


    Field : Alan. TV ekranındaki, 652 satırdan oluşan tam bir resmin 312.5 satırlık yarısı. İki tane alan üst üste geçtiğinde tam bir resim çerçevesi (frame) meydana getirir.

    Filter : Filtre. Süzgeç.

    Focus : Odak.

    Focal Length : Odak Uzaklığı. Parabolün yüzeyinden Feedhorn'un yerleştirildiği odak noktası arasındaki uzaklık.

    Focal point :Focus.Odak Noktası.Çanağın önünde yansıtılan sinyallerin toplandığı noktadır. Birincil yansıtıcı gelen sinyali buraya yönlendirir.

    Footprint : Ayakizi. Kapsama alanı. Bir uydunun verici anteninin aydınlattığı (yeterli güçte yaın yaptığı) yeryüzü alnı.

    Frame : Çerçeve. 652 satırdan oluşan tam bir TV resmi.

    Frequency : Frekans. Sıklık. Periyodik bir işaretin bir saniyedeki tekrarlanma sayısı. Birimi Hz(Hertz) dir.
    Gain : Kazanç. Bir kuvvetlendiricinin çıkış gücü veya geriliminin giriş gücü veya gerilimine oranı. Bu oran genellikle dB cinsinden veya oran olarak ifade edilir.

    G/T : Gain-to-Noise-Temperature Ratio. Kazanç/Gürültü Sıcaklık Oranı. Bir anten ve önkuvvetlendiricinin toplam faydalı kuvvetlendirme faktörü. G/T ne kadar yüksekse alış okadar iyi olacaktır.

    Geostationery Orbit : Durağan Yörünge. Bak. Clark Belt.

    GHz (Gigahertz) : Bir milyar Hz.

    Global beam : Global hüzme.herhangi uydudan çoğu zaman dünya yüzeyinin üçtebir kadarını kapsayan çok yaygın bir alana ışınım. Intelsat'ın uyduları ve Rus uydularında sıklıkla karşılaşılır. Uydu etkili olarak dünyanın üçte birinden izlenebilir. Sözkonusu Intelsat uydularında global hüzmeler Atlantik, Pasifik, ve Hint okyanusunun ortalarını hedef alırlar. Böylelikle bu okyanusların heriki yanlarındaki tüm ülkeler bu yayınları alabilir. Ancak bu kadar geniş bölgelere yayın yaptıklarından dolayı global hüzme transponderlerinin yeryüzü üzerindeki EIRP değerleri oldukça düşüktür. Bu yüzden de global hüzmeleri almak için kurulan yer istasyonlarında oldukça büyük çanaklar kullanmak gerekir. (tipik olarak 10 metre ve daha büyük.(30 feet'in üstü)

    Half-Transponder modus :İki analog TV kanalının band genişliği paylaşarak (genellikle 72MHz bir transpozer için iki 36MHz kanal olmak üzere) bir transponderden yayınlanması metodu. Her kanalın EIRP değeri yaklaşık 4dB azalmaktadır. İntelsat'lar, Eutelsatlar ve Türksat'ta yaygındır. İki Tv sinyali her kanalın deviasyonu ve güç seviyesinin düşürülmesiyle tek transponderden gönderilir. Yarım transponder tv taşıyıcıları tipik olarak tek taşıyıcının doyma(saturasyon) gücünün 4 - 7dB aşağısında çalışır..

    Headend : Ana Merkez. Kablo-TV sistemlerinde alıcılar, ana dağıtım elemanları ve diğer kontrol aletlerinin bulunduğu ana merkez.

    HDTV : Hıgh Definition TV. Yüksek ayırıcılı TV. Normal TV yayın kalitesinden daha yüksek (yaklaşık iki kat) ayırıcılığı olan TV yayını.

    Horizontal Resolution : Tarama (scan) çizgileri sayısı olarak belirlenen bir ayrıntı ölçüsüdür. Satır sayısı arttıkça yatay çözünürlük yükselir, resim kalitesi artar.

    Horn : Genişletilmiş bir feedhorn kulanan, hiçbir yansıtıcı(çanak) kullanmayan anten türü.

    Hybrid Satellite : İki veya daha fazla farklı haberleşme yüklerini (mesela C bandı ve Ku bandı) aynı anda taşıyan uydular için kullanılır...
    Impedance : Empedans. Bir devrenin veya elemanın değişken elektrik akımına karşı gösterdiği karmaşık direnç. Empedansın dirençten farkı karmaşık olması yani bir gerçek birde sanal kısmının olması.

    Inclination : İnklinasyon. Bir uydunun yörünge düzleminin ekvator düzlemiyle yaptığı açı.

    Inclinometre : İnklinometre. Uydunun yükselme açısını ölçen alet.

    Interference :Enterferans.Girişim.Araya giren istenmeyen bir sinyal tarafından görüntü veya seste distorsiyon oluşması. İstenen sinyallerin alınmasına karışan herhangi enerji. Örneğin havayolu uçuşlarının yarattığı "fading", komşu kanalların "RF girişimi", dağlar ve binalar gibi yansıtıcı objelerin ortaya çıkardığı "ghosting" çeşitli enterferans örnekleridir.

    Interlaced Scanning : Geçmeli Tarama. Televizyon resimlerinde kırpışmayı azaltmak için bir resmin içiçe geçmiş 312.5 satırlık iki alan olarak taranması.

    IF (Intermediate Frequency) : Ara Frekans. Alıcılarda antenden gelen işaretin frekansının düşürüldüğü ara değer.

    Isotropic Antenna :İzotropik anten.Anten kazanç ölçümünde mühendislik referansı olarak kullanılan omnidirectional(tüm yönlere bakan) hipotetik (varsayımsal) ve kaynağı tek nokta olan anten. Hayali, yönsüz, nokta kaynaklı antendir.

    Isotropic Radiator : Her yöne eşit olarak yayın yapan eleman veya anten


#03.01.2005 06:46 0 0 0
  • kHz :Kilohertz.Bin (1000) Hertz lik bir birim frekansı ifade eder.. Saniyede bin saykl

    Ku-Band : Ku Bandı. Uydu yayınlarının yapıldığı 11-13 GHz arasındaki yayın bandı. Avrupada yaygın olarak kullanılır, Amerika'dada C-Band'ın yerini almaya başlamıştır.

    Lattitude : Enlem. Yeryüzündeki bir noktanın ekvatordan itibaren ölçülen kuzey/güney açısı.

    Line Amplifier : Hat Kuvvetlendiricisi.

    LNA (Low Noise Amplifier) : LNA. Alçak Gürültü Kuvvetlendirici. Uydu sistemlerinde feedhorn'un hemen arkasında bulunan ve çok düşük gürültülü ilk kuvvetlendirici katı.

    LNB (Low Noise Blocker) : LNB. Alçak Gürültü Blokeri. Bir LNA, frekans değiştirici ve ara frekans kuvvetlendiricisinden oluşan, 12 GHz'lik uydu işaretlerini 900-1700 MHz'lık ara frekansa çeviren blok. Bu blok çanak antenin odak noktasındaki feedhorn a doğrudan bağlanır ve bir kablo ile uydu alıcısına irtibatlanır.

    Local Ossillator : İç Osilatör. Bir alıcının içinde bulunan ve frekans değiştirme işleminde kullanılan osilatör.

    LOF : Local Oscillator Frequency.Yerel(iç) osilatör frekansı.

    Longnitude : Boylam. Yeryüzündeki bie noktanın Greenwich'e göre ölçülen doğu/batı açısı.

    Loopthrough :TV sinyal hattına başka harici cihazların (örn. bir diğer uydu alıcısı) da bağlanabilmesini sağlamak üzere bir uydu alıcısında bulunan giriş çıkış bağlantı yeri (F- konnektör)

    Magnetic Polariser :Manyetik (Ferit) tip polarizör.Uydu alıcısından gönderilen akımla kumanda edilen elektromanyetik polarizör.

    MATV(Master Antenna TV) : Ortak Anten Sistemi. Bir anten sistemi yardımı ile birden fazla TV alıcısının beslendiği dağıtım sistemi.

    Mechanical Polariser :Mekanik tip polarizör.Uydu alıcısından gönderilen palsların genişliğiyle servo kumanda edilerek (probun yönünün mekanik olarak döndürüldüğü) polarizör türü.

    MHz(Megahertz) : 1 milyon Hertz

    Microwave : Mikrodalga. Frekansı 500 MHz den yüksek olan dalgalar.

    Modulation : Modülasyon. Kipleme. Bir taşıyıcı dalganın herhangi bir özelliğini değiştirmek suretiyle haber işaretinin taşıyıcıya bindirilmesi.

    Monochrome : Tek renkli. Siyah/Beyaz TV resmi.


    Mount : Montaj Düzeneği. Uydu antenlerinde yatay ve düşey ayar imkanı sağlayan montaj mekanizması.

    MAC : Multiplexed Analog Components. Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi.

    Multi-channel receiver : Herhangi anda birden fazla sayıda uyduyu izleyebilen GPS(global konum belirleme) alıcıları için kullanılır.

    Multi-Feed : Birden çok sayıda uyduyu izlemek üzere sabit bir çanakta iki veya daha çok LNB kullanılan anten sistemi.

    Multiplex : Multipleks. Çoğullama. Birden fazla işaretin aynı anda ortamdan iletimesi için zaman veya frekans uzayında değişik yerler yerleştirilmesi.

    Multiswitch : Multisviç.Multischalter(alm.) - Uydu alıcılarından gelen komutlara göre değişik anten polarite girişlerinden seçileni seçenin çıkışına vermeye yarayan röle kutusu.

    NTSC : The National Television Standards Commity. ABD, Japonya dışında nerdeyse hiç kullanılmayan renkli TV yayın standardı. 525 çizgi, 30 görüntü/saniye özelliklerinde.

    Noise : Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler. Gürültü seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak orataya çıkar.

    Noise Figure : Gürültü Sayısı. Bir sistemde işaret eklenen gürültünün miktarını gösteren sayı. İdeal bir kuvvetlendiricide bu sayı 0 dB dır.

    Noise Temperature : Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne kadar az ise eklenen gürültü o kadar azdır.


    OFD : Cihaz(uydu alıcısı) ön panelinde harf ve rakamlarla bilgi sunumu

    Offset : Odak ve feed kısmının çanağın orta hizasından yukarıda veya aşağıda olduğu çanak anten tipi.

    OSD : TV ekranında yazıyla seçenek ve durum bilgileri sunulması

    PAL(Phase Alternate Line) : Batı Avrupa veTürkiye'de kullanılan renkli TV yayın standardıç 625 çizgi,25 görüntü/saniye özelliklerinde.

    Parabola : Parabol. Uyde antenlerinde kulanılan çanak antenlerin kesit şekli. Parabole paralel olarak gelen ışınlar odak noktasında toplanır.

    Pay-Cable / Pay-TV : Paralı TV.Ekstra (opsiyonel) abone ücretleriyle desteklenen Program yayın hizmetleri.

    PCM : Pulse Code Modulation.Darbe kodu kiplemesi.Analog sinyallerin periyodik aralıklarla örneklenip sayısallaştırılarak digital sinyallere dönüştürüldüğü zaman bölmeli kipleme tekniği. Örneklenen değerler tipik olarak 8 bitlik (birisi parite için olabilir) kodlara dönüşür.

    PCMCIA : PC dünyasından aktarılan (özlellikle notebooklarda kullanılan) modül eklenti tekniği standartları paralı uydu televizyonu şifre modüllerine uygulanarak standart bir modül yuvası teşkil etmiştir..


    Phase : Faz. Bir işaretin başka bir referansa göre kaymasını gösteren açı.

    PLL : Phase-Locked Loop.Faz kilitlemeli çevrim.Uydu sinyallerinin demodülasyonunda kullanılan bir elektronik devre..

    Polar Mount : Klark kuşağındaki bütün uyduların antenin sadece yatay eksende dönmesi ile alınabildiği uydu anten montaj sistemi.

    Polarisation : Polarizasyon. Bir elektromagnetik dalganın elektrik alan vektörünün doğrultusu. Elektromagnetik dalgalar yatay, düşey, dairesel ve eliptik polarizasyonlu olabilirler.

    Polariser :Polarizör.Polarotor.Feedhorn ile LNB arasına takılıp, değişik polarite açılarını seçebilme olanağı sağlayan cihaz. Manyetik ve mekanik olmak üzere iki türlüdür..

    Positioner :Pozisyoner.Anten motoruna kumanda ederek önceden pogramlandığı belirli uydu konumlarına hareket edebilmesini sağlayan elektronik cihaz. Şimdilerde genellikle uydu alıcısıyla tümleşik halde bulunmaktadır.

    Pre-Emphasis : Preemfesis. Ağırlık Verme. Gürültüyü azaltmak için yüksek frekanslı bileşemleri kuvvetlendirme işlemi. Bu iş için kullanılan devre veya süzgeç.

    Pro-Logic : Dolby Laboratories tarafından geliştirilen ve sinema seslerini evde izleyebilme imkanı sağlayan surround sound dekoder sistemi..

#03.01.2005 06:50 0 0 0
  • Raster : Raster. Aydınlanmış TV ekranında işaret olmadığı zaman görülen beyaz çizgiler.

    Receiver Sensitivity : Alıcı hassasiyeti.dBm cinsinden ifade edilir ve alıcının belirli bir temelbant performansını gösterebilmesi için (örneğin belirli bir BER değeri veya S/N değerini sağlayabilmesi için) detektör devresine ne kadar güç (sinyal gücü) girmesi gerektiğini tanımlar..

    Reflection : Yansıma.

    Reflector : Yansıtıcı eleman.

    SAW Filter : Surface Aquistic Wave Filter. SAW Süzgeci. Yüzey akustik dalgaları prensibi ile çalışan ve bobin, kondansatör kullanmayan keskin kenarlı Y.F. süzgeçleri.


    Satellite : Uydu.

    Satellite Antenna :Dish.Uydu anteni, Çanak.Uydu sinyallerini toplamaya yarayan parabol geometrisinde bir antendir. Kullanıcı antenleri genellikle C-bandı için 1.5-3.7m ; K-bandı içinse 45-180cm dir..

    Satellite Receiver : Uydu Alıcısı. LNB'den gelen birinci ara frekans işaretinden ses ve resim işaretlerini elde eden alıcı.

    Scanning : Tarama.

    Scrambling : Karıştırma. TV yayınlarının izinsiz kişilerce alınmaması için şifreli olarak karıştırılması. Bu şekildeki yayınları alabilmek için özel kodçözücü devreler kullanmak gerekir.

    Screening Factor : Ekranlama Faktörü. Bir kutunun veya koaksiyel kablonun sızdırma veya ekranlama faktörü. Normal TV dağıtım sistemlerinde bu faktör en az 60 dB, Kablo-TV sistemlarinde ise en az 70 dB olmalıdır.

    S/N Ratio(Signal-to-Noise Ratio) : İşaret/Gürültü Gücü Oranı.

    Skew : Çevirme. Bir uydudan diğerine geçildiğinde feedhron'un polarizasyonunda gerekli küçük ayarlama.

    SMATV : Satellite Master Antenna Television.Bir konut sitesi veya otel için uydudan aldığı yayını dağıtan özel minyatür kablo sistemi. Uydu yayını programlarını almak üzere bir MATV (merkezi dağıtım) sistemine bir yer istasyonu eklenmesinden oluşur.

    Spectrum :Ses, data ve televizyon aktarımında kullanılan elektromanyetik radyo dalgalarının frekanslarının alanı.

    Splitter : Splitter. Ayırıcı. Dağıtıcı. Bir işareti iki veya daha fazla yola ayırmak veya dağıtmak için kullanılan alet veya sistem.


    Subcarrier : Alt Taşıyıcı. Daha yüksek frekanslı başka bir taşıyıcıyı modüle den ikinci taşıyıcı. Örnek olarak; 4.43 MHz'lik renk alt taşıyıcısı ve 5.5 MHz'lik ses alt taşıyıcısı resim taşıyıcısını tekrar modüle ederler.


    Tap : Tap. TV dağıtım hatlarında kullanılan ayırıcı (yan çıkış) eleman.

    Terrestrial TV :Yersel TV.Öteden beri VHF (very high frequency) ve UHF (ultrahigh frequency) bantlarında havadan yapılan yayın. Etkin sınırı genellikle 100 milin altındadır. Yersel tv vericileri genellile 54 megahertz ila 890 megahertz arası frekanslarda çalışırlar ve bu frekanslar uydu transponderlerindeki , l4/l2 ve 6/4 milyar hertz (gigahertz) düzeyindeki mikrodalga frekanslarının çok altındadır.

    TVRO : TVRO. Sadece alıcısı bulunan uydu yer istasyonu.

    Threshold : Eşik seviyisi. Alınabilecek en küçük işaret seviyisi.

    Transponder : Transponder. Transmitter-Responder. Uyduda bulunan ve alıcı, frekans çevirici ve vericiden meydana gelen mikrodalga tekrarlayıcı.

    Transpozer : Transpozer. Alıcı , frekans çevirici ve vericiden meydana gelen TV ve radyp tekrarlayıcı istasyonu.

    Trap : Tuzak. Sadece belli bir frekansı süzüp atmak için kullanılan süzgeç.

    Trunk : Trank. Anahat. Kablo-TV dağıtımında kullanılan ana dağıtım kabloları.

    Twin-LNB : Aynı kabinde bulunan birbirinin aynı özellikte iki LNB, ikiz LNB

    UHF (Ultra High Frequency) : Ultra Yüksek Frekanslar. 300-3000 MHz bölgesini kapsayan frekans bölgesi.

    Universal LNB : Eskiden üç bandlı LNB'lerin otomatik anahtarlama ile tüm polaritelerdeki ku bandı yayınlarını seçebilir hale gelmesiyle bu isim yerleşmiştir.

    Upconverter : Üst Çevirici. Frekansı daha yüksek bir değere çeviren çevirici.

    Uplink : Yerden uyduya bağlantı sağlayan radyo kanalı.

    VSWR : Gerilim Duran Dalga Oranı. Bir hat veya devrede yansımalar yüzünden meydana gelen duran dalagaların en yüksek gerilim değeri ile en alçak değeri arasındaki oran.

    VHF (Very High Frequency) : Çok Yüksek Frekanslar. 30-300 MHz bölgesini kapsayan frekans bölgesi.

    Video : Resim İşareti.

    VPID : Video PID.(Packed IDentification),Digital yayın aktarımında herbir bağımsız paket etiketlenir. Bu etiket her hanesi 0 dan F e değişen (hexadesimal) dört haneli bir koddan oluşur ve hem ses hem de görüntü için ayrı ayrı verilir. Bu şekilde örneğin iki SCPC sinyalin birbirinin üzerine yazılması imkansız olur

    XPOL : Cross-Polarization.Capraz Kutuplama.Biri düşey, diğeri yatay aynı frekanstaki iki farklı sinyalin bir arada bulunup, birbirini etkilemeden geçebilmesini sağlar.


    Yagi Antenna : Yagi Anten. Bir dipol ile buna paralel pasif yansıtıcı ve yönlendirici çubuklardan oluşan anten.

    Betasat ve Uydutvhaber olmak üzere birkaç kaynaktan yararlanılmıştır.

#03.01.2005 06:56 0 0 0
  • SaGoL BiLGiLeR iCiN
#21.05.2005 19:53 0 0 0
  • eline emegine sağlık arkadasım
#25.05.2005 16:52 0 0 0
  • eline saglık
#26.05.2005 20:38 0 0 0
  • eline saglık
#25.10.2005 22:20 0 0 0
  • ellerine emeğine sağlık arkadasım
#11.02.2006 20:13 0 0 0
  • sagolasin
#21.12.2006 15:13 0 0 0
  • ellerine sağlık bana da lazım dı
#21.12.2006 22:19 0 0 0
  • ne arasan var...
    yok yok...
    helal...
#25.01.2007 17:32 0 0 0
  • PAYLAŞIMIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...
#21.04.2007 14:24 0 0 0