Sağlıklı ve Uzun Yaşayabilmenin Sırları

Son güncelleme: 21.09.2008 17:39
  • Nasıl beslenelim?
    İNSAN ömrü boyunca 3 öküz ve yüzlerce tavuk da dahil olmak üzere kendi ağırlığının 1400 misli gıda tüketiyor. Yıllarca sağlıklı beslenme konusunda çeşitli öneriler gündeme getirildi. Bugün yapılan araştırmalar ise bu tavsiyelerin fazla güvenilir olmadığını gösteriyor.
    Lifli gıdalar: Meyve, sebze, kepekli ekmek ve tahıl müslisi gibi lifli gıdaların sindirim sistemi kanserlerini engellendiği söylendi. Yeni bir araştırma bunun tam tersini ortaya koyuyor.
    Tereyağ mı margarin mi? Yeni bir araştırmaya göre mutfaklarda tereyağın yerini alan margarin kalp krizi riskini artırıyor. Margarin ayrıca kanser hastalıkları ve depresyon riskini de körüklüyor.
    Yağsız beslenme: Yağsız beslenme tavsiyeleri ABD'de şişmanlar ordusu yarattı. Çünkü insanlar açlık hissini bastırmak için kek ve pasta gibi karbonhidrat ağırlıklı besinlere yöneldiler.
    Ayçiçek yağı: Ayçiçek yağındaki doymamış yağ asitleri, DNA'da kansere neden olabilecek değişikliklere yol açabiliyor.
    Tuzlu mu tuzsuz mu?: Yemeklerdeki tuz oranını azaltmak kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarından ölme riskini azaltmıyor, aksine çoğaltılıyor.
    C Vitaminine dikkat: Yıllarda damar sertliği, enfeksiyon ve kansere karşı C Vitamini tavsiye edildi. Ancak aşırı dozda C Vitamini almak (günde 100 mg fazla) kanser riskini artırıyor. C Vitamini'nin önde gelen propagandacılarından Nobel ödüllü Amerikalı bilimadamı Linus Pauling, prostat kanserinden öldü.
    Spor yaparken fazla hızlı hareket etmeyin
    KALP krizi, beyin kanaması, sırt ağrısı, şeker ya da kemik erimesi. Çoğunun kökeninde hemen hemen aynı sorunlar yatıyor. Yanlış beslenme ve stres. En önemlisi de hareketsizlik! Ancak Köln Spor Akademisi'nin sağlık uzmanlarından Doç Dieter Lagerstorm, insanların form tutmak için egzersiz yaparken 'çok hızlı hareket ettiklerine' dikkat çekerek şu tavsiyelerde bulunuyor:
    Yavaş bir tempo tutturun: Hareket edildiğinde damar sertleşmesi, beyin kanaması ve kalp krizine karşı koruyucu vazife gören iyi kolesterol HDL seviyesi artıyor, kötü kolesterol ise düşüyor. Ancak vücuttaki bu mekanizmanın işlemesi için hareketin belli bir seviyede devam etmesi gerekiyor. Hareket biraz hızlandığında ise egzersizin olumlu etkisi kalkıyor.
    Yürüyüş ve jogging: Yapılan egzersizin yavaş, uzun soluklu ve düzenli olması gerekiyor. Uzun yürüyüşler, doğa yürüyüşleri, günde en az bir saat bisiklete binmek, yüzmek ya da golf oynamak Doç Lagerstorm'un tavsiyeleri arasında.
    Bağışıklığı güçlendiriyor:
    Düzenli spor, eklemleri güçlendiriyor, bağışıklık sistemini harekete geçiriyor ve kemik erimesine karşı koruyor. Arada sırada tempoyu artırmanın da bir faydası var. İleriki yaşlarda şeker hastalığına yakalanma riskini azaltıyor.
    İhtiyacınızı belirleyin:
    Her insanın form tutmak için ihtiyaç duyduğu spor tarzı ayrıdır. Bunun için kendi ihtiyacınızı kendiniz belirleyin. Ancak bilinçsiz spor, aletli cimnastik, istenmeyen sakatlıklara neden olabilir. Bu nedenle gerçek uzmanlar denetiminde spor yapmaya özen gösterin.
#01.09.2008 11:15 0 0 0

  • Paylaşım için teşekkürler
#01.09.2008 12:10 0 0 0
  • Faydalı bilgiler için saol.
#01.09.2008 15:14 0 0 0
  • ben bir fikirbazım yani küçüklüğünde menenjit geçirmiş ve beyni karışmış bir insanım ama düşünerek bazı sorunları çözüyorum ama bir konuyu düşünüp sonuç almak yıllar sürebilir.

    şimdi uzun yaşam hakkında bir fikrimi söyliyim..

    alerji hastaları yani bağışıklığı zayıf yada çeşitli sorunları olan insanlar nasıl sağlam bünyeye kavuşacak.


    tabiiki doktor kontrolünde çıplak ayaklarını dizine kadar toprağa göm toprak nemli olsun toprak ile vucut birleşmesi sonucunda topraktan alınacak zayıflatılmış milyarlarca bakteri ayak tırnaklarını şişirebilir ama bağışıklığı sağlamış olacaktır.

    fikir şundan çıktı bir köylü demir ile yaralanssa dahi neden tetenoz olmuyor çünkü toprak tarafından aşılanıyor.

    dikkat

    BU SADECE BİR FİKİR DİR......ANCAK UZMANLAR TARFINDAN DENENEBİLİR.

    VE ONLARIN VERECEĞİ SONUÇ ÖNEMLİDİR...................
#01.09.2008 15:32 0 0 0
  • gazetede okumuştum sas komondolarımız bağışıklıklarını arttırmak için bir süre pis suda kalıyor ve sonuçta hastalıklara karşı bağışık oluyorlarmış...

    hastalıklarımız topraktan uzaklaşmış vucudumuzun stres ile elektrik dengesinin bozulması ( kalp beyin vesaire pek çok yer elektrikle çalışır)


    sonuç yaşadığımız toprağa uymlu olmamak...
#01.09.2008 15:50 0 0 0
  • yukarıda anlatmış olduğum fikir sağlıklı uzun yaşamak için sadece bir fikirdir yani binanın bir tuğlasıdır...

    yanılmıyorsam bundan 15 sene önce bir isveçli doktor uzun yaşama kitabı yazdı o zaman yaşı 45 imişmi neymiş 90 yılına kadar yaşamak kitabı yazdı ve adam 50 yaşında öldü..

    yani bu konu çok hassas bir konudur.ve bu konuda yazı yazan her insan inancını yazar o sebeple yazdıklarımın benim inancım olduğunu bilin ve bu inanç dünya gezegeninde tek tir ikincisi yoktur..


    genellikle modern tıp yazarları uzun yaşamı ele alırken sadece maddesel olarak işe başlıyorlar ve bitiriyorlar yani insan denen yaratığı sırf bir et parçası olarak görmektedirler acı ama gerçek budur lakin insan sadece etten yaratılmış bir canlı değildir o bir elektrik manyetik alan içersinde vucudunun dengesi bulunmaktadır yani uzun yaşam olayının ikinci perdesi manasal veya ruhsal sağlık olarak ele almalıyız.

    bu konuda yardımım şudur.. eğer sen ne olduğunu kavrayamadı isen inançlarında terddüt içersinde isen o vakit vucutta ki hücrelerde anlaşmazlık ve iç savaş başlar bu alerji olarak kendini gösterir alerjinin en büyük ilacı bedenin ülkü birliğini sağlamaktır ve bedeni küstürmemektir.

    üçüncü perdeye gelince olayı kalıtsal olarak ele alalım 1974 yılında sscb ülkesine giden ertuğrul akbay isimli gazeteci kumuk türklerinden üç biraderi yan yana fotoğrafını çekmiş bir tanesinin yaşı 118 ortanca 115 yaşında en ufakları ise 113 yaşında... ve bir deniz asb emeklisi abimiz şunu derdi bana kumuk türkleri 145 yaşında iken gene at sırtında dolaşıyor..ben onun yalancısıyım...

    dördüncü perde tarihsel doğal selleksiyondan galip gelip doğada yaşamını sürdüren vucutlar konusu

    burada şunu demek istiyorum bazı bedenler bulaşıcı hastalıklar tarafından tavuk gibi ölürken bazı bedenler bu bulaşıcı hastalıklara karşı tarihsel olarak savunma mekanizmaları sağlam olan ve sağlam olmayan bedenler..,

    örnek: van kentinde kuş gribine yakalananlar aklımda kaldığı kadarıyla hep öldüler
    sonra gene hatrımda kaldığı kadar şerefli koçhisarda kuş gribinden ölmüş kuşları elleyen bir şerefli koçhisarlıyı sağlık taramasından geçiren doktorlar bu kişinin vucudunda kuş gribi buldular ama adamda kuş gribinden etkilenme yok yani vucudu bu mikropla yaşamayı öğrenmiş doğal selleksiyona dayanıklı bir beden...


    aslında daha çok yazı yazılabilinir ama şu bir gerçekki uzun yaşamak için kadere iman ettim diyerek herşeyi boşverir araştırmaz yorulmaz nede olsa kaderim budur diyerek yenilgiyi mucadele etmeden kaybetmeye hazırsan o zaman senin türün neden hala devam ediyor derim çünkü bu doğaya aykırı bir durumu doğa def eder...


    gerisini siz yazın....perdeler çok hazineler de çok
#20.09.2008 01:33 0 0 0
  • paylaşımın için teşekkürler
#21.09.2008 17:39 0 0 0