KARMATİLER

Son güncelleme: 14.09.2008 07:37
  • KARMATİLER


    noimage


    HALLAC- I MANSUR ÖGRETISI VE KARMATILER





    Mansur oglu Hüseyin el - Hallac ( 244 / 858 - 309 / 921 ) Fransiz bilgin Louis Massignon tarafindan kaleme alinmis ve incenlemistir.


    Hallac'in yasadigi Abbasi döneminde Bagdat yönetimini elinde bulunduran bagnaz Islam halifesi Muktedir ortaligi kasip kavururken sarayinda akil almaz derecede lüks yasam sürmekteydi ; binlerce kadin cariye , taze oglanlar hizmetindeydi , üstelik, Bizans kökenli sevgilisi icin ücyüz bin Dinarlik taki hediye ederek takiyor ve görenlerin gözlerini kamastiriyordu bu saray ihtisami .Diger yandan halk sefalet icinde kivranirken rüsvet ayyuka cikiyor insanlar saraya karsi icerleniyordu.Karabosa , tefecilik, soygunlar siradan hale gelen normal yasam bicimini almisti. Daha dogrusu sistem ömrünü doldurmus yikilacagi günlerini bekliyor, halk ise adaletli bir düzenin gelmesini özlüyordu . Tam bu arada sufi önderi Cüneyd'de de ters düsen devrimci bir Sufi olan Hallac düzene kafa tutuyordu .


    Hallac , islam tarihinin en büyük Israfil suru sayiliyor ve kiyametler kopariyor etkileri onbir asirdir islam dünyasina yayiliyor isyanlar bas gösteriyordu



    Bu isyanlarin en büyügü basini zenci liderin cektigi el - Cezire ve Basra havalesinde köle olan Afrika kökenlilerin baslattigi Sahibuzzenc adi gecen Ali b. Muhammed isyanidir ( h. 255 miladi 869 ).



    Rey kentinde dogan Sahibuzzenc Ali b. Muhammed ez- zenc (270 / 883) idam edilir . Bu zenci lider kararli korkusuz ve acimasiz kati yürekli, gözünü budaktan esirgemeyen mükemmel bir eylem adamiydi . Tedhisci olmasi, kan dökmesini sevmesi, onun savasci olmasini seckin hale getiriyor isyana önder yapiyordu. Birazda Ismaili gelenegini bizlere hatirlatmaktadir. H. 249 da Bahrey'ne gidip daha bir süre sonra Irak'a dönerek h. 255 de isyanin basina gecmistir.


    Ehlibeyit soyundan geldigini söylemesi tipik bir halki etkileme kurnazligini secen bu sahis, onu halkla bütünlestirmis

    kutsal insan haline getirmistir. Bu soydan gelme inanc gelenegi, bölge halklarinin tarihinde az rastlanilmis bir olay degildir ki , kendisinin Afrika kökenli olmasini bir kenara atmazsak. Ehlibeyitlerin zulme tabi görülmesi, kellelerinin havada ucusmasi ve siriklara takilip ibreti alem diye sokaklarda dolastirilmasi , bölgede kini artirarak devrimci isyanin mayasini olusturmaktaydi. Iktidarin Islami temsil etmesi karsisinda böylesi bir muhalefet taktigi kacinilmaz olmustu.


    Sahibuzzenc , köleleri calistiklari tarlalari isgale sevkederek mülk sahiplenme büyüsüyle ezilmisliklerin kurtararak köle ruhundan özgür insan rununa gecmesini sagliyordu. O zaman da bu duygu ulvi nimetinden daha cok cazibeli bir maddi kazanimdi, insanlara hayranlik kazandiriyordu. Basra havalisinde muhtare adini verdigi bu yerler artik günümüz dilinde kurtarilmis bölgelerdi.


    Zenci Bedevi ve Sii gruplarinin önemli kesimini birlestirerek arkasina önemli bir kitle alan Sahibuzzenc , Abbasi iktidarina

    karsi direnisin birinci yilinda Übüleyi düsürerek eline gecirdi. Zafer kazanmanin hizina hiz katan ikinci kent Ahvaz

    digerini izledi.Ikinci yil Basra'yi yagmalayan asiler Vasit'i

    da ele gecirince Abadan kenti kendiliginden teslim olur. Alti ay savasin sürdügü iki grup sonrasi düsman komandani

    Ca' lan Sahip idam edildi. Ikinci komutan olan Türk asilli

    Ebu Hilal ve dört bin kisilik ordusu bozguna ugrayarak digerinin kaderini paylasti. Artik sans ve basari Isyanci Sahip

    in pesini birakmayip talih onun yüzünü güldürüyordu.

    Zenciler h. 265 te Numaniye'yi ve arkasindan Ramehürmüz Kürtlerin denetiminden alarak Merkez karargah Muhtare'nin gücünü pekistirdi. Ne varki bu yerel savas taktiklerinin sonu düsman ordusunun düzenli birlikleri tarafindan mercek altina alinmisti. Halife Mutemid kardesi olan el-Muvaffak komutan olarak birliklerin basina görevlendirildi . Kesin bastirilmasi gereken talimati alan bu komutan asi isyancilarin üzerine olanca gücüyle yürüdü ve Sahibuzzzenc 270 / 883 te le gecirerek idam edip Bagdat sokaklarinda cesedini dolastirdi ibret - i alem diye. Zenciler, yenilgi sonunda bile direncleri kirilmamisti ve ölüm kalim savasi sonucu, bütün hiziyle ikinci perdeye birakti. H.282 yilina kadar süren ikinci dönem birinci dönemi kadar yipratici olmadigini iddia eder Tabari.(1)








    * 1 - Tarih 9/410 - 667 ibnül - Esir el- kamil f-it -tarih 7/205 -413 Mes' udi 4/194 - 209















    HALLAC VE ISYAN



    Zenci isyaninin (h. 255 ) de basladigini yukarida yazmistik , bu tarihlerde Hallac henüz 11 yaslarda oldugu biliniyor. Bundan h. 260 yilinda zamanin ünlü sufisi olan Sehl b. Abdullah et -Tüsteri (ölm.283/896) den ders alan Hallac, iki yil kadar egitimi devam ettirmis.Daha sonra Basra'ya geldiginde Amr b.Osman el-Mekki ( 297/909)nin yaninda ders almaya devam ediyordu. Bu tarihler zenci isyanlarinin zirveye ciktigi dönemlerdir. Abbasi Sultan'inin yaptigi ve onlarin hukukunun ruhani dünyayla hic bir iliskisinin olmadigini gören Hallac'i bir bilgi derinligi sarmis olmali ve de mayalanma dönemidir . Onun düsüncelerinin Sii'likle hic bir baglantisi olmamasina ragmen Sii'ler ona büyük bir destek vermistir. Buradaki destek Sii'lerin gördükleri zulmun kahredici acilarindan dolayidir , yoksa Sii'lerin etksi ne olabiliridi ki ? Kaldi ki bu yüce saygin bilgi adaminin hic bir ögretisinde gecmiyor , gecmedigi gibi Sii imami liderlerden bekledigi ilgiyi görmedigide iddia konusudur. Sadece Sii emekci kesiminin bir kismi destek vermis ve Hallac' da bu destegi arkasina almistir, ama , Karmati ve Fatimi destegi yüzde yüzdür.



    KARAMATI - HALLAC SENTEZI


    Karmati ögretisinin idolojik sekillenmesi tamamiyle kabuk icinde gizli bir özdür, bu gize Alevilikte SIR denmektedir. SIR, korunma amaciyla bilimsel felsefi cekirdekleri dini termonlojik kelimeler kavramiyla kabuk seklinde örtmekten baska bir sey degildir. Tarihsel tecrübeler bu taktiksel prensibi dogrulmis ve günümüze kadar getirmislerdir. Islam kaynaklari Karamatilige akil almaz sekilde yalan söyleyerek carpitip saldirmislardir . Bu saldiri " firak - i dalle " (sapik gruplar ) söylemi her ne kadar asagilama amaci ile söylenmisse de onun felsefi mirasina da hirsizlik yaparak caktirmadan sahip cikarak ögretilerinden yararlanmislardir. Ibn Arabi I.S. (1165/ 1240) bunlardan sadece birisidir. Kendisi Endülüs uygarligi dönemi Ispanyanin Mursie sehrinde dogmus ve Sam'da ölmüstür. Onlarin beyanlarini ve haksiz yargilarini özetle anlatip yargiliyacagiz. Islamin önemli simalarindan diger birisi ise, Gazali (ölm.557/111).


    Prof. Yasar Nuri Öztürk'e göre, Karmatiler, "baldiri ciplak taifesi " degil, tam aksine ; erdem, ahlak , ve fikir üreten bilginler adamlardir.(2)




    Taberi ( ölm. 310/922) ise daha farkli bir yaklasimla Karmatiligi Islam'in bir ekolu olarak yorumlar .(3)


    Karmatiler adini karmati kurucu olan Hamdan b. Es'as el Karmat isimli önderden almistir.Ögretilerini "Ihvanussafa Risalaleri "( Resailu Ihvani's Safa ) adli eserde bütünlestirmislerdir. Karmati muhalefet hareketinin Zenc isyaniyla dogrudan bir baglantisinin kaniti olarak Küfe'deki Sahibuzzenc ile Karmat görüsmesi tarihe Taberi tarafindan not düsülmüstür.(4)


    Karmati ögretisinin derinligi ve örgütlenme ilkelerinin gizliligi öylesine kati ve displinliydiki onun tarihini yazanlarin ve okuyucularin akillarina durgunluk vermekteydi. Bu gizlilik örgüt gelenegi Babai ve Simavnali ve daha sonra Massonluk

    gibi örgütlerde ve Alamut kalesi direnis örgütü lideri .Hasan Sabah örgütünde de etkisini göstermistir.


    Karmatilkte ve Alevilikte ki ve Ismaili'likteki Ali soyundan gelme olayinin gercek nedeni Islam devlet egemenligini yikmak icin kitlelelerin etkisi altinda kaldigi Islam nüfuzuna hitap ederek halife dögüsünü taktiksel olarak kiskirtmak ve kendi lehine kullanmak , bu taktik oldukca zeki ve zekice oldugu kadar da onlara agir darbe vurdugu su götürmez gercektir.


    Karmatiler'de Ali soyundan gelmenin sadece arac oldugunu ve tarifinide de söyle yapmaktadirlar; Karmati ögretisine göre I mamet , cesedi bir intikal degildir , imamet bir tefhiz( ruhsal - düsünsel idolojik sekillenme) olayidir ki her soydan her bir cografyadaki insana tekabül edebilir. Bu düsünce Alevilik ögretisinde gecen " Belimden düsen degil yolumdan giden bendendir " söylemiyle örtüsmektedir. Soy degil huy' dur buradaki vurgu . Insanin elbetteki huy denen karekterine sekil veren düsünce, aklin; duygular üzerindeki taahakümsel fenomenidir.


    Karmatilerde ki ögreti insani olan militanlara veril isim ise

    Dai' liktir . yasadigimiz tarihleri inceledegimizde Filo- sofi, sofi ( sufi ) ve Teo-sofi kavramlarini ve iceriklerini anlamakta güclük cekmeyiz. Bugünkü cagda teorisyen anlamina gelir ayni zamanda Pir olarak kendi misyonunu izhar eder .


    Karmati idolojik dünyasini batini - zahiri kavramlari bilgi derinligi acisindan o dönemde fevkalede önem arz eder. Batinilik , insanin kendi ic dünya görüsünü, ayni zamanda ruhani dünyasini kendi ögretileri temelinde kavramlastirir .Zahirilik ise insanin yasaminda cemali zuhur halidir. Ibn Arabi bu konuyu celali - cemal i olarak aciklar ve kurnazca Karmati ögretilerini Ibn Sina' nin Yunan ögretilerini kendi düsüncesiymis gösterdigi gibi, o da kendisinin ki oldugunu ilan eder.


    Karmatilik tümüyle Yunan felsefesi olup kendisine Islam dini motivasyonu sekline büründürmüstür. Bunun diyalektik bakis acisi oldugunu düsünerek o günkü ruhani dünyanin kendi toplumlarina Maya - hamur seklinde teorinin politiklesmis bicimini verdigini görürüz.


    Bu tarihlerde kendi icersinde zamanla idolojik ayrismalarinida yakinda izleyen tarihciler Gulat-i Sia'yi ( asiri Sia ) sapma olarak elestirdiklerini söylerler.


    Karmatiligin idologu olarak ibrelerin bir kisiyi göstermedigini dogruluyan tarihciler bu iddia'nin kaniti olarakda Hamdan el-Karmat, Hüseyin el- Ahvazi, Meymun el- Kaddah isimlerinin bile saibeli olduklarina vurgu yaparlar.Bu isimlerin gercek olup olmadigi tartismalidir,diye eklerler.


    Peki neden böylesi bir belirsizlik mevcuttur ? Karmati örgütlenmesi o kadar gizli esaslari vardiki cogu zaman bile icine girenler Dai' inin kim oldugunu bilmek ve anlamakta güclük cekiyordu. Bu sadece ilagelitenin desifre olmamasinin önüne gecilmesini önlemek amaciyla disiplin kuraliydi.Bu önlem Ihvan Risalaler adli ana ögreti icinde gecerli olup " tarihin bilinmezleri " diye gizlilige erisilmesin diye mistik bir havaya soktuklari olgusu bilincimize capmaktadir.


    Örgütlenmenin, istihbaratin gizlilik esaslari akillara durgunluk verecek derecede müthis olduguyla yetincegiz . Dailer ( davetciler, Karmat mübelligler) halk arasinda sadece kod isimleriydi. Haberlesmelerin Cifir ( sifre) halinde özel numaralanmis harflerle vasitalandirildigini günümüzde ki haliyle parola - sifre sistemi olarak varligini devam ettirmektedir. Kaynaklarin belgesi olarak sunulan lider Abdullah b. Meymun el- Kaddaf' ta mevcut görüldügünü söyler .





    Gizlilik esalari; bilgideki derinlik , sözdeki dogruluk, sahisyetteki agirlik , insanda ki aselet vasiflari , halk kitlelelerini etkileyerek hayranlik verirken ; askeri disiplin, gözü peklik gözünü kirpmadan ates icerisine atan ve onun üzerinde yürüyen Hasan Sabah'in fedailerini hatirlatan cüretlli cikislar bir diyardan diyara yayilmakta olup düsmani dehsete düsürüyordu. Abbasi halifesi Me'mun bu esen kasirganin gücünü fark ettikce saklanacak delik ariyor ve saray istihbarat seflerini toparlayip bu belanin estigi noktayi kesfetmek istiyordu. Artik kaleler bir biri ardina düstükce halife deliye dönüyordu ve bir kivilcim parladi aniden canavar halifenin kafasinda onlari kandirmak kurnazligi yer eder , Hasan b. MusaTirmizi adli bir Karmati taraftarini saraya davet eder kendisinden sonra Hilafete gecmesi icin Ehli -beyitten bir uygun bir zat önermesini ister. Halife, ufkunun genislemesi icin bazi Kuran ayetlerinin sembolik anlamlarini cözmesi icin Hasan b. Musa' dan bir ricada bulundu. Hasan bu konunun ehli olan dai'nin bilecegini kendisinin bu bilgiye kadir olmadigini izah ederek Halifenin merakini giderir. Halife ise, and icerek kendisini Imam'in( dai ) bilgisinin kollarina atacagini kendisinde sonra saraya Halife icin onu atayacagini söz verir görünür. Hasan b. Musa gaza gelerek halifeye inanir ve bu önemli haberi Imam'a iltecegini anlatacagini söz vererek büyük bir sevincle Saray'dan ayrilir ve yola cikar . Hasan b. Musa ,uygun zamanda Karmatilerin lideri olan Imama halifeyle arasinda gecen bu görüsmeyi anlatir . Imam'in bu haber üzerine yüzünü alayci sekilde bir gülümseme alir ve Hasan'a derki : " oglum sen gayesine ulasmak icin her türlü yola bas vuran bir canavar zalime nasil inanirsin , bu oyunlar daha önce bize karsi defalarca oynandi , git sen tekrar gizli imami bulamadigini ve basarsiz oldugu söyle "



    Hasan, görüsünde israr eder Halifenin dogru sözlerine kanaat getirdigine vurgu yapar. Imam, Hasan'in böylesi bir aldatici bir tezgaha inanmasi karsisinda ki safliga karsi su öneriyi sundu : „ Peki oglum, madem ki inaniyorsun Halifenin söylediklerine git ona de ki aradiginiz gizli imam benim . Eger dogruluguna getirdigin söze sadiksa seni saygiyla karsilayip Halifelige aday gösterecektir. Ondan sonrasini düsünürüz „ .

    Hasan , Saray'a varir varmaz Halife bekledigi bilgi geldi diye sevincle Hasani kucaklayip yanina oturttu. Hasan , Halife'den sözlerine sadik kalabilmesi icin yeniden yemin etmesini istedi güvence olarak, gizli imam'in kendisi oldugunu söylemesi karsisinda Halifenin sevincle isiyan yüzünün yerini korkunc bir gergin tuhaf bir hal aldigini gören Hasan nihayet gercegi sezdi.


    Halife Me'mun derhal cellatlari cagirip Hasan'in idamini istedi.Bunun üzerine Hasan: „ Allah benim imamimdan razi olsun. Seni nasil da tanimis ! Sükürler olsun ki ,sana güvenim , o büyük imamin adini ve yerini sana bildirmeme sebab olmadi. "(5)





    Me'mun, aldatildigini anladi. Ve Hasan el Tirmizi, safligin cezasini basiyla ödedi.(6)




    Karmatilerin, ilk merkezi 278/890 daki Vasit' tir. Burada Darül-Hicre adiyla Karmatilerin ilk karargahi olusturulur.Bu merkezden saga sola propuganda militanlari olan Dai' ler gönderilirdi, ayni zamanda yönetilen isyanlarin anaakargahi durumundaydi.



    Ikinci önemli merkezlerden olan Bahreyn ve Halic bölgesinde olusturulmus ve komutanligina Ebu Said el-Cennabi(ölm.301/913) getirilmistir. Bu komutan ayni zamanda Imam olmasinin yaninda askeri yeteneklerinin kati kurallarina

    son derece bagliydi, bagli oldugu kadar acimasizligiyla tarihe öenmli bir not düsmüstür.













    (2) Y. Nuri Öztürk Hallac-i Mansur ve eseri Yeni boyut yayinlari sayfa 32

    (3) Tarih, 10/25

    (4) Tarih Taberi 10/27

    (5) Y.Nuri Öztürk Hallac-i Mansur ve eseri Yeni boyut yayinlari sayfa 37

    (6) Galip 208- 211







    Mesleginin becerisi olan savas taktiklerinin yaninda düsman cephesinin komutani olan Abbas b.Amir Ganevi emrindeki askerleri tümüyle esir alip yaktigi söylenir. Ayrica Hac kafilelerini baskin sadirilari düzenleyerek kilictan gecirdigini de eklersek Abbasi Halifesinin yönetimindeki topraklara büyük bir korku salan düsman kamplarini yerle bir eden Kizil Kasirga söylemini hak etmis olur. Bununla birlikte Cennabi sonrasi yerine ogul, Ebu Tahir Süleyman el- Cennabi gecer.

    Tay anasini gecer misaliyle babasini arattirmayan ogul Cennabi tam anlamiyla kiyamet adini hak ettigini isbetliy söylememiz gerekir. Hilafet makamina ecel terleri döktüren bu komutanin üstüne gönderilen iki ordu da bozguna ugratilir.Birincisine Abdullah b.Hamdan komuta ederken, ikincisine ise Yusuf b. Sac , komuta ediyordu. Yusuf b. Sac, baslangicta biraz direnmisse de sonunda o da ayni hezimete ugramaktan kurtulamamistir..(6)






    Ebu Tahir, Kabe baskini olayi ile Karmati tarihinde es görülmemis bir ilerici eylem yapip Hacerülesved'i yerinden sökerek alaci sekilde Ahsa'ya götürmüstür. 317/930 yilinda Kabe'de toplanan Hacilari toplayip kilictan gecirdikten sonra Kabenin örtüsünü yirtar Zemzem suyu kuyusunu tahrip eder ve Hacerülesved'i yerinden söker.(7)




    Bu ünlü eylem hakkinda türlü tülü sayeler ve yorumlar yapilmissa da Ebu Tahir yaptigi eylemin dogrulugunu savunarak eylemin arkasinda durmus Halife Muktedir Billah'a su mektubu göndermis: " Eger bu ``Allah``'in evi (Beytullah ) dediginiz yer, gercektende öyle olsaydi hic kuskusuz simdi gökten üstümüze ates yagacakti. Ama durum hicde öyle degil. Biz o Kabe'de araliksiz cahiliyye hacci yapmaktayiz.Gercek su ki Arsin Rabbi olan Allah ne ev edinir ne de siginak"


    Halife Ömer'e göre; ise Hacerülesved'in hikayesi söyledir: "Allah'a yemin olsunki , ey tas, sen sadece bir tassin. Ne zarar verebilirisin , ne de yarar saglayabilirsin.Ama Allah Resulü'nün seni öptügünü gördügüm icin sana dokunamiyorum."

    Burada da anlasilacagi gibi Aleviler ezelinden berri dogmalara karsi cikmis, onlarin Tanri anlayisini yermis ve onlari cileden cikararak alay etmislerdir. Bütün Alevi sairlerinin suurla yazdigi siirler ortadadir. Asagida ki siir sadece biri örnegi teskil etmektedir.





    Yücelerden yüce gördüm

    Erhapsin sen yüce Tanri

    Alem okur kelam ile

    Sen okursun hece Tanri





    Er atasiyla anilir

    Filan oglu falan diye

    Anan yoktur baban yoktur

    Sen benzersin pice Tanri





    Kildan köprü yaptirmissin

    Gelsin kulum gecsin diye

    Hele biz söyle duralim

    Yigit isen sen gec e Tanri





    Garip kulunu yaratmissin

    Derdi mihnete katmissin

    Onu aleme atmissin

    Sen cikmisin uca Tanri





    Kaygusuz Abdal yaradan

    Gel ice gör su curadan

    Kaldir artik perdeyi aradan

    Gezelim bilece Tanri







    Tarihci Arnold Toynbee Tabiata tapinmanin suuralti ve kitle psikolojisini su ifadlerle aciklar : „ Dinlerden , baska bir deyisle insanin suuraltindan tabiata tapma egilimi asla sökülüp atilamamistir. Büyük dinler bile belirgin emirleri icine tabiata ibadeti (worship of nature) koymuslardir. Hacerülesved, hatta Kabe bunun örneklerinden biridir.(8)








    Karmatiler yazdiklari tarihin baslangicinda kentlesme ve yerlesim bölgelerine büyük bir önem vermislerdir. Liderlerinden Ebu Hatim el-Burani ve Ebul Fevariz Basranin güneyi ve Katif civari yerlesim merkezini ücüncüsünü olusturmaktaydi. Bir baska yerlesim merkezi olan Suriyede Selemiyye'dir, burasi oldukca Karmatiler icin araziye uygun olmakla birlikte manevra alanlarini rahatlaigi acisindanda önem arz etmekteydi. Tarihciler bu sehirlesme merkezlerin mimari olarak Abdullah el-Mubarek adli lider kadrosunu izah ederler . Abdullah el-Mubarek'in kesfinden sonra Ahvazda bulunan Imam Abdullah b.Muhammed'e bir ilmuhaber yazarak Selemiyye'yu uygun yer olarak belirleyip , tüccar kiliginda oraya giderek yerlesti ve arkasindan, oglu Ahmed ve diger kurmaylardan Abdullah b. Meymun, Abdullah b. Said , Abdullah b. Hamdan izledi.

    Merkezi yerlesim yeri olmakla birlikte karargahlarinida artik yayma göstergesiydi bu planlar. Ünlü teorisyenler rahatlikla calisabilecekleri bu merkezlerin bir olan Selemiyyede önemli bir toplandi düzenlediler. Dördü kadin olmak üzere sekis kisiden olusan kisler sunlardi : Hüseyin b. Zikarveyh, Said b.el-Cennabi, Isa b.Musa, Haris b.Mesud, bu heyetin erkekleridir. Ridvan kizi Ulya, Dindan kizi Sa'da, Zikraveyh kizi Rukkiyye , Cennabi'nin kizi Leyla ise kadinlari olusturuyordu.(9)




    Burada da Islam inacinda kadinin yeri olmamasina ragmen Karmatilikte görüldügü gibi aksi bir bakis acisi ve pratik gözleniyor. Demek ki, kadinin toplumdaki yeri hic de birilerinin iddia ettigi gibi yeryüzündeki cehennem degildir.Kaldi ki bu bölgelerde diger dinlerin mesuplari olarak halk gruplari da vardir ama bunlarda söz edilmemekte. Bugün bile Süryani, Yahudi ler halen varliklarini su veya bu sekilde sürdürmekte olup Asurilerin ekseriyeti göze carpmaktadir.



    Selemiyye kentini Kahire izledi. Kahire'nin kurucusu Ubeydullah b. el-Mehdi'nin torunu olan el-Muizz li Dinillah ( ölm.365/975 ) dir. Ayni zamanda Ezher universitesinin kurucusudur. Dedesi Ubeydullah ise Fatimi devletinin kurucusudur.




    Karmati kadrosu bir yandan vurucu timler örgütlerken ayni zamada dahiler olan birinci derecede bilgi adamlariydi bu örgüt kadrosu . Cöl'ün kavurucu sicaginda sosyal adalet icin verilen kavgada, hayli büyük bir kitle destegine sahip olan bu insanlar örgütlerini artik devletlestirerek herkesin calisip üretime katilmasiyla tipik bir klasik Sosyalist sistemin yaraticisi ve uygulayicisiydilar . Idolojilerinin kökleri Yunan felsefesine dayanmakta olup Islami da ince bir cilayla rütis yaptiklari göze carpmakta. Bu politika sanati toplumun icinde bulundugu sartlar ve diger yandan yilarca hükmünü sürdüren Yunan kültürünün etkilerinden kaynaklaniyordu.











    (6) cenabilerin savaslari Taberi 10/71-79

    (7) ibnul - Esir ; el- Kamil ,8 /147 vd

    (8) Aktaran Y. Nuri Öztürk sayfa 42

    (9)Galip, 17o-171

#14.09.2008 07:37 0 0 0
  • KARMATİLER Konusuna Benzer Konular
  • Böyle bir şey olamaz.! Hiç alakalı konu bulamadık.
  • Plastik Gıda Ambalajı 14.09.2008 07:37