Yabancı koyun kenara yatar
Bir yere, çevreye ya da bir topluma yeni gelen kimse, insanlarla hemen ilişki kurup kaynaşamaz; onların arasına giremez, uzakta durur Çünkü yabancılık çeker Oradaki insanlar da huyunu suyunu bilmedikleri bir adamı hemen aralarına almazlar zaten
Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yer
Bir işten iyi sonuç alınmak isteniyorsa, o iş için lâzım olan şeyler eksiksiz kullanılmalı, gerekli fedakârlık gösterilmelidir Yoksa kişi istediği verimi alamayacak, olumsuz ve kusurlu sonuca evet demek zorunda kalacaktır
Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi?
Her mevsim özelliğini açıkça ortaya kor Yaz sıcağından, kış yağmur ve soğuğundan bellidir Bunun gibi kişilerin de kendilerine has özellikleri ve nitelikleri vardır ki, toplumda bu yanları ile tanınırlar O hâlde kişi bu özelliğini saklayıp başkalarını yanıltmamalıdır Ne demişler: "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" Kişiye ancak bu yakışır
Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir)
Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen
Yalan, aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür Eğer kişi, öyle her duyduğunu doğru kabul edip aslını araştırmadan başkasına aktarırsa birilerini yanıltır; kendisi de yalancı konumuna düşer
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış
Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip masrafa girerler
Yalnız öküz, çifte (boyunduruğa) koşulmaz
Her işin uygun bir yapılma biçimi vardır Dolayısıyla iki kişinin ancak yapacağı bir işi, tek kişi ile yapmaya kalkışmak doğru bir hareket değildir
Yalnız taş duvar olmaz
İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır
Yanlış hesap Bağdat`tan döner
Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir
Yapı taşı, yapıdan kalmaz
Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz Mutlaka kendisine bir iş bulunur
Yarası olan gocunur
Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer
Yarım elma, gönül (hatır) alma
Sunulan armağan küçük de olsa, gönül almaya yeter Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır
Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
Her işin bir ehli, ustası ya da uzmanı vardır Bir iş, ehline değil de, yarım yamalak bir bilgiye sahip olan kişiye teslim edilirse, o işten iyi sonuç alınamaz Hatta işin tamamen bozulduğu, kötü bir sonuç verdiği bile olur Tecrübesi olmayan, acemi, kusurlu, eksik bir doktorun uyguladığı tedavi insanı ölüme götürebilir Bunun gibi dinin ilkelerini iyi bilmeyen hoca da, insanları yanlış bilgilerle donatıp, onları, dine ters düşen yollara itebilir
Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir
Bk "Bugünkü tavuk"
Yaş kesen, baş keser
Ormanı meydana getiren ağaçlar bir memleketin can damarıdır Yeşil tabiat, berrak su, temiz hava, yağmur, cıvıl cıvıl kuşlar, ağaçla birlikte vardır Ağaçsız kalan yer kısa zamanda çöle döner, hayat orada son bulur Öte yandan, ağaç memleket ekonomisine de sayısız katkılarda bulunur Hem ekolojik denge, hem de iktisadi hayat açısından ağacı koruma görevi bir zorunluluktur Bu bakımdan bir ağacı boş yere kesen, insan hayatına kıymış gibi suç işlemiş olur
Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir
Yatanın, yürüyene borcu varİhtiyaçlarını gidermek, yaşamak isteyen kişi paraya ihtiyaç duyar Para da ancak çalışmakla elde edilir Tembel tembel oturan, çalışmayan, zamanını boşa geçiren kimse para kazanamaz Para olmayınca da ihtiyaçlarını sağa sola borçlanarak karşılama yoluna gider Doğal olarak borçlandığı kimseler de çalışan, boş durmayan, zamanını değerlendiren kimselerdir
Yatan kurttan, yeler tilki yeğdir
Bk "Yatan aslandan"
Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi pek (yavuz) olur
Mizaç itibariyle ılımlı, uysal, kaba ve hırçın olmayan, kolay yola gelen insanlar genellikle çok sabırlı olurlar Bunlar öyle olur olmaz şeye hemen öfkelenmezler, kızmazlar Ancak kimi zaman öyle öfkelenip patlarlar ki yanlarında durulmaz Kendilerinden hiç beklenilmeyen bu tepkinin tek sebebi, sabırlarının artık taşmış olmasıdır Bu bakımdan bu gibi kimselerin yumuşak huylarına aldanıp da gereksiz yere üzerlerine gidilmemelidir
Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır
Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler
Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır
Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar
Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayıAnne-baba pek çok emek sarf edip zahmete katlanarak çocuklarını yetiştirip büyütürler Ne var ki, büyüyen bu çocuklar kendilerini bu yaşa getiren anne-babalarını çoğu kez beğenmezler
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
1 Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez 2 Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş1 Yazın çalışma, kazanma günleridir Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar 2 Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur
Yazın gölge kovan, kışın karın ovar
Bk "Yazın gölge hoş"
Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır
Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, ------hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da
Yel, kayadan ne koparır (aparır)
Güçsüz, güçlüye etki edemez Sağlam karakterli, kişilik sahibi, onurlu, ciddî kimselere öyle önemsiz etkiler hiçbir şey yapamaz Sağlam bir temele oturmuş işleri de kimi olaylar kolay kolay etkileyip bozamaz
Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler)
Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler
Yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz)
Ağırbaşlı, nazik, alçakgönüllü, ilişkilerinde ılımlı kimselere kimse hor gözle bakmaz; onları hırpalamaz, ezmeye çalışmaz Bunun yanında felâkete uğramış, yenik düşmüş, muhtaç kimselere de merhametli davranılır
Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir
Kişi neyle uğraşacağını, ne iş yapacağını, hangisinin kendisine uygun geleceğini bilmeli ve ona göre bir seçim yapıp çalışmaya başlamalıdır Aksi takdirde bir işte tutunamayarak, sık sık yer değiştirecek, bundan ötürü de çok zarar görecektir
Yerin kulağı var
Ne kadar saklı tutulursa tutulsun, gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca mutlaka duyulur Bu bakımdan elden geldiğince tedbirli olmalı, olur olmaz yerde konuşmamalıdır
Yılana yumuşak diye el sunma
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan
Yılanın başı küçükken ezilmeli
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır
Yıl uğursuzundur
Kimi dönemlerde arsız, yüzsüz, ahlâksız, adaletsiz kimseler el üstünde tutulur Böyle bir zamanda dürüst, namuslu, erdemli kimseler zalimlerin baskısı altında kalırlar
Yırtıcı (alıcı) kuşun ömrü az olur
Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler
Yiğidin malı meydandadır
Yiğit, mert insanlar aynı zamanda cömert olurlar Mallarını herkesin yararlanması için ortaya koyarlar
Yiğidin sözü, demirin kertiği
Yiğit, mert kimseler sözlerinin eridirler Onlar verdikleri sözden geri dönmezler, sözlerini inkâr da etmezler Bu tıpkı bir demir üzerine açılmış çentik gibi meydandadır, kolay kolay yok olmaz
Yiğit arkasından vurulmaz
1 Mert olan alçakça yollara baş vurmaz Düşmanıyla yüz yüze dövüşür, onu arkasından vurmaya çalışmaz 2 Yiğit bir kimsenin yokluğundan haydanılarak arkasından konuşulmaz, dedikodusu yapılmaz, kötülenmez ve iftira atılmaz
Yiğit meydanda belli olur
Atıp tutma, "ben şöyle yaparım, böyle ederim" demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur
Yiğit yarasına yiğit katlanır
Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir
Yiğit yiğide at bağışlar
Yiğit, mert olmasının yanında gözü tok ve cömerttir de Kendisi gibi gözü pek olana her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz En kıymetli varlığını bile kolayca bağışlar
Yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz
Bk "Kimse ayranım"
Yoksul âlâ ata binse, selâm almaz
Edinip görmemiş, sonradan bir makama ya da varlığa kavuşmuş olan kimse, etrafa hava atmaya, herkese yukarıdan bakmaya başlar; kimseyi beğenmez olur Hatta selâmı bile insanlardan esirger
Yol bilen kervana katılmaz
Bir işte bilgisi olan, onun nasıl yapılacağını bilen, işinin ehli kimse, çoğunlukla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaz; işini kendisi görmeye çalışır
Yolcu yolunda gerek
1 Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır 2 Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır
Yoldan (yol ile) giden yorulmaz
Bir işin yapılmasında tutulacak yol, yöntem ortaya çıkacak sonuç açısından oldukça önemlidir Yapacağı iş için en uygun usulü seçen kimse, işini kolayca yapar, başarılı olur, başına gelecek türlü hâllerden de korunur
Yoldan kal, yoldaştan kalma
Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir
Yol sormakla bulunur
Bir işe kalkışan ama nasıl yapılacağını bilmeyen kişi, takip etmesi gereken yolu bilenlere sorarak öğrenip bulur
Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir
Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz
Yularsız ata binilmez
Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala, bir disipline bağlı olmayan iş, kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez Dolayısıyla kargaşanın, başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir
Yumurtasına hor bakan civcivini cılk eder
1 Kişi elinde olan işe gereken önemi vermezse, o işten olumlu bir sonuç alamaz 2 Elinin altındakilerine önem vermeyen, onları iyi eğitmeyen onlardan ne olumlu davranışlar, ne de iyi işler bekleyemez
Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir
Kuşkusuz ki insan yaşadığı yerin verimli olmasını ister Daha da önemlisi o yaşadığı yerde huzur ve mutluluk ister Kişinin başını felâketlerden kurtaramadığı, rahat ve özgür yaşayamadığı yurt ne kadar verimli olursa olsun, kişi için bir anlam ifade etmez
Yuvarlanan taş yosun tutmaz
Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez
Yuvayı yapan dişi kuştur
Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur Bu bakımdan tertipli, geçinmesini bilen, çekip çeviren, en önemlisi tutumlu olan kadın ailesini huzurlu kılar; evin içine mutluluk getirir
Yürük ata kamçı değmez
Üzerine aldığı işi veya görevi aksatmadan, gerektiği gibi zamanında, en iyi şekilde yapan kişiye kimse bir şey diyemez
Yürük at yemini kendi artırır
Bir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler
Yüzü güzel olanın huyu da güzeldir
Çoğunlukla kabul edilir ki, yüzü güzel olanın içi de güzeldir Bu bakımdan insanın yüzü, içinin aynası olarak görülür Eğer bir insanın yüzü hiç gülmez, asık suratlı olmaya devam ederse, o insanın katı yürekli, hoşgörüsüz, içinin de kötülükle dolu olduğuna hükmedilir Eğer kişi güler yüzlüyse bu takdirde hoşgörülü, samimî, iyi yürekli, içten, duygulu, yumuşak huylu ve temiz olduğuna karar verilir O hâlde denebilir ki, yüzü güzel görünen kişinin huyu da güzeldir
Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur
Bk "Çok söyleme arsız olur"
Yüz, yüzden utanır
Bir aracı vasıtasıyla değil de, insanlar karşı karşıya gelince daha kolay uzlaşırlar Çünkü böyle bir durumda herkes niyetini açıkça ortaya koyacak, isteyeceğini doğrudan isteyecek ve bir şeyini gizleyemeyecektir