Sızlayan rüzgarlar gibiydi zaman
Tahta döşemelerin sesiyle uyandım
İncecik bir gülüşün ışığıydı
Bir dilim ekmeğe benziyordu yüzün
Sıcak bembeyaz bir güvercindi
Duldasında bir hercai rüzgarın
Ağlayan bir çiçekti
Kanayan topraklar gibiydi zaman
Saatler hasrete beş vardı
Ve dünyanın en ağır işiydi
Seni mısralara işlemek
Bunca özleten çaresizlik varken
En yaman işti
Seni kapalı kapılar arkasında beklemek
Odam darmadağın
Bir yanda kağıt kalem
Kül tablaları dolusu hasret
Çamaşırlarım ütüsüz
Tabaklarda yemek artıkları
Duvarda resmin,
yürekte resmin,
aynada resmin
Ve her yerde yalanları sevdanın