Eğer bir anne iseniz

Son güncelleme: 19.04.2009 17:05
  • Eğer bir anne iseniz...


    noimage
    Eğer bir anne iseniz veya bir anneniz varsa
    burada yazdıklarımı gayet iyi anlayacaksınız:
    Evet, düşündüğümde babalar da ne demek
    istediğimi anlayabilirler ama ancak anneler burada
    yazılanları gerçekten hissedebilirler.

    21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı
    utmanın yeni bir yolunu buldum. Bir süre önce,
    başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
    eşimin fikriydi. Bir güneşim, beni çok şaşırtarak:
    > "-Biliyorum ki onu seviyorsun" dedi .
    > Şiddetle itiraz ettim:
    > "-Ama ben seni seviyorum!!!"
    > "Biliyorum ama aynı zamanda onu da seviyorsun.
    Ona da zaman ayırman gerekiyor"
    Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın" ,
    19 yıldır dul olan annemdi.
    İşimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri
    sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu.
    O akşam annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim.
    Endişelendi ve hemen
    "İyi misin, her şey yolunda mı" diye sordu.
    Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz
    bir daveti mutlaka kötü bir anlamı olacağından
    şüphelenen tipte kadınlardandı.
    "Seninle beraber ikimizin biraz zaman geçirmemizin
    güzel olacağını düşündüm" diye yanıtladım.
    "Sadece ikimiz mi?"
    Biraz düşündü ve
    "Çok isterim" diye cevap verdi.
    O Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken kendimi biraz
    Gergin hissediyordum. Eve vardığımda fark ettim ki
    o da,randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu.
    Kapısının önünde, paltosunu çoktan giymiş bir
    şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde
    babamla kutladıkları son evlilik yıldönümlerinde
    giydiği elbise vardı.
    Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.
    Arabaya bindiğimizde
    "Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim
    ve gerçekten çok etkilendiler" dedi,
    "Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak
    için sabırsızlanıyorlar."
    Gittiğimiz restoran, çok şık olmasa da sevimli, sıcak
    ve servisi kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir
    kraliçe edasıyla koluma girdi.Yerimize oturduktan sonra
    ona menüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük
    yazıları göremiyordu. Ben
    Daha menünün ortalarındayken annemin nemli gözlerle
    ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:

    "Eskiden, sen küçükken, menüleri okuyan bendim, sense
    Meraklı bakışlarla beni dinlerdin" dedi. Ben de gülümsedim:
    "O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve ben
    de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim.
    Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir
    şey olmadı ama eskilerden ve hayatlarımızdaki
    yeniliklerden bahsederek kaybettiğimiz zamanın
    birazını telafi etmeye çalıştık.O kadar çok
    konuştuk ve eğlendik ki film saatini kaçırdık.
    Akşam annemi bırakırken; "Seninle tekrar çıkmak
    isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme
    izin verirsen" dedi ve bir akşam tekrar buluşmakta
    karar kıldık.
    Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu:
    "Çok güzeldi" dedim. "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"
    Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi
    sonucu vefat etti.
    Bu o kadar ani gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha
    Yapma şansım olmamıştı. Birkaç zaman sonra evime,
    annemle yemek yediğimiz restorandan,ödenmiş iki kişilik
    bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not yollandı:
    Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü
    seninle kararlaştırdığımız randevu gününe
    gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de
    iki kişilik bir yemek ayarladım çünkü bu sefer eşinle
    beraber gitmenizi istiyorum. Seninle
    olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade
    ettiğini bilemezsin.
    Seni Seviyorum."
    O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta
    değer verdiğimiz insanlara hak ettikleri zamanı
    ayırmanın önemini anladım. Hayatta hiçbir şey ailenizden
    daha önemli değildir. Onlara hakları olan zamanı ve
    ilgiyi verin çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz
    "başka bir zaman" ı her istediğinizde yakalayamayabilirsiniz.

    Bazıları der ki, doğumdan sonra altı hafta içerisinde
    Normale dönebilirsiniz. Belli ki, bu bazıları, bir kere anne
    olduktan sonra artık "normal" diye bir şeyin
    tarihe karıştığından habersiz.
    Bazıları der ki, anne olmak içgüdüsel olarak bilinir,
    Sonradan öğrenilmez,belli ki bu bazıları hiçbir zaman
    3 yaşında bir çocuğu alış-verişe götürmeyi denememiş.
    Bazıları der ki, anne olmak sıkıcı bir şeydir. Belli
    ki bu"bazıları" ehliyetini yeni almış onsekiz
    yaşındaki çocuğunun kullandığı arabaya binmemiş.
    Bazıları der ki, eğer iyi bir anne olursan çocuğun
    da iyi bir çocuk olur. Belli ki bu "bazıları" çocukların
    bir kullanım kılavuzu ve garanti belgesiyle birlikte
    geldiğini sanıyor.
    Bazıları der ki, iyi anneler hiçbir zaman
    çocuklarına karşı seslerini yükseltmezler. Belli ki
    bu "bazıları" hiçbir zaman mutfağa aniden
    girdiklerinde çocuklarını; bütün mutfak havlularını
    ve peçetelerini mutfak masasının üzerine yığmış, yanına
    2 yaşındaki küçük kardeşini de oturtmuş, elinde kibrit,
    acaba bunlar yanıyor mu diye denemek
    üzereyken yakalamamışlar. Bazıları der ki, anne
    olmak için eğitimli bir insan olmana gerek yoktur. Belli ki
    bu "bazıları" hiçbir zaman lise birinci sınıfa
    giden çocuklarının matematik ödevlerine yardımcı
    olmak zorunda kalmamışlar.
    Bazıları der ki, beşinci çocuğunuzu ilk çocuğunuz
    kadar çok sevemezsiniz. Belli ki bu "bazıları" beş
    çocuk sahibi değil.
    Bazıları der ki, çocuk yetiştirmek için gereken her
    Şeyi kitaplardan da pekâlâ öğrenebilirsiniz. Belli ki
    bu "bazıları" çocuğunu burnunu ya da kulaklarını
    leblebilerle doldurmuş olarak bulmamış.
    Bazıları der ki anne olmanın en zor tarafı artan iş
    yükü ve evde yerine getirmen gereken sorumluluklardır.
    Belli ki bu "bazıları" hiç çocuklarını anaokula
    göndermek üzere ilk defa okul servisine bindirmek, ilk
    defa yatılı okula göndermek veya çocuklarının uçağa ilk
    defa yalnız başına binişini > seyretmek zorunda kalmamış.
    Bazıları der ki, bir anne çocuklarını
    evlendirdikten sonra artık onlar için
    endişelenmekten vazgeçebilir. Belli ki bu "bazıları"
    çocuk evlendirmenin fazladan endişelenecek bir kız ya da
    bir erkek çocuk daha edinmek olduğundan bihaber.
    Bazıları der ki, çocuk kendi hayatını kurduktan
    sonra artık annenin görevi bitmiştir. Belli ki bu
    "bazıları" nın hiç torunu olmamış
    Bazıları der ki, annenize onu sevdiğinizi
    söylemenize gerek yoktur, anneniz bunu zaten bilir.
    Belli ki bu "bazıları" bir "anne" değil.

    <><> HAYATINIZDAKİ TÜM ANNELERE..........
#22.10.2008 05:33 0 0 0
  • Cok guzel bir yazaydi ,herzaman sevdiklerimixin kiymetini blmek gerek onemli olan yapacaklarimizi zamaninda yapmamiz sonradaan yapilanin ne onemi nede faydasi olur anca o icimixde keskelerle kalir
#24.10.2008 11:54 0 0 0
  • Annelik dünyanın en tarifi mümkün olmayan duygularına gebe mesleği... Rabbim her bir kadına annelikle şereflenmeyi, her bir anneye anneliğin hakkını vermeyi nasip etsin...
#24.10.2008 13:50 0 0 0
  • Ben annemi hiç tanımadım,çok küçükken ölmüş.
#06.12.2008 12:18 0 0 0
  • Allah annelerimize uzun ömürler versin ahirette cennet bahçelerinden nasip etsin inş.
#06.12.2008 23:20 0 0 0
  • "Cennet annelerin ayağı altındadır" mealindeki hadis,herşeyi gayet güzel açıklıyor.
#23.12.2008 09:31 0 0 0
  • evet herşeyin
    yanımızdayken kıymetin bilmeliyiz
    hiçbirşey için geç değil
#29.01.2009 00:40 0 0 0
  • uzun bir yazı olmasına gağmen keyifle okudum tşk

    dikkate alınacak öğütlerle dolu

    eline sağlık
#03.02.2009 12:19 0 0 0
  • ANNEMLE ŞEFKATİNE UZAK YAŞAMAKLA ANNE ŞEFKATİNE HASRETİM.
#09.02.2009 21:42 0 0 0
  • saol ya çok güzel olmuş
#19.04.2009 13:41 0 0 0
  • Çok güsell..... Çok çok sağol
#19.04.2009 17:05 0 0 0