BİTLİS

Son güncelleme: 07.09.2008 19:55
  • BİTLİS






    YÜZÖLÇÜMÜ: 6.707 km²

    NÜFUS: 330.115 (1990)

    İL TRAFİK NO: 13

    İLÇELER: Bitlis (merkez), Ahlat, Adilcevaz, Güroymak, Hizan, Mutki, Tatvan.

    İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Süphan Dağı, Ahlat Mezar Taşları, Hasan Padişah, Usta Şagirt, Hüseyin Timur, Bugatay Aka, Emir Bayındır Kümbetleri, Bitlis, Kef ve Ahlat Kaleleri, Şerefiye Külliyesi, İhlasiye ve Hatibiye Medreseleri, Urartu Mezarları, Ulu Cami, Kızıl, Dörtsandık, Adilcevaz Paşa, İskender Paşa Camileri, Eleman (Rahva) Kervansarayı, Alemdar, Hüsrev Paşa, Bayındır ve Hatuniye Köprüleri, Ahlat Müzesi.

    İl Kültür Müdürlüğü
    Tel: (434) 226 53 00
    Faks: (434) 226 53 03



    Müze



    Ahlat Müzesi Detaylı Bilgi
    Adres: Ahlat - Bitlis
    Tel: (434) 411 30 89


    Önemli Günler


    Mahalli Kutlama Günleri:

    Atatürk'ün Bitlis'e Gelişi
    Şehir Stadyumu
    13 Kasım

    Festivaller:

    Ceviz Festivali
    Adilcevaz
    Ekim 3. Hafta

    Fuarlar:

    Doğu Anadolu Fuarı
    Tatvan
    30 Haziran-24 Temmuz

    Önemli Haftalar:

    Kültür Haftası
    Ahlat
    20-23 Ağustos

    Kurtuluş Günleri:

    Bitlis'in Kurtuluşu
    Şehir Stadyumu
    8 Ağustos
#09.02.2005 17:28 0 0 0
  • Bitlis

    Bitlis

    Tarihçiler Bitlis tarihini değişik zamanlardan başlatmaktadırlar. 5000 yıllık, 7000 yıllık tarih gibi. Gerçekte Bitlis tarihi Neolotik Çağ dediğimiz Yenitaş dönemine kadar uzanmaktadır. Neolitik Çağ, Yenitaş veya Cilalı Taş Devri denilen bu dönem, Ortataş Devri ile Tunç Devri arasındaki arkeolojik dönemdir. Bu dönem M.Ö. 3000 yıllarıyla 9000 yılları arasını kapsamaktadır.

    Bitlis ve yöresinin yazılı tarih öncesi oldukça karanlıktır. En önemli nedenleri yüzeydeki buluntuların az olması ve bugüne kadar gerçekçi bir arkeolojik çalışma yapılmamasıdır.

    Bitlis ili sınırları içerisinde bulunan Süphan ve Nemrut dağlarındaki obsidyen (doğal cam yatakları), doğrudan olmasa bile dolaylı olarak bu yöre tarihinin Neolitik dönemine kadar çıktığını göstermektedir. Obsidyen yataklarından elde edilen doğal camın yontucu, kesici, kazıyıcı olarak çevredeki yerleşim yerlerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır.

    Yine yapılan çalışmalar sonucunda o döneme ait ticaret yolu Van Gölünün doğusundan güneye (bugün ki Van ili sınırları içerisinde bulunan Kalkolitik – Maden Dönemi – yerleşme alanı olan Tilkitepe), batıda ise Diyarbakır il sınırlarına (Ergani yakınındaki çanak-çömleksiz bir Neolitik yerleşme yeri olan Çayönü) dek uzanmaktadır.1 Bitlis ilinin Van ve Diyarbakır arasında yerleşmiş olması, Van’dan Diyarbakır’a yapılacak ticaretin o dönemlerde ancak Bitlis üzerinden yapılacağı dikkate alındığında, Bitlis’in Neolitik dönemden beri yerleşme yeri olduğu bir gerçektir.

    Neolitik Çağ, M.Ö. 3000 yıllarında sona ermiştir. Bu tarihi baz aldığımızda Bitlis’in 5000 yıllık bir tarihe ve geçmişe sahip olduğunu görmekteyiz. Büyük bir ihtimalle Bitlis’in tarihi bundan daha da eskidir. Güneybatı Asya ülkelerindeki Neolitik Çağ M.Ö. 9000-5000, Avrupa ülkelerindeki Neolitik Çağ M.Ö. 6500, Tuna kıyılarında M.Ö. 5500 olduğuna göre Bitlis’in tarihinin 5000 yıldan fazla olması, 5000 - 7000 yıllık olması çok kuvvetle muhtemeldir.
    noimage
#09.02.2005 18:40 0 0 0
  • Arkadaşlar, güzel memleketim Bitlis ilinin tanıtımında ve bilgi almak için araştırma yapanlara bir katkım olmasını istedim. Bu nedenle 2003 yılında yaptığım bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilgi içeriğinin tümünü, bilgi sonundaki linkten doc uzantılı olarak indirebilirsiniz.

    Her bölümü farklı bir cevap niteliğinde yazacağım için şimdiden özür dilerim.

    Saygılarımla.

    GİRİŞ
    Tarihçilerin bir kısmı Bitlis tarihinin 5000 yıllık, 7000 yıllık tarih gibi değişik zamanlardan başladığı dile getirirler. Fakat yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde ortaya şu şekilde bir gerçek meydana çıkmıştır. Gerçekte Bitlis tarihi Neolitik Çağ denilen Yenitaş dönemine kadar uzanmaktadır. Neolitik Çağ, Yenitaş veya Cilalı Taş Devri denilen bu dönem, Ortataş Devri ile Tunç Devri arasındaki arkeolojik dönemdir. Bu dönem M.Ö. 3000 yıllarıyla 9000 yılları arasını kapsamaktadır.
    Bitlis ve yöresinin yazılı tarih öncesi oldukça karanlıktır. En önemli nedenleri yüzeydeki buluntuların az olması ve bugüne kadar gerçekçi bir arkeolojik çalışma yapılmamasıdır.
    Bitlis ili sınırları içerisinde bulunan Süphan ve Nemrut dağlarındaki obsidyen (doğal cam yatakları), doğrudan olmasa bile dolaylı olarak bu yöre tarihinin Neolitik dönemine kadar çıktığını göstermektedir. Obsidyen yataklarından elde edilen doğal camın yontucu, kesici, kazıyıcı olarak çevredeki yerleşim yerlerinde kullanıldığı bilinmektedir.
    Yine yapılan çalışmalar sonucunda o döneme ait ticaret yolu Van Gölünün doğusundan güneye (bugün ki Van ili sınırları içerisinde bulunan Kalkolitik  Maden Dönemi  yerleşme alanı olan Tilkitepe), batıda ise Diyarbakır il sınırlarına (Ergani yakınındaki çanak-çömleksiz bir Neolitik yerleşme yeri olan Çayönü) dek uzanmaktadır. Bitlis ilinin Van ve Diyarbakır arasında yerleşmiş olması, Vandan Diyarbakıra yapılacak ticaretin o dönemlerde ancak Bitlis üzerinden yapılacağı dikkate alındığında, Bitlisin Neolitik dönemden beri yerleşme yeri olduğu bir gerçektir.
    Neolitik Çağ, M.Ö. 3000 yıllarında sona ermiştir. Bu tarihi baz aldığımızda Bitlisin 5000 yıllık bir tarihe ve geçmişe sahip olduğunu görmekteyiz. Büyük bir ihtimalle Bitlisin tarihi bundan daha da eskidir. Güneybatı Asya ülkelerindeki Neolitik Çağ M.Ö. 9000-5000, Avrupa ülkelerindeki Neolitik Çağ M.Ö. 6500, Tuna kıyılarında M.Ö. 5500 olduğuna göre Bitlisin tarihinin 5000 yıldan fazla olması, 5000 - 7000 yıllık olması çok kuvvetli muhtemeldir.
    Bitlisin günümüzde kullanılan isminin nelerden kaynaklanarak bırakıldığı kesinlikle bilinmemektedir. Bu güne kadar Bitlis farklı isimlerle anılmıştır. Asurlular Bit-Liz, Persler ve Yunanlılar Bad-Lis veya Bad-Lais, Bizanslılar Bal-Lais-on, Babaleison veya Baleş, Araplar Bad-Lis, Ermeniler Pageş veya Pagişi olarak kullanmışlardır. Asur dilinde Bit kelimesi yurt, Bet kelimesi kale manasında kullanılmış, Bit-Liz demek Lizin Yurdu, Bet-Lis demek ise Lizin Kalesi manasına gelmektir.
    Bazı tarihçilerin söylemlerinden halk arasında en fazla bilinen ve inanılan söylem Bitlis isminin Büyük İskender emri ile Rabat ve Kösür (Bugünkü adıyla İskender Çeşmesi) sularının birleştiği yerde bir kale yapılmasını istemesi ve bu konuda Bedlis (Badlis) veya Leis ismindeki komutanını görevlendirdiği, komutanı tarafından tamamlanan kaleye (M.Ö. 331) Büyük İskenderin İran seferi dönüşünde Bedleis adını verdiğidir. O günden sonra şehrin ismi Bedlis kalmıştır. Zamanla bazı harf değişikliklerine uğrayan bu isim, günümüzde BİTLİS adını almıştır.
#08.08.2005 15:21 0 0 0
  • noimage

    (Resmin daha büyük halini görmek için tıklayınız. )

    noimage
    Bitlis İli Uydu Fotoğrafı
#08.08.2005 15:31 0 0 0
  • COĞRAFİ YAPISI
    Bitlis ilinin genel olarak yüzölçümü 6.706 km2 dir. Bu rakama Bitlis ili sınırları içerisinde kalan Van Gölünün 1.876 km2 lik kısmıda dahil edildiği takdirde toplam olarak Bitlisin yüzölçümü 8.582 km2 olmaktadır.
    Bu duruma göre Bitlis ili 410 33  430 11 Doğu Boylamları 370 54- 380 58 Kuzey Enlemleri arasında yer almaktadır. İlin en doğu hudut noktasından en batı hudut noktasına kadar 144, en kuzey noktasından en güney noktasına 120 kmdir.
    Bitlis, Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat ve Yukarı Murat bölümlerinin sınırı üzerinde bulunan bir ildir.
    Bitlis ili deniz seviyesinden 1545 metre yüksekliktedir. Arazi, Anadolu yaylasına nazaran daha yüksek ve daha girintili çıkıntılıdır, arazisinin % 71i dağlık % 3ü yayla , %10,4ü ova , %15,6sı dalgalı olup, değişik bir topografisi vardır. Bundan da anlaşılacağı üzere Bitlis ili Doğu Anadolu Bölgesinin en dağlık bir yerinden birini oluşturmaktadır. Hatta Hizan ve Mutki ilçelerinde hiç ova bulunmamakta ve dağlık arazinin oranı % 90ı geçmektedir. Ancak Adilcevaz ve Ahlat ilçeleri nispeten az dağlıktır. Buna mukabil ova olan sahalar bilhassa Adilcevazda daha fazladır.
    Bitliste arazide üçüncü zaman MİOSEN devrine kadar orojenik hareketler meydana gelmiştir. Bu devirde başlayan volkanik hadiseler, birçok fay ve çöküntülerin, büyük göllerin varlık kazanmasına sebep olmuştur. 3050 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı 4434 metre yüksekliğindeki Süphan Dağı, üçüncü zaman indifai olaylarının tabi eserleridir. Süphan ve Nemrut Dağlarının çevrelediği kısımlarda Fomeroller ve sıcak su kaynakları mevcuttur.

    Bu toprakların, son orojenik ve volkanik olaylarla sarsılmış olması, arazinin parçalanmasını sağlamıştır. Bu durumda depremlerin varlık şartlarını hazırlamış olduğundan, Bitliste deprem oldukça fazladır. Çöküntü sahalarında sular birikerek geniş göller meydana getirmiştir. Arin Gölü ve Türkiyenin en büyük krater gölü olan Nemrut Gölü bu tarz göllerdir. Gerek göllerin gerek ovaların yüzeyi deniz suyu seviyesinden çok yüksektir. İlin bazı önemli dağları Van Gölünü Güneyden çevirir.
    Bitlis ili dağlık bir sahayı kapladığı için ova yok denecek kadar azdır. Ahlat Ovasıyla, bir düzlük gibi Bitlisin Kuzeydoğusundan Van Gölüne doğru uzayan , Rahva Ovasından başka büyük düzlüklere rastlanmaz.
    Adilcevaz ve Ahlat Ovası, bölgenin en bereketli ovasıdır. Van Gölü sahili boyunca uzanmıştır. Ova meyveliktir ve suları boldur.

    Dağlar
    Güneydoğu torosları uzantısı şeklinde olan ve ili çevreleyen dağlar yükseklikleri 2000 metreyi aşmaktadır. Bitlisin doğusunda Süphan 4058 metre ile Türkiyenin ikinci büyük dağıdır. Nemrut Dağı ülkemizde en son faaliyete geçen volkanik dağdır. Nemrut volkanik bir yapıya sahiptir, 1441 ile 1443 tarihleri arasında faaliyete geçerek püskürttüğü lavları 60 km güneye atmıştır. Yüksekliği 3050 metre olan dağın üzerinde 400 metre çapında Türkiyenin en büyük krater gölü bulunmaktadır. Bitlis ilindeki diğer dağlar, Güney Torosların devamı olan sıra dağlar, Sini dağı (2730) Kırımızıtaş tepe ( 2607) Karataş tepe ( 2609 ) Handağı tepe (2433 ) dağlarıdır.

    Ova, Plato ve Yaylalar
    Arazinin % 71 kaplayan kısmın eteklerinde yer alan küçük düzlükler şekilindeki ovalar ve platolar genellikle dar ve uzun bir görünüm sergilerler. Bitlis ilinin de ova platolar yok denecek kadar azdır, Ahlat ovası ve Bitlis ve Tatvan arasında yer alan Rahva ovası ile Adilcevaz ilçesinden Erciş ilçesine doğru ve Van Gölü çevresinde bulunan dar ve uzun ovaların dışında başka düzlükleri yok hemen hemen bulunmamaktadır. Bitlis İlinin % 3 nü kaplayan yaylalar ile % 16 kaplayan Platolar Van Gölünden 200-300 metre yükseklikteki volkanik yapılı düzlüklerdir.

    Yaylalar : Bitlis ilinde bulunan yaylalar şunlardır.
    Merkezde: Avasor , Susana , Haydarderesi
    Adilcevaz ilçesinde: Süte ve Suphan,
    Ahlat ilçesinde: Nemrut Kuşhane, Uluder ve Nemrut, Güroymak İlçesinde, Çıtak, Duap, Şen
    Hizan ilçesinde: Örenli, Panor
    Mutki ilçesinde: Harik ve Meydan
    Tatvan ilçesinde: Nemrut yaylası

    Ormanlar
    Bitlis ilinde ormanlık alanlar oldukça fazla yer tutar. Doğu Anadolu Bölgesinde en fazla ormanı olan illerden birisidir. Hizan, Tatvan, Mutki ilçeleri orman ve fundalıklarla kaplıdır. Ormanlarda başlıca ağaç türü meşelerdir. Meşeden sonra soğuğa dayanıklı olmasından ötürü ardıç geniş bir alanı kaplar. Nemrut Volkan Konisi yanında bulunan Atatürk Dağının güney yamaçları , Rahva Ovasının batı kısımları meşe ile kaplıdır. Nemrut Krater Gölü etrafında koru halinde meşeler, yabani meyve ağaçları, titrek kavak ve huş ağaçları bulunmaktadır. Krater içindeki orman 2900 metreye kadar çıkar , bu seviye Türkiyede ki en yüksek ormanlık alan seviyesidir. Bitliste ormanlık alan olarak 164.746.5 ha. Verimli orman alanı ise 23.409 ha.dır. Bitlis ilinde merkeze bağlı 38 , Hizan İlçesine bağlı 24 , Mutki İlçesine bağlı 38 orman köyü mevcuttur.

    İklimi
    Deniz seviyesinden 1545 metre yükseklikte bulunan Bitlise kış erken gelir, geç gider. Kışın çok kar yağar kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları ise kısa sürer sıcak ve kurak geçer. Karasal iklim özelliğini gösterir.Yıllık sıcaklık ortalaması 9.7 C dir. D.İ.E. araştırmalarına riayet edilelerek aşağıda verilen tablodada görüldüğü gibi Bitlisin en sıcak ay Temmuz en soğuk ay ise Ocaktır. Meterolojik verilere göre Bitlisin yıllık sıcaklık farkı 15.5 C0 civarındadır. Van Gölü çevresinde bulunan Adilcevaz, Ahlat, ve Tatvan ilçelerinde kış daha yumuşak geçer. Bitlis ili yurdumuzun en çok kar yağışı alan yerlerinden biridir.
#08.08.2005 15:38 0 0 0
  • noimage

    (Resmin daha büyük halini görmek için tıklayın)

    Göller
    1- Van Gölü : 3765 km2 alanı ile herkesin bildiği gibi Türkiyenin en büyük gölüdür. Van Gölünün 1876 km2si Bitlis sınırları içinde bulunmaktadır. Oluşum itibarı ile tektonik ve volkanik set gölüdür. Deniz seviyesinden yüksekliği 1700 metredir, derinliği 100 metreyi aşmaktadır. Van Gölü üzerinde Tatvan Van arasında Feribot seferleri yapılamaktadır. Van Gölü sodalı olmasından dolayı balık çeşidi bulunmamakta yalnızca kendisine has Van Gölü İnci Kefali yaşayabilmektedir.
    2- Nemrut Krater Gölü: Amerikadaki krater gölünden sonra dünyanın ikinci büyük krater gölüdür. Soğuk ve sıcak sular ile her an harekete geçecekmiş gibi buhar fışkırtan bir doğa harikasıdır, deniz seviyesinden yüksekliği 2442 metrede bulunan krater gölü çevresinde Yeşil Göl , Ilık Göl ve buna benzer dört göl bulunmaktadır. Bu göller yağan kar ve yağmur suları ile beslenmektedirler.
    3- Nazik Gölü : Van Gölüne 25 km kadar uzaklıktadır ve Ahlat ilçesinin kuzeybatısında yer alır. 30 km2 alana sahiptir. Denizden 1876 metre yüksekliğe ve 40-50 metre derinliğe sahip olan gölde aynalı sazan ve inci kefali yetiştirilmektedir.
    4- Arin Gölü : Adilcevaz ilçe merkezinin 10 km doğusunda bulunan göl Van Gölüne yakındır.13 km2 alana sahip olan gölün suyu sodalıdır.
    5- Aygır Gölü : Adilcevaz İlçesi ile Süphan Dağı arasında bulunan göl 3,5 km2 alana sahiptir gölde alabalık yetiştirilmektedir.

    Yer Altı Suları
    Yeraltı Suları : Bitlis ili yer altı suları bakımından çok zengindir, içme suları olarak kullanılabilecek nitelikte akan kaynak sularına her yerde rastlamak mümkündür. Şehir merkezi ve ilçelerin içme suları kaynak sularıdır, yeraltı suları bol ve soğuktur.
    Şifalı Sular : Volkanik bir alan üzerine kurulan Bitlis ilinde birçok maden suyu kaynakları bulunmaktadır. Soğuk ve sıcak olarak bulunan bu sulara halk arasında Çermik adı verilmiştir, bunlardan sağlığa faydalı olarak belirlenen şifalı sular hangi hastalıklara şifalı olduklarıyla aşağıda verilmiştir.

    1- Alemdar Çermiği : Cilt hastalıklarına
    2- Yılan dirilten Çermiği : Mide ve böbrek
    3- Gölbaşı Kaplıcası : Romatizmal
    4- Nemrut Çermiği : Romatizmal
    5- Çim Çermiği : Kulak hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir.

    Bitki Örtüsü
    Karasal iklimin sürdüğü Bitlise hakim bitki örtüsü step ve bozkırdır. Bunlar yağışların bol olduğu dönemde yeşeren, yazın kuraklık ve sıcaklıkla birlikte kuruyan otlardan oluşur. Bitki örtüsü bakımından çayır, otlak ve meraların geniş yer tuttuğu yayla görünümündedir.Yüksek kesimlerde yağışların artması ile genellikle meşe ağaçlarından oluşan orman koruluklarına rastlanmaktadır. Sulak yerlerde kavak, söğüt, ağaçlarıyla, elma, armut, ceviz, dut ağaçları çok sayıda vardır.
#08.08.2005 15:43 0 0 0
  • Ekonomi
    Tarım
    Bitliste sosyal ve ekonomik hayatta tarımın önemli bir yeri vardır. Mevcut sanayi kuruluşları tarıma dayalıdır. Halkın geçim kaynağı büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Genelde kuru şartlarda yapılan tarımsal üretim egemendir. Tarım potansiyelinin büyük bir kısmını hububat oluşturmakla beraber, sanayi bitkilerinden tütün ve pancar da önemli bir yer teşkil eder. Pancar sulama imkanı olan Adilcevaz, Ahlat, Güroymak ve Tatvan ilçelerinde yetiştirilmektedir.
    İldeki bitkisel üretim durumu sırayla tarla ürünleri, meyve ve sebze bitkileri olarak 3 grupta toplanır. Tarla ürünleri içerisinde hububat üretimi başta gelmektedir. Geniş tarım alanlarında genelde kuru şartlarda yapılan hububat ziraatı içerisine 1. sırayı buğday alır. Sulu Tarım ürünlerini ise sırasıyla şeker pancarı ve tütün oluşturur. Bunun dışında hayvancılığın geniş çapta yapılması dolayısıyla yem bitkileri üretimi de önemli yer tutar.
    Üretimi yapılan hububatın büyük bir kısmını toprak mahsulleri ofisi almakta geri kalanını ise işletmeler kendi bünyelerinde kullanmaktadır. Tütün ise ildeki Tekel Tütün Fabrikası tarafından alınıp işlenmektedir. Sulama yapılan yerlerde üretilen pancar Muş ve Erciş Şeker Fabrikalarına satılmaktadır.
    Bunların dışında küçük çapta sebze ve meyve üretimi yapılmakta ve Bitliste değerlendirilmektedir. Sebzecilik daha çok il ihtiyacına yönelik sulanan yerlerde yapılmaktadır. Çoğu tarım işletmelerinde sebze üretimi tamamen aile ihtiyacına yönelik olmasına rağmen bazı yörelerde mahalli pazara yönelik olarak yapılmaktadır. Meyvecilik ise eskiden beri yapılmaktadır. İlin iklim koşulları bazı yıllar üretimi sınırlayıcı olmasına rağmen meyve sahaları daha ziyade donlardan fazla etkilenmeyen kesimlerde yapılmaktadır. Meyve olarak ceviz başta gelmek üzere elma, armut, erik, zerdali, kiraz, dut üretilmektedir. Özellikle ceviz üretimi diğer meyvelere nazaran büyük çapta gerçekleştirilmektedir.

    BİTLİSİN ARAZİ VARLIĞI
    Toplam Tarım Alanı : 126.761 Hektar
    Sulanan : 11.470 Hektar
    Sulanmayan : 115.291 Hektar
    Ekilen tarla alanı : 80.932 Hektar
    Nadasta tarla alanı : 43.677 Hektar
    Tarıma elverişli olup kullanılamayan arazi : 13.411 Hektar
    Sebzelikler : 1.155 Hektar
    Meyvelikler : 1.460 Hektar
    Bağlar : 117 Hektar
#08.08.2005 15:48 0 0 0
  • Hayvancılık
    İlimizin ekonomisi sanayiden çok tarım ve hayvancılığa dayalıdır. İldeki ticaret köy nüfusu ile canlanmaktaydı. Köylerden şehir merkezine başlayan göç, köy halkının üretimden kaynaklanan gelirlerini dramatik olarak azaltmıştır. İstihdam imkanı bulunmayan İlimizden başka İllere göç devam etmiş ve İl ekonomisinde ciddi bir çökme başlamıştır.
    Kara av hayvanların çeşidi itibariyle Türkiyenin en zengin ve bakir bölgesidir. Keklik bu av hayvanlarının başında gelir. Diğer av hayvanlarına gelince İl genelinde yaban kazı , turna , bıldırcın , tavşan , tilki , sansar , vaşak ve sincap mevcuttur. Bitliste halk ava meraklıdır. Hemen hemen her evde av tüfeği bulunur. Yamaçlara baktığımızda av gözetleme kulelerini görmek mümkündür.

    noimage
#08.08.2005 16:04 0 0 0
  • Sanayi
    Bitlis ilinde sanayi sektörü gelişmeyen illerin başında gelir, Devletin yatırım indirimi teşvik tedbirlerinden kalkınmada birinci dereceli iller arasında yer almaktadır. Yapılan küçük çaplı yatırımlar küçük kapasiteli yatırımlar ve az üretim yaptığı ve az istihdam imkanı bulunmaktadır. Bitliste kredi alarak yatırımlarda bulunan firmalar ve üretim miktarları aşağıdaki gibidir.

    1- IMPERIAL GIDA TEKSTIL SAN. TİC. LTD. ŞTİ.  BİTLİS
    Üretim Cinsi : Bal, Reçel, Helva
    Toplam Kapasite : 8.550.000 Adet/Yıl Reçel 720.000 Adet/Yıl Helva 4.770.000 Adet/Yıl Bal
    Toplam İstihdam : 10 Kişi

    2- ELİF YASİN GIDA SAN.TİC. LTD.ŞTİ.  BİTLİS
    Üretim Cinsi : Küp Şeker
    Üretim Kapasitesi : 86.400 Torba/Yıl
    Toplam İstihdam : 7 Kişi

    3- TOKMAKLAR NAKLİYE SAN.TİC.LTD.ŞTİ.  BİTLİS
    Üretim Cinsi : Silah Dipçiği
    Toplam Kapasitesi : 40.150 Adet/Yıl
    Toplam İstihdam : 10 Kişi

    4- BEŞ KARDEŞLER KIDA SANAYİ  TATVAN
    Üretim Cinsi : Un ve Bulgur
    Üretim Kapasitesi : 3.000 Ton/Yıl
    Toplam İstihdam : 20 Kişi

    DEVLET KURULUŞLARI
    1- TEKEL SİGARA FABRİKASI BİTLİS
    Üretim Cinsi : Sigara
    Toplam Kapasite : 4.989.600. kg
    Çalışma Kapasitesi : 1.080.979 %21.6
    Toplam İstihdam : 309 Kişi
    Üretim Cinsi Üretim Miktarı
    Maltepe 1.612.800 Kg.
    Samsun 882.000 Kg
    Filtresiz Bitlis 806.400 Kg
    Tatlı-Sert Tütün 1.310.4000 Kg

    2- ARICILIK ARAŞTIRMA ENSÜTİTÜSÜ  BİTLİS (YARI KAPALI)

    Mevcut Kovan Sayısı : Fenni : 55.520. Adet
    Kara Kovan : 2.475 Adet
    Enstitüde 9 Memur 12İşçi Çalışmaktadır

    Yıllık Üretilen Mamuller : Kovan : 1.340 Adet
    Ana Arı : 3.250 Adet
    Bal : 1.364 Ton
    Arı Ailesi : 1.919 Adet
    Bal Mumu : 42.620 Kg
    İl Genelinde Üretilen Bal : 897.210 Kg


    ÖZEL FABRİKALAR

    1- YELTEKİNLER YEM SANAYİ A.Ş.  TATVAN
    Üretim Cinsi : Çeşitli Hayvan Yemleri
    Toplam Kapasite : 12.000 Ton/Yıl
    Çalışma Kapasitesi : 8 Ton/Saat
    Toplam İstihdam : 10 Kişi
    Toplam Üretilen Yem Miktarı : 2.787.Ton

    2- BİTLİS GIDA MADDELERİ A.Ş. (UN FABRİKASI)  BİTLİS
    Üretim Cinsi : Un ve Un Mamulleri
    Üretim Kapasite : 100 Ton/Gün
    Çalışma Kapasitesi : Atıl
    Toplam İstihdam : 5 Kişi

    3-TATLAŞ A.Ş. (LASTİK SANAYİ )  TATVAN
    Üretim Cinsi : Kordon İpi ve Çeşitli Lastik
    Üretim Kapasite : 12.000.000 Metre/Yıl
    Çalışma Kapasitesi : 6.000.000 Metre /Yıl
    Toplam İstihdam :12 Kişi

    4- TATEM EMAYE A.Ş. (EMAYE SANAYİ)  TATVAN
    Üretim Cinsi : Emaye Eşya
    Üretim Kapasite : 1.500.000 Adet/Yıl
    Çalışma Kapasitesi : Atıl

    5- TAT-ET A.Ş.  TATVAN
    Üretim Cinsi : Et ve Et Ürünleri
    Toplam Kapasitesi : 17.000Baş/Gün
    Üretilen Et Miktarı : Yok
    Toplam İstihdam : 21 Kişi

    6-ADİLCEVAZ SULAMA KOPARATİFİ (SÜT FABRİKASI)
    Üretim Cinsi : Süt ve Süt Mamulleri
    Üretim Kapasitesi : 25 Ton/Gün
    Üretilen Mamuller : Yok
    İşletilen Süt Miktarı : Üretim Miktarı


    7- BETAŞ BİTLİS TEKSTİL VE TARIM SANAYİ TİCARET A.Ş.  BİTLİS
    Üretim Cinsi : Tekstil Konfeksiyon
    Üretim Kapasite : 4.200.000 Adet Yıl
    Toplam İstihdam : 134 Kişi
#08.08.2005 16:09 0 0 0
  • Yer Altı Kaynakları
    Madenler:
    İlçe merkezi ve bağlı birimlerde perlik,demir cevheri,altın madeni,gölde soda ve uranyum madeni ayrıca çimento malzemesi ve briket yapımında kullanılan pomza madenleri bulunmaktadır. Ne var ki bunlardan hiçbirinin üretimi bugün için istenilen düzeyde değildir.

    1- MADEN POTANSİYELİ :
    Bitlis Maden yatakları bakımından çok zengin bir ilimizdir. İlimiz sınırları içersinde Krom, Demir, Kurşun, Nikel, Disten, Fosfat, Ponza, Asbest ve Perlit başta olmak üzere rezerv tespiti yapılmayan ancak fiziki olarak çokça görünen Mermer, Kireçtaşı ve Bazalt cürufu yatakları mevcuttur.

    2- MEVCUT DURUM :

    MADDE CİNSİ BULUNDUĞU YER REZERV/TON TENÖR/% :

    Demir Tatvan İlçe Güneyi 52 000 20.7- 49.75
    Bitlis Merkez - 39
    Merkez Güneyi - 37.71
    Kurşun Bitlis Merkez Zizan Köyü 5000-9000 34.4 ZN
    Krom Bitlis Merkez -Mutki Arumar - 48 Cr 2 O 3
    Nikel Tatvan 15.490 2.82 Ni-1.41 Cu
    Disten Bitlis Merkez 1.030.593 54.16
    Bayram alan 1.242.500 42.47-58.67
    Hizan 300.000 21.70-24.52
    Bitlis Şetek - 483.750
    Ponza Tatvan - Şah miran 5-3 Cm Çap 2 Mt Kalınlık
    Fakı Tepe 5-1 Cm Çap 5 ile 10 Mt Kalın
    Sorgun Mevkii 1-30 Cm Çap 5 -20 Mt Kalınlık
    Kıyı düzü 5-15 Cm Çap 5-20 Mt Kalınlık
    Yumurta dağ Tepe 1-3 Cm Çap 10-15 Mt Kal.
    Ahlat İlçesi - Kırklar 1-3 Cm Çap 20 Mt Kalınlık
    Asbest (Amyant) Bitlis-Destomi 15 mm -1-3 mm 3 Kalınlık
    Perlit (İnci Taş) Adilcevaz Harman Tepe - -
    Mermer Bitlis Merkez-Hizan-Tatvan - -
    Traventer Bitlis Merkez Arıcılık - -
    Kireçtaşı Bitlis-Yam ve Kireçtaşı Köy. 1- 3 Mt- 10 Mt.Kal. -
    Fosfat : Doğu Anadolu bölgesinde Van gölünün Güney tarafında SE-NV istikametinde uzanan bir metamorfik kütle bulunmaktadır.
    Bitlis Merkez Sürüm 5.037.500 9.48-25.23
    Ünaldı Sahası 28.728.600 4,92-37.25
    Meşe Sırtı Sahası 10.438.000 12.92-20.16
    Diğer Fosfat Prospeksiyon sahaları:
    Yukarıdaki sahalar dışında Bitlis Ünaldı: Apatit Magnetit sahasına bağlı olarak incelenen 11 Adet Mostranın yeri ve mevkileri şöyle belirtilmektedir.


    1- Hizan -Kuytu Varişiri tepe Mostraları
    2- Simek bucağı Yukarı Ölek Köyü Nadir Tepe Most.
    3- Simek Bucağı Arı dağ köyü Genco sırtı Most.
    4- Sarıkonak-Pana Tepe zeyle deresi
    5- Simek Bucağı Onak mahallesi
    6- Bitlis -Mutki Çemanegik köyü
    7- Şetek köyü Dam Dere
    8- Şetek köyü Cik Dere
    9- Karkor Köyü Gorgora sırtı
    10- Karkor Köyü Akbaş Tepeleri
    11- Ünaldı Köyü -Uzun taş Mostraları


    3- İŞLETME VE İSTİHDAM DURUMU
    Bitlis İlinde İşletmeye geçebilecek madenler ile sağlayacağı istihdam tahmini olarak aşağıya çıkarılmıştır.
    Fosfat: Ülke ekonomisinde önemli döviz kaybına yol açan hammaddelerden biri olan fosfat masif içersinde genellikle magnetit ile birlikte büyük potansiyel olarak bulunmuştur .Bu cevherlerin MTA laboratuarlarında ve Üniversitelerde Eti bank adına ekonomik sorunları çözümlenmiştir. Bu sahaların önemli bir kısmı Eti bank Genel Müdürlüğüne devredilmiş olup şu anda herhangi bir işletme yapılma- maktadır.
    İlimizde böyle bir işletmenin kurulması durumunda Bölge ve Ülke ekonomisine büyük yararlar sağlayacağı gibi işsizliğin had safhada olduğu ilimizde istihdama katkı sağlayacaktır.
    Kireç Taşı : İlimizde ilkel usullerle işletilmekte olup milyarlarca ton rezervi tahmin edilen bu madenin fabrika kurulması halinde istihdama 300 kişilik katkı sağlayacaktır.
    Ponza : Bu maden özel şahıslar tarafından yapı elemanı olarak bire ket imal edilmektedir. Değerli bir yapı elemanı olduğundan ve rezerv sorunu bulunmadığından fabrikasyona geçildiği takdirde istihdama 300 kişilik katkı sağlayacaktır.
    Mermer: İlimizde çokça bulunan bu maden değerlendirildiği takdirde istihdama 100 kişilik bir katkı sağlayacaktır.
    Yukarıda istihdama katkı sağlayacak madenlerin İşletmeye geçebilmesi için ETİBANK ve MTA tarafından oluşturulacak bir heyetin İlimizde fizibilite çalışmalarına bir an önce başlaması gerekmektedir.
#08.08.2005 16:12 0 0 0
  • İDARİ YAPI
    Bitlisin Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki ve Tatvan olmak üzere 6 ilçesi vardır.
    Bitlis merkez ilçe ve bağlı ilçelerinde birer belediye teşkilatı, il merkezine bağlı Yolalan, Adilcevaz ilçesine bağlı Aydınlar, Ahlat ilçesine bağlı Ovakışla, Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı ve Günkırı, Hizan ilçesine bağlı Kolludere ile Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı ve Koyunlu beldelerinde birer belediye teşkilatı olmak üzere toplam 15 yerleşim merkezinde belediye teşkilatı bulunmaktadır.

    Merkez İlçe
    Bitlis; 16. yüzyılda çevresindeki Tatvan, Ahlat, Muş, Bulanık ve Hınıs nahiyeleri kendisine bağlı olan bir Osmanlı Vilayeti iken daha sonraları Muş Sancağına bağlı bir kaza olarak 19. yüzyılın ortalarına kadar gelmiştir. 1879'da Siirt, Muş, Genç, Bitlis merkez sancaklarının bağlı olduğu 4 sancak, 19 kaza, 8 nahiye ve 2088 köyden oluşan bir vilayet olan Bitlis 1919 yılında yeni bir düzenlemeyle ikinci sınıf vilayet olmuş, 1929'da Muş vilayetine bağlı bir kaza haline getirilmiştir. 6 yıl ilçe olarak yönetilen Bitlis, 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 sayılı Kanunla tekrar il haline getirilmiştir. 4 Ocak 1936 tarihinde yürürlüğe giren bu kanunla Bitlis, Mutki, Ahlat, Hizan ve Kotum ilçelerinden meydana gelmiş Bitlis Vilayeti kurulmuştur. Bu kanundan kısa bir süre sonra ilçe merkezi Kotum'dan Tatvan'a nakledilmiştir. Ahlat'a bağlı bir bucak merkezi olan Adilcevaz ilçe haline getirilmiş, 1 Mart 1953 yılında son idari şeklini almış iken, 04.07.1987 tarihinde 3392 sayılı kanunla Güroymak Bucağının da ilçe haline gelmesiyle Bitlis bugünkü idari yapısına kavuşmuş ve 1997 yılı nüfus sayımına göre 340.338 olarak belirlenmiştir.

    noimage
#08.08.2005 16:14 0 0 0
  • Adilcevaz İlçesi
    Adilcevazın Tarihi ve Coğrafi Yapısı
    Adilcevazın tarihi mağara devrine kadar dayanır. Adilcevaz çevresinde bulunan tepeler üzerindeki mağaralarda yapılan kazılarda bu dönemlere ait bir çok taş ve seramik eşyalara rastlanmıştır. Adilcevazın eski isminin ne olduğu her ne kadar tarihçe belli değilisede bu beldeye ZATÜLCEVAZ-ELCİĞAZ ve ELCEVİZ ismlerinin verildiğine şahit oluyoruz. Adilcevaz ismi ancak Karakoyunluların Bitlis bölgesini işgalinden sonra ortaya çıkmaktadır.
    Tarihi yönden oldukça zengin değerlere sahip olan Adilcevaz M.Ö.2000 yılına Urartuların yerleşim merkezi olmuştur. Adilcevazın kuzeyinde Urartulara ait KEF kalesi Adilcevazda medeniyetin ve uygarlığıın bundan tam 2786 yıl önce başladığını gösterir.
    1071 yılında Türk İslam Kumandanı Alparslan komutasındaki büyük Selçuklu İmparatorluğu ordusu,Roma İmparatorluğunun ordularını Malazgirt Meydan Muharebesinde bozguna uğratması ile Anadolu kapıları bir daha kapanmamak üzere Türk milletine açılmıştır.
    1914 yılına kadar Osmanlıların hakimiyetinde kalan Adilcevaz bu tarihte Rusların işgaline uğramış, bunun sonucunda ilçe halkı Anadolunun muhtelif yerlerine göç etmişlerdir. 1918 tarihinde yapılan Gümrü Antlaşması ile bu topraklar üzerinde tekrar Türk hakimiyeti kurulmuş, halk tekrar Adilcevaza geri dönmüştür.
    Adilcevaz Van Gölü sahilinde ve Süphan Dağı eteğinde doğal güzellikleri ve tarihi eserleri bakımından turistik öneme sahip bir ilçedir. Kıyı şeridi boyunca uzayıp giden harika kumsalı, doğal plajları yerli ve yabancı turistler için harika bir tatil yeridir.
    Doğal yapı ve konum olarak oldukça zengin kaynaklara sahip olan Adilcevaz'da son zamnlarda belediye tarafından yaptırılan ve özel işletmelere kiralanan otel, yerli ve yabancı turistlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeydedir. Bunun yanında yiyip içme konusunda da turistler şanslıdır. Çok sayıdaki lokanta ve restorant kaliteli ve ucuz yemek imkanı sunmaktadır.
    Tertemiz sahilleri, pırıl pırıl gölleri ve doğal güzelliklerine ek olarak tarihi güzellikleri bir potada eritilen Adilcevaz, doğuda önemli bir konaklama merkezi olma özelliğindedir.
    Adilcevazın 28 Köy, 1 belde ve 5 mezrası vardır. İlçe merkezinde 7, Aydınlar beldesine 7 toplam 14 mahalle bulunmaktadır. Adilcevazın kuruluşundan beri belediye teşkilatı olup, ancak Aydınlar beldesinde 1992 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur. Tüm köy, mezra ve yerleşim yerlerimizin yolu, okulu ve suyu olup, 5 köy yolumuz asfalt, diğer yollar stablizedir.
#08.08.2005 16:15 0 0 0
  • Ahlat İlçesi
    Ahlatın Tarihi Durumu
    Ahlat ilçesinde taş dönemleri olan Paleolitik ,Mezolitik ve Neolitik çağlara ait hiçbir kültürel kalıntı yer almamaktadır. Ahlatta çoğu l3. Yüz yıldan kalma 14 Kümbet,Osmanlı Egemenliği döneminden 1 Roma-Bizans ve 1 Selçuklularca kullanılmış 2 adet kale, Selçuklu ve Beylikler döneminden kalma 5 tarihi mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 1 tarihi mezarlık,yine Yuvadamı Köyünün kuzeyinde M.Ö. 2000 ile M.Ö. l200 arasında kullanılmış (Orta Tuna,Geç Tuna Çağı-Erken Demir Çağı) 4 ayrı mezarlık,Osmanlı döneminden kalma 2 Cami,Beylikler döneminden 2 Osmanlı döneminden 1 adet hamam,Akkoyunlu dönemi köprüsü bugün için ayakta kalmış taşınmaz Kültür varlıklarımız olup, Ahlat ilçesinde yer alan Müze Müdürlüğü de Bitlisin tek Müzesidir.
    Müze Müdürlüğü teşhirinde Roma-Bizans-Selçuklu-Osmanlı dönemine ait Sikkeler,Ahlat Yuvadamı mezarlığından gelen M.Ö. 2000 ile M.Ö. l200 yılları arasına ait çok renkli (Doğu Anadolu Bölgesine has ) çanak-çömlekler,Urartu dönemi bronz,saç tokaları-elbise iğneleri,Urartu dönemi tören kemerleri,Roma-Bizans dönemi bayan kolyeleri,parfüm kapları,Ahlat Selçuklu dönemi 13. Yüz yıla ait üzerinde özellikle insan-hayvan-yazı takliti süslemeler yer alan sıraltı (sgrafitto) ve lüster denilen özel tekniklerle yapılmış sırlı seramikler,sırsız kalıp tekniğinde yapılmış kaplar,hayvan formunda kap tutamakları,eczacılıkta kullanılmış kaplar,Osmanlı imparatorluğu son döneminde kullanılmış olan etnografik kap kacaklar görülebilir.
    İlçenin taşınmaz kültür varlıklarından olan en önemli taşınmaz eseri ise Selçuklu ve Beylikler döneminde kullanılmış olan Meydanlık Mezarlığı yaklaşık 200 dönümlük bir sahayı kaplamaktadır. Mezarlıkta Şahideli-Şahidesiz-Sanduka Mezarların dışında Stupa tarzında orta Asya Türk Mezar tipleri (1025-1100 arasında yapılmışlardır) olan oda tarzı yeraltı mezarlarında görülür.
    İlçenin diğer önemli taşınmaz eseri içinde Kümbetler önemlidir. Kümbetler Stupaların İslami etki ile birlikte gelişmiş olan,yeraltı mezar odası üzerine küçük bir mescit eklenen bey ve yöneticilere ait anıtsal Mezarlardır.
    Ahlatın önemli eserlerinden olan Sahil Kalesi Osmanlı İmparatorluğu dönemi eski Ahlat Kalesi Roma döneminden Osmanlı İmparatorluğu 1552 yılına kadar kullanılmıştır. Özellikle eski Ahlat Kalesi dış surları İkikubbe Mahallesinin büyük bir çoğunluğunu içine alan Surlarına ait bazı kalıntılar bugün bile görülmektedir.
    Ahlatın adının nereden geldiği hakkında halk arasında hala süregelen bir efsane vardır . Bu efsane şöyledir;
     Van Gölünün bu müstesna kıyısında hüküm süren Urartu Kıralı Lat Medlerin saldırısına dayanamayınca şehir düşe ve hükümdar da ağır yaralar alır. Babasının başını dizine koyan hükümdarın kızı Ah! çekerek ince ince göz yaşları dökmektedir. Kızın Ah! Lat , Ah! Lat diye yükselen feryadı, Medlerin şehre girmesine kadar devam eder . Urartu Kıralı hayata gözlerini yummuş ancak bilmeyerek çok sevdiği bu şehre ismini vermiştir. Bunun yanı sıra ilçenin ismi islami literatürde Hilat olarak geçer.
#08.08.2005 16:16 0 0 0
  • Güroymak İlçesi
    Tarihi ve Coğrafi Yapısı
    İlçenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Önceleri Norşin adı verilen bir yerleşim merkezi bulunduğu, bilahare büyüyerek Güroymak İlçesine dönüştüğü bilinmektedir.
    Norşin yerleşim birimine hayli uzakta yer alan Kümbet ve Selçuklu Mezarlığından daha önce ovada XI. yüzyılda bir yerleşim olduğu anlaşılmaktadır. Aşağıkolbaşı, Kuştaşı ve Budaklı Köylerinde Selçuklu Mezarlıklarına rastlanılmaktadır.
    Bölgenin genel tarihinden anlaşılan İlçenin bulunduğu toprakların Hititler, Urartular, Persler, Mekedonya Krallığı, Selefke Krıllığı, Nesati Devleti, Roma İmparatorluğu, Mervaniler, Dilmaçoğlu Beyliği, Sökmeniler Beyliği, Şerefhanlar, Osmanlılar ve Rusları ve tekrar Osmanlıların elinde kaldığıdır.
    Güroymak İlçesi 04.07.1987 gün ve tarih 19507 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 19.06.1987 gün ve 3329 sayılı kanunla resmiyet ve İlçe Kaymakamının 14.10.1988 tarihinde göreve başlamasıyla İlçe olmuştur. Güroymak yeni ve gelişmekte olan bir İlçedir.

    Hizan İlçesi
    Tarihi ve Coğrafi Yapısı
    Bölgede ilk yerleşmeler M.Ö. 1000li yıllarda Urartular ile başlamıştır. Daha sonra Pers, Roma, Bizans ve Arap devletlerinin egemenliğinde kalmış; 11. yüzyılda Selçukluların, 16. yüzyıl başlarında da Osmanlıların sınırlarına dahil olmuştur.
    Hizan 1936 yılında İlçe yapılarak Bitlis İline bağlanmıştır. İlçe Bitlis ilinin ve Van Gölünün güneyinde sarp bir bölgede yer almaktadır. Topraklarının %90ı dağlık olup, küçük dereler dışında önemli akarsuyu yoktur. Tipik karasal iklim hakim olan ilçede yaz mevsiminde ortalama en yüksek ısı 25, kış mevsiminde ortalama en düşük ısı -15 derece civarındadır. Bitlis merkez ilçe ve diğer ilçelere göre orman varlığı fazla olmakla birlikte, ülke genelindeki ormanlık alanlara göre orman varlığı azdır.

    Mutki İlçesi
    Tarihi Durumu

    Mutki, doğusunda Bitlis İli, güneyinde Baykan, batısında Sason ve Muş İli ile, kuzeyinde Güroymak İlçesi ile çevrili 1.06 m2 üzerine kurulmuş Bitlis İline bağlı 20 km uzaklıkta bir ilçedir. Mutki İlçesi tarih çağları boyunca Asurların, Perslerin, İskender Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetinde bulunmuş, Halife Hz. Ömer zamanında Müslüman Araplar tarafından fethedilmiştir. Bundan sonra birkaç defa Müslümanlar ile Bizanslar arasında el değiştiren bu topraklar 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadoluya başlayan büyük Türk gücünün ilk durak yerinden biri ve Akkoyunlu gibi çeşitli Türk beyliklerinin idaresi altında kalan bölge 1514 Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı Devletinin topraklarına katılmış, Birinci Savaşı sırasında Ermeni ve Ruslar tarafından işgal edilen bölge, 6 Nisan 1916 yılında işgalden kurtarılmıştır.
    Mutki İlçesi Bitlis İlinin 1935 yılında çıkan bir kanunla İl olması ve 4 ocak 1936 yılında teşkilatlanması ile birlikte 1938 yılında Miritağ köyünde yapımına başlanan Hükümet Konağının tamamlanması ile 1941 yılından bugüne kadar Mutki İlçe adı ile anılmakatdır.
#08.08.2005 16:19 0 0 0
  • Tatvan İlçesi
    Tatvan ilçesi, doğuda Van Gölü, güneydoğuda Gevaş, güneyde Hizan ilçeleri ile batıda Bitlis ili, kuzeyde de Ahlat ilçesi ile çevrili olup yüzölçümü 1235 km2, yüksekliği ise 1720 metredir. İlçe 41 derece 33 dakika ve 43 derece 11 dakika doğu meridyenleri ile 37 derece 54 dakika ve 38 derece 58 dakika kuzey paralelleri arasında bulunmaktadır.

    Tarihi Durumu
    Tatvanın ilk kuruluş yeri Küçüksu Köyü olup yörede tarih boyunca bir çok uygarlık yaşamıştır. Yörenin ilk sakinleri Huriler olup,M.Ö 3000-2000 yıllarında Van Gölü dolaylarında yaşamış bir topluluktur. Bunların yanı sıra bölgede küçük krallıklarda bulunmaktaydı. Bunlardan Mittaniler M.Ö 18.yy.da krallık kurarak geniş bir alanda hüküm sürdüklerini M.Ö 1340-1200 yılları arasında bu bölgede yaşamış olan Asurluların yazılı kaynaklarından öğreniyoruz.
    Büyük İskenderin Doğu seferi sırasında (M.Ö 333) Perslerin yıkılmasıyla yörede bir çok küçük beylikler kuruldu ve yöre bu küçük beylikler arasında sık-sık el değiştirdi. 227 yılında Sasani krallığı kurulur ve sonraki dönemlerde bölge Sasanilerin hakimiyeti altına girer. 395 yılında Roma imparatorluğunun Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılarak Batı Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu olarak Ortaçağ Anadolu suna damgasını vurur. Ancak 1000 yıllık bir tarihe sahip olan, Bizans, 640 yıllarından başlayarak Arap saldırılarına uğrar.
    Arapların bu bölgede uzun süre hüküm sürdükleri bilinmektedir. Araplar Anadolunun doğusuna sık-sık akınlar düzenleyerek Bizanslılar ile savaşmışlardır. İlk olarak İyaz Bin Ganm (630-640) bölgeye sefer düzenleyerek Tatvan civarlarına varır 642 yılında ikinci kez sefer düzenler. Emeviler döneminde İslam egemenliği sağlamca kökleşmez. Abbasiler zamanında Arap valilerinin baskısı çok artar. Abbasiler burada durmak bilmeyen isyanları bastırarak Ermenileri kazanmak ister, böylece uzun bir barış dönemi ile birlikte yoğun imar çalışmaları başlar (11.yy.) 11.yyın başlarında bölgeye Selçuklular akın etmeye başlar ve 1018 yılında Çağrı Bey komutasında bu yöreyi kuşatır. 1207 yılında Eyyubiler egemenlik kurar, 1229 yılında Ahlat ile birlikte Tatvanda Harzemşahların eline geçer. Bu durum Selçukluları ve Harzemşahları karşı karşıya getirir. 1232 yılında Anadolu Selçukluları buraları geri alır. 1243 yılında Moğolların Selçukluları yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki barış sona erer. Bu dönemden sonra Ak koyunlular, Kara koyunlular, İlhanlılar ve diğer beylikler arasında sık-sık el değiştirir.
    Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1533de İrana büyük bir sefer düzenlenir. Bitlis Beyliğinin başı Şeref Han İrana sığınır. Osmanlının gönderdiği ulema Paşa Bitlisi ele geçirmeye çalışırken Safaviler ile savaşmak zorunda kalır. İstanbuldan çıkan büyük ordu Bitlis,Tatvan,Ahlat,Adilcevaz ve Vanı hiç zorlanmadan alır. Osmanlı ordusu 1548de Tebrizi aldıktan sonra bu bölgeyi tekrar geri alır. Safaviler yaptıkları saldırılarla yöreyi yağmalayarak büyük zarar verirse de Kanuni üç kez sefer düzenleyerek Safavilerin bölgedeki etkinliklerine son verir. Yörenin geçiş noktası olması nedeniyle her dönemde sık-sık el değiştirmiş istilalara uğramıştır.
    Tatvan isminin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte Kanuni döneminde Zal Paşa tarafından şimdiki Çağlayan mahallesi mevkiinde bir kale yaptırdığı ve halkın buraya Taht-ı Van adını verdikleri söylenmektedir.
    Cumhuriyetin kuruluşuna kadar Osmanlı yönetiminde olan ilçe Cumhuriyet ile birlikte şimdiki Küçüksuda nahiye merkezi olarak kurulmuş, 1936 yılında ilçe merkezi olarak şimdiki yerine taşınmıştır.
#08.08.2005 16:23 0 0 0
  • Umarım verdiğim bilgilerden memnun kalmışsınızdır.

    Dosyayı doc uzantılı bir şekilde bilgisayarınıza indirmek için buraya basınız. <<----

    Açılacak siteyi bilmeyenler aşağıdaki yönergeyi takip ederek indirebilirler.

    1 - Yukarıdaki linke tıklayınız.
    2 - Açılacak pencerede FREE yazan tuşa tıklayınız. (Sayfa altına yakın bir bölümde)
    3 - Açılacak sayfanın en altına inerek belirtilen saniye kadar bekledikten sonra gelecek olan bitlis.doc yazısına tıklayın.

    Saygılarımla...
#08.08.2005 16:34 0 0 0
  • Benden baska Bitlisli varmi acaba?
#21.11.2005 15:16 0 0 0
  • @Siwan

    Benden baska Bitlisli varmi acaba?



    Kardesim Bende Bitlis'liyim
#24.11.2005 12:24 0 0 0
  • Desene hemsoyuz ugur. :D
#24.11.2005 15:11 0 0 0