Nane Nedir - Nane Yetiştiriciliği

Son güncelleme: 30.10.2008 17:35

  • NANE

    TAKIM: Tubiflorales
    FAMİLYA: Lamiaceae

    KÖKENİ VE YAYILIŞI:
    Anavatanının, Orta Avrupa ve Asya olduğu belirtilen nane, çok çeşitlilik gösterir ve geniş bir yayılış alanına sahiptir. Çoğunlukla Avrupa ve Asya'da yayılan 90 kadar türü bulunmaktadır. Ülkemizde ise 7 türe ait 12 takson yayılış göstermektedir. Ilıman iklimlerde, bu türler. M. Pulegium, M. Arvensis, M. Aguatica, M. Piperita, M. Longifolia, M. Suaveolens, M. Spicata'dır. Bunlardan M. Longifolia, M. Rotundifolia, M. Pulegium, M. Aquatica, Batı Anadolu'da yayılmıştır. (Öztürk, Seçmen, Pirdal-1991) ılıman iklimlerde, Amerika, Avrupa ve Asya'da tarımı yapılır. Kaynak ülkeler: ABD, Yugoslavya, Mısır, Fas, Macaristan, Bulgaristan, İspanya, Almanya, Romanya, Arjantin, Meksika, Brezilya, İngiltere, Polonya, Yunanistan'dır. M. Arvensis ise özellikle Japonya'da yetiştirilir. Kaynak ülkeleri: Çin, Japonya, Brezilya, Güney Afrika, Tayvan, Arjantin.
    Nane, çok eski bir kültür bitkisidir. İngiltere'de botanikçi John Ray'ın (1921) tavsiyelerinden sonra, tıbbi bitkiler arasına girmiştir.
    KULLANILAN KISMI:
    Nanenin;
    yaprakları, çiçekli dalları ile yapraklarından elde edilen uçucu yağı kullanılır.

    FAYDALANMA YÖNLERİ:
    Nane eskiden beri mutfakta, kızartmalarda, çorbalarda, salatalarda ve birçok yemeklerde; iştah açıcı, çeşni ve lezzet verici olarak kullanılmaktadır. Bu amaçla memleketimizin her yerinde halkımız evlerinin bahçelerinde, saksılarda, az da olsa nane yetiştirmektedir.
    Kuduz köpeklerinin ısırmasında, arı sokmasında tedavi edici olarak ayrıca, kokusundan faydalanılarak fare ve güve gibi hayvanların zararlarını önlemede kullanıldığı belirtilmektedir.

    Günümüzde, nanenin halk ilacı olarak kullanımına devam edilmektedir. Esas önemi; antiseptik, anaztezik, serinletici, ferahlatıcı, yatıştırıcı, gaz söktürücü bulantı kesici özelliklerinin olmasıdır. İshale karşı da etkilidir. Nane esansı, kuvvetli bir zehir ise de günde az miktarda birkaç damla alınırsa, mide ağrısına, buluntılara iyi gelir. Birçok ilaçların yapımında, şekercilik, dişmacunu, ciklet, sabun, parfümeri sanayinde ham madde olarak kullanılır.
    Nanenin uçucu yağı, ülkemizde limon uçucu yağından sonra en çok kullanılan bir yağdır. Henüz ülkemizde ithal edilmektedir. Çünkü, elde edilmesi şu anda mümkün değildir. Yıllık ithalatımız, 200-3600 kg arasındadır. (1952-1961)
    Nane, çay gibi kaynatıldığında hıçkırığı keser. Suyu, sirke ile içildiğinde kan tükürmeyi keser. Akrep sokmalarında yakısı yara üzerine konursa ve ayrıca'da çiğnenirse hasta iyileşir. Taze yaprakları yenildiğinde solucan düşürür. Kavut ile birlikte merhem - yakı yapılırsa karın tümörünü geçirir. Sert dil, yaprağı ile birkaç defa ovulur ise sertliği giderir. Yaprağın lapası, basura iyi gelir. Kanın akmasını durdurur, sarılık hastalığını geçirir. Nane, ezilerek masaj yapıldığında, dildeki kekemeliği geçirir. (Yıldız- 1983)

    YETİŞTİRİLMESİ:
    İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ:
    Nane, mutedil iklimlerde iyi yetişir. Yağışları yeterli ve dağılışının da iyi olmasını ister. Devamlı bulutlu havalardan çok, güneşli ve az bulutlu havalardan hoşlanır. Taban suyu yüksek olan yerlerde ve sulanabilen kurak bölgelerde yetiştirilmesi mümkündür. (İlisulu- 1992)
    Nane, pratik olarak her türlü toprakta yetişebilir. Fakat, toprağın normal düzeyde nem içermesi şarttır. Genellikle kumlu - tınlı, kireçce fakir. , nötr ve zayıf alkali, azotlu, organik maddece iyi durumlu ve nispeten tuzlu topraklarda yetişmektedir. Çok asitli topraklar, ekimden önce kireçlenmelidir. Çamurlu topraklar, nane tarımı için uygun değildir. Nanenin yetişmesi için uygun olan topraklar; soğan kereviz lahana vb. Sebzelerin yetiştirilmesinde de kullanılan, iyi drene edilmiş, gübreli topraklardır. Bu topraklar, kuvvetli ve hızlı gelişmeyi sağlayan besin elementlerini içerirler. Ayrıca; patates, mısır yetiştirilen kumlu, çakıllı, kuvvetli ve çok verimli topraklar nane tarımı için uygundur.


    EKİM- DİKİM:
    Nane, çoğunlukla üç şekilde üretilir.
    Tohumla Üretim
    Yeraltı Sürgünleriyle Üretim
    Gövde Çelikleriyle Üretim

    TOHUMLA ÜRETİM:
    Pratikte pek uygulanmayan bir üretim şeklidir. Hem üretimi zordur, hem de elde edilen nanelerin ayrı yapıda olması ihtimali fazladır. Tohumla üretim, çoğunluk ıslah çalışmalarında kullanılan bir yöntemdir.

    Üretimi için İzmir'de yapılan denemelerde elde edilen yeşil ve kuru herba miktarı şöyledir:

    ÇEŞİTLER TİPLER:
    YEŞİL HERBA KG/ DA
    KuRU HERBA KG/DA
    MİTCHAM
    419
    103. 4
    POLYMENTHA
    285
    68. 9
    BUL. 36 A.
    323
    84. 0
    PRİLUSKAYA
    300
    69. 3
    UKR. 541
    310
    77. 3
    YERLİ
    213
    58. 3
    YERALTI SÜRGÜNLERİYLE ÜRETİM:
    Nanenin esas üretim şeklidir. Günümüzde ülkemizde ve dünya'nın birçok ülkesinde bu şekilde üretim yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen ve İzmir'de yapılan üretim denemesi de bu şekilde yapılmıştır. Yeraltı sürgünlerinin dikimi, ilkbahar'da veya sonbahar'da yapılır. Bu yeraltı sürgünleri aynı zamanda topraküstü sürgünlerini de kapsamalıdır. İyi ve istenilen özellikleri kapsayan nane çeşitlerinden alınan sürgünlü rizom numuneleri, önceden açılmış çizilere ucu uca gelecek şekilde veya aralıklı olarak yatırılır. Üstleri, nemli toprakla örtülür veya bol su verilir. Sıra araları 35, 60, 75, 90cm; sıra üzerleri ise 20, 30, 75 cm. Olarak ayarlanır. Burada, çeşit özelliği, toprağın fizikselve kimyasal yapısı etkilidir. Derin ve verimli topraklarda aralıklar fazla tutulur. İri bitki veren çeşitlerde sıra araları geniş tutulur. Hızlı büyüyerek sıra aralarını çabucak kapatır. Bu durum, çapalama ve seyreltme ile önlenir.

    BAKIM:
    İlk sene sıra araları sık sık çapalanarak, yabancı otların gelişmeleri önlenir. Taban ve ağır topraklarda ve iyi hazırlanmış tarlalarda çapa işleri daha da önem kazanır. Eğer sıra aralarının kapanmaması istenirse, her biçimden sonra sıra araları, kazayağı veya frezelerle işlenmelidir. Bitki, tarlayı iyice kapattığında, yabancı otlar, elle yolunmalıdır. Bu taktirde herbisit kullanımı uygundur. Bu konuda ülkemizde herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
    Nane, büyüme mevsiminde suya ihtiyaç duyar. Çoğunlukla sulanarak yetiştirilir. Genellikle mayıs'ta ihtiyaca yetecek oranda 1-2 haftalık sürelerle sulama yapılmalıdır. Sulamada yağmurlama sistemi de kullanılabilir.

    Ticari gübreler, tüm bölgelerde nane yetiştiricileri tarafından kullanılır ve genellikle bitki besin maddesince fakir olan topraklarda uçucu yağ verimini arttırır. Serin ve yağışlı yerlerde genç bitkilerin verimini artırmak için 4,5 dönüme, 12-24 kg'lık azot verilir. Gübre, ekim öncesi serpilmelidir. Gübre verilirken stolonlar ike temas etmemesine dikkat edilmelidir.
    Sulamayla nane yetiştirilen kuvvetli ve kumlu topraklarda, 4,5 dönüme genellikle amonyum sülfat veya amonyum nitrat olarak verilen azotun değeri, 60 kg'dır. Potasyum ve fosforun biri veya her ikiside toprak analizi sonunda gerektiğinde verilmelidir.

    HASAT:
    Nane, genellikle çiçeklenme başlangıcında hasat edilir. Memleketimizde, nanenin çiçeklenmesine pek müsaade edilmez. Bir yılda 2-3 biçim yapılır. Toprak seviyesinden birkaç cm yukarıdan biçilir. Ekim alanının genişliğine göre; orak, tırpan, çayır biçme makinası ile hasatı yapılır.
    Çiçeklenme devresinde, nane yağının genellikle daha iyi olduğu düşünülmektedir. Bitkilerin, fazlaca çiçeğe sahip olduğu zaman, çiçeklerden elde edilen yağın kalitesi değişir. Çok güneşli uzun gün ile uzun büyüme mevsimi, erken çiçeklenme ve yüksek yağ verimi üzerinde etkili olmaktadır. Bu nedenle, böyle yerlerde nane, çiçeğinin en bol olduğu devrede toplanmalıdır. Soğuk yerlerde ürün toplama, çiçeklenme başlamadan önce;ılıman yerlerde ise normal olarak temmuz sonunda başlanmalıdır. Ağustos- eylül aylarının ortasına kadar devam edebilmektedir. Eğer ürün toplama zamanından önce bitkinin alt yaprakları dökülürse ürün, erken toplanmalıdır. Biçimden sonra 1-2 gün kuruyuncaya kadar devam edebilmektedir. Eğer ürün toplama zamanından önce bitkinin alt yaprakları dökülürse ürün, erken toplanmalıdır. Fazla yağış üründe yağ miktarını azalttığı için toplama işlemi, yağışlardan önce yapılmalıdır. Biçimden sonra 1-2 gün kuruyuncaya kadar serili bırakılır. Daha sonra da tırmıkla toplanır. Eğer çok kurumuş ise elle toplanarak ürün kaybı önlenmelidir. 2-3 gün kadar kuruduktan sonra taşınmalıdır.

    MUHAFAZA:
    Kurutulmuş nane drogu, kuru, havalanabilir yerlerde, pazarlanıncaya kadar saklanır. İyi muhafaza edilmeyen nane, nemden dolayı küflenip bozulur. Ülkemiz, kuru iklim kuşağında bulunduğu için küflenme ihtimali düşüktür.

    PAZARLAMA:
    Kuru yaprak halinde veya toz halinde kilo ile veya küçük paketler veya poşetler içinde firmalar tarafından pazarlanmaktadır.
    Nane yağı, birtakım işlemlerle elde edilir. Nane yağı, pazara çıkarıldığı gibi; parfümeri, ilaç, sabun, diş macunu, gıda sanayine pazarlanmaktadır.

    EKONOMİK ÖNEMİ:
    Nane, ilaç sanayinde önemli bir yer tutmakta ve çeşitli endüstri kollarında büyük ölçüde kullanılmaktadır. Özellikle batı Avrupa ülkelerinde naneye olan ihtiyaç, her geçen gün daha da artmaktadır. Böylece dünya pazarında daima alıcı bulmaktadır. Böyle büyük alıcılar bulan nanenin birçok ülkede geniş olarak üretimi yapılmaktadır. Türkiye'de ise az miktarda üretim yapılmaktadır.
    Nane ülkemizde yalnız ihraç edilen bir bitkidir.
    Tıbbi nane, 1997 yılında da ihraç edilmemiştir.
#30.10.2008 17:31 0 0 0

  • Morfolojik Özellikleri
    Kök
    Bol saçak kök içeren nanenin ana kökleri rizom yapısındadır. Köklerin büyük bir bölümü toprağın ilk 20-30 cm'lik kısmında yer alırken, kökler genellikle 80-100 cm derine kadar inebilirler.

    Gövde
    Bakım şartları ve çeşide göre gövde 30-80 cm boy yapabilir. Yarı odunsu olan gövde yeşil ve morumsu bir renk taşımaktadır. Başlangıçta otsu yuvarlak ve yeşil renktedir. Yaşlandıkça köşeli bir yapı kazanarak yarı odunlaşma gösterir ve mor renk kazanır. Gövde boğumları üzerinde yapraklar karşılıklı dizilirler. Maksimum uzunluğa ulaşan gövde sürgün ucunda çiçek oluşturarak gelişimini durdurur.

    Yaprak
    Yapraklar boğumlarda karşılıklı dizilmiştir. Genelde uçları sivri ve kenarları hafif dişlidir. Çeşitlere göre düz veya kıvrık olabilir. Bitkinin değerlendirilen kısmı yüksek miktarda eterik yağ içeren yapraklardır. Bazı tiplerde yapraklar hem alt hemde üst yüzeylerinde hafif tüy taşırlar. Yabani nanelerin yaprakları ise bol miktarda tüy taşımaktadır.

    Çiçek
    Çiçekler gövdenin ve yan koltukların ucunda oluşur. Uzun başak şeklinde çok sayıda çiçeğin toplandığı çiçek salkımında yer alan her bir çiçek, erselik yapıda ve uzun ince bir boru şeklindedir. Bir çiçek 4 adet yeşil renkli çanak yaprak taşır. Taç yapraklar mor erguvan renkte ve boru şeklinde olup uç tarafta 4 parçalı hale gelmişlerdir. Erkek organlar 4 adet olup oldukça uzun saplıdırlar. Çiçeğin ortasında yer alan dişi organ erkek organlardan daha uzun bir dişicik borusu taşır ve dişicik tepesi iki parçalıdır. Çiçekler yüksek oranda yabancı döllenme gösterirler. Yumurtalık 4 karpellidir ve her bir meyvede 2-6 adet tohum oluşur. Tozlanma ve döllenmede arılar büyük rol oynar.

    Tohum ve çimlenme özellikleri
    Nane tohumları esmer-kahverengi renkte, yuvarlak ve çok küçük yapılıdır. Tohumların bin dane ağırlığı 0.05-1.15 gramdır. Canlılıklarını 2-3 yıl muhafaza edebilen tohumlar aydınlıkta ve 20-30 °C'de 15-20 günde çimlenirler.
    Yetiştirilme Şekli

    Toprak hazırlığı, ekim ve dikim
    Üretim yerlerinin hazırlığından önce ilkbaharda nane üretimi yapılacak toprak 15-20 cm derinlikte sürülür. Dekara 5-6 ton ahır gübresi verilir. Disk-harrow çekilerek yetiştirme yerleri hazırlanır.
    Nane üretimi genellikle üç şekilde yapılır.
    Çelik ile üretim Köklü sürgünleri ile üretim Tohum ile üretim

    Çelik ile üretim :
    Nane üretiminde kullanılan en yaygın yöntemdir. Nane çelikleri çok kolay ve hızlı kök oluşturabilme özelliğine sahiptir. Ancak çeliklerin güneşten zarar görmemesi için yerlerinin hafifçe gölgelenmesi yararlı olur.
    Bu üretim şeklinde dikim hem ilkbahar hemde sonbaharda yapılabilir. Dikimde gövde çelikleri kullanılır. Biçimden sonra gövdenin sertleşmiş kısımlarından 10-15 cm'lik parçalar ayrılır ve bu parçalar 2-3 gözü toprak üzerinde kalacak şekilde yetiştirme yerlerine dikilirler. Ayrıca bu çeliklerin köklendirme ortamlarında köklendirilerek daha sonra esas yerlerine dikilmesi de mümkündür.
    Nane üretimi genelde tava veya tahtalarda yapılır. Uygun toprak işlemesinden sonra 120 cm genişlikte ve belirli uzunlukta hazırlanan tavalara köklenmemiş çelikler veya köklü çelikler 20-25x5-10 cm mesafelerle dikilir. Yeterli şeklide can suyu verilir ve bakım işlerinin yerinde ve zamanında yapılmasına dikkat edilir.

    Köklü sürgünler ile üretim :
    Önceki yıllarda üretimi yapılan yaşlı ve kalitesi iyi olan nane bitkilerinin yerinden sökülerek köklerinin parçalanması ve saçaklı kök ***leri kullanılarak yapılan üretim şeklidir. Ana köklerden ayrılan bu saçaklı kök ***leri çelikle üretim şeklinde olduğu gibi yine tava ve tahtalara benzer mesafelerle dikilirler.

    Tohum ile üretim :
    Tohumla üretim şekli genellikle ticari boyutlu geniş alanlarda yapılan üretimlerde kullanılır. Diğer yeşil aksamı tüketilen sebzelerde olduğu gibi tava veya tahtalar hazırlanır ve bu yerlere serpme ve sıravari olarak m2'ye 0.5 g tohum ekimi yapılır. Çok küçük ve hafif olan tohumlar hassas ekim için bir miktar kum veya kül ile karıştırılarak ekilebilir. Hafiçe bastırılan tohumların üzeri fazla kapatılmadan dikkatlice sulanır.

    Bakım işleri
    Çelik veya köklü sürgünler ile yapılan üretimde fide veya ***lerin dikiminden sonra yapılacak bakım işlerinin başında sılama gübreleme ve yabancı ot temizliği gelmektedir. Gerekli olduğu dönemlerde sulama salma veya yağmurlama şeklinde yapılır. Rutubetli iklimi seven nane üretiminde yağmurlama sulamanın yapılması verim ve kaliteyi arttırıcı etki yapar.
    Yabancı ot temizliği ise genelde mekanik olarak yapılır. EL veya çapa ile yapılan yabancı ot temizliği çelik veya köklü sürgünleri ile yapılan üretimlerde önemli olmadığı halde tohumla üretimde büyük önem arzeder. Nane üretiminde kimyasal yabancı ot mücadelesi uygulanmaz. Esasen ikinci yıldan sonra topak yüzeyini kaplayan nane bitkileri aralarında hiçbir yabancı otun gelişimine izin vermez. Hem tohum ile hemde çelik ve köklü sürgünleri ile yapılan üretimlerde yabancı ot temizliği ilk yıl önemli olmaktadır. Sonraki yıllar da ise daha fazla bir maliyet getirmez.
    Yeşil aksamı tüketilen sebzelerde olduğu gibi nane azotlu gübreyi çok sever. Bol miktarda organik gübre ister. Özellikle çok yıllık sebzeler grubunda yer aldığı için ilk yıl gübrelemesine özen gösterilmelidir. Nane üretimi için dikime başlamadan önce 5-6 ton/da çiftlik gübresi verilmelidir. Üretim sezonunda ise toprak yapısına göre dekara ortalama 10-15 kg N, 8-10 kg p2o5 ve 10-12 kg k2o verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı, fosfor ve potasyumlu gübrelerin tamamı ilk tesis sırasında, azotlu gübrenin kalan ikinci yarısı ise ilk biçimden sonra verilir. Yi,ne toprak yapısına göre yapılan diğer biçimlerden sonra da azotlu gübre ve ahır gübresi takviyesi yapılmalıdır.
    Nanenin önemli bir hastalık veya zararlısı yoktur. Yaprak emici böcekler ile küllenme hastalığına ve yapraklarda leke oluşturan nane pası hastalığına karşı dikkatli olunmalı ve gerekli mücadeleler yapılmalıdır.

    Verim
    Optimum bakım koşullarında her bir biçimde bir dekar alandan 6000-8000 demet nane hasat edilebilir.
    Tohum Üretimi
    Taze nane üretiminde olduğu gibi üretilen nane bitkilerinde biçim yapılmaz ve bitkilerin büyümesine izin verilir. Bazı hallerde tohumluk bitkilerde bir veya iki biçim yapılabilir. Belirtilen bu biçimlerden sonra gelişen sürgünler tohuma bırakılırlar. Yaklaşık 30-50 cm boy yapan sürgünler gün uzunluğunun artışı ile birlikte mayıs-haziran aylarında sürgün uçlarından başak şeklinde çiçekler oluştururlar. Bu çiçekler özellikle arıların yardımıyla tozlanıp ve döllenerek ağustos-eylül aylarında tohumlarını olgunlaştırırlar. Olgunlaşan tohumların dökülmesine izin verilmeden sürgünler tohumları ile biçilerek gölge bir yerde kurumaya bırakılırlar. Kuruyan tohumlar silkilmek suretiyle ayrılır ve temizlenir. Bir dekar alandan elde edilebilecek tohum miktar yaklaşık 2-3 kg'dır.
#30.10.2008 17:34 0 0 0

  • Yaz mevsiminde hazirandan eylüle kadar pek sevilen meyveleri Şeftali ve Nektarin'i veren ağaçları, Gülgiller'dendir. Anayurdu Doğu Asya ve Çin olan şeftali ağaçları, 3-5 m. kadar boylanabilir.

    Çok sayıda olan ve ağacı örten yaprakları, sapında 2-5 adet balozu bezi bulunan kenarları dişli, yeşil renkli ve ok ucu biçimlidir. İlkbaharda erkenden ve yaprağından önce açan pembe renkli çiçekleri yabani güle benzer. Çeşitlerine göre hazirandan eylül ayına kadar olgunlaşan şeftali meyvelerinin pek çok çeşidi (Türkiye'de 64 çeşit) vardır.

    Meyve sarı, krem ya da yeşil üzerine morumsu kırmızı renkli, ince tüylü ve ince kabukludur. Beyaz, kırmızı (kana benzer lekeli) ya da sarı renkli olan eti bol sulu, tatlı ve hoş kokuludur. Meyvenin eti, ortasındaki iri ve sert çekirdeğine yapışık (et şeftalisi) ya da çekirdeğinden ayrı (yarma şeftali) cinsinde olur. Şeftali, taze olarak ya da derin dondurucuda dondurularak yenildiği gibi meyve suyu, şurubu, dondurması reçeli, marmeladı ve kompostosu yapılarak da tüketilir. Pastacılıkta da yeğlenerek kullanılır.

    Nektarin, türlü doğal değişimler (mutasyonlar) sonucu, insan eliyle şeftaliden elde edilmiş tüysüz şeftali türüdür. 13 çeşidi vardır. Günümüzde taze olarak ve yeğlenerek tüketilmektedir.

    BESİN DEĞERLERİ

    100 gr. taze şeftalinin içerdiği önemli besin değerleri şöyle sıralanabilir: 38 kalori; 0,6 gr. protein; 9,7 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,1 gr. yağ; 0,6 gr. lif; 19 mgr. fosfor; 9 mgr. kalsiyum; 0,5 gr. demir; 1 mgr. sodyum; 202 mgr. potasyum: 10 mgr. magnezyum; 1.330 IU A vitamini; 0.02 mgr. B1 vitamini; 0,05 B2 vitamini; 1 mgr. B3 vitamini; 0,024 mgr. B6 vitamini; 2.3 mcgr. folik asit ve 28 mgr. C vitamini. Beyaz etli şeftalinin A vitamini içeriği düşüktür.

    100 gr. nektarinin içerdiği önemli besin değerleri ise şöyledir: 46 kalori; 11,4 karbonhidrat; 0 kolesterol; l gr. lif; 22 mgr. fosfor; 3,6 mgr. kalsiyum; 0,42 mgr. demir; 8,4 mgr. sodyum; 247 mgr. potasyum: 11,6 mgr. magnezyum; 1.650 IU A vitamini; 0,02 mgr. B6 vitamini; 20,1 mcgr. folik asit ve 23,1 mgr. C vitamini.

    SAĞLIĞIMIZA YARARLARI

    Yukarıda sayılan önemli besin değerlerinin yanı sıra;

    o Şeftalinin çiçek ve yapraklarının, yumuşatıcı (hafif müşkil) ve hafif yatıştırıcı etkileri vardır: Bu etkileri sağlamak için şeftali ağacının körpe yaprakları ve çiçekleri alınıp karıştırılarak kıyılır. Bu karışımdan 3-4 tatlı kaşığı alınıp üzerine bir bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Böylece elde edilen infüzyondan günde 2-3 bardak içilir.

    o Nektarinin bazı besin değerleri şeftaliden daha yüksek olduğu için hastalık sonu nekahet döneminde, güçlenme diyeti yapan kişilere ve çocuklara yemeleri tavsiye edilir.

    o Şeftali (ve nektarinin) cinsel isteği artırıcı (afrodizyak) etkileri olduğu ileri sürülmektedir: Bunun için sabahları aç karnına bu meyvelerin bolca yenilmesi tavsiye edilir.

    AĞACININ ÜRETİLMESİ

    Şeftali (ve nektarin) ağaçlan, tohumuyla (yani çekirdeklerinin ekilmesiyle) çoğaltılabilir. Ancak bu yolla üretimde, ağacın meyve verme süresi uzar. Bunun yerine erik, badem ya da kayısı anaçlarına aşı yapılarak üretilir. Bizim için doğrusu, inanılır profesyonel fidan üreticisinden, türü belli ve sağlıklı fidanları alıp bahçemize 3-5 m. aralıklarla dikmektir.

    AĞACININ YETİŞTİRİLMESİ

    İklim isteği: Şeftali (ve nektarin) ağaçlan, ılıman iklimlerin bitkisidir. Bu ağaçların yetiştiriciliği, Türkiye'de bir-iki il dışında her yerde yapılabilir. Kış sıcaklığının -18 ila -20 dereceye düştüğü zamanlarda, ağaçların göz ve sürgünleri; sıcaklık -25 dereceye düştüğünde ise, tüm ağaç donar. Şeftali ağaçlarının kış mevsiminde soğuklama isteği çeşitlere göre 250 ila 1.250 saat arasında değişir.

    Toprak isteği: Şeftali (ve nektarin) ağaçları süzek (suyu iyi akıntılı), kumlu, killi, tınlı, milli, çakıllı, derin ve çabuk ısınan alüvyonlu toprakları sever. Yetiştiği toprağın pH'ı 6-7 arasında olmalıdır.

    Sulama: Çoğu meyve ağaçlarında olduğu gibi, şeftali (ve nektarin) ağaçları da yaz mevsiminde, yağışların çok yetersiz olduğu kurak günlerde, toprağı nemli kalacak şekilde yeterince sulanmalıdır.

    Gübreleme: Şeftali (ve nektarin) ağaçları çabuk büyür ve çok verimli olur. Bu nedenle iyi beslenmeleri gerekir. Ağaçlara ilkbaharda iyi yanmış çiftlik gübresi verilir. Kışın ağaç altına bakla ekilerek bakla ürünü alındıktan sonra tüm bitki, kökleriyle birlikte ağaçların altına yatırılır. Çapalanarak toprağa gömülür. Böylece yeşil gübreleme yapılmış olur. Ayrıca ağaçlara azot, fosfor ve potaslı kompoze fenni gübreler de verilir.

    Budama: Şeftali (ve nektarin) ağaçları, diğer meyve ağaçlarına göre daha çok budama ister. Bunun nedeni, meyvelerinin bir yaşındaki dallarda oluşmasıdır, iyi budamayla, ağacın verimli ve uzun ömürlü oluşu sağlanır. Budama, yaz ve kış mevsimlerinde, şekil ve ürün budaması olarak bu işten anlayan kişiler tarafından uygulanır.

    Meyvelerin seyreltilmesi: Şeftali (ve nektarin) ağaçları çok sık meyve tutar. Bunların hepsi ağaçta kalırsa meyve irileşmez. Bu nedenle meyve seyreltmesi, büyük bahçelerde kimyasal maddelerle, küçük bahçelerde elle yapılır. Elle seyreltmede, her dalda 15-20 cm'de bir tek meyve bırakılır.

    Zararlı ve hastalıklarıyla mücadele: Şeftali (ve nektarin) ağaçlarına dadanan zararlı ve hastalıklarla, uzmanlara danışılarak ve uygun tarım koruma ilaçları kullanılarak eksiksiz ve aksaksız mücadele yapılmalıdır.
#30.10.2008 17:35 0 0 0