hayatında ilk defa hiç bişey düşünmeden bi otobüse atladı - bi koltuk seçti ve oturduğu gibi kalem kağıdı çıkardı. daha önce ruhuna hiç bu kadar yakın hissetmemişti kendini.
-sustu....
-ve yazmaya başladı
o yazdı otobüs gitti , o yazdı - otobüs gitti
kendine kendini anlattı-dinledikleri hoşuna gitti - hiçte fena bi adam değilmiş meğerse, meğer bi hayatı varmış. hayat zannettiği bi bataklık - saçma bi alışkanlıkmış. biraz daha iyi hissetti kendini.
sonra biraz daha cesur baktı- belkide hiç kurtulamayacağı huylarını , nasıl herseferinde yenildiğini gördü.canı sıkıldı - hayatım dediği insanların ona karşı davranışlarını düşündü---- kimsenin onun için bişey yapmadığını gördü. üzüldü - yalnız hissetti.
o kadar üzüldü ki sadece oturdu o koltukta ve gerçekleri kabullendi. çok uğraştıysa da bütün o insanlar için bi mazeret bulamadı ve belkide yalnız kalması gerektiğini anladı. anladı ki etrafındakiler onun gibi değiller.........
sadece sustu.....
izmire giderken 9saat boyunca sustu..
kalbi kırılmıştı - aşık olduğu kızı bile tanıyamaz olmuştu
herzaman insanlara anlayışla yaklaşan o adamın artık içinden bunu yapmak gelmiyodu -kimseyi anlamak istemiyordu kalbi kırılmıştı bi kere...
sadece bi kere kalbini açmıştı insanlara ve onlarda hiç zaman kaybetmeden un ufak etmişlerdi........
sustu - kabul etti ve dönüş yolunda kendine yeni bi yol çizdi (tıpkı izmirde ona fal bakan kızın söylediği gibi..)
- izmiri sevdiğini farketti - ve oraya bişeyler yazmak istedi