Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka

Son güncelleme: 26.11.2008 22:24


  • Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka

    Yüzümüzü sulara bıraktık
    hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
    sardıkça yangınlar içimizi
    yoksul bir yaşamın cenderesinde
    yaralarımız üşüdü...
    Önce miydi, sonra mıydı,
    kar mıydı?
    yağmur muydu?
    bilemedik?
    üşüdükçe içimize çöktü sis...

    Hep sancısını çektik kahreden hayatın
    ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
    eğilip bakmaya korktuğumuz,
    sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
    her akşam tanımadığımız bir hicran
    görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

    noimage

    Kalbimizi bir vefasız,
    ömrümüzü bir hayırsız aldı
    hayatın çıkmazında hep teselli aradık
    buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
    kime ne verebiliriz ki,
    gönül mü?
    ömür mü?
    can mı?
    mal mı?
    yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

    Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
    hançerini sapladı her tuttuğumuz el
    hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
    nereye gidebiliriz ki ah! Can,
    yüreğimizden başka
    sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
    kahretsin...

    Çıktığımız her yolculukta
    düştüğümüz her kalabalıkta
    ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
    yetim bir ruh, nemli gözlerle
    her gece sarılıp bir hayale,
    yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

    kırgındık mevsimlerin koynunda, yaralıydık
    acılarla yattık, acılarla kalktık,
    bir ömür acılara acılar kattık
    kurudu gözpınarlarımız,
    karanlığı siper edip gözlerimize
    yüreğimizle ağladık.

    Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
    kayıp mezarlara gömdük,
    yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
    ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına anılarımızı
    ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...

    Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
    gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
    gökyüzünü doldurup soluğumuza
    isyanımızı kilometrelere zincirleyip
    kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

    Gidenler dönmedi ah! Can
    solgun bir güz bahçesi renginde,
    boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
    yaralı uçurumları birer birer koşarak
    boş yere yollara baktık, türküler yaktık
    kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.

    Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
    nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
    önümüzde dağ dağ uçurumlar
    ardımızda ölümün ayak sesleri
    nasılda acıyor hayatımız ahh! Can

    Gurbet ki, kahreden yanımız
    acılara gömdüğümüz isyanımız
    derdimizi kime nasıl anlatırız,
    kimimiz var ki,
    lime lime yüreğimiz,
    ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka

    Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
    gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
    buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
    kime ne anlatabiliriz ki,
    ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi....

    Nuri CAN
#24.11.2008 17:57 0 0 0
  • Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
    nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
    önümüzde dağ dağ uçurumlar
    ardımızda ölümün ayak sesleri
    nasılda acıyor hayatımız ahh!
#26.11.2008 19:22 0 0 0
  • Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
    hançerini sapladı her tuttuğumuz el
    hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.


    teşekkürler arkadaşım diyecek çok birşey yok
#26.11.2008 22:24 0 0 0