Hicri yilbasimiz mubarek ve hayirlara vesile olsun insaAllah...
İnsanlığın her yönüyle cehalet batağına saplandığı bir zamanda, "Alemlere Rahmet Olarak" vazifelendirilen İslam Peygamberi; insanlara maddi-manevi refah ve mutluluğu, sadece Allah'a olan kullukla hürriyeti, kabile-kavim taasubunu ortadan kaldırarak, insana "eşref-i mahlukat" olma değerini vererek İslam Medeniyeti'nin temellerini atmıştır.
Bugün idrak ettiğimiz 1425. Hicri Yılbaşı, Miladi takvime göre, 622 senesinde Hz. Muhammet (s.a.v) ve çevresindeki müslamanlara, putperestlerin Mekke'de hayat hakkı tanımaması üzerine Medine'ye hicret etmelerinin başlangıcıdır.
Bu Medeniyet; "oku!" ilahi emriyle başlayan kitap ehli bir medeniyettir. İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir medeniyettir. İnsanlık, bugün yakaladığı medeniyet seviyesini, bütün insanlığı kucaklayan İslam Dini'ne boçludur.
Adalet, hakça paylaşım, yanlız Allah'a kulluk, insan haklarına riayet, ahlak, ilim teşvik ve tavsiye eden İslam'dan uzaklaşıldığı taktirde neler olabileceğini bugün yeryüzünde ve bilhassa Ortadoğu'da vuku bulan hadiseler çerçevesinde görmek mümkündür.
Bütün müslümanların Hicri Yılbaşı'larını tebrik ederken, asırlarca insanlığa yüksek medeniyetler kurarak hizmet vermiş bir dinin mensubu ve O'nun Elçi'sinin ümmeti olarak, Hicret'in ışığında, kul ve elçi olan Hz. Muhammet'in (s.a.v) yaşayarak bizlere dünya ve ahiretimiz için miras bıraktığı İslam'ı yeniden anlamaya ve keşfetmeğe davet ediyorum.
Bu yeni yılın müslümanların uyanışı ve yek vucud olarak Kelime-i tevhid Bayrağı altında toplanmasına vesile olmasını Yüce Mevlâdan niyaz ederim.
Geçireceğimiz bu yeni yılda Allah'ın rıasına muvafık ameller işleyerek, gelecek yeni yıla kavuşmamızı Rabbimiz nasıp etsin.
Tüm Forum üyeleri kardeşlerime hayırlı ömürler dilerim.
hepinizin yeni yılını kutluyorum .
hayırlara vesile olsun inşaALLAH
iste biz müslümanların gerçek yılbaşı'sı.
Bundan, kameri yılla tam 1428 yıl evvel, insanlık tarihine damgasını silinmez bir biçimde vuracak bir olay gerçekleşti: Hicret.
Her takvim kendi zamanıyla, kendi değerleriyle ve kendi dini-imanıyla gelmektedir. Takvimlerin kendilerini ortaya çıkaran halkların inanç sistemiyle bire bir alakası ve de dini-imanı vardır. Her iki takvim de kendisine dini bir olayı referans almıştır. İslamın beş şartından oruç, hac, zekat ve bayramlarımız, kandillerimiz bu takvime göredir. Hicri takvim Hz. Peygamberin hicretini başlangıç olarak alırken, Gregoryen takvimi, Hz. İsanın doğumunu başlangıç tarihi olarak alır. Laik Türkiyenin resmen kabul ettiği takvime ismini veren de Kilise'nin başıdır: Papa III. Gregorius..
Hicret, mekkenin fethine kadar imandan sonra ve onunla beraber en ağırlıklı farzdır. Bu dönemde hicret, daima iman île birlikte ve onun kalite ölçüsü olarak değerlendirilmiştir: "İnanıp da hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler, barındıranlar, yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. (Enfal suresi , 74) Hicret, müslümanlardan sayılmak ve onların sahip bulunduğu haklardan yararlanmak için de şarttı.
sadece iman île hicret'in terki için irtidat terimi kullanılmıştır.
Bu yüzden Mekkenin Fethinden sonra hiç bir muhacir, Mekkeye eski ev ve barkına yerleşip kalmamış Medineye dönmüştür ve buna dua etmişlerdir.
Müslüman olmak, hacca gitmek ve hicret etmek kendilerinden önceki günahları ortadan kaldırır. (A. Hanbel, IV, 199, 204)
Mazeretleri olmadığı halde hicret etmeyenlere rabbimizin hitabı
Allahın yeri geniş değil miydi? hicret etseydiniz ya? Nisa Suresi, 98-99)
O gün hiç bir şey, hicret kadar, önemli ve hayatî değildi.
Hicret, başlı başına bir büyük cihad hareketidir.
Hicret, dînî yaşayışı arama, İslâm toplumunu takviye ve dini ikame etmektir.
Mekke Fethi île hicret'in farziyet hükmü ortadan kaldırılmıştır. Ama Küfür ve şirk diyarından İslam diyarına hicret, kafirlerle savaş devam ettiği müddetçe sürecektir"(2).
Bu hicret sadece mekanda yer değiştirme demek değildir.
Gerçek muhacir, Allahın yasak kıldığı şeyleri terkedendir(3) hicretin birinci özelliği olarak zikredilen " günahları terketme Kişilerin özel şartlarına bağlı olarak her yer ve her zamanda geçerli ve bu yüzden de süreklidir.
Terk edilmesi gerekenlerden vazgeçmedikçe emirlerin yerine getirilmesi, yeterli olmayacaktır. Bu sebeple hicrette en önemli adım terki gerçekleştirmektir.
Peygamber Efendimiz hicret, gizlisi ve açığıyla bütün fuhşiyatı terk etmen, namazı kılman, zekatı vermen demektir. Bunları yaparsan doğduğun yerde de ölsen, sen muhacirsin.(6)
Zahiri hicret, bir müslümanın dinini korumak ve yaşamak için küfür diyarından İslam ülkesine göç etmesidir. Batınî hicret ise, müslümanın nefis ve şeytanın telkinlerini terk edip, Allahın emirlerini yaşamaya çalışmasıdır.
mekanda hicretin amacı günahlardan hicret mükellefiyetinden kurtulmak değil, aksine ona kavuşmaktır.
Hicret iyi, olgun müslüman olabilmek içindir. Böyle bir anlamı yoksa, dünyanın bir ucundan öbür ucuna göç edilse de muhacir olunmaz.
Peygamber sas, Kimin hicret etmekteki niyeti Allah ve Resulünün emirlerine uymak ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti de elde etmek istediği bir dünyalığa veya evlenmek istediği bir kadına yönelikse onun hicreti de niyet ettiğinedir buyurmuştur(7)
O halde bugün yapılacak iş, göç edecek yer ve yurt aramak değil, bulunulan yerde hicret eylemi içinde olmak, yani sürekli daha iyinin ve daha güzelin, kemalin peşinde koşmak, İslamı daha bir samimiyet ve dikkatle yaşamaya çalışmaktır.
Dinin hazır yaşanmış halde pazarlandığı herhangi bir ülke yoktur ki oradan satın alasın. O, herkesin kendi imkan ve iradesi ölçüsünde yine kendisinin gerçekleştireceği bir görev ve mutluluktur.
Hicret şimdi her yerde ve herkes için devam ediyor. zaten hepimiz sonsuz bir dünyaya doğru hicret halinde değil miyiz? Oraya güzellikler taşıma iradesi ve gayreti, ya da daha kaliteli müslüman olma çabası bu yolculuğa ne kadar da yakışır.
Günahlardan uzak kalma yarışına niyet edenler için hicret başlamış ve sürüyor demektir.
Her şey hicret halindadir Her şey Onu hamd ile tesbih halindedir Gezegenler, yıldızlar, sistemler, galaksiler, atomlar.. hep hicret halinde.
Hz. Nuhun hicreti suda oldu. Tufan, tuğyan edenler için bir felaket, iman edenler için bir hicretti. Hz. İbrahimin hicreti karada oldu. O Yâr için diyarı terk etmenin, Yâre yürümek olduğunu dile getirdi.
yürümekle belki bu hedefe varılmaz ama, varanlar yürüyenlerdir.
hicret bir başlangıçtı. O sadece Yesribi Medine yapmadı. Medinenın şahsında bir hicret medeniyetinin temellerini inşa etti.
Hicret sünneti sayesinde, Müslümanlar sıkıştırıldıkları yerden huruç ettiler. Medine kılacak yeni Yesribler arayıp buldular. Oralardan yola çıkıp, kayıp Mekkelerini yeniden kazandılar.
Hicret medeniyetinin kökleri duruyor. Hiç kuşkunuz olmasın, bugün de öyle olacaktır.
Umudun olduğu yerde hicret, hicretin olduğu yerde umut var demektir.
Hicret, medeniyettir.
Büyük medeniyetimiz, yeni Medineler kurma potansiyeline hâlâ sahip. Sözün özü: Hayat hicrettir, mümin müebbet muhacir.
Bugün de yaşanan budur. hicret, Allahın yasakladıklarını terketmektir. zira peygamber Efendimiz mühaciri tarif ederken şöyle buyurmuştur:
Asıl muhacir, Allahın nehyettiklerini terkedendir. (Buharî, İman 4).
Bugün hicret, Allahın nehyettiklerini terk manasıyla, en güzele, yükselme gayreti olarak bu diyardan gitmeden herkesin bulunduğu yerde gerçekleştirilecek mübarek, soylu ve zorlu bir eylemdir.
Unutmayalım ki, amel dünyamızdaki her düzelme hicret yolunda atılmış bir adımdır.
en büyük muhacir Hz. Peygamber sas
İster Allah yolunda hicret etsin, ister doğdukları yerde vefat etsinler, İslâm esaslarını yaşayanları Allah bağışlayacaktır (Tirmizi, Cennet 4).
Hicret, imkanların tükendiği yerden imkanların üretileceği yere taşınmaktır.
Hicret, elde etmek için feda etmek, sahip olmak için kurban etmek, bulmak için yitirmek, almak için vermek, kalkmak için yola düşmek, girmek için çıkmak, kalmak için gitmek, kavuşmak için terk etmektir.
Hicret Ğayûr olan allahı gayrete getirecek bir çaba ve gayret sergilemektir. sonra, artık telaş etmemektir. Lâ havle ve la kuvvete illa billah"ın sırrına ermektir. Telaş eden olursa, Üçüncüsü Allah olan iki kişiye kim ne yapabilir ki? diyerek, dünyaya meydan okumaktır.
Hicret düşmanla sınanmak, dostu sınamaktır.
Gözü dönmüş yeminli katillerin saldıracağı yatağa kimin yatacağını sınamaktır. Canım, anam, babam sana feda olsun ya Rasulallah! sözlerini sınamaktır.
Bu yeni yılın müslümanların uyanışı ve yek vucud olarak Kelime-i tevhid Bayrağı altında toplanmasına vesile olmasını Yüce Mevlâdan niyaz ederim.
Geçireceğimiz bu yeni yılda Allah'ın rıasına muvafık ameller işleyerek, gelecek yeni yıla kavuşmamızı Rabbimiz nasıp etsin.
Tüm Forum üyeleri kardeşlerime hayırlı ömürler dilerim.
hepinizin yeni yılını kutluyorum .
hayırlara vesile olsun inşaALLAH
iste biz müslümanların gerçek yılbaşı'sı.