Adresin doğru yazılmış gönlüme ama yanlış zaman da ulaştırıldım sana
Kapıdan ışık sızıyordu, bende daldım. Zamansız mı geldim düşünmedim, belki de misafirin vardı kalbinde, bir su içeyim dedim pınarından
Biliyorum hüzün kokuyorsun, ama ben hüznünü de koynumda uyuturum. Güneş doğarken gitmek kumbaranı doldurmuşsun, boynunda aşkın izleri derin kesiklerle,
Yaşından büyük suskunluklar sıralı dizlerinde,
Ben de;
Ömründen büyük, gözlerimde taşıdığım sevinçlerimi görünce başını önüne eğdin.
Ben, gözlerden bir şeyler istemeyi uzun süre önce bırakmışım,
Fırtınaya mı tutuldun da, böyle bu aşka ıslanmışlığın?
Gözlerimde ki haylaz çocuğu gördüğünde, gözlerinde ki bıkkın yaşlı ihtiyarı gördüm;
Yorgun, mutsuz, suskun
Kim bilir, sakinliğimde ne buldun, içimde kurduğum şehirleri çok mu sevdin, bir gece ansızın uyuyakaldın sokaklarımda. Alışmış kaldırımlarım, anlamadım sokak lambalarımı gönlümün karanlığını dağıtıyor yoksa sen mi?
Bu şehir sana dar geldiği anda gel sana gönlümde çalan şarkıları dinleteyim.