Bebeklerde Doğumsal Kalp Hastalıkları

Son güncelleme: 20.02.2009 23:16
  • Doğumsal Kalp Hastalığı Kader Değil

    Her yıl 12 bin doğumsal kalp hastası bebek doğuyor. Günümüzde girişimsel kardiyolojik yöntemler ve ameliyatlarla artık en ağır doğumsal kalp hastalıkları bile başarıyla tedavi edilebiliyor. Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda akraba evliliği, radyasyon, hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması ve hamilelik sırasında alkol kullanımı gibi faktörlerin etkili olduğu belirtiliyor.

    İstatistiklere göre her 1000 bebekten 8''i kalp hastalıklarıyla dünyaya geliyor. Her yıl doğan 12 bin bebeğin kalbindeki anormallikler çok ağır da olsa ameliyatla düzeltilebiliyor. Kalpte delik, kapaklarda darlık, kapak ve odacıkların tam gelişmemesi gibi doğumsal kalp hastalıklarının yüzde 90''ının nedeni tam olarak belli değil. Ancak akraba evliliği, radyasyon, hamileliğin erken dönemlerinde geçirilen enfeksiyonlar, kromozom anomalileri, annenin diyabet hastası olması ve hamilelik sırasında alkol kullanımı gibi faktörlerin bebeğin kalp sağlığı üzerinde etkili olduğu düşünülüyor.

    Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, çocuklardaki kalp hastalıklarının tedavisinde erken müdahalenin büyük önem taşıdığını, gelişen cerrahi yöntemler, anestezi teknikleri ve yoğun bakım hizmetleri sayesinde artık 1 günlük, 2 kilo ağırlığındaki bebeklerin bile başarıyla ameliyat edilebildiğini belirtiyor:"Doğumsal kalp hastalığı, kalbin ve kalpten çıkan veya kalbe gelen kan damarlarının anne karnındaki gelişim bozukluğuna bağlı olarak oluşur. Günümüzde bu tür problemlerin başarı ile tedavi edilebilme oranı yüksek olup, bu çocukların ileride sağlıklı birer erişkin olarak hayatlarını sürdürme şansları giderek artmaktadır. Teşhis yöntemleri ve kalp cerrahisinde sağlanan gelişmelerin sonucunda önceleri umutsuz olarak nitelenen hastalıklar bile artık iyileştirilebilmektedir.

    Doğumsal kalp hastalığı nadir görülen hastalıklardandır ve çoğunda hastalığın nedeni bilinmemektedir. Çocuğun kalp anomalisi ile doğmasında ailenin bir kabahatinin olduğunu düşünmesi yersizdir. Bazı viral hastalıklar nadiren kalp kusuruna neden olabilir. Örneğin hamilelik döneminde geçirilen kızamıkçık hastalığı anne karnındaki bebeğin kalp gelişimini engelleyebilir ve bazı gelişim kusurlarına da neden olabilir. Bazı vakalarda doğumsal kalp hastalığının gelişiminden kalıtım sorumlu tutulabilmektedir. Aynı ailede birden fazla çocukta doğumsal kalp hastalığına çok ender olarak rastlanılmaktadır. Down sendromu gibi bazı hastalıklarda kalp dahil birçok organda çeşitli anormaliler görülebilir.Hamilelik döneminde kullanılan bazı ilaçlar, alkol, uyuşturucu, röntgen ışınına maruz kalma, akraba evliliği, annenin diabetik olması bebekte kalp kusuru oluşma riskini artırabilir. "

    Tanı konulması

    Çocuk kalp hastalıklarıyla pediyatrik kardiyoloji uzmanları ilgileniyor. Pediatrik kardiyoloji uzmanının ilk olarak hasta öyküsünü alıp fizik muayeneden sonra gerekli testleri yaptıracağını belirten Acıbadem Hastanesi Bakırköy Çocuk Kardiyolojisi uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu şöyle konuşuyor:

    Ekokardiyografi: Muayeneden sonra röntgen tetkiki, elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi veya bazı kan testleri istenebilir. EKG çocuğa acı vermeyen bir tetkiktir. Çünkü EKG cihazı çocuğa herhangi bir elektrik akımı vermez sadece çocuğunuzun kalbinde oluşan zayıf elektrik akımlarını algılayıp EKG kağıdına zikzak şeklinde bir kayıt alır. Kalbin kaydedilen bu atımı elektrokardiyografi(EKG) olarak adlandırılır. Ekokardiyografi tetkiki de iğne kullanılmaksızın yapılan bir incelemedir. Bu tetkikte göğüsün dışında ses dalgaları kullanılarak kalbin hareketli imajları gözlenmektedir. Bu esnada doppler tekniği ile ses dalgalarından yararlanılarak kalp ve damarlardaki kan akımı ölçülmektedir. Kardiyolog bu iki tekniği kullanarak kalbin yapısı ve işlevi hakkında bilgi edinmektedir. Bu tetkik ile kalp anomalilerinin çok büyük bir bölümü teşhisi edilebilir.

    Fetal ekokardiyografi: Hamileliğin 16. haftasından itibaren uygulanabilen, bebeğe ve anneye zararı olmayan, anne karnındaki bebeğin kalbinin ve kalpten çıkan damarlarının yapısını ve fonksiyonlarını incelemeye yarayan bir tetkiktir. Bu tetkik sayesinde doğum öncesi bebeğinizde kalp anomalisi olup olmadığı belirlenebilir

    Göğüs röntgeni: Pediyatrik kardiyolog çocuğun kalp ve akciğerinin büyüklüğü ve şekli hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Göğüs filmi ile alanın radyasyon oldukça düşüktür ve herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır

    Kalp kateterizasyonu ve anjiyokardiyografi: Çok gelişmiş bir röntgen cihazı yardımı ile yapılan ileri bir tetkiktir. Genellikle kasık bölgesinden atar veya toplar damarlar içerisine yerleştirilip, kalbe kadar ilerletilen ince bir tüp ( kateter) vasıtası ile gerçekleştirilir. Anjiyo esnasında kateterden damarlara ve kalbin odacıklarına x-ışınları ile görülebilen özel bir boya verilir. Boyanın verilmesinden sonra röntgen filmi kaydedilir. Kalp kusurunu teşhis etmek için yapılan bu tetkike anjiyokardiyografi denir

    Kardiyak elektrofizyoloji: Çocuklarda görülen kalp ritmindeki bozukluklar bazen doğumsal nedenli, bazen ise kalp ameliyatlarından sonra ortaya çıkmaktadır. Kalp ritmindeki bozuklukların nedeni ve tipi kalp kateterizasyonu benzeri özel bir tetkik ile belirlenebilmektedir. Kardiyak elektrofizyoloji adı verilen bu çalışma sırasında gerekirse ritm düzensizliğine neden olan odağın ve anormal ileti yollarının ablasyon (radyofrekans dalgaları ile yakma ) denilen bir yöntem ile tedavisi yapılabilmektedir.

    Kardiyak MR Bazı vakalarda tüm bu tetkikler yapılmasına rağmen kalp hastalığı tam olarak teşhis edilemeyebilir. Bu çocuklarda sorunun tam olarak ne olduğunu tespit etmek için MR (manyetik rezonans) veya MR anjiyografi gibi bazı ileri incelemelerin yapılması gerekli olabilir. Bu tetkikler özellikle kalpten çıkan ve kalbe dönen büyük damarlar ve akciğer damar yapısı hakkında çok iyi bilgi vermektedir.

    Tedavi yöntemleri

    Kalp anomalisi bulunan çocukların bazılarında ilaçlarla tedavi yeterli. Ayrıca ameliyat olacak çocuğun operasyon öncesi ve sonrasında tıbbi tedaviye ihtiyacı olabiliyor. İlaç tedavileriyle kalbin çalışmasına yardımcı olunuyor.

    Tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan çocuk kalp hastalıklarıyla ilgili olarak Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu şöyle konuşuyor:

    "Doğumsal Kalp Yetersizliği: Birçok kalp anomalisinde karşılaşılan bir durumdur. Kalp pompası yeterince kuvvetli çalışamadığından dolayı akciğerlerde ve diğer organlarda sıvı birikmeye başlar ve ödeme (şişliğe) neden olur. Doğumsal kalp yetersizliği bulunan çocuklar çabuk yorulurlar, hızlı ve sıkıntılı bir solunumları vardır. Diüretik olarak adlandırılan idrar söktürücü ilaçlar biriken fazla sıvının atılmasına yardımcı olurken beraberinde az tuzlu bir diyetin uygulanması gerekli olabilir. . Digoksin ve diğer bazı ilaçlar kalbin kasılmasını kuvvetlendirilebilir. Konjestif kalp yetersizliği olan bebeklerin beslenmeleri sıklıkla sorunlu olmaktadır.

    Kalp Ritm Problemleri: Çocuğun yaşına bağlı olmak üzere kalp dakikada 60-150 kez atmaktadır. Bazen kalp atışı çok hızlı (taşikardi) olabilir. Bu durum her zaman doğumsal kalp hastalığına bağlı olarak gelişmeyebilir. Kalp atış hızını normal seviyeye düşürmek için ilaç kullanmak gerekli olabilir. Çocuğun kalp atışı çok yavaş (bradikardi) olabilir. Bu durum kalbin kanı pompalama fonksiyonunda azalmaya neden olabilir. Bradikardi genellikle doğumsal olarak ortaya çıkmaktadır fakat nadiren ameliyattan sonra da ortaya çıkabilir. Bazı çocuklarda kalbe uyarı vererek kalbin normal hızda çalışmasını sağlayan bir cihaz (kalp pili - pacemaker) takılmasına gereksinim olabilir. Doğumsal kalp hastalığına bağlı olarak kalp atışında düzensizlikler (aritmi) olabilir. Bu durum ameliyattan sonra da ortaya çıkabilir ve düzensiz kalp ritminin tipine bağlı olarak tedavi edilmesi gerekebilir.

    Kateterizasyonla Yapılan Tedaviler:

    Bazı kalp anomalilerinde kirli ve temiz kanın karışması bebeğin yaşaması için gerekli oluyor. Bu durumda özellikle yenidoğan bebeklerde ucunda balon olan kateterle kalbe girilir ve kalbin üst odacıkları arasında delik açılıyor. Dar olan bazı kalp kapakları da kateterizasyon esnasında balonla açılarak ameliyatsız tedavi ediliyor.

    Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu, "Bazı kalp delikleri ve kapanmayan damar açıklıkları kateterizasyon esnasında kapatılabiliyor. Bazı ritm problemleri olan çocuklarda kalp kateterizasyonu ile bu probleme neden olan odaklar bulunarak kateterizasyon esnasında "ablasyon" denilen yöntemle bu odaklar yakılarak ritm problemi tedavi edilebilir" diyor.

    Ameliyatla tedavi

    Doğumsal kalp hastalığı gerekli incelemeler sonucu tespit edildikten sonra ameliyata karar veriliyor. Ameliyata karar veren ekipte çocuk kalp hastalıkları uzmanları ve kalp damar cerrahları yer alıyor. Doktorlar tetkikleri beraberce değerlendirerek çocuğun ameliyattan fayda görüp görmeyeceğine karar veriyorlar. Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, ameliyatla ilgili şu bilgiyi veriyor:

    "Çocuğunuz genellikle ameliyattan kısa bir zaman önce hastaneye yatırılır. Hastanede kalma süresi ortalama 5 ila 10 gündür. Bu süre bazı koşullarda uzayabilmektedir. Hastanede kaldığınız sürece özellikle küçük çocuklar için sevdikleri oyuncaklar ve çocuklara özel olarak hazırlanmış giysiler temin edilecektir. Çocuğun mümkün olduğu kadar kendini ev ortamında hissetmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Kalp ameliyatları bu alanda uzmanlaşmış doktorlar, teknisyenler ve hemşirelerden oluşan bir ekip tarafından yürütülmektedir. Cerrah ameliyata konsantre olurken diğerleri hastanın kan dolaşımı, solunum ve diğer hayati fonksiyonlarını sağlayan cihazlarla ilgilenmektedir.

    Kalp-akciğer makinası: Açık kalp ameliyatlarında kalp-akciğer makinası kullanılmaktadır. Bu cihaz akciğerler ve kalbi devre dışı bırakarak kanın oksijenlenmesini ve vücuda kan pompalanmasını sağlar. Böylece kalbin güvenle açılıp tamir edilmesi mümkün olabilir. Bu yöntemle cerrah kalbin içerisini ve kalp kusurunu rahatlıkla görür ve düzeltir. Ameliyat sonunda pompadan çıkılarak kalp ve akciğerler normal pompalama ve oksijenlendirme görevlerine geri dönerler. Bazı operasyonlar kalp-akciğer pompası kullanılmadan yapılabilir ve bu ameliyatlara da "kapalı kalp ameliyatı denir. Bazı açık kalp ameliyatlarında hipotermi olarak adlandırılan bir teknikle ameliyat yapılması gerekebilir.

    Hipotermi: Bu teknikte çocuğun vücut ısısı düşürülerek kan akımı yavaşlatılır hatta durdurulur ve güven içerisinde kalbin tamiri yapılır.

    Yoğun Bakım Dönemi: Ameliyattan sonra çocuk yoğun bakım ünitesine alınır. Burada özel eğitimli doktor, hemşire ve teknisyenler 24 saat hizmet vermektedirler. Çocuğunuz yoğun bakımda tüm hayati fonksiyonlar bakımından bilgisayarlı elektronik cihazlarla takip edilmektedir. Yoğun bakımdaki cihazlar ve çocuğa takılı olan tüplerden dolayı endişe etmeyin. Bunların hepsi gerekli ve rutin olarak kullanılan ekipmanlardır. İhtiyaç kalmadığı zaman yavaş yavaş bu ekipmanların hepsi çocuğunuzdan çekilir.

    Uzun süreli takip ve kontrol: Çocuğun tedavisinde düzenli kontrol muayenelerinin yapılması son derece önemlidir. Doğumsal kalp hastalığı tanısı konulmasından ve kalp ameliyatından sonra günler, haftalar, aylarla ifade edilen kontrol randevuları verilmekte, sonra verilen bu randevuların sıklığı giderek azalmaktadır. Çocuğun sorununa bağlı olarak düzenli muayene ve incelemeler gerekli olabilmektedir. Bu incelemeler:

    • kan testleri
    • elektrokardiyografi (EKG)
    • 24 saat EKG takibinin yapıldığı holter tetkiki
    • göğüs filmi
    • Ekokardiyografi
    • egzersiz testi
    • Bazı çocukların takibinde anjiyo (kalp kateterizasyonu) gerekli olmaktadır.
    • diş eti veya ağızda kanamaya neden olabilecek dişlerle ilgili girişimler
    • bazı mide-barsak, üreme ve idrar yolu ameliyatları ve girişimler

    Fiziksel aktivite ve spor

    Doğumsal kalp hastalığı olan çocukların çoğu fiziksel olarak tamamen aktif bir yaşam sürebiliyor. Bu çocukların günlük aktivitelerine herhangi bir kısıtlama getirmeye gerek olmadığını belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu ve Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu, şu bilgileri veriyorlar:

    Ancak ebeveynler çocuklarının fiziksel aktivitelerine gereksiz olarak bazı kısıtlamalar getirebilirler. Bu durum akranlarıyla birarada bulunmasını engelleyerek çocuğunuzun fizik kondisyon ve yaşam kalitesinde düşmeye neden olur. Bu nedenlerle pediyatrik kardiyologlar çocuğunuzun fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmesini teşvik ederler. Bu sayede çocuğunuzun kalp ve akciğer kondisyonu artar ve daha kaliteli bir yaşam sürer."

    Doğumsal kalp hastalıklı anne adayı

    Kalbinde hafif bir kusur bulunup başarılı bir ameliyat geçiren hastaların çoğu doğal bir gebelik dönemi sonrası normal doğum yapabiliyor. Bazı doğumsal kalp hastalıklarında (ağır kalp hastalığı veya morarma ile seyreden hastalıklar) hamilelik, sağlık açısından tehlikeli olabiliyor ve doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması gerekiyor. Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu ve Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu, doğumsal kalp hastalıklı anne adaylarına şunları öneriyorlar:„Doğum kontrolünün nasıl sağlanacağı hususunda, her hasta ayrı olarak değerlendirilmelidir. Bazı hastalar doğum kontrol hapı yerine diğer yöntemleri kullanmayı tercih etmektedir. Kardiyoloğunuz hangi doğum kontrol yöntemini seçeceğiniz hususunda size tavsiyede bulunabilir. Genel olarak toplumda doğumsal kalp hastalığı olan çocuk doğurma ihtimali yaklaşık olarak 100 doğumda 1 olarak gerçekleşmektedir. Bu oran kardeşlerde ve kardeş çocuklarında (kız veya erkek) doğumsal kalp hastalığı bulunması, anne veya babanın doğumsal kalp hastası olması durumunda biraz daha yüksektir. Kalp problemi ile doğan çocukların yarısında problem annedeki kalp hastalığına benzemektedir. Doğumsal kalp hastalıkları bebek anne karnında iken ekokardiyografi ile teşhis edilebilmektedir. anne adayı hamilelik döneminde iyi beslemelidir ve sigara veya alkol kullanmamalıdır. Yine bu dönemde sadece doktorunun onayladığı ilaçları kullanmalıdır."
#20.02.2009 23:16 0 0 0