Türkiye'nin kirli tarihinin kurbanlarından biridir Ahmet Kaya... Onu tam on yıl önce kaybettik. Şimdi onunla birlikte tanıdığımız şair, sanatçı, yürekli insan Yusuf Hayaloğlu'nu da son yolculuğuna uğurladık.
Aradan on yıl geçmesine rağmen Ahmet Kaya'ya yönelik ambargo hala sürüyor.
Garip ama gerçek: Sadece bir kaseti 4 milyon satan, on binleri stadyumlara çeken, sağcısı, solcusu, islamcısı, zengini, fakiri toplumun her kesiminin dinlediği, sevdiği bir sanatçı, bu ülkede bir anda linç edilebildi, vatan haini (!) oldu ve ölüm yolculuğuna sürüklendi.
Peki, neydi bunun nedeni?
Bu ülke bir anda en sevdiği sanatçısını nasıl linç edilebilecek noktaya gelmişti?
İki hafta önce Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, Kanal T'de Rasim Ozan Kütahyalı ile birlikte sunduğumuz Politik Performans'ın konuğuydu.
Bu konuyu tartıştık. Ortaya tek bir sonuç çıkıyordu: "Derin yapılanma..."
Çünkü sona giden sürece yol açan sözler, daha önce de sonra da söylenmiş; bugün ise hayata geçirilmiş sözlerdi.
O sözleri bir kez daha hatırlamakta yarar var.
Ahmet Kaya, Magazin Gazetecileri Derneği ödül gecesinde aynen şöyle diyordu:
"Kürtçe kaset yapıp, klip çekmek istiyorum. Bu ülkede bunu yayınlayacak yürekli televizyoncuların olduğunu da biliyorum."
İşte bu sözler tam on yıl önce Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül gecesinde inanılmaz bir "sivil terör"ün yaşanmasına yol açmış ve toplumun çok beğendiği bir sanatçı ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.
Bir an düşünün...
Böyle kin ve nefret üreten bir zemini kim yaratabilir?
Bir tek cevabı var: "Derin yapılanma,"
O günlerde 28 Şubat postmodern darbeyi yapanların yarattığı bir ortam vardı.
Ahmet Kaya da çok net biçimde, "Bin yıl sürecek 28 Şubat'ın" yarattığı ortamın kurbanıydı.
"Yanına gidemedim, korktum!"
Önceki akşam Ali Kırca da Siyaset Meydanı'nda konuklarıyla Ahmet Kaya'yı konuştu. O programda tüm yaşananların özetini en çarpıcı biçimde Yavuz Bingöl dile getirdi:
"Fransa'ya bir konsere gitmiştim. Konser sonrası Hürriyet gazetesinden Muammer Elveren'le bir restorana gittik. Biraz sonra restoran sahibi telefondan arandığımı söyledi. Telefonda Ahmet Kaya vardı. Biraz konuştuk. Ama aramızda 20 kilometrelik bir mesafe olmasına rağmen kalkıp onu görmeye gidemedim. Çünkü korktum."
O dönem, bu ülkenin duyarlı insanlarının yaşadığı vicdan azabı bundan daha çarpıcı anlatılamazdı sanırım.
Bu sözler üzerine, farklı kılıflara bürünerek hayatımızı tehdit eden Ergenekon derin yapılanmasını, 22 Temmuz seçimleri öncesi yaşanan kuşatmaları düşündüm.
28 Şubat'ı tezgâhlayanlarla, 2004'te "Ayışığı, Sarıkız" kod adlı darbeleri yapmak isteyenler, 367'yi dayatıp Türkiye'yi kaosa sürükleyenler arasında hiçbir fark yoktu.
Bu ülke iki dönemde de benzer tehdit, tezgâh ve korkuları yaşadı. Hala da bu kuşatma sürecinden çıkmış değil.
Bu noktada şu sorunun cevabını hepimizin vermesi gerekiyor:
Ahmet Kaya'yı ölüme kim ve kimler götürdü?
O günlerin gazete manşetlerini bir hatırlayın...
Bu linç girişimi, o salonda çatal, bıçak atan, hatta saldırmaya kalkan kendini sanatçı sanan üç beş kişinin işi miydi yoksa derin yapılanmanın yarattığı, kin ve nefret üreten bir zemin mi vardı?
Sezen Aksu'nun şarkısındaki gibi aslında, "Hiçbirimiz masum değiliz..."
Ama bu kirli, komplocu ve darbeci yapılanmalara karşı çıkmadan da suç ortaklığından kurtulma şansımız yok.
Özellikle son dönemde Ergenekon yapılanmasına kan taşıyan solun bunu düşünmesinde yarar var.
ahmet KAYA'yı magazin gazeteciler derneğindeki kürt realitesi bu ülkenin gerçeğidir sözlerinden sonra PKK lı ve vatan haini yerine koyan ve ortalığı birbirine katıp ona saldıran şarkıcı SERDAR ORTAÇ, bu olaydan 1 kaç sene sonra askerden kaçmak için sahte belge düzenlemekten hapis yatmıştı.
ve şimdi bu ülke hükümetleri TRT de kürtçe kanal açıyorlar,kürtçe açılımlar yapıyorlar.
kimlerin asıl vatan haini oldugunuda yurdum insanı görmek bilmiyor nedense hiç.
Kürtçe kanal açan bu Türkiye hükümetleri dediğin AKP ...bi araştır Che..
o serdar ortac ve onun gibi düşünenler AKP hakkında ne düşünüyor..?
bu serdar ortaç ve onun gibi düşünenler Ergenekon hakkında ne düşünüyorlar?
bu serdar ortaç ve onun gibi düşünenler 28 ŞUBAT hakkında ne düşünüyorlar?
ve sonra sen bu sorular hakkında ne düşünüyorsun?
sonrada git bir aynanın karşısında gözlerinin içine bakarak; kendine cevap ver...
ondan sonrada ister gül ister ağla
nasıl bir oyuna getirldiğini anlamak bu kadar zormu..
kardeşim neden her defasında farklı yönlere çekersiniz yazdıklarımızı,şimdi konu 28 şubatmı?
ben orada türk hükümetleri derken genel olarak türkiye devletinden bahsettim iktidarda kim olursa olsun o farketmez.AKP yide eleştirmiyorum bu konuda.
kürtçe tv nin açılmasınada karşı olan birisi değilim.
ama demek istediğim bu ülkede neden önce birisi vatan haini ilan edilip sonradan kahraman ilan edilir.
neden her defasında aynı hatayı işleriz.
bunun örneği nazım hikmettede yaşandı,vatan haini ilan edildi şimdi adamın yapıtları ders kitaplarında yer alıyor,ve mezarının türkiyeye gelmesi için girişimlerde bulunuluyor.
ve serdar ortac örneğindede asıl vatan haininin ahmet kaya değil, kendi devleti için askerlik bile yapmaya tenezül etmeyen evrak sahtecilerini baş tacı ettiğimiz gerçeğini ortaya döktüm.
yani bakar kör bir milletiz biz.
kim öldürdüğüne gelince;kim öldürdüyse öldürdü sonuçta öldü.
önemli olan ona yapılan haksızlılardır.
_____ama demek istediğim bu ülkede neden önce birisi vatan haini ilan edilip sonradan kahraman ilan edilir.
neden her defasında aynı hatayı işleriz.___
bizi bu şekilde düşünmeye ,bu hatayı tekrarlamaya itenler kim..bu hataları düzeltmeye çalışanlar kim..
enim sorduğum soruların cevabını verdiğinde bu sorunun cevabınıda vermiş olursun..
Ahmet Kaya'nın insan olarak sanatçı olarak hicbirzaman kıymeti bilinmedi..Kürtçe ile ortaya cok sert tepkiler gösterenler bugün nerdeler.. Bugun TRT yi de hain ilan etsinler ozaman da göreyim. bu nasıl bir cifte standart anlamıyorum.
Her neyse benim asıl söylemek istedigim sey Ahmet Kaya'nın bilinmeyen yönlerini merak edenler cuma gunu show tv de yayınlanan Yusuf Hayaloglunun ve beraberinde de Ahmet Kaya'nın hayatlarına iliskin yapılmıs Siyeset Meydanı programını netten mi bulurlar nerden izlerler bilmiyorum ama mutlaka izlesinler..
kendini bilmiş bay serdar ortaç ahmet kayayı terör ilan ediyor ve 1 sene sonra askerlikten kaçmak için sahte belge hazırlamaktan yatıyor.
bu güzelim türkiyede kimin terör olduğu kendini bilmiş bay serdar ortaç belirliyor.
Öldü mü sizce?...
bilmem tmolos sence ölmüşmüdür.
hey allahım sen sabır ver yaw millet çıldırmış.
mezarı türkiyeye getirmek için çalışyorlar haber vereyim dedim