İngilizce çevirme yapılır

Son güncelleme: 01.04.2010 16:47
  • Size yardım edebildiğim kadar çevirmenlik yapabilirim özel mesajlarınızla çevirilecek yazıyı gönderebilirsiniz...
#21.03.2009 14:01 0 0 0
  • burdan göndersek olmaz mı??*
#29.03.2009 19:46 0 0 0
  • nevşehir peri bacaların ingilizce olarak tanıtımı yaparmısınız...
#26.04.2009 10:34 0 0 0
  • peri bacalarının ingilizce tanıtımı
#31.03.2010 12:35 0 0 0
  • krdaş peri bacalarının ingilizce tanıtımını yaparmısınız
#31.03.2010 12:50 0 0 0
  • ben k koçandan yazıyom
#31.03.2010 12:51 0 0 0
  • hocam acele
#31.03.2010 12:52 0 0 0
  • acele olurmu hocam
#31.03.2010 12:55 0 0 0
  • peri bacaları=chimney rock
#31.03.2010 13:39 0 0 0
  • Peri baclarının ın ingilizce karşılığını tanıtım.Bana söyleyin ben size ingilizcesini yazar gönderirim.WORDS MEANINGS
    • abbreviation: kısaltma
    • ability: beceri
    • able: becerikli
    • about: hakkında
    • above: üstünde, -den yukarı
    • abroad: yurtdışına
    • absence: yokluk
    • absent: dalgın
    • accept: kabul etmek
    • acceptable: kabul edilebilir
    • accident: kaza
    • accidental: kaza ile olan
    • according: e göre
    • account: hesap
    • achive: başarmak
    • achivement: başarı
    • acid: asit
    • across. karşıda
    • act: davranmak
    • action: olay
    • active: aktif
    • activity: aktivite
    • actor,actress: aktör, aktris
    • actual: gerçek
    • actually: aslında, gerçekten
    • add: eklemek
    • addition: eklenti
    • additional: ilave
    • address: adres
    • adjective: sıfat
    • admiration: taktir hayranlık
    • admire: hayran olmak
    • admit: içeri almak,kabul etmek
    • adult: yetişkin
    • advanced: gelişmiş, ileri
    • advantage: avantaj
    • adventure: macera
    • adverb: zarf
    • advertise: ilan vermek
    • advertisement: reklam ilanı
    • advice: tavsiye
    • advise: danışman
    • affair: mesele
    • affect: etkilemek
    • afford: gücü yetmek
    • afraid: korkmak
    • after: sonra
    • afternoon: öğleden sonra
    • afterwards: daha sonra, sonradan
    • again: tekrar
    • against: karşıda
    • age: yaş
    • ago: önce
    • agree: razı olmak, anlaşmak
    • agreement: anlaşma
    • ahead: ileride, öne doğru
    • aim: amaç, hedef
    • air: hava
    • aircraft: uçak
    • airport: hava limanı
    • alcohol: alkol
    • alive: yaşayan
    • all: hepsi
    • allow: izin vermek
    • almost: hemen hemen
    • alone: yalnız
    • along: boyunca
    • alphabet: alfabe
    • already: zaten
    • also: ayrıca
    • although: e rağmen
    • always: her zaman
    • among: arasına
    • amount: tutar
    • amuse: eğlendirmek
    • amusement: eğlence
    • amusing: eğlenceli
    • an: bir
    • ancient: antik, eski
    • and: ve
    • anger: sinir
    • angle: melek
    • angry: sinirli
    • animal: hayvan
    • announce: ilan etmek
    • annoy: rahatsız etmek
    • annoying: rahatsız edici
    • another: diğer
    • answer: cevap
    • anxiety: tasa, kaygı
    • anxious: endişeli, kaygılı
    • any: hiç
    • anyone: herhangi biri
    • anything: herhangi bir şey
    • anywhere: herhangi biyer
    • apart: ayrı
    • apartment: apartman
    • appaer: gözükmek
    • appaerance:
    • apple: elma
    • aproval:
    • approve: onaylamak
    • area: meydan
    • argue: tartışmak
    • arguement: münakaşa
    • arm: kol
    • army: ordu
    • around: etraf
    • arrange: planlamak
    • arrangement: düzenleme
    • arrival: geliş, varış
    • arrive: varmak, ulaşmak
    • art: sanat
    • article: makale
    • artificial: yapay
    • as: gibi
    • as opposed to: tersi anlamı
    • ashamed: utanmış
    • ask: sormak
    • asleep: uykuda
    • association: kurum, ilişki, çağrışım
    • at: de da
    • atom: atom
    • attack: saldırı
    • attempt: girişim
    • attend: uğraşmak
    • attention: dikkat
    • attitude: davranış
    • attract: cezbetmek
    • attractive: çekici
    • authority: uzman kimse
    • autumn: sonbahar
    • available: hazır, meşkul değil
    • average: avaraj
    • avoid: kaçınmak, sakınmak
    • awake: uyanık
    • away: uzağa
    • awkward: uygunsuz, zor
    • baby: bebek
    • back: geri
    • background: geri taraf
    • backward: geri kalmış
    • bad: kötü
    • bag: yatak
    • bake: fırında pişirmek
    • balance: ayar
    • ball: top
    • band: bando
    • bank: banka
    • bar: bar
    • base: üs,taban,kurmak,dayanmak
    • basic: kolay
    • basket: çöp kutusu
    • bath: banyo
    • battle: savaş
    • be: olmak
    • beach: sahil, pilaj
    • beak: gaga
    • beam: yaymak, gülümsemek,ışın
    • bean: fasulye
    • bear: ayı
    • beat: vurmak,karıştırmak,tempo
    • beautiful: güzel
    • beauty: güzellik
    • because: çünkü
    • become: dönüşmek
    • bed: yatak
    • beer: bira
    • before: önca
    • begin: başalamak
    • begining: başlangıç
    • behave: davranmak
    • behaviour: davranış
    • behind: arkasında, gerisinde
    • belief: inanç
    • believe: inanmak
    • bell: zil
    • belong: ait olmak
    • below: aşağıda, altında
    • belt: kemer
    • bend: eğmek, bükmek
    • beneath: altında
    • beside: yanına
    • best: en iyisi
    • better: daha iyi
    • between: arasında
    • beyond: ötede, ileride, - den sonra
    • bicycle: bisiklet
    • big: büyük
    • bill: hesap, kanun tasarısı
    • bird: kuş
    • birth: doğmak
    • bit: biraz, bir parça
    • bite: ısırmak
    • bitter: acı, üzücü
    • black: siyah
    • blade: bıçak
    • blame: sorumluluk, suçlu tutmak
    • blind: kör
    • block: blok
    • blood: kan
    • blow: üflemek
    • blue: mavi
    • board: tahta
    • boat: bot, sal
    • body: vücut
    • boil: yağ
    • bomb: bomba, patlamak
    • bone: kemik
    • book: kitap
    • boot: bot, tekmelemek
    • border: sınır
    • bored: sıkılmış
    • boring: sıkıcı
    • born: doğmuş
    • borrow: ödünç almak
    • both: ikiside
    • bottle: şişe
    • bottom: kıç
    • bowl: kase, tas
    • box: kutu
    • boy: erkek çocuk
    • brain: beyin
    • branch: şube, dal
    • brave: cesur
    • bread: ekmek
    • break: ara, mola, tenefüs
    • breakfast: kahvaltı
    • breast: meme
    • breath: nefes
    • breathe: nefes almak
    • breed: üretmek, beslemek
    • brick: tuğla
    • bridge: köprü
    • bright: parlak
    • bring: getirmek
    • broad: geniş
    • broadcast: radyo yayını
    • brother: erkek kardeş
    • brown: kahverengi
    • brush: fırçalamak
    • build: inşa etmek
    • building: bina
    • bullet: mermi
    • burn: yanmak
    • brust: vahşi
    • bury: gömmek
    • bus: otobüs
    • bush: çalı
    • business: mühendis
    • busy: meşgul
    • but: ama
    • butter: tereyağı
    • button: buton, düğme
    • buy: satın almak
    • by: ile,-e kadar yakınında
    • cake: kek
    • calculate: heaplamak
    • call: çağırmak, seslenmek
    • calm: sakin olmak
    • camera: fotğraf makinası
    • camp: kamp kurmak
    • can: e bilmek
    • cap: kep
    • capital: başkent
    • car: araba
    • card: kart
    • care: bakım, umursamak
    • careful: dikkatli
    • careless: dikkatsiz
    • carrige: havuç
    • carry: taşımak
    • case: kutu,durum
    • castle: kale
    • cat: kedi
    • catch: yakalamak
    • catlle: sığır
    • cause: neden olmak
    • ceiling: tavan
    • celebrate: bayram
    • cell: satmak
    • central: merkezi
    • centre: merkez
    • century: yüzyıl
    • ceremony: tören
    • certain: kesin
    • chain: zincir
    • chair: sandalye
    • chance: şans, fırsat
    • change: değiştirmek
    • character: karakter
    • charge: şarj etmek
    • chase: kovalamak
    • cheap: ucuz
    • cheat: kopya çekmek,aldatmak
    • check: kontrol etmek
    • cheek: yanak
    • cheerful: neşeli
    • cheese: peynir
    • chemical: tıbbi
    • chemistry: kimya
    • cheque: çek
    • chest: göğüs
    • chicken: tavuk
    • chief: şef
    • child: çocuk
    • children: çocuklar
    • chin: çene
    • chocolate: çikolata
    • choice: seçim
    • choose: seçmek
    • church: kilise
    • cigarette: sigara
    • cinema: cinema
    • circle: daire
    • circular: dairesel
    • citizen: vatandaş
    • city: şehir
    • claim: iddia etmek, talep etmek
    • class: sınıf
    • clay: kil
    • clean: temiz
    • clear: temizlemek
    • clever: akıllı
    • cliff: tepe
    • climb: tırmanmak
    • clock: saat
    • close: kapalı
    • cloth: örtü, kılıf
    • clothes: elbise
    • clothing: giyecek
    • cloud: bulut
    • clup: klup
    • coal: kömür
    • coast: sahil, yokuş aşağı kaymak
    • coat: kot
    • coffee: kahve
    • coin: katılmak
    • cold: soğuk
    • collar: yaka, tasma
    • collect: toplamak
    • college: kolej
    • colour: renk
    • comb: tarak
    • combination: bileşim
    • combine: birleştirmek
#31.03.2010 13:40 0 0 0
  • gerçi bu bölüme konu açtım yardımlarınızı esirgemezseniz memnun oluruz emeğinize sağlık paylaşımlarınız için teşekkürler
#31.03.2010 23:16 0 0 0
  • Ney hakkında bir konu açtın. Ona göre yrd edelim.
#01.04.2010 15:34 0 0 0
  • gerçi burada kelimelerimiz baya yoğun bize ufak ebatta resimleride lazım toparladığım kadar yapmaya çalışıyorum paylaşımınıza teşekkürler
#01.04.2010 16:47 0 0 0