Kimsenin günahını alma
Gölgen düşmesin
Sevgin bile bulaşmasın
Yalnızca beyazda yaşayanların aklığına
Şubatta yolunu şaşırsa da bademler
Sen buz olup yapışma dallarına
Boranın dökmesin çiçeklerini
Nilüferlerin topraksız ömrünü
Koparma göllerinden
Keskin de olsa usturan
İpeği bile kanatmasın
Kimsenin teninde yaran kalmasın
Taşlara dağılmış bardağın
Kırıklarını bitiştirmek mümkün belki
Çiğneyip geçtiğin kalbi
Hangi usta onarabilir
Sözlerinin okları ağzının yayından
Uçup gitmeden salıverme kızgınlığını
Bir kadının aklında lavların akıp durmasın
Yağmurunu yutkunan bulut olma
Sıkıntının adı olma
Ardında bıraktığının boğazını sıkan
Üstüne doğrultulan silah gibidir
Suçluluk yüreğine batıyorsa eğer
Kimsenin günahını alma
Karanlıkta ışıldayan sabırsız bıçaktır
İçine soğuk ürpertilerle yayılan
Kimsenin yüreğini yollara çıkarma
Merdivende ayak seslerine bağlama umutlarını
Kahır olup yağma saçlarına
Beyaz bir yas olma
Kimsenin gözlerini üşütme
Yüreğini kapasan da avuntularına
Aklın duyar gözyaşlarını