Kıyamet Günü ve Dehşeti

Son güncelleme: 04.04.2009 23:26
  • Ey miskin! Şânı büyük o gün için hazırlan! O gün ki zamanı uzun,
    sultanı kahir, vakti yakındır. O günün dehşetinden gök delinmiş,
    yıldızlar dökülmüş pırıl pırıl parlayan güneş sönmüş, dağlar yerinden
    yürütülmüş, on aylık gebe develer terkedilmiş ve vahşi hayvanlar
    haşrolunmuştur!
    Yine o gün denizler fıkır fıkır kaynar, ruhlar bedenlerle birleşir
    cehennem alevlendirilir, cennet yaklaştırılır. Dağlar kumlar gibi
    dümdüz olur yer dehşetli bir sansıntı ile yarılır ve içindeki
    ağırlıklar dışarı çıkar.
    Yine o gün insanların grup grup amellerinin karşılığını görmek üzere
    çıktığını görürsün. O gün yer ve dağlar yayılır. İşte o gün kıyamet
    kopar, gök yarılır. Gök o günde zayıftır. O gün dağlar yerinden
    yürütülür. Yeryüzü dümdüz olur, yeryüzü dağların altından çıktığından
    dümdüz görürsün. Dağlar hurdahaş olup fezaya olup fezaya serpilmiş
    zerreler haline gelir. O gün ki insanlar fezaya yayılmış çekirgeler,
    dağlar da atılmış pamuk gibi olur. O gün emzikli kadın emzirdiğinden
    gafil kalır. Her gebe dehşetten yükünü düşürür. İnsanlar sarhoş
    olmadıkları halde onları sarhoş görürsün. Rabbinin azabı şiddetlidir. O
    gün yer, başka bir yerle değiştirilir; Gökler başka göklerle
    değiştirilir. Hepsi y-vahid kahhar olan Allah'a hesap vermek için
    görünürler. O gün dağlar zerreler haline ve dümdüz bir saha haline
    gelir. Orada ne bir ağaç ne de bir tümsek görürsün.
    O gün dağlar bulutların yürüdüğü gibi yürür gördüğün halde onlar sabit
    sanırsın. O günde gök yarılır. Kırmızı deri gibi san bir gül rengini
    alır. İşte o günde ne bir insan, ne de bir cinin günahı sorulmaz. O gün
    asi bir kimse konuşmaktan men olunur. O günde cürümden sorulmaz. Kişi
    hemen perçeminden tutulur. O gün her nefis yapmış olduğu hayrı önünde
    hazır görür. Yapmış olduğu şer ile arasında uzun bir mesafe olsa da onu
    da hazır bulur.
    O gün her nefis ne hazırladığını bilir. Daha önce gönderdiğini veya
    geciktirdiğini görür. O günde diller konuşmaz, azalar konuşur.
    O günün bahsi peygamberlerin efendisini ihtiyari atmıştır. Hz. Ebu
    Bekir (r.a.) Hz. Peygambere "Ey Allah'ın Rasulü! Seni ihtiyarlamış
    görüyorum!" deyince Hz. Peygamber cevap olarak şöyle demiştir:
    "Hûd suresi ile arkadaşları beni ihtiyarlattı" (Tirmizi-Hasan garib olarak)
    (Hud suresinin arkadaşları; Vakıa, Mürselât, Nebe ve Tekvir sûreleridir.)
    Ey kurra! Senin okumandan nasibin ancak Kuran'ı çiğnemen, onunla dilini
    kıpırdatmandır. Eğer okuduğunun hakkında düşünen bir kimse olsaydın
    muhakkak ki peygamberlerin efendisinin saçını beyazlatan bir hükümden
    senin ödünün patlaması gerekirdi. Sen dilinin kıpırdanmasıyla kanaat
    ettikçe Kurran'ın meyvesinden mahrum kalırsın. Kıyamet bahsi de
    Kuran'da zikredilen bahislerden biridir. Allah Teâlâ kıyametin bazı
    dehşetlerini, isimlerini ve mânâlarını, insanların bilmeleri için
    anlatmıştır. İsimlerinin ve isimlerin çokluğundan maksat onları tekrar
    etmek değil, akıl sahiplerini uyarmaktır.
    İşte o günde teraziler kurulur, defterler açılır, cehennem görünür.
    Hamîm kaynar, ateş figanlar koparır, kâfirler ümitsiz olur ateşler
    alevlendirilir, renkler bozulur, diller konuşamaz olur insan azaları
    (hayır veya şerle) konuşur.
    Ey insanoğlu! Kerîm olan Rabbin hakkında seni aldatan nedir? Kapıları
    kapattın, perdeleri çektin. Mahluklardan gizlendin. Fısk ve fücur
    işledin. Azalarının senin aleyhinde şahidlik ettikleri zaman ne
    yapacaksın? Azap, bütün azap biz gafiller cemaatine! Allah bize
    peygamberlerin efendisini gönderdi. O peygamberle açıklayıcı kitabını
    gönderdi. Ceza günün sıfatlarından yukarıda saydığımız vasıflarla bize
    haber verdi. Sonra gafletimizi bize bildirerek şöyle buyurdu:
    "İnsanların hesap vakti (kıyamet günü) yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet
    içinde yüz çevirmektedirler. Rablerinden kendilerine gelen her yeni
    ikazı mutlaka eğlenerek dinlerler. Kalplere eğlencededir. O zulmedenler
    aralarından şu konuşmayı gizlediler. Bu da sizin gibi bir insan değil
    mi? Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?" (Enbiya, 1-3)
    Sonra Rabbimiz bize kıyametin yaklaştığını haber vererek şöyle buyurmuştur:
    "(Kıyamet) saati yaklaştı. Ay yarıldı." (Kamer, 1)
    "Onlar onu uzak görüyor(lar). Biz ise onu yakın görüyoruz." (Mearic, 6-7)
    "Onun bilgisi Allah'ın yanındadır. Ne bilirsin belki saat yakın olur." (Ahzap, 63)
    Bizim en güzel halimiz, Kuran okuyup mânâlarını düşünmemek oldu.
    Kıyamet gününün dehşetlerinden kurtulmak için hazırlanmıyoruz! Bu
    gafletten Allah'a sığınıyoruz. Eğer Allah bize geniş rahmetiyle yardım
    etmezse halimiz perişan olur.
#04.04.2009 23:26 0 0 0