Teknolojinin Yararları

Son güncelleme: 20.10.2010 16:22
  • Teknolojinin Getirdiği Yararlar - Teknolojinin Faydaları - Teknolojinin Önemli Yararları - Teknolojinin İnsanlara Yararları

    Teknoloji derkenden, eminim alacağım ilk yanıt "iyi ki var" olacaktır. Evet, iyi ki var Teknoloji'nin günlük hayatımıza getirdiği kolaylık, rahatlık, konfor saymakla bitmez. Bugün hangi kadın çamaşır ya da bulaşık makinesinden vazgeçebilir? Hangi erkek uydu kanalından, dünya kupalarını seyretmenin rahatlığını bir kenara bırakabilir?

    Evinizde oturuyorsunuz Bir düğmeye basıyorsunuz. Tüm kirli çamaşırlarınız, diğer bir düğmeye basıyorsunuz bulaşıklarınız kendi kendine yıkanıyor. Televizyonun karşısında yerinizden kıpırdamadan bir düğmeye basıyorsunuz, karşınızda CNN, bir düğmeye basıyorsunuz BBC Fırınınız aynı oranda becerikli. Bilgisayarınızdan hiçbir kitap karıştırmadan ihtiyacınız olan tüm bilgileri rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Görüşmelerinizi, nerede ve hangi şartlarda olursa olsun cep telefonuyla hallediyorsunuz.. Artık günlerce aylarca postacı yolu gözlemeye gerek yok. E-maille anında haberleşebiliyorsunuz. Çocuğunuz artık, "sokakta arkadaşlarımla oynayacağım" diye tutturup bu trafik belasında başınızı ağrıtmıyor. Geçmiş bilgisayarın karşısına kendi kendine yarışlar yapıyor. Her şey çok kolay Her şey çok rahat Peki ya insan ilişkileri

    "İkinci Dünya Savaşı" ndan bu yana toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmişlerdir: İnsan, eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu çok soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. "Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar ama dikenleri birbirlerine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek, sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecek en uygun uzaklığı bulurlar" İnsanlar artık birbirlerine ihtiyaçları olduğu sürece yaklaşıyor ve sadece bu yüzden ilişki kuruyor Peki, o kadar konfor, o kadar rahatlık varken neden birçok insan yalnızlıktan şikayet ediyor acaba? Çünkü, birçok teknolojik gelişme sayesinde kendimize yetebiliyoruz sadece karşılıklı çıkarlarımız için bir araya geliyor ve işimizi gördükten sonra birbirimizin hatırını sormak için bile aramıyoruz. Dolayısıyla gitgide çevremize yabancılaşmaya başlıyoruz. Bunun getirdiği yalnızlığa dayanamayan bir çok kişi alkol, uyuşturucu v.b araçlarla çevresine yabancılaşmanın verdiği acıdan kurtulmaya çalışıyor. Hiçbir şeye bağlanmamak insanın boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşamasına neden oluyor"

    21. yüzyılda teknoloji elbette çok daha fazla ilerleyecek bizlere büyük kolaylıklar sağlayacak, yaşamamızı kolaylaştıracak.

    Belki bir öğretmen olmam nedeniyle benim en çok üzüldüğüm şey: hesap makineleri. Artık çarpım cetveli ezberlemelerine gerek yok çocukların. Makine her şeyi saniyede hesaplıyor. Belki büyük kolaylık ama insan beyni çalıştırılmıyor. Bilim adamları son derece ilerlemiş cihazlar üretiyorlar ama insan gitgide beynini kullanmamaya başlıyor. Ve en büyük tehlike burada yatıyor

    Bunların yanında paylaşma da gitgide ortadan kalkıyor Teknoloji gerçekten de dünyayı ayağımıza getiriyor ama biz köşemizden tüm bu olup bitenleri sadece seyrediyoruz hiçbir katılım yok Teknolojinin bize getirdiği büyük yararları inkar edemeyiz. Ör. tıp konusunda pek çok hastalığın tedavisi artık mümkün. Bilgisayarın yararları saymakla bitmez resim yaparsınız, beste yaparsınız, sinemada özel efektler yaparsınız. .. Evet, bunlar çok rahat görünüyor ama kişinin gerçek yaratıcılığını önlüyor

    Peki ya bundan sonrası İnsanlar ne yapacak yaratıcılık tamamen ortadan kalkacak mı? Robotlar, düşünen makineler, hesap yapan, resim çizen, müzik besteleyen, çeviri yapan makineler Çok sayıda makine üretildi ve üretilmesi de sürdürülüyor Ya sonra Gelecek nesiller daha az çalışacak, daha rahat olacak makineler sayesinde.. Ya insan ilişkileri?.. Hiç kuşku yok ki iyice sarsılacak dolaysız temastan çok, diğer insanların görüntüsü, sesi ve E-mailleriyle yetinecek İletişim eksikliğinin getireceği kapalı bir dünya yani

    Sakın yanlış anlaşılmasın Ben teknolojilerin temelde insan yaşamını kolaylaştırdığına inanıyorum. Çok büyük olanaklar sağlıyorlar Ama yine de, teknolojinin her zaman sorgulanmasından yanayım. Ör. Televizyon dünyanın en yararlı iletişim araçlarından biri olabileceği gibi en zararlı araçlarından biri de olabilir. İnsanları uyutmak, yozlaştırmak, düşünmekten uzaklaştırmak, kişisel ilişkileri çürütmek, ortadan kaldırmak için de kullanılabilir Şimdi bilgisayar çağı İnsanlar evlerindeki kablolu bilgisayarlarla istedikleri istasyonlara ulaşabiliyor Hatta hiç evden çıkmadan devlet kütüphanelerinin bilgisayarlarına, internete girip istediği bilgiyi alıp kullanmak çok güzel. Bu yemek tarifi istemekten, hava durumunu öğrenmeye ve hatta sağlık sorunlarınızı çözmeye kadar gidiyor. Hatta seks sorunlarınızı bile çözüyor.

    Aslında kadınların çoğu teknolojiden uzak dururlar, makinelerden falan da pek anlamazlar. (bunun nedeni başka bir yazı konusu.) Ör. ben hala kızımın evindeki aletlerin bazılarını kullanamıyorum. Makinenin bana sunduğu en gelişmiş olanakların en azını kullanıyorum. Makineleri seviyorum aslında ve onların getirdiği kolaylığı Özellikle çamaşır, bulaşık v.b makinler, dünyanın en büyük gelişmelerinden. Ev iş yapan bir robot hiç de fena olmaz aslında Hem insanın insanı kullanması da ortadan kalkar Televizyon, Walkmenler, bilgisayarlar, cep telefonları v.b sayesinde yalnız yaşamak zorundasınız. İş yaşamınızda da bir bütünün çok küçük bir parçasısınız ve dolayısıyla orada yalnızsınız "İlkel" dediğimiz kabilelerde yaşam içinde herşey paylaşılıyordu, müthiş bir "Komün hayatı" vardı Oysa bizim yarattığımız uygarlık her şeyin kişiselleşmesine yol açıyor Bireycilik tutkusu gün geçtikçe daha da artıyor.

    SPOT

    Teknolojinin bize getirdiği büyük yararları inkar edemeyiz Ör. Tıp konusunda birçok hastalığın tedavisi artık mümkün. Bilgisayarın yararları saymakla bitmez. Resim yaparsınız, beste yaparsınız sinemada özel efektler yaparsınız Evet, bunlar çok rahat görünüyor ama kişinin gerçek yaratıcılığını önlüyor

    Eğitimin yeniden, çağdaş bir düzeyde yapılanması üzerinde herkes hemfikirken çok önemli bir noktanın unutulması durumunda bu yapılanmanın eksik ve yetersiz olacağı gerçeğinin altını çizmek istiyoruz, kalın çizgilerle Evet "kültür"de bu çalışmalarda aynı kefeye konmalı, aynı tezgahlarda dokunmalı Çünkü, kültür çağdaş uygarlığın temelini oluşturmaktadır ve bir ülkede ekonominin de, demokrasinin de gelişip / kökleşmesi için devletin, toparlanarak çağdaş bir kültür politikası oluşturması yaşamsal bir gerekliliktir.

    BİREYDEN - TOPLUMA Bunun için de olayın bireyden-topluma ulaşacak şekilde düzenlenmesi planlanması gerekmektedir. Bu konuda UNESCO'nun saptadığı görüş ve istekler bize ışık tutabilir: "Her kişinin kültür yaşamına katılabilmesine olanak veren koşulların yaratılması Çeşitli kültürlerin özgürce bir arada yaşayabilmesi amacıyla önlemler alınması: Yaratıcı çalışmaların kısıtlanmadan desteklenmesi. İnsanca değerlerin güçlendirilmesi. Kültüre demokratik bir içerik kazandırılması. Ulusal ve evrensel kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi. EĞİTİMİN HER DÜZEYİNDE KÜLTÜR ve SANATA YER VERİLMESİ Kitle iletişim araçlarının kültür açısından olumlu yönde kullanılması"

    Yukarıda saptanan gerçekler ışığında, ülkemizde bu alanda - hala - pek bir şey yapılamadığı açıkça ortadadır. Bunun en büyük nedenlerinden biri devletimizin köklü ve çağdaş bir kültür politikası olmamasıdır. Eğitim ve kültür Bakanlığının - gelmiş geçmiş - tüm icraatlarına bakalım: Eğitim sürekli kültürün yerine geçiyor ve onu bir üvey evlat gibi, bir besleme gibi bir kenara sıkıştırarak hakkını yiyor:

    Oysa toplumların gelişmesinde kültürün de eğitim kadar etkisi ve önemi var

    ÖZERK KÜLTÜR - SANAT KONSEYİ

    Bu konuda kaç yıldır neredeyse tüm çalışmalar yapılıp yasalaşma durumuna geldiği halde hala ayak sürçülüyor ve Özerk Kültür - Sanat Konseyi bir türlü kurulamıyor. Oysa, kurulacak böylesi özerk bir konsey, kültür - sanat alanının politikacıların keyfi ve ilkesiz yönetim ve yönlendirilmesinden kurtarılarak, politika ve politikacıya hizmet / vitrin oluşturma yerine ülkemizin kültür ve sanatında geçmiş ve geleceğin, geleneksel ve çağdaşın yerel ve evrenselin planlamasını, uygulamasını yapacaktır. Ve böylece belki de ilk kez, ülkemizde yazarı, çizeri, sanatçısı hak ettiği yeri alacak ve bu oluşuma büyük katkılarda bulunacaktır Çünkü, Bu konsey devletin- daha doğrusu politikacıların - etki ve müdahalelerinden kurtularak, orada çoktan olması gereken sanatçı ve kültür adamlarınca yönetilecektir.

    KÜLTÜRÜ MASAYA YATIRMA ZAMANI

    Yani artık kültürün masaya yatırılması zamanı geldi. Bu olgu sadece bizim için değil, bütün dünya için geçerli Ve özellikle de Batı ülkeleri UNESCO'nun önerileri ışığında bunu yamaya başlamışlardır. Bakın bu konuda nelerin altını çiziyor UNESCO: "Hükümetler, Özerk Kültür ve Sanat Konseylerinin fikirlerini ve önerilerini bütçe ve yasal ölçütlere, aktif politikaya koydukları takdirde KÜLTÜR yeni bir dönüm noktası olacaktır"

    "Kültürler ve toplumlar, kamu ve özel sektör, devlet ve sivil kuruluşlar arasında yeni ilişkilerin arandığı bir dönemde bizler, daha iyi bir dünya için kültürlerin yerinin iyi saptanmasını diliyoruz Kültüre yapılacak yatırım ekonomiyi, toplumu ve eğitimi olumlu yönde etkileyecektir"

    Görüleceği gibi çağdaş uluslar, KÜLTÜR-DEMOKRASİ-POLİTİKA ilişkisini mercek altına almıştır. (Hem de 1970'lerden) Bu bağlamda sağlıklı "kültür politikaları" oluşturmuşlar Kültürel gelişmenin ülkenin her alandaki gelişmesine lokomotif olacağı olabileceği gerçeğini kavramışlar ve uygulamaya başlamışlardır..
#16.04.2009 12:32 0 0 0
  • tşkkrler...
#20.10.2010 16:22 0 0 0