Çocuk Oyunları

Son güncelleme: 19.04.2009 18:06
  • Açıl Kilidim Açıl

    Bu oyun kış gecelerinde evlerde misafir çocukları ile oynanan bir oyundur. Çocukların tümü oturmuş vaziyette ellerini yumruk yaparak üst üste korlar. Ebe olan çocuk işaret parmağı ile yumruk halinde üst üste duran elleri açmaya çalışır. Her birinde "Açıl Kilidim Açıl" dendiğinde eller açılır. Böylelikle en alttaki ele gelinir. Ebe "açıl kilidim açıl" sözü ile bu eli açamaz. Bu sırada son elin sahibi ile ebe arasında sorulu cevaplı şu konuşma geçer.

    - Hani bunun kilidi? / "Kuya Düştü..." - Kuyu nicoldu? / "İnek İçti..." - İnek nicoldu? / "Dağa kaçtı..." - Dağ nicoldu? / "Yandı kül oldu..." - Külü nereye savruldu? / "Havaya..!"

    Bu konuşmadan sonra çocukların gülüşmeleri arasında son el de açılır. Oyun bu şekilde ebe ile en alttaki elin sahibi değiştirilerek devam edip gider.




    Arap Saçı

    Kaç kişiyle oynanır: Üç ve ya daha fazla kişiyle oynanır.

    Malzemeler: Bir ip ya da yün yumak

    Nasıl oynanır: Oyuna başlamadan önce oyuncular bir daire oluşturacak şekilde yere oturur. Bir oyuncu, elindeki ip yumağını, ipin ucunu bırakmadan bir diğer oyuncuya atar. Yumağı yakalayan kişi de ipi tutar ve yumağı başka birine atar. Böylece giderek büyüyen bir ağ oluşur. Oyunun ikinci bölümünde oyuncular düğümü çözmeye çalışır.




    Aralı Emen

    En az beş kişilik iki takımla oynanır.Takımların oluşumu ve emenin kim tarafından korunacağı tekerlemelerle belirlenir.Emen meydan ortasına konulmuş bir taştır.Birinci takının görevi rakip takım oyuncularının emene dokunmasını engellemektir.İkinci takımın görevi ise emene dokunarak ele geçirmeye çalışmaktır.Birinci takım emen taşının etrafını çevreleyerek rakip takımın taşa dokunmasını engellemeye çalışır.Bu sırada ikinci takım oyuncuları meydana yayılarak emeni koruyan oyuncuları rahatsız etmeye başlarlar.

    Bu mücadele esnasında ikinci takım oyuncularından emene dokunmaya çalışanlardan yakalananlar oyun dışı kalırlar.Eğer ikinci takım oyuncuları birinci takım oyuncularından birisiyle emen arasından yakalanmadan geçerse birinci takımın bu oyuncusu da oyun dışı kalır.Bu yarışma emen ele geçirilinceye ya da ikinci takım oyuncularının tamamı oyun dışı kalıncaya kadar devam eder.




    Asar (Nişan)

    Asar (nişan) oyunu, karşılıklı iki gurup arasında oynanır. Guruplar, 15-20 metre uzaklıkta paralel olarak üçer tane düzgün taşları üst üste koyarak asarları ( nişanları) diker. Guruplardaki her ferdin bir canı vardır. Ad çekme, ayak atma, taş saklama ile gurubun biri önce oyuna başlar.

    Diğer gurubun asarına sıra ile taş atarlar. Bir kişi ilk attığı taşla, diğer gurubun asarını yıkmışsa ikinci taş atma hakkını kazanır. Vuramazsa hakkı ölür. Arkadaşı devam eder. Karşı tarafın üç asarı da yıkılırsa gurup oyunu sırtına binerek bir asardan diğerine kadar taşırlar. Oyuna mağlup olan gurup başlar. Oyun istenildiği kadar oynanabilir.




    Aç Kapıyı Bezirganbaşı

    Oyuncular içinden iki elebaşı seçilir. Elebaşılar bir kenara çekilerek kendilerine birer isim alırlar. Ancak diğer oyuncular elebaşı olan arkadaşlarının aldıkları isimleri bilmeyeceklerdir. Diyelim ki elebaşlarından birisi "ayva" diğeri "nar" adlarını almış olsun.

    "Ayva" ile "nar" karşılıklı durarak elele tutuşurlar ve kollarını kaldırarak bir köprü oluştururlar. Diğer oyuncular bu dizilişi bozmadan aşağıdaki tekerlemeyi söyleyerek köprü altından geçerler:

    "Aç kapıyı bezirgânbaşı, bezirgânbaşı..."
    "Kapı hakkı ne verirsin? Ne verirsin?"
    "Arkamdaki yadigâr olsun, yadigâr olsun."

    Tekerlemede yer alan "Kapı hakkı ne verirsin?" sorusu elebaşılar tarafından sorulmaktadır. Kapı, dizideki ilk oyuncu tarafından açtırılır. Ancak dizinin en arkasında yer alan oyuncu yadigâr edilmiştir. Bunun için en arkada yer alan oyuncu köprü altından geçerken köprü indirilir ve kendisi halkaya alınır. Bu oyuncuya ancak onun duyabileceği bir sesle:

    - Ayva mı? Nar mı? diye sorulur.

    O da aynı sessizlikte bu isimlerden birini söyler. Hangi ismi söylemişse onun arkasına geçer. Oyuna dizi bitinceye kadar devam edilir. Daha sonra ortaya bir çizgi çekilir. Elebaşılar karşı karşıya geçerler. Birbirlerini çekmeye başlarlar. Hangisi diğerini kendi tarafına çekerse, oyunu o taraf kazanmış olur.




    Aşık

    Küçükbaş hayvanların aşık kemikleriyle oynanan bir oyundur. Aşıkların iri olanları seçilerek ağırlaştırmak için kurşun dökülür. Oyunculardan her biri birer aşığı sıraya dizer. Belli bir uzaklıkta çizilen çizgiden sırasıyla herkes dizilen aşıklara elindeki kurşun dökülmüş aşıkları atarak vurmaya çalışır. Vurulan aşığın kazanılması için dizilen yerden üç ayak gitmesi esastır. Bu şekilde oyun devam eder. Aşık kemiğiyle oynanan farklı oyunlar da mevcuttur.




    Ankara

    4 ve daha fazla insanla oynanır.Ebeler 90 derece eğilip birbirine kenetlenir.En baştaki oyuncu,(yarım olma ihtimali vardır.)ayakta ve bir ağaca yada duvara yaslanmış durumdadır.Diğerleri karşıdan koşarak diğerlerinin sırtına binerler.Ve mani okuyarak 1 den 5 e kadar bir rakam tutarlar.Diğerleri rakamı bilirse yer değiştirilir. (bu oyunu büyüklerde oynayabilir)




    Arslan ve Kuyruğu

    Bu oyun 12 yada daha fazla oyuncu ile oynanır. Çocuklarda biri arslanın başı olur ve diğerleri birbirinin omzundan veya karnından tutarak başın arkasından sıralanırlar. En sonunda olan çocuk arslanın kuyruğudur ve elinde bir mendil tutar. Arslanın başı kuyruktaki mendili tutmaya çalışırken, kuyruk ta mendili kaptırmamaya çalışır. Arslanın başı eğer mendili kapabilirse sona geçip kuyruk olur. Başın arkasında ikinci sırada olan çocuk bu sefer arslanın başı olur ve mendili yakalamaya çalışır. Oyun da böylece sürer gider.
#17.04.2009 17:31 0 0 0
  • BOM

    Kaç kişiyle oynanır: Kişi sınırlaması yoktur. En az üç kişiyle oynanır.

    Malzemeler: Oyuncuların çarpım tablosu bilgisi olmalıdır.

    Nasıl oynanır: Oyuncular daire şeklinde yere otururlar ve sayışarak oyuna başlayacak kişiyi seçerler. Birinci oyuncu bir diye bağırır, ikinci oyuncu iki diye saymaya devam eder ancak beş ve beşin katlarında bom diye bağırılır. Oyun çok hızlı oynanır ve duraksayanlar, yanlış yerde bom diyenler ve bom demeyi unutanlar elenir. Bir de bu oyunun baz-fiz şekli vardı ki daha da zordur. Oyuncular beşin katlarında baz, yedinin katlarında fiz diye bağırırlar, otuz beşte ise baz fiz diye bağırılır.



    BİRDİR BİR OYUNU

    Kaç kişi oynanır: Bu oyunda belli bir kişi sınırlaması yoktur. Kişi sayısı arttıkça oyun daha zevkli bir hale gelir.

    Malzemeler: Oyunda kullanılması gereken bir şey yoktur.

    Nasıl oynanır: Birdirbir dünyanın her tarafında sevilerek oynanan bir oyundur. Oyunun başında bir ebe seçilir. Ebe öne eğilerek ellerini dizlerine dayar. Diğerleri bir kaç metre arayla sıra oluştururlar. Oyuncular sırayla koşarak eğilmiş duran ebenin üzerinden ellerini sırtına bastırıp bacaklarını açarak atlarlar. Atlarken de sırayla tekerlemenin dizelerini söylerler.

    "Birdirbir,

    İkidir iki, olur tilki,

    Üçtür üç, yapması güç,

    Dörttür dört, kuş gibi öt,

    Beştir beş, aldım bir eş,

    Altıdır altı, yaptım kahvaltı,

    Yedim yedi, elim sırtına değdi, sekizim seksek,

    Dokuzum durak"

    Dengesini kaybeden ya da düşen oyuncu "yanmış" sayılır ve yeni ebe olur.



    Birdirbir Oyununun

    Ardeşen-Rize'de oynanan şekli



    Belli bir kural sürecinde oynanan birdirbirde görev kimde kalırsa o yanar. Başta ebe olmak üzere her oyuncu onun üstünden atlar. İlk atlamada ebe "birim birlik" der.

    Sonra "ikim ikilik" atlanır. Yatan oyuncu boyuna yükselir.

    Üçüm üçlük, dördüm dörtlük deyip yatanın sırtına vurarak atlarlar.

    Beşim silmeden, altım elma, yedim yarma, sekizim sek sek dediklerinde tek ayak üstüne düşerler. Dokuzum durak derler ve atlayan düştüğü yerde saplanır kalır.

    Sonradan atlayanlar, önceden atlayanlara değerse yanarlar. Bu kez yanan kimse, o yumulur (EĞİLİR).

    Onum orak dediklerinde yumulanın sırtında sanki orak biçer gibi bir elleriyle çırpma yaparlar.

    Onbirim yağlı börek, onikisi soğan dolması, onüçüncüsü olsa da yesek, ondördüncüsü hamamda karılar, onbeşincisi birbirini kovalar. Böylece atlayan seke seke kaçmaya başlar. Biri yere basarda görevli onu yakalarsa görevi ona devreder. Atlayamayanlar da zaten oyundan çıkmış olurlar.

    Bu oyunu bize gönderen Ardeşen Kaymakamı Cemil KILINÇ ve Ardeşen Belediye Başkanı Mümtaz SİNAN'a teşekkür ederiz.

    DİĞER BİÇİMİ İSE AŞAĞIDADIR:

    noimage

    Bu oyunu erkek çocuklar oynar. Oyuncular 8-10 kişilik gruplara ayrılır. İçlerinden biri ebe seçilir. Ebe olan oyuncu belden öne doğru eğilir, ellerini dizlerinin üzerine koyar. Diğer oyuncular da bu arkadaşlarının üzerinden atlamak üzere art arda dizilirler.

    İlk sırada yer alan oyuncu "Birdirbir" diyerek ellerini ebenin sırtına bastırıp üzerinden atlar. Diğer oyuncular da onu izlerler. Ancak her biri sırasındaki yerlerine göre veya atlayış sırasına uygun olarak:

    - İkidir iki, kurnazdır tilki!
    - Üçtür üç, ebelik güç!
    - Dörttür dört, kuş gibi öt!
    - Beştir beş, seni aldım eş!
    - Altıdır altı, o şamarı kim attı!
    - Yedidir yedi, elim sırtına değdi!
    - Sekizim seksek!
    - Dokuzum durak! diyerek ebenin üzerinden atlarlar.

    Atlayan her oyuncu olduğu yerde durup kalır. Diğerleri onlara değmemeye çalışır. Bu nedenle ilk atlayan oyuncular ellerinden geldiğince uzak mesafeye atlamaya çalışacaklardır.

    Dokuzuncu oyuncudan sonraki oyuncular da atlama sırasında şunları söylerler:

    - Onum orak, haydi oturak!
    - On birim yağlı börek!
    - On ikim tuzlu çörek!

    Bu atlamalar sırasında, atlayan oyuncu duran bir oyuncuya değerse bu kez ebe kendisi olur. Oyun böylece sürüp gider.




    BABADİK

    İki grup arasında oynanan oyunun malzemeleri bir top ve yedi adet yassı taştan ibarettir. Yassı taşlar üst üste dizilir. Amaç altı yedi metre uzaktan topu yuvarlayarak taşları yıkmaktır. Atış yapılıp, taşların yıkılmasıyla oyun başlar. Top karşı takımdadır, atışı yapan grup yıktıkları taşları tekrar üst üste dizmeye çalışırken, diğer grup ellerindeki topu elden ele geçirerek onları vurmaya çalışır. Topla vurulan oyun dışı kalır. Eğer vurulmaya çalışılan kişi, atılan topu yakalayabilirse, topu rakiplerinin alamayacağı bir yere fırlatarak takımına zaman kazandırmış olur.

    Onlar taşları bu sırada üst üste dizmeye çalışırlar. Her ne kadar kulağa kolay işmiş gibi gelse de üst üste yedi taşı yıkmadan koymak çetin iştir. Tüm taşları dizerlerse, oyunu kazanırlar, eğer gruptaki oyuncuların hepsi taşları dizemeden rakipleri tarafından vurulursa kaybederler.




    BEŞTAŞ OYUNU

    Kaç kişiyle oynanır: Birden fazla kişiyle oynanır.

    Malzemeler: Beş tane yuvarlak taşla oynanır.

    Nasıl oynanır: Oyunun aşamaları şöyledir.

    A. Birler: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.

    B. İkiler: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır. Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.

    C. Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.

    D. Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.

    F. Dedeler: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şahadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.



    Balık Battı

    Televizyonun yaygınlaşmasından önce akşam misafirliklerinde kadınlı erkekli gruplar tarafından oynanan bir oyundur. Grup halka olur, bağdaş kurup oturur, herkes ellerini bacaklarının altına sokar. Bir kişi ise halkanın ortasında oturur. Halkada oturanlar ellerindeki kıvrılmış bir mendili birbirlerine ebeye yakalanmadan verirler.

    Ebe ise mendilin kimde olduğunu anlamaya çalışır. Herkes ebe baktığında sanki mendil kendisindeymiş gibi paniğe kapılmış görünmeye çalışarak ebeyi yanıltır, bu esnada mendil elden ele dolaşır. Arada bir mendille ebeye vurulup tekrar saklanır. Ebe mendili kimin elinde yakalarsa yeni ebe o olur.



    Balli

    Dizmek için üst üste durabilecek yassılıkta genelde deniz ve akarsu kenarlarında bulabileceğiniz 7-8 adet yassı daire şekline yakın taş. Her oyuncunun insan eli büyüklüğünde dizilen taşları devirmek için kullanacağı yine yassı ve daire şeklinde el taşı. Bu el taşı candan bir kül tablası ebat ve şeklindedir. Taşın kalınlığını anlamanız için söylüyorum.

    En az üç oyuncu ile oynanan oyunumuz Amerikalıların bowlingini andırır. Uzak bir mesafeden üstüste dizilen taşları devirme esasına dayanır.Bir kişi ebe olur. Diğerleri sırayla atış yaparak taşları devirmeye çalışır. Üst üste dizilen tüm taşlar devrilmelidir. Eğer atıcıların ilk turundan sonra hiç taş devrilmezse ebe kurtulur. Ancak bir tane bile devrilirse tüm atıcılar tekrar atış hakkı kazanır. Tüm taşlar devrilinceye kadar bu durum devam eder.

    Tüm taşlar devrilince diğer oyuncular kaçar, ebe taşları tekrar dizerek atıcılardan birini yakalamaya çalışır. Bu sırada dizdiği taşları deviren olursa tekrar dizmek zorundadır. Ebe ancak taşların tamamı dizili bir vaziyetteyken başka birini sobelerse kurtulur. Oyun böyle sürüp gider.
#19.04.2009 18:06 0 0 0