Inter - Milan maçını ve bizim futbolumuz.

Son güncelleme: 06.06.2005 18:18
  • noimage
    Bir maçın yarım kaldığını en son gördüğümde 1967 yılıydı.. Aradan geçen bunca yıldan sonra bir Şampiyonlar Ligi maçının yarım kaldığına tanık oldum.
    Her biri 300 Euroluk biletlere sahip insanların "Paramızı isteriz" diye bağırıp çağırmadan stadı gülerek terkettiklerini de ilk kez görmüş oldum böylece...
    İnter'e ne kadar ceza geleceğini, UEFA'nın ülkesine ve takımına göre çifte standart uygulayıp uygulamayacağını yakında göreceğiz.
    Salı akşamı muazzam bir atmosferde oynanan, kötü bir futbolu izlerken düşündüklerimi aktarayım size bugün..
    Salı akşamı izlediğim oyuna her şey denebilirdi belki, ama asla futbol denilemezdi.
    Hiçbir oyuncunun ikinci bir hareket yapabilecek vakti yok, topla buluştuğu anda ne yapacağını bilmeyenin topu kaptırması kaçınılmaz...
    Bizim ligimizde ise futbol böyle oynanmıyor biliyorsunuz.
    Bizde topu ayağına alan her oyuncunun topun etrafında bir ya da iki kere dönmeye, kafasını kaldırıp sağa sola bakmaya, pas verecek kimse bulamadığında da topla şöyle bir sekiz - on metre hareketlenmeye vakti olabiliyor.
    Ve bence bizim seyrettiğimiz bu oyun, birçoklarına "çağdışı" gelebilir elbette ama, futbolun orijinal haline daha yakın.
    İnter - Milan maçını izlerken bizim "çağdışı" futbolumuz burnumda tüttü.
    Eğer bu anti futbol genel kabul gören bir akım olarak tüm dünyada yaygınlaşmaya başlarsa - ki bir çok ülke ve takım buna özeniyor - futbola yatırım yapanlar gelecekte büyük paralar kaybedecek.
    Böyle bir oyunu kimsenin seyredebileceğini sanmıyorum.
    Ben Ronaldinho'nun çalımlarını, Alex'in paslarını, Yıldıray' ın topla kaleye doğru gidişini seyretmeyi seviyorum.. Eminim ki, birçok futbolsever de onlar gibilerini seyretmek istiyor, dan dun topa vuran kazmaları değil!
    Eğer futbol bu çerçeve içinde oynanacak olursa, futbolun asıl unsuru seyirciyi sahada tutmanın bir tek yolu kalıyor: Fanatizm!
    Salı gecesi bunun da en çarpıcı örneklerini izleme olanağı buldum Giuseppe Meazza'da..
    Milan taraftarlarının takımı nasıl ileri ittiklerini, İnter taraftarlarının takımı nasıl "yaktıklarını"...
    Bizde en sıradan futbolcunun rahatça yapabileceği en sıradan hareketin nasıl "bravo" çığlıkları ile teşvik edildiğini, takımın en kötü oyuncusunun bile nasıl alkışlandığını gördüm. Kendi oyuncularının en ufak hatasına bile katlanamayan Saraçoğlu'ndaki, Ali Sami Yen'deki sözde taraftarlar geldi aklıma nedense...
    Şunu söylemem gerekiyor ki, bizim taraftarlarımızın takımlarını ateşledikleri bir şehir efsanesinden başka bir şey değil..
    Birçok takımın kendi sahasından çok deplasmanda daha rahat oynadığını nasıl açıklamalıyız, bu önerme doğruysa ?

    Stat yanıyordu, kimsenin burnu kanamadı!

    İnter - Milan maçının benim için çok çarpıcı olan bir yönü de İnter taraftarlarının sahaya yağdırdıkları yanıcı maddeler ve su şişeleriydi..
    Bıkıp usanmadan dakikalarca bunu tekrarladılar..
    Bizde olsaydı ne olurdu diye düşündüm:
    Önce anons yapılırdı: Atmayın arkadaşlar, atmayın lütfen, atmayın dedik lan! (Milano'da hiç anons yapılmadı.)
    Sonra polisler yalın cop seyircinin arasına dalar, suçlu suçsuz ayırt etmeden önüne geleni coplar, bir sürü insanın canı yanardı. (Milano'da bir tek polis bile tribüne girmedi, kimse dayak yemedi.. En sonunda en azgın taraftar bile sakince stadı terketti..)
    Çıldıran taraftarlar su şişesi ve meşale atmakla yetinmez stadın koltuklarını söküp sahaya atarlardı. (Milano'da bir tek koltuk sökülmedi, acaba bizim koltuklar mı çok çürük ?)
    Olaylar bununla kalmaz, stadın dışına taşar, etraftaki camlar vitrinler kırılır, rakip takım taraftarlarından ele geçirilenler bir güzel dayak yerdi.. (Stattan çıkan kimse diğerine saldırmadı.. Stattan yan yana çıkan, kendi takımları için bağıran ama birbirlerine tek söz etmeyen, satışmayan insanlar da gördü bu gözlerim!)
    Ve en güzeli: Benim bulunduğum tribünde yanımda Milan'lı iki taraftar vardı.. Etrafımız da İnter'lilerle çevriliydi. Milan gol atınca ikisi birden gooool diye ayağa fırlayıp bilinen el kol hareketlerinden de yaptılar, ama kimse onlara "Ne yapıyorsun ?" bile demedi..
    Stat neredeyse yanıyordu, ama gece kimsenin canı yanmadan, kimsenin burnu bile kanamadan bitti.
#14.04.2005 11:46 0 0 0
  • kurtjara kardesim malesef o sadece turkiyede olmuyor. gecen ay holanada-rotterdam cehenneme dondu (feyenoord-ajax maci (fb-gs ile kiyaslaniliyor))

    ve feyenoordlu bir taraftar kendi takimdaslari tarafindan dovulerek olduruldu.
    ve yuzlerce yarali.3 sene onceki rotterdamdaki eufa kupasi finalinde (gs nin kazandigini ertesi esenesi) feyenoordun kupayi kazandigi aksam rotterdam cehenneme dondu stadin onundeki dukkanlardan baslayin taa kutlamarin yapidigi sehir merkezindeki meydanin cevresindeki dukkanlarin camlarina kadar butun camlari arabalari hurdaya cevirdiler.en onemlisi kendi kendilerine saldiriyorlar + kupayi kazandiklari halde

    yani demek istedigim sadece bizim vatanistanda olmuyor avrupanin besigindede oluyor.
#06.06.2005 18:18 0 0 0