Binicilik

Son güncelleme: 23.04.2009 19:39
  • Binicilik - Binicilik sporu

    Binicilik, kısaca ata binme becerisi olarak tanımlanabilir. Biniciliğin tarihi çok eski zamanlara kadar uzanır. Binicilik tarihine damgasını vuranlar, belki de savaşlarda önemli rol oynayan, süvari de denen atlı askerlerdir. İlk süvari birliklerini İÖ 2600'de Çinlilerin kurdukları bilinmektedir. Ama binicilikte asıl gelişme, 5. yüzyılda eyerin bulunmasından sonra gerçekleşti. Daha önceleri çıplak atın sırtına binilir ya da atın sırtına bir kilim ve battaniye atılarak oturulurdu.

    Günümüzde askeri amaçlı binicilik gerilerken, spor amaçlı binicilik önem kazanmıştır. Binicilikte başlıca iki biçim vardır: İngiliz ve Batı biniciliği. İngiliz biniciliği spor amacıyla yapılan biniciliktir. Batı biniciliği ise Amerika kıtalarında kovboy denen sığır çobanlarına özgü biniciliktir. Kovboylar, uzun üzengili ağır eyerler kullanır ve bacakları düz duracak biçimde ata binerler. İngiliz biniciliği ise, binicinin güvenliğini, binicinin atı denetimini ve atın rahatlığını dikkate alan bir anlayışa dayanır. Çocukların ata binmeyi öğrenmelerinin en iyi yolu, genellikle boylarına uygun, yere sağlam basan midillilere binmektir.


    Ata binme ve attan inme
    Ata, atın sol tarafından binilir. Atın hareketsiz kalmasını sağlamak için dizgin sol elde tutulur. Binici, sol omzu atın sol tarafına gelecek biçimde, sırtı atın kuyruk tarafına gelecek şekilde durur. Sol elini atın iki kürek kemiği arasındaki boşluğa koyar. Sol ayağını üzengiye geçirir ve ayağıyla bastırarak üzengiyi kolanın altına doğru iter. Sonra ata doğru döner ve eyerin ortasını ya da öte yandaki kenarını tutarak hafifçe sıçrar. Sağ bacağını atın üzerinden aşırarak yavaşça eyere oturur. Sağ ayağını da üzengiye geçirerek rahat bir oturuş sağlar ve dizginleri denetimi altına alır. Ata binerken sağ elle eyeri tutup çekmek, eyerin yerinden çıkmasına yol açabileceği için yanlış bir harekettir. Ata binmenin temeli dengeli bir biçimde sıçramaya ve sağ ayağını atın üzerinden seri biçimde aşırmaya dayanır. Attan değişik biçimlerde inilebilir. Binici genellikle atı durduktan sonra, dizginleri ve varsa kamçıyı sol eline alır. Ayaklarını üzengilerden çıkarır ve öne doğru hafifçe eğilerek sol elini atın boynuna, sağ elini eyerin ön bölümüne dayar. Sağ bacağını atın sırtından sol tarafına aşırarak yere atlar. Binici yavaşça parmak uçları üzerine ve atın biraz açığına inmelidir. Daha sonra dizginler sağ ele alınır ve at kısa mesafeden tutulur. Attan inmeden önce dikkat edilecek en önemli nokta, her iki ayağın da üzengilerden çıkarılmış olmasıdır.

    Binicilikte duruşlar
    Pek çok binicilik stili ve bu stillerin kendilerine özgü duruşları vardır. Fakat dünya çapında kullanılan ortak kurallar bulunmaktadır. Binicilikte ata yapılan doğal yardımlar sırasıyla, dizgin, baldır ve ağırlıktır. Bu ana unsurların dışında ses, kamçı ve mahmuz gibi ek araçlar da kullanılır. Atın sırtında duruş çok önemlidir ve biniciliğin temelini oluşturur. Binicinin eyerin üstünde, başı ve vücudu dik biçimde oturması gerekir. Eyerin en derin kısmına yerleşmek önemlidir. Üzengi binicinin atın sırtında güvenle durmasına ve dengesini sağlamasına yardımcı olur. Ayaklar üzengide yaklaşık 45° açıyla dışarıya dönük olmalı, topuklar ayak ucundan biraz aşağıda ve dizler eyere değecek biçimde durmalıdır. Dizginler sol elde ya da her iki elde ayrı ayrı tutulur. Dizginler ne gevşek ne de gergin olmalıdır. Gevşek tutulduğunda atın denetimi zorlaşır. Dizginleri germek de atın rahat olmasını engeller. Acemi biniciler ayağının tümünü üzengiye yerleştirir ve böylece kendilerini daha güvende hissederler. Oysa usta biniciler yalnızca ayağın tarak kemiği hizasından üzengiye basarlar. Bu biniş biniciye daha iyi bir denetim olanağı verir ve baldırlar ile topuklarını etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlar.Ayrıca üzengiyi ayağın tamamına sokmak , tehlikeli bir zamanda , mesela düşerken üzenginin ayakta kalarak binicinin sürüklenebilmesine neden olur. Her yürüyüş şekline ve binilen stile göre farklı duruşlar olduğu için bunları tek bir başlık altında toplamak yanlış olacaktır.

    Atın yürüyüş biçimleri
    Atların değişik yürüyüş biçimleri vardır. Atın bazı yürüyüş biçimleri doğuştan gelir. Bazı yürüyüş biçimleri de ata sonradan öğretilebilir. Her atın üç doğal yürüyüşü vardır. Bunlar adeta, süratli ve dörtnal olarak adlandırılır. Ayrıca atlar sonradan da yürüyüş biçimleri edinebilirler. Rahvan, eşkin gibi yürüyüş biçimleri atların sonradan edindiği yürüyüşlerdir. Doğal yürüyüş biçimlerinin en yavaşı adetadır. Bu yürüyüş, acemi binicilerin kendilerini en rahat hissettiği biçimdir. Adeta yürüyüş biçiminde at önce bir yanındaki, sonra da öbür yanındaki ayaklarını ileri atar. Yürüyüş boyunca ayakları yere çok yakın kalır. Süratli, atın biraz daha hızlı bir yürüyüş biçimidir. Bu yürüyüş biçiminde atın çaprazındaki bacaklar birlikte hareket eder. Süratlide at binicisini sıçratır ve bundan dolayı binici ayaklarını üzengiye basarak eyer üzerinden kendini hafifçe kaldırmalıdır. Ya da adi süratli denilen yürüyüş biçimi için binici , eyere hiç kalkmadan oturacak ve baldırları ile atı sıkıştıracaktır. Dörtnal, atın doğal yürüyüşünün en hızlısıdır. At dörtnalda önce arka ayaklardan birini ileri atar, ikinci adımda öbür arka ayakla birlikte ona çapraz ön ayağını, üçüncü adımda da öteki ön ayağını ileri atar. Bu noktada atın bütün ayakları yerden kesilir. At ilk attığı ön ayağını yere bastıktan sonra bütün bu hareketleri tekrarlar. At, dizginler hafifçe çekilerek ve baldırlarla biraz sıkıştırılarak durdurulur.
#23.04.2009 19:39 0 0 0