Periyodik cetvel

Son güncelleme: 29.04.2009 10:55
  • Periyodik cetvel - periyodik cetvelin tarihi - periyodik cetvelin tarihi gelişimi periyodik cetvelin tarihsel gelişimi - Periyodik cetvel hakkında

    Periyodik cetvel kimyasal elementlerin sınıflandırılmasına yarayan tablodur. Bu tablo bilinen bütün elementlerin artan atom numaralarına (buna proton sayısı da denir) göre bir sıralanışdır. Periyodik cetvelden önce de bu yönde çalışmalar yapılmış olmakla birlikte, icadı genellikle Rus kimyager Dmitri Mendeleev'e maledilir. 1869'da Mendeleev, tabloyu, atomların artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin tekrarlanıyor olmasından oluşturmuştur.

    Altın, gümüş, kalay, bakır, kurşun ve cıva gibi elementler eski çağlardan beri biliniyordu. Bir elementin ilk bilimsel olarak bulunması 1649 yılında Henning Brand'ın fosforu bulmasıyla başlamıştır. Bundan sonraki 200 yıl boyunca elementler ve onları bileşikleri hakkında kimyacılar tarafından pekçok bilgi elde edilmiştir. Bununla beraber 1869 yılına kadar toplam 63 element bulunabilmiştir. 1817 yılında Johann Dobereiner benzer kimyasal özelliklere sahip olan stronsiyum, kalsiyum ve baryuma bakarak, stronsiyumun atom ağırlığının kalsiyum ve baryum atom ağırlıklarının ortasında olduğuna dikkat çekmiştir. 1829 yılında klor, brom ve iyot üçlüsünün de benzer özellikler gösterdiği bulunmuşdu. Yine benzer davranış lityum, sodyum ve potasyum için de gözleniyordu. 1829 ve 1858 yılları arasında bu konuda pek çok araştırma yapıldı. Bu sırada halojenler grubu katıldı. Oksijen, kükürt, selenyum ve tellür bir grubun üyesi olarak düşünülürken azot, fosfor, arsenik, antimon ve bizmut başka bir grup içine yerleştirildiler. İlk periyodik tabloyu oluşturma şerefi Fransız bilim adamı A. E. Beguyer de Chancourtois'e düştü. De Chancourtois, silindirin çevresine 16 kütle birimleri yerleştirerek elementleri buraya oturttu. Benzer özelliklerdeki elementler bu silindir üzerinde düşey satırlarda gruba ayırmıştı. Atom ağırlıkları sekizin katı kadar olan elementlerin özellikleri benzerdi. 1864 yılında yazılan bir yazıda Newlands bunu Oktav kanunu (Law of Octaves) olarak tanımladı. Bu kanuna göre herhangi bir element tablodaki sekizinci elementle benzerlikler gösteriyordu.



    Genelde periyodik tablonun babası olarak Alman bilim adamı Lother Meyer ve Rus bilim adamı Dmitri Mendeleev kabul edilir. Her ikisi de birbirinden habersiz olarak dikkate değer benzer sonuçlar ürettiler. Mendeleev atomların artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin tekrarlandığını görmüştür. Daha sonra elementleri tekrarlanan özelliklerine göre alt alta sıralayarak ilk iki periyodu yedişer, sonraki üç periyodu ise onyedişer element içeren bir periyodik sistem hazırlamıştır. Mendeleev'in hazırladığı periyodik sistemde bazı yerleri henüz keşfedilmemiş elementlerin olduğunu düşünerek boş bırakmıştır. Daha sonra bulunan skandiyum, galyum, germanyum elementleri tablodaki boşluklara yerleşmişlerdir.
    1895 yılında Lord Rayleigh, kimyasal olarak inert yeni bir gazı (argon) keşfettiğini bildirdi. Bu element periyodik tabloda bilinen hiçbir yere oturtulamadı. 1898 yılında William Ramsey bu elementin klor ile potasyum arasında bir yere konulabileceğini önerdi. Helyumda aynı grubun bir üyesi olarak düşünüldü. Bu grup elementlerinin değerliklerinin sıfır olması nedeniyle sıfır grubu olarak adlandırıldı.
    Mendeleev'in periyodik tablosu her ne kadar elementlerin periyodik özelliklerini gösterse de neden özelliklerin tekrarlandığı konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir.
    1911 de Ernest Rutherford atom çekirdekleri alfa parçacıklarının saçılması deneyiyle çekirdek yükünün belirlenebileceğini gösterdi. Rutherford'un gösterdiği diğer bir şey bir çekirdeğin yükünün atom ağırlığı ile orantılı olduğuydu. Yine 1911 de A. Van den Broek bir seri çalışmasıyla elementlerin atom ağırlıklarının atom üzerindeki yüke yaklaşık eşit olduğunu gösterdi. Bu yük daha sonra atom numarası olarak tanımlandı ve periyodik tablodaki elementleri yerleştirmede kullanıldı. 1913 de Henry Moseley bir grup elementin X-ışınlar spektrum çizgilerin dalga boylarını ölçerek, atom numarası ile elementlerin X-ışınları dalga boylarının ilişkili olduğunu gösterdi. Bu çalışma Mendeleev, Mayer ve diğerlerinin yaptığı gibi atom ağırlıklarını temel seçmedeki yanlışlığı gösteriyordu.
    Fakat neden periyodik özellikler gözleniyor sorusunun yanıtı ise Niels Bohr un elementlerdeki elektronik yapıyı incelemesiyle başlar diyebilir.
    Periyodik tablodaki en son büyük değişiklik, 20. yüzyılın ortalarında Glenn Seaborg'un çalışmasıyla ortaya çıktı. 1940 da plutonyumu bulmasıyla başlayan araştırması, 94 den 102 ye kadar olan tüm uranyum ötesi elementlerin bulmasıyla sürdü. Periyodik tablodaki lantanit serisinin altına aktinitler serisini yerleştirdi. 1951 de Seaborg bu çalışmaları ile kimyada Nobel ödülünü kazandı. 106 nolu element seaborgiyum (Sg) olarak adlandırıldı.




    Özelliklere göre düzenleme

    Bir periyotta soldan sağa doğru gidildikçe,

    * Proton, nötron sayıları ve kütle numarası artar.
    * Atom numarası artar.
    * Değerlik elektron sayısı artar.
    * Elektron alma isteği (ametalik karakter) artar.
    * Yörünge sayısı değişmez.
    * Atom hacmi ve çapı azalır.

    Bir grupta yukarıdan aşağıya inildikçe,

    * Proton, nötron sayıları ve kütle numarası artar.
    * Atom numarası artar.
    * Değerlik elektron sayısı değişmez (Bu nedenle aynı gruptaki elementlerin kimyasal özellikleri benzerdir).
    * Elektron verme isteği(metalik karakter)artar.
    * Yörünge sayısı artar.
    * Atom hacmi ve çapı artar.

    Periyodik Tablo Hakkında Kısa Bilgi Kimyacılar,19.yüzyılın başlarında,elementlerin atom kütleleri ve kimyasal özellikleriyle,bunlar arasındaki ilişkiler konusunda çok yoğun çalışmalarda bulunmuşlar ve ilk olarak J.A.R Newlands adlı bilim adamı, elementler artan atom kütlelerine göre sıralandığında,bir elementin kendisini izleyen sekizinci elemente benzer özellikler gösterdiğini ifade eden oktavlar yasasını ortaya koymuştur.
    Elementleri,Periyodik olarak ilk defa düzenleyen J.L. Meyer ve D. Mendeleev (1869) adlı bilim adamıdır.Bu bilim adamları,benzer özellikler taşıyan elementleri ard arda dizdiklerinde,atom kütlesine dayanan bir tablo elde etmişler ve Galyum (Ga) ve Germanyum (Ge) gibi o zamanlar bilinmeyen bazı elemenlerin varlığını,hatta özelliklerini tahmin edebilmişlerdir.Bu konuda ilerliyen çalışmalar,elementlere ait periyodik(belirli bir düzen içinde tekrarlanan) özelliklerin atom kütlesine değil,atomun başka bir özelliğine bağlı olduğunu göstermiştir.Bu özelliğin atom numarası olduğu anlaşılmış ve günümüzde kullanılan modern periyodik tablo ortaya çıkmıştır.
    Modern periyodik sistem Kimya'yı kolaylaştıran en önemli araçlardan biridir. Bu tabloda elementler artan atom numaralarına göre sıralanmıştır. Bu sıralama benzer özellikteki elementleri aynı grup altında toplayacak şekildedir. Periyodik sistem temel olarak, değerlik, bileşik formülleri gibi, kimyasal özellikler gibi, yoğunluk, erime, kaynama sıcaklıkları gibi, fiziksel özellikler temel alınarak hazırlanmıştır.
    2. Periyodik Tablonun Şekli
    3. Periyodik Cetvelin Özellikleri
    1. Periyodik cetvelde düşey sütunlara grup yatay sıralara da periyot denir. 8 tane A (baş grup) 8 tanede B olmak üzere 16 grup vardır.*
    2. Bir elementin bulunduğu baş grup numarası onun değerlik elektron sayısına eşittir. Örneğin element 7A grubundaysa değerlik elektronu 7, 3A grubundaysa değerlik elektronu 3 dür.*
    3. Aynı gruptaki elementlerin değerlik elektronları aynı olduğundan kimyasal özellikleri de aynıdır.*
    4. Periyodik cetveldeki gruplar şöyle adlandırılır.*
    1A Alkali metaller*
    2A Toprak alkali metaller *
    3A Toprak metalleri*
    4A Karbon grubu*
    5A Azot grubu *
    6A Oksijen grubu*
    7A Halojenler*
    8A Soygazlar(asal gazlar)*
    5. Her periyot bir alkali metalle başlar ve bir soygaz ile biter. *
    6. Hidrojen alkali metal olmadığından 1.periyot alkali metalle başlamaz.*
    7. Periyotlarda soldan sağa doğru gidildikçe asitlik özelliği artar, bazlık ve elektrik iletkenliği azalır.*
    8. Soldan sağa doğru atom çapı azalırken yukarıdan aşağıya doğru atom çapı artar.*
    9. Soldan sağa doğru iyonlaşma enerjisi artarken yukarıdan aşağıya doğru iyonlaşma enerjisi azalır.*
    10. Soldan sağa doğru çap azaldığı için elementlerin elektron ilgisi (elektronegatiflik) artar, yukarıdan aşağıya doğru azalır.*
    11. Yukarıdan aşağıya doğru metalik özellik artar, soldan sağa doğru azalır.*
    4. Bazı Grupların Özellikleri
    1A GRUBU (ALKALİ METALLER) (Li, Na, K, Rb,Cs,Fr) *
    *
    1. Değerlik elektron sayıları bir olduğu için bu elektronunu kolaylıkla vererek bileşiklerinde sadece +1 değerlik alırlar. İyi indirgendirler.*
    *
    2. Çok aktif oldukları için tabiatta bileşikleri halinde bulunurlar. Tuzlarının elektroliziyle saf halde elde edilebilirler.*
    *
    3. Su ve hava oksijeniyle tepkimeye girdiklerinden laboratuvarda eter yada gaz yağında saklanırlar.*
    *
    4. Alevi karakteristik renklere boyarlar.( Na sarıya, Li kırmızıya )*
    5. Yumuşak ve parlaktırlar. Erime noktaları ve yoğunlukları küçüktür. Grupta yukarıdan aşağıya inildikçe yoğunlukları büyür, erime noktaları küçülür.**
#29.04.2009 10:55 0 0 0