Sesimin yetmediği yerde
çınlayan bir çığlığa dönüyor
bakışlarımın izleri
zamana isyan ediyor ve izliyor
teninin raksını, savrulan rüzgarlarda
sense; daha doğmamış şehirlerde
kendi yoksulluğunu arıyorsun
ve her defasında kendinden biraz daha
kaçarak ve uzaklaşarak umuttan
dönüyorsun, yolundan
yorgun bir yolcunun,
ayak izlerini geride bırakarak
Göçebe yalnızlıklarında bulduğun
durakları ev sanıp uyuyorsun her defasında
ta ki anlayıncaya kadar
son otobüsün kaçtığını
ve gecenin ayazı teninle
sevişmeye başlayıp, seni dondurana kadar.
sen yanlışlarından ve yalnızlıklardan
kaçıyorsun ve ben seni izliyorum
sessiz bir çığlıkla
sen kendini arıyorsun karanlığın içinde
ben sana bir ışık yakıyorum
bulabilmen için kendin olan
bir şeyi...