Parkinson Hastalığı Nedir ve Tedavileri

Son güncelleme: 18.10.2010 15:58
  • Parkinson hastalığı henüz tam olarak bilinmeyen nedenlerle beynin dopamin üreten hücrelerinin azaldığı nörolojik bir hastalıktır. Diğer tüm nörolojik hastalıklar gibi Parkinson hastalığı da kroniktir ve evreleri vardır.

    Klasik olarak 3 evresi vardır:

    1. evre: Hastalık etkilerinin gündelik yaşantı üzerinde belirgin değişikliklere neden olmadığı, 3-8 yıl sürebilen, tedaviden en çok yarar görülen evredir. Balayı evresi de denebilir.

    2. evre: Hastalığın ilerlemesine bağlı, hastanın günlük yaşantısını etkileyen yeni belirtilerin ortaya çıktığı evredir. Bu evrede istemli hareketlerde zorluklar ve kısıtlılıklar görülür. İstemsiz anormal hareketler (diskinezi gibi) ortaya çıkmaktadır.

    3. evre: Çok daha kısıtlayıcı olan evredir. Bu çöküş aşamasında genellikle halüsinasyonlar (varsanı), akıl karışıklığı, zihinsel bozukluklar gibi bilişsel sorunlar ortaya çıkar.


    BİLMENİZ GEREKENLER

    Parkinson hastalığının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Aşağıdaki belirtiler dikkat çekicidir:

    Uzuvların titremesi,
    Yer değiştirmede yavaşlık ve zorlanma,
    Sesin sertleşmesi ve zayıflaması,
    Belirli hareketleri yerine getirmede zorlanma,
    Yüz ifadesinin değişmesi .Parkinson hastalığı nedir?
    Beynimizin işlevini yerine getirmesini sağlayan beyin hücrelerine "nöron" adı verilir. Vücudumuzun diğer hücrelerinden farklı olarak beyin hücrelerimiz öldüğünde yenilenmezler.
    Nöronların birbiri ile konuşmasını ve iletişimini sağlayan kimyasallara "nörotransmitter" denir.
    Nörotransmitterler bir denge halinde bulunduklarında beyin işlevini kolaylıkla yerine getirir.
    "Dopamin" ve "asetilkolin" bu nörotransmitterlerden ikisidir. Vücudumuzun hareketlerinin kontrolünde rol alırlar.
    Beynin tabanındaki küçük bir alan olan "substantia nigra" veya "gri cevher" dopamin üreten merkezdir.
    Parkinson hastalığının nedeni halen tam olarak anlaşılamamış olmakla beraber bu hastalık ile birlikte substantia nigradaki hücrelerin büyük oranda öldüğü ve sonuç olarak daha az dopamin üretildiği bilinmektedir.
    Dopaminin azalması ile birlikte asetilkolin ile dopamin arasındaki denge dopamin aleyhine bozulmuş olur. Parkinson hastalığında ortaya çıkan belirtiler bu dengesizliğin bir sonucudur.
    Kimlerde görülür ne tür belirtiler verir?

    Parkinson genellikle kendini 60 yaşı civarlarında belli eden bir hastalıktır.
    Etkisi kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Kimilerinde hastalığın belirtileri zorlukla fark edilebilirken, kimilerinde ise şiddetli ve çok sayıda belirti bir arada bulunabilir.
    Hastalığın ilk belirtisi genellikle tremor adı verilen ritmik titremelerdir. Genellikle eller ve kollarda görülse de, bacaklarda, ayaklarda ve hatta çenede de ortaya çıkabilir.
    Parkinson hastalığına özgü tremorlar, tipik olarak hasta dinlenme halindeyken ortaya çıkar ve o vücut kısmının hareket etmesi ile düzelme gösterir. Tremorlar uykuda tamamen kesilir.
    Rijidite veya kaslarda sertleşme genellikle boyun omuz ve kolları etkiler. Zaman içinde bu sertleşmeler kas ağrısına neden olabilir.
    Parkinson hastalığı denge bozukluğuna yol açabilir ve bu durum kişinin yürümesini etkileyebilir, düşmelerin kolaylaşmasına neden olabilir.
    "Bradikinezi" yani hareketlerin yavaşlaması söz konusudur. Bu durum Parkinson hastalarının yürümeye başlarken, ekstra efor sarf etmelerini gerektirir.
    Yüz mimiklerindeki yavaşlama, duygusal ifadelerin yüze yansımasını güçleştirerek "poker yüzü" olarak adlandırılan donuk yüz ifadesinin oluşmasına yol açar.
    Bradikinezi çok ilerlediğinde, yutma güçlüğüne neden olabilir.
    Bradikinezinin hastanın hiç hareket edememesine neden olduğu "donma" durumu da hastaları oldukça rahatsız edici belirtilerden biridir. Bu durumda hasta tek başına yatağından çıkmakta yada yemek yemekte dahi zorlanabilir.
    Parkinson hastalığında görülebilecek daha nadir semptomlar: depresyon, kişilik değişikliği, bunama (demans), uyku ve konuşma bozuklukları, cinsel işlev bozukluklarıdır.


    Parkinson hastalığının tedavisi nasıldır?

    Parkinson hastalığı temel olarak ağızdan alınana ilaçlarla tedavi edilir. Bu yöntem başarısız olduğunda cerrahi tedavi düşünülebilir.
    Tedavinin temel amacı beyindeki dopamin-asetil kolin dengesini yeniden sağlamaktır.
    Parkinson hastalığının en çok bilinen ilacı "levodopa" veya "L-dopa"dır. Bu madde beynin dopamin yapabilmesi için gerekli olan bir kimyasaldır.
    Beyinde dopamin benzeri işlev gören ilaçlar da Parkinson hastalığı tedavisinde kullanılır. Bunlar arasında bromokriptin, lisurid, pergolin sayılabilir.
    Dopamin yetersizliğine bağlı semptomların iyileştirilmesinde, asetilkolin etkisini azaltan ilaçlar da kullanılabilir.
    İlaç tedavisi başlangıçta genellikle çok başarılıdır. Ancak zaman içinde ilaçların dozlarının değiştirilmesi ve hatta farklı ilaç kombinasyonlarının kullanılması en etkin sonuçların alınabilmesi için gerekli olabilir.
    Parkinson ilaçlarının bazı yan etkileri vardır. Bunlar arasında bulantı, ağız kuruluğu, görme bulanıklığı yer alır.
    Hasta ilaçları aldıktan bir süre sonra bradikinezi ortaya çıkabilir. Bu hareketler genellikle ağzı ve kolları etkileyen kontrolsüz hareketlerdir.
    On-off fenomeni: ilaç tedavisine veya hastalığın ilerleyişine bağlı olarak tüm hareketlerini yapabilen bir hastanın aniden hareket edemez hale gelmesi, veya tam tersi bir durumun ortaya çıkması on-off fenomeni olarak adlandırılır. Parkinson hastalığında görülebilen bir durumdur.
    Fizik tedavi hastanın ince hareket becerilerini, yürüme kabiliyetini ve vücut duruşunu iyileştirebilir.
    Doktorun, hastanın belirtilerindeki değişme ve tedaviye bağlı yan etkilerden haberdar edilmesi büyük önem taşır. Bunun için bir not defterine her gün ilaçların alındığı saat, varsa yan etki ve belirtilerdeki değişikliklerin kaydedilmesi, doktorun hastaya göre tedavi planlayarak, tedavinin kişiselleştirmesine yardımcı olabilir.
    İlaçları ve kullanılan dozları hastanın doktoru ile konuşmadan değiştirmemek gerekir.
    Parkinson hastalığı, tedavi olanakları olan bir hastalıktır ve bu tedaviler genellikle başarılı olmaktadır.
    Tedavinin başarısı, çoğunlukla hasta ve doktoru arasında açık bir iletişim kurulmasına bağlıdır.
    "Pallidotomi" bazı durumlarda parkinson hastalığı tedavisinde kullanılan cerrahi tedavinin adıdır.
    Cerrahi ile tremor (titreme), rijidite ve diskinezi iyileştirilebilir ancak donma ve düşmelerde daha sınırlı bir iyileşme sağlar.
    70 yaşın altında, başka bir hastalığı olmayan hastalar için cerrahi uygun olabilir. Demansı olan hastalar, cerrahi için uygun değildirler.
    Cerrahi işlem "stereotaksi" denilen bir işlem ile gerçekleştirilir. Bu işlem için hastanın genel anestezi alması gerekmez. Lokal anestezi ile bilgisayar destekli görüntüleme yöntemlerinden elde edilen bilgilerin ışığında, beynin içinde özel bir bölgeye bir iğne yardımı ile ulaşılır. Bunun için sadece kafatasında iğnenin geçebileceği bir delik açmak yeterlidir.
    Cerrahinin riskleri lokal anesteziye bağlı alerjik reaksiyon, enfeksiyon (menenjit, apse), kanama. Bu riskler tüm cerrahi operasyonlar için geçerli risklerdir ve nadir olarak görülebilirler.Parkinson Hastasını Anlamak

    Parkinson hastalığı yarı otomatik hareketler olan yürüme, ayakta durma, dönme gibi hareketleri etkiler. Hareketlerin başlamasında zorluk oluşur ve tamamlanması yavaşlar. İstemli bir hareketin oluşması için önce planlanması gerekir. Bu da her hareket için fiziksel ve düşünsel efor sarf edilmesi anlamına gelir ki, zaman içinde hastanın giderek daha fazla sıkıntı duymasına neden olur. Kasların zayıf olması, kişinin bu durumdan dolayı duyduğu sıkıntı ve çevredeki engeller, kapılar, dar geçitler, yerdeki çeşitli yükseltiler kişinin hareketlerinin kısıtlanmasına neden olur. Dengenin bozulması, bazı hastalarda olduğu gibi hipotansiyona bağlı baş dönmelerinin olması, eklemlerde ağrı ve katarakt gibi göz problemleri Parkinson hastalarının sık düşmelerine neden olmaktadır. Kasların güçlendirilmesi, esneme ve denge egzersizleri hastalarda düşmeleri engeller.

    Destek Grupları

    Parkinson çoğu zaman yalnız başa çıkılabilecek bir hastalık değildir, ailenin mutlaka destek vermesi gereklidir. Ancak hastanın olduğu kadar ailenin de desteğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle destek gruplara katılmak sıkıntıları paylaşmak, ortak sorunlara pratik çözümler bulmak en önem verilen konulardan biridir.PARKİNSON HASTALARINDA SIK GÖRÜLEN SORUNLAR VE BAZI BASİT ÖNERİLER
    Bu bölümde Parkinson hastalarının ve dolayısıyla hasta yakınlarının sıklıkla karşılaşabileceği sorunlardan ve bunlarla başa çıkma yollarından söz edilecektir.

    Aşağıdaki sorunlar listesi, yaşamakta olduğunuz bir sorunu içeriyor olabilir. Böyle değilse bile, sık rastlanan sorunlardan haberdar olmak, bu sorunlarla karşılaşıldığında sizi daha hazırlıklı kılacaktır.


    Düşme ve Parkinson

    Çeşitli nedenlerle meydana gelen denge kaybı ve düşme Parkinson hastalığında sık rastlanan sorunlardan birisidir. Ancak her hastanın hastalığı farklı biçimde seyredebilir ve herkes düş
#03.05.2009 01:16 0 0 0
  • noimagebu değerli bilgiler için
#18.10.2010 15:58 0 0 0