Nikola Vaptsarov

Son güncelleme: 11.05.2009 13:53
  • [ 1909 - 1942 ] Nikola Vaptsarov

    noimage


    "1909 yılında bulgaristan'ın Bansko kasabasında doğdu. Daha küçük yaşta edebiyata yöneldi. 1926'da babasının zoruyla Varna deniz-makine okuluna yazıldı. 1932'de orayı bitirip doğduğu yere döndü.

    Sofya Üniversitesi edebiyat koluna devam etmek istediyse de oraya girmeyi başaramadı ve bir kağıt fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. Böylece işçi sınıfıyla ilişkileri ve siyasal eylemleri başladı. Bundan sonra bir çok işlere girip çıktı, bir değirmende teknisyenlik, bir demiryolu deposunda tesviyeci kalfalığı, lokomotif ateşçiliği yaptı.

    1940'tan sonra da kendini bütünüyle siyasal hayata adadı. Bulgaristan Komünist Partisi saflarında politik faaliyetlerde bulundu. 1942'de alman istilacılarına karşı yıkıcı eylemlerinden dolayı polisce tutuklandı. Arkadaşlarını ele vermesi için aylarca işkence altında tutuldu. Sonra mahkeme edilip, ölüm cezasına çarptırıldı.
    23 temmuz 1942'de kurşuna dizildi. Beş arkadaşıyla birlikte idam edildi.

    Ömrü boyunca işçilerle yanyana yaşayan Vaptsarov, onların hayat deneylerini paylaştı, onların iç dünyasına ayna tuttu, onların gözleriyle baktı, onların sözleriyle seslenmeyi öğrendi, doğrudan doğruya onların adına konuştu. Şiirde halkının dilini kullandı, yığınlarla sarmaşdolaş olmanın en doğru yolu onca buydu. Onun tek amacı düşünce ve duygularını en anlaşılır biçimde halka iletmekti. Bunu da başardı, hem de son iki şiirini kanıyla yazarak.



#11.05.2009 13:52 0 0 0
  • Şairin kurşuna dizilmeden bir kaç saat önce karısına verdiği son şiirleri:


    ..
    Kavga amansız ve katı.
    Kavga, dedikleri gibi destansı.
    Ben düştüm. Yerimi başkası alacak... o kadar.
    Burda, bir kişinin lafı mı olur?

    Kurşuna diziliş, dizildikten sonra kurtlar.
    O kadar yalın ve akla yatkın.
    Ama birlikte olacağız fırtınada,
    Halkım, çünkü sevdik seni.

    23 Temmuz1942

    Saat 14.00... Bu şiirin yazıldığı vakit. Bununla birlikte yukarıdaki dörtlükleri yazanın da en son şiiri. İki ayrı küçük kağıt parçacıklarına yazılan bu şiir, bir veda havası değil sadece. Sosyalizme olan inancın, bu inanç uğruna verilecek kavganın mısraları. Nikola Vaptsarov'un idama giderken karısının eline tutuşturduğu "Kavga amansız ve katı" ile başlayan şiir hâlâ güncelliğini korumakta.
    Nikola Vaptsarov, 19 Aralık 1909 yılında Bulgaristan'ın Bansko kasabasında doğdu. 1926 yılında, babasının zoruyla deniz-makine okuluna yazıldı. 1932'de bu okulu bitirdikten sonra, Bansko'ya geri döndü. Bundan sonraki süreçte Sofya Üniversitesi Edebiyat bölümünü okuma isteği gerçekleşmeyince, kağıt fabrikasında çalışmaya başladı. Proletarya ile tanışmıştı bu sayede Nikola Vaptsarov. Bulgaristan Komünist Partisi'ne tereddütsüzce girdi. Kağıt fabrikasında çalışırken ilerde hayatını birleştireceği eşi olan Boyka Vaptsarova ile tanıştı ve 11 Şubat 1934'de evlendi. Bundan sonrası Vaptsarovlar çok zor bir hayat sürerler. Bir oda, bir mutfaktan ibaret bir evde yaşarlar. Nikola Vaptsarov, değirmende teknisyen olarak çalışır. Bu süreç Nikola Vaptsarov'un hayatına yön verdiği dönemlerdir. Sosyalizmle bu süre zarfında tanışır. Kitaplar okumaya, işçi piyesleri yazmaya başlar.
    Nikola Vaptsarov, işten atılır. Ailece Sofya'ya dönerler. Vapstsarovların ekonomisinden ziyade, Bulgaristan'ın da durumu iyi değildir. işsizlik had safhadadır. Vaptsarovların ellerindeki olan para çabucak tükenir. Hastalanan çocukları, üç gün içinde ölür. Çocuklarını gömmeye paraları yetmediği için, dostlarından yardım alırlar. Nikola Vaptsarov, fabrika fabrika iş arar. Soruşturmalar, Nikola Vaptsarov'un komünist olduğunu belgeler ve işe giremez. Yazarlar ve sanatçılarla tanışır. Devrimci kişilikler onu etkiler. Şiir yazma işi bu dönemden sonra hızlanır. İşçi sınıfı, devrim ve sosyalizm içerikli şiirler insanlığa armağan olarak, Nikola Vaptsarov'un kaleminden dökülür.
    İş bulması gerektir Nikola Vaptsarov'un. Demiryollarına makinist-ateşçi olarak işe girer. İşin, çok ağır olması birşeyi değiştirmez, parasızlıktan ötürü kabul edilir. Günde 10-12 saat kömür taşır. Kısa sürede hastalanır ve bu işi bırakır. Gecenin ilerleyen saatleri Nikola Vaptsarov'la dost olmuştur. Geç saatlere kadar şiir yazar. "Tarih" adlı şiiri bu döneme aittir.

    (...)
    Bu yüzden, uykularımdan
    çalarak yazdığım şiirler,
    parfüm kokmaz, bu yüzden
    kısadır o çatık kaşlı sözler.

    Çektiklerimiz için,
    yok ödül filan beklediğimiz
    ne de o koca ciltlerinde
    resmimiz olsun isteriz

    Yalnız yalın anlat öykümüzü
    geleceğin insanlarına
    yerimizi alacaklara anlat
    nasıl cesurduk kavgada.

    Nikola Vaptsarov'u tarih sahnesine çıkaran olgu onun komünist olmasıydı. Bulgar şiirinin yenilikçi kuşağını temsil ediyordu. Smirnenski işçi sınıfının ağır koşullarını, aynı konuları parti-sınıf ilişkileri içinde ele aldı. Bu da Nikola Vaptsarov'u Bulgar ve dünya insanlığı karşısında onurlu bir yere taşıdı. 1940 yılında tek kitabı "Motor Türküleri" yayınlandı. 1942 yılında Alman faşizmine karşı silahlı eylemlerinden dolayı tutuklandı. Nikola Vaptsarov'a aylarca işkence yapıldı. İşkenceler, komünist Nikola Vaptsarov'u çözemezken, faşizm acil tarafından yargılayıp, idam cezasına çarptırdı. 23 Temmuz 1942'de beş arkadaşıyla kurşuna dizilerek katledildi. Kurşuna dizilirken Hristo Botev'in "Kim ki özgürlük mücadelesinde düşerse / O ölmez..." şarkısını, idam mangalarının yüzüne haykırdılar.
    Temmuz ayının sıcaklığını yaşadığımız bugünlerde, aradan geçen 63 yıla rağmen devrimci kişilik olarak Nikola Vaptsarov, hala yanımızda yeralmaktadır. Nikola Vaptsarov, bir sanatçının nasıl olması gerektiğinin en iyi tarifidir. Yüreği aşkla doludur. Hiçbir engel bu aşkın önünde duramaz. İnsan sevgisi ile beslenir her geçen gün. Bu sevgi, faşizme olan kinini daha da büyütür. Bu kini sadece şiirlerle ifade etmez. Pratiği ile de ortaya koyar. İdama giderken uğruna mücadele verdiği halkının yanısıra, bir kişiyi daha unutmaz.... Hayattaki zorluklara göğüs germesinde her zaman yanında olan eşine bir şiir hediye eder;

    GELECEĞİM BAZEN UYKUDAYKEN SEN

    Geleceğim bazen, uykudayken sen
    Beklenmedik uzak bir konuk gibi
    Sokakta bir başıma koyma beni
    Kapıyı sürgüleme üstümden.
    Usulca girecek bir yere ilişeceğim
    Bir zaman, karanlıkta, bakacağım yüzüne
    Görüntün doyasıya dolunca gözlerime
    Seni kucaklayacak ve çıkıp gideceğim...
    uzakların kızı yabancı misali..
    Seni satırlara yazacağım defalarca ama
    sen beni her satırımda yine anlamayacaksın
    seni özleyeceğim belkide rüzgarın esmesı gıbı
    Seni sana anlatacağım rüzgar gıbı
    Sadece seni sana hiç doğmamış güneş gıbı
    Sen doğacaksın ama zaman hep aynı olacak
    Sen değişmeyeceksin acılar değişmeyecek
    Sevdalarım değişmedıkce
    Seni seveceğim yağmurun toprağı rüzgarın ıslak saclarını sevdığı
    gıbı
    Sen dunyaya yaratılan ebedı guzel bu gece rüzgara bırak
    Kendını feryatlarımı hasretımı dınleyen ruzgar bu gece senı
    Sessızce bana getırecek bırak kendını mum ısığının atesi gıbı.
    Tıtreyen yureğımın urkek sevdalarını hadı cekınme uzakların
    Kızı yosun cıceğım bak papatyalar kırlara salmıs kendılerını
    Kırların guzel tacı papatyalar olmus bu gece bır sen gel.
    Düşlerime BİR DÜŞ BIN GECEDE BİR HAYAL GIBI SEN GEL..

    BENDEN OLAN ŞİKAYETİNİ BANA MEMNUNİYETİNİ İSE
    DOSTLARINI ANLAT..
#11.05.2009 13:53 0 0 0