Bitkilerde Makro Besinler

Son güncelleme: 19.05.2009 00:33
  • Bitkiler - Makro Besinler



    Her maddenin başlığında ilk olarak bu maddelerin bitki aaaabolizmasında ne işe yaradığının örneklerini verecek sonra akvaryuma ne yolla girdiklerine değineceğim. Ardından eksikliklerindeki belirtilere ve ne yollarla miktarlarının arttırılacağına değineceğim. Yazının sonunda ise birkaç ufak not olacak.
    N(Azot):
    Aminoasitlerin temel yapı taşlarındandır. Her canlı için vazgeçilmezdir. Aminoasitlerin yapı taşı olduğu için doğal olarak enzimlerin ve proteinlerin inşasında da kullanılır. Enzimler ve proteinler de canlıların her türlü hayati fonksiyonunda yer aldığı için eksikliği durumunda bitkinin her türlü yaşamsal fonksiyonu etkilenir.


    Akvaryumda genelde amonyum amonyak nitrit ve nitrat şeklinde bulunur ve bu şekilde bitkilerce kullanılabilir. Ayrıca atmosferdeki azot gazı(N2) da suda çözünmüş halde bulunur ama bu bitkiler tarafından kullanılamaz.


    Akvaryuma yemler ile girer. Yemlerdeki proteinler ve enzimler balıkların sindirim sisteminde parçalanarak aminoasitlere ayrışır. Bu aminoasitlerin gerekli olanları vücutta kullanılıp geri kalanları çeşitli şekillerde vücutta yakılır ve sonuçta amonyak olarak solungaçlar vasıtası ile vücuttan atılır. Bundan sonra genelde biyolojik filtreleme ile nitrit ve nitrata çevrilirler. Bu evrelerin tamamında ortaya çıkan azot bileşikleri bitkilerce kullanılabilir.


    Yemler ile balığın vücuduna giren azotun diğer atım yolu da dışkılamadır. Bu şekilde atılan azot miktarı çok yoğun değildir yemlerin sindirilmeyen bir bölümü bu şekilde atılır. Dip çekimi yapılmazsa suda bakterilerce parçalanır ve yine ortaya amonyak çıkar.

    Azot eksikliği belirtileri:


    Eksikliğinde eski yapraklar hızla sararır. Yalnız sararma sadece azot eksikliğinin belirtisi değildir. Yeni yapraklarda gelişim yavaşlar. Zamanla yapraklar yumuşamaya başlar ve eski yapraklardan başlayarak ani şekilde erime baş gösterir.
    Azot eksikliği olduğu anlaşılınca yapılabilecek iki şey vardır. Bunlardan biri suya balık eklemek veya yemlemeyi arttırmaktır. Diğer yöntem de kimyasal ekleyerek azot miktarını arttırmaktır. Fakat kimyasal kullanımı test yaparak gerçekleştirilmeli çok hassas davranılmalıdır. Aksi halde tüm balıkların zehirlenebileceği bir durum ortaya çıkabilir. Sonuç da genelde ölümdür... Bu sebeple kimyasallar konusunda da akvaryum konusunda da belli bir bilgi birikimi ve tecrübesi olmayanlara asla tavsiye etmem. Bu uyarıya rağmen kimyasal kullanacak olanlar zirai gübreleri tercih etmesinler. Hem çok yoğundurlar hem de istenmeyen maddeler de suya eklenebilir. Gübrelerdeki azot da genelde üre veya ürik asit formunda olduğundan akvaryumda kullanımı istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Kullanılacaksa potasyum nitrat kullanılmalı kullanmadan önce akvaryumda amonyum amonyak nitrit ve nitrat testlerinin hepsi yapılmalı ve madde eklenirken çok hassas davranılmalıdır.


    Akvaryumda bulunan ve sıkça adı anılan kimi azot kaynaklarının formülleri:
    Azot Gazı: N2 (bitkilerce kullanılamaz)
    Amonyum: NH4 (özellikle pH'ı düşük ve filtrasyonu yetersiz akvaryumlarda bolca bulunur)

    Amonyak: NH3 (Balıkların solungaçlarından atılan azot bileşiği budur)

    Nitrit: NO2
    Nitrat: NO3






    Fosfor(P)


    Başta DNA olmak üzere pek çok önemli molekülün yapısına katılır. DNA'da nükleoitidlerin birbirine bağlanmasını sağlar. Yeni DNA yapılacaksa yani özellikle hücreler bölünüp çoğalacaksa fosfor olmazsa olmazlardandır. Bunun dışında RNA yapısına da katıldığından sadece hücre çoğalmasında değil hücrelerin yaşamının devam ettirilmesinde proteinlerin senaaalenmesinde de devamlı gereksinim duyulur. Bunun dışında da pek çok yaşamsal maddenin üretiminde önemli roller oynar.


    Suya yemlerle beraber bolca girer. Genelde akvaryumda fosfat(PO4) olarak bulunur. Azot kadar yoğun kullanılmadığı için azotla kıyaslanırsa suda az miktarda bulunması yeterlidir. Fazlası yosunları tetikleyici özelliktedir ve özellikle yosuna karşı hassas canlıların(sert mercanlar vs) beslendiği deniz akvaryumlarında yosunlandığında büyük sorunlar yaşayan ince ve küçük yapraklı bitkilerin bulunduğu bitki akvaryumlarında kontrol altında tutulması gerekir.


    Akvaryumda en az 02 ppm en fazla 1 ppm olmasını tavsiye ederim.


    Fosfor eksikliğinde:


    Eksikliğinde bitki gelişimi ciddi şekilde yavaşlar hatta tamamen durur. Belirtiler azot eksikliğindekine benzer. Sararma genelde yaprak kenarlarından başlayıp merkeze doğru ilerlerken kimi bitki türlerinde geniş lekeler halinde sararma olabilir. Bu tip bitkilerin teşhisinde dikkatli olunması gereken bir nokta vardır; leke halinde sararmalar potasyum eksikliğinde de görülür.


    Fosfor RNA'nın yapısına katıldığından protein üretiminde büyük öneme sahiptir. Direk olarak proteinin yapısında bulunmasa dahi üretimi için şarttır. Bu sebeple eksikliği azot eksikliğinin belirtilerine benzer. Çünkü fosforun aşırı oranda eksik olmasında temeli azot olan aminoasit kullanılamaz.


    Eksikliğinde akvaryuma K2PO4(potasyum fosfat) eklenebilir. Yarım litre saf suya 35 gram K2PO4 eklenir. Bir şırınga ile bu çözeltiden çekilecek her 1 ml 100 litre akvaryum suyundaki fosfat miktarını 05 ppm arttıracaktır.


    Potasyum(K)


    Bitkilerin hücre çoğalması ve özellikle kök oluşumunda çok önemli yeri vardır. Genelde bitkinin her yaşamsal fonksiyonu için önemli olsa da bu iki özelliğin üzerinde durmamın sebebi potasyum eksikliğinin teşhisinin püf noktasını belirtmektir. Azı zararlıdır çoğu da zararlıdır. Hatta bitkilerin çokluğu durumunda olumsuz etkilendikleri tek makro besindir bile denebilir.


    Bitkiler tarafından en çok harcanan makro besindir. Suda 15-20 ppm civarında bulunmalıdır. Bu değerlerin altına inmemeye veya üstüne çıkmamaya dikkat etmek yerinde olacaktır.


    Potasyum eksikliğinde:


    Eksikliğinde özellikle kök gelişimi olamak üzere gelişim hızı düşer hatta aşırı durumlarda durur. Yapraklar leke halinde sararma ile beraber önce delinmeye başlar sonra bu delikler genişlemeye başlar. Zamanla yapraklar ölür ve dökülür.




    Diğer makro besinlerin aksine akvaryuma yemlerle yeterince potasyum sağlamak zordur. Özellikle yoğun bitkili tanklarda potasyum eksikliği sık görülür. Elodea saz vb. Çok hızlı büyüyen bitkilerden bolca varsa potasyum eksikliğine dikkat edilmeli mümkünse belirtiler görülmeden azar azar eklenmelidir.


    Eksikliğinde potasyum sülfat(KSO4) ile gerekli ihtiyaç sağlanabilir. Tabii aynı zamanda azot eksikliği varsa potasyum nitrat(KNO3) da kullanılabilir. Sadece potasyum eksikliği üzerinde durduğumuzdan hesabı potasyum sülfat üzerinden vereceğim.


    1 litre saf suda 110 gram KSO4 çözülür. Bu çözeltiden şırınga ile 1 ml çekilip akvaryum suyuna eklenirse 100 litrelik bir akvaryumun potasyum değerini 0.5 ppm arttıracaktır. Bolca ihtiyaç duyulduğu için 100 litrelik akvaryumdaki potasyumu 10 ppm arttırmak için bu çözeltiden 20 ml eklenebilir. Yalnız ihtiyaçtan fazlasını eklememek gerekir.


    Titrasyon ile test edilemediği için doğal olarak piyasada azot ve fosfor bileşiklerindeki gibi titrasyon testleri yoktur. Bu sebeple kimi firmaların sıvı halindeki kapsamlı test kitlerinden potasyum testi çıkmazsa firmaya sinirlenmeyin normaldir.




    Notlar:


    - İnternette pek çok yerde potasyum eksikliğinde potasyum permanganat kullanılması tavsiyesinin verildiğini gördüm. Açıkçası bu inanılmaz bir hata olur. Potasyum permanganat çok güçlü bir zahirdir akvaryumun bütün biyolojik dengesini yok etmesinin yanında balıklar için de büyük tehliaaae sebep olur. Öldürmeyecek dozda kullanılsa bile uzun vadede balıklarda karaciğer rahatsızlıklarına sebebiyet vermektedir. Kısacası potasyum permanganat akvaryumda kullanılmaması gereken maddelerin başında gelir. Dezenfekte etmek için kullanılacaksa o zaman da ayrı bir kapta kullanılmalıdır. (Potasyum permanganat piyasada Permasol adı ile satılan dezenfektanın içeriğidir)




    - Potasyum eklemelerinde dikkat edilecek bir husus vardır. Eğer azot ve fosfor içeriğinde bahsettiğim potsyumlu bileşikler kullanılacaksa eksikliği o zaman potasyum sülfatın miktarını da ona göre azaltmak gerekir ki akvaryumda çok fazla potasyum birikimi olmasın.





    - Azot eklemesine çok dikkat edilmelidir. Özellikle amonyak ile bu açık kapatılacaksa(ki asla tavsiye etmem tehlikelidir) çok dikkatli ölçümler yapılmalı amonyak suya direk eklenmemeli önce saf su ile derişimi düşürülmelidir.
#19.05.2009 00:33 0 0 0