Her eğilip baktığımda başımın gövdemden ağır gelmesiyle yerde buluyorum kendimi...
Deyimlerden çıkmış bir cümle olabilir ama kafamın içindekiler, beynimi sömüren anlamsız yada belkide fazla anlamlı düşünceler taşımıyor artık bu bedeni...Her defasında düşmek mi bana yazılan, yada en acısı yerlerde sürünürken bile başımı kaldırabilecek gücü bulup (ki nerden bulduğumu anlamış değilim hala) düştüğüm yüksekliği görmek mi?
Niye farklı olduğumu devamlı yüzüme vuran kelimeler seçiyorlar benimle konuşurken?... Niye hissettiriyorlar ki bunu? Yüzümdeki tepkisiz maskenin atında devamlı ağlayan bir yüz olduğunu öğrenmek için mi bütün bu çabalar? Ne zaman acık verecek diye ben kaçtıkça bıkmadan üstüme gelmeleri...
Neden?...
Her şey yalan sadece düşlerim gerçek...
Düşlerim var rüzgara ters düşen...
Her attığım adımda onlara, biraz daha kaybediyorum içimdeki beni... Vardığıma kalacak mıyım?
Bilmiyorum.
Yalnız mıyım? onların dediklerine göre yalnız olamam... Etrafımdalar çünkü...
Ve evet bence de yanlız değilim kimsenin bilmediği 2 kişilik bir dünyam var benim..
Adım hala hayat kitabında yazıyor...
Gerçek çok şeffaf tıpkı, ağladığımda gözlerimin kıpkırmızı kesilmesi kadar...
Kahretsin, acınacak haldeyim yine, kelimelere vurmak bu olsa gerek...
Melekler, duymuyor sesimi
Karanlık işte yine her yer
Gözyaşlarım, keşkeleri yok edemiyor
Korkuyorum
İnancım kalmadı benim...