Kara gözleriyle bakarken hayata
Burnunda anne kokusu
Cebinde bilyeleri
Dilinde babadan kalma yarım bir türkü
öyle sıcak
öyle derin
Olacağı da bu değimliydi zaten
büyüdü.
Demir kapısından girerken daha
Ranzasına yatmadan
Dolabını yerleştirmeden
Unutmadan daha ekmek verdiği
sokak köpeğini
Ve daha kokusu geçmeden sarılmaların
Yavrum, büyük adam olmalısınların
Sesi çınlarken
kulaklarında
yatılı okul merakını yenmeden daha
beyninin içinde
As dedi ceketini
işte tam şuraya
Ruhunu da içinde bırakarak.
giderken alırsın.
Çıkarmadı hiç ceketini
ağlayan omuzlarından
Dur hele dur
Öyle kolay değil büyümek.
Elinde sigarası
yakmadan daha
Hem de gidip görmeden
duyup dinlemeden
varmadan daha
Vatanı savunan topraklara
El sallamadan otobüs camından
Annesinin ağlayan gözlerine
Dur dedi çaprazda
bir adam
As dedi ceketini
işte tam şuraya
Ruhunu içinde bırakarak
giderken alırsın.
Çıkarmadı hiç ceketini
ağlayan omuzlarından.
Ohh dedi içinden.
bundan sonrası kolay
Sabahlar oldu şimdi
akşamlar oldu
Ne yapmalı,
ne etmeli
Ne yapmalı
ne etmeli
Sabır
sabır
sabır
Gel dedi bir adam
Bir şirket
bir fabrika
Bacasından kara dumanlar çıkan
bir fabrika
Al dedi sana hayat
Al dedi sana
ekmek
su
aş
Hepsi ama hepsi senin olacaklar
Beklide daha fazlası
Gülerken daha
Yanağında gamzesi
Kalbinde sevinç
Dur dedi bir elini havaya kaldırarak
takım kravat bir adam
As dedi ceketini
işte tam şuraya
Ruhunu da içinde bırakarak.
giderken alırsın.
Çıkarmadı hiç ceketini
ağlayan omuzlarından
Ama bu sefer farklı bir şey daha yaptı
Mırıldandı içinden
ağlayan
omuzlarına
bakarak