şiirli menkıbe (kötü huy)

Son güncelleme: 25.05.2009 18:47
  • noimageKötü huy'un zararları



    Sıbgatullah Arvasi, , Allah adamlarından.

    Bir gün ona sordular, (Kötü huy)lu olmaktan.



    Buyurdu: (Kötü insan, kötü bilir herkesi.

    Bulunmaz kendisinde, merhametin zerresi.



    Nankördür, eşe dosta hiç değildir vefakâr.

    Bir iyilik yapsa da, sonradan başa kakar.



    Tanımaz helal haram, sakınmaz günahlardan.

    Kimseyle geçinemez, incinir herkes ondan.



    Hatta o, çok yapsa da nafile ibadeti,

    Alamaz sevap ecir, boşa gider zahmeti.



    Hadiste buyuruldu: (Kötü huylu kimseler,

    Huyları sebebiyle, Cehenneme girerler.)



    Kötü huylu bir kişi, benzer kırık testiye.

    Ne yama kabul eder, ne de döner eskiye.



    Öyle fenalıktır ki kötü huy bir insanda,

    Görmez iyiliğinin faydasını mizanda.



    İster ki, başkasına zarar versin durmadan.

    Zira böyle kişiler, zevk alır hep bunlardan.



    Halbuki kuyu kazsa, birine, biri eğer,

    Kazdığı o kuyuya, evvela kendi düşer.



    Vaktiyle garip biri, bir köyden geçer iken,

    Bir fırına uğrayıp, ekmek ister içerden.



    Velakin parasını vermek istediğinde,

    Bakar ki, hiç parası kalmamış üzerinde.



    Bir dilenci zanneder, fırıncı onu o an.

    Kalbinden geçirir ki: Bıktım artık bunlardan.



    Bir ekmeğin içine, bolca zehir koyarak,

    Verir o zavallıya, Allah'tan korkmayarak.



    Hiç bir şeyden haberi olmayan o müslüman,

    O zehirli ekmeği, alıp gider oradan.



    Bir köye girdiğinde, rast gelir genç birine.

    Askerden terhis olmuş, dönüyormuş evine.



    Acıkmış olduğunu söyleyince genç kişi,

    Ona merhametinden, acır ve yanar içi.



    Fırıncıdan aldığı ekmeği verir ona.

    Gönül rahatlığıyla, devam eder yoluna.



    Genç, orada oturup, o ekmeği yiyerek,

    Yürür gider evine, hiç bir şey bilmeyerek.



    Lakin başlar içinde o zehirin tesiri.

    Ve başlar titremeye vücudunun her yeri.



    Artık son nefesini alırken o genç adam,

    Der ki: (Ben, köyümüze yeni girmiştim ki tam,



    Yolcunun birisinden, bir ekmek alıp yedim.

    Ondan sonra başladı titremeye her yerim.)



    Bunu duyan fırıncı, başlar bir dövünmeye.

    Der: (Eyvah, o zehiri ben koydum o ekmeğe.



    Keşke yapmaz olaydım, yaptığım iş doğru mu?

    Ben, kendi elim ile zehirledim oğlumu.)



    Ne kadar pişman olup, üzüldüyse de içten,

    Lakin oğlu olmuştu, geçmiş idi iş işten.
#25.05.2009 18:47 0 0 0