Hayyam Garipoğlu

Son güncelleme: 26.05.2009 07:45
  • Hayyam Garipoğlu Kimdir - Hayyam Garipoğlu Resimleri - Hayyam Garipoğlu Biyografisi - Hayyam Garipoğlu Hakkında
    Garipoğlu kimdir? Garipoğlu, 1976da adım attığı iş dünyasında, adından Bezmene ait Rabakı 35 milyon dolara alarak söz ettirmişti.

    Adanada tekstilcilikle uğraşan Hayyam Garipoğlu, Marmara Birayı kurarak dikkat çekti.

    Sümerbankı 103.5 milyon dolara alan Garipoğlu, POAŞın özelleştirmesinde 1.6 milyar dolarla en yüksek teklifi yaptı..

    Dört yıl önce Bursada işlenen tefeci Nesim Malki cinayeti ile ilgili olarak gözaltına alındı. Garipoğlunun satın aldığı Sümerbanka, Nesim Malkinin para vererek ortak olduğu biliniyordu. Ayrıca cinayetin banka özelleştirildikten bir ay sonra gerçekleşmiş olması, Malki cinayetinde Garipoğlunun safdışı bırakma planlarının etkili olduğu yorumlarına yol açtı.

    Romanyanın en büyük beşinci rafinerisi olan Petromidiayı bu yılın Ocak ayında 450 milyon dolara satın aldı. Romen gazeteleri Garipoğlunun şirketi Akmaya AŞnin 450 milyon doları ödemesi konusunda Romen Hükümetinin endişeleri olduğunu yazdı.

    Yine bu yılın Ocak ayında 50 milyar lira sermaye ile Ceyhan Holding adında bir şirket kurdu.

    Garipoğlunun Ceyhanda bulunan Evren Tekstil iplik fabrikasında çalışan 580 işçi sokağa atıldı. İşçiler belediye tarafından ruhsatsız olduğu gerekçesiyle kapatılan fabrikanın, her yıl yeni bir isimle kurulduğunu belirtti. Sık sık fabrika kapatıp açtığı söylenen Garipoğlu hakkında birçok hileli iflas davası bulunuyor. Tazminatları ve ücretleri ödemekten kurtulmayı planlayan Garipoğlu' nun belediye ile danışıklı hareket ettiği öğrenildi.

    Babası Kasım Garipoğlu, 1994te, Ceyhandaki tekstil fabrikasında örgütlü bulunan Tekstil-İş sendikasına kızarak fabrikayı kapattığını; ayrıca Marmara Biraya da DİSKin girmeye çalıştığını, ama engellediklerini söylüyor.

    Türkbankın özelleştirme ihalesine şirketi İpeks Tekstil ile katıldı. Daha sonra Alaattin Çakıcının da adının karıştığı ihaleye fesat karıştırmak suçundan Korkmaz Yiğit ile birlikte yargılandı.

    noimage

    HAYYAM GARİPOĞLU BASIN ARACILIĞLA CEM GARİPOĞLU'NA SESLENDİ: TESLİM OL CEM

    Sabah gazetesinden Sevilay Yükselir, Münevver Karabulut'un katili olarak aranan Cem Garipoğlu'na amcası işadamı Hayyam Garipoğlu'yla konuştu.

    SEVİLAY YÜKSELİR / SABAH

    Beni dinle bir an önce teslim ol cezanı çek Cem!


    İşadamı Hayyam Garipoğlu, 'testereli cinayet' zanlısı yeğeninin teslim olup cezasını çekmesi gerektiğini belirterek şöyle seslendi: Hem kendi vicdanını rahatlat, hem bizleri kamuoyu nezdinde rahatlat..

    Soğuk bir mart gününde gitar kutusuna konulup çöp konteynırına atılan genç bir kıza ait ceset duyanların kanını dondurdu. 3 Mart'ta Bahçeşehir'de işlenen cinayetin üzerinden tam iki ay geçti. 17 yaşındaki katil zanlısı Cem ortada yok. Difüzyon kararı ile 186 ülkede aranıyor. Öldürülen Münevver'in ailesinin üzüntüsü katil zanlısının yakalanamaması ile daha da artıyor. Ve herkes üzüntülerine ortak oluyor. Cinayet üzerine çok yazılıp çizildi, konuşuldu. Zanlı Cem Garipoğlu'nun ailesi haliyle pek konuşacak durumda değildi. Geçtiğimiz günlerde Cem'in babası cinayetle ilgili olarak tutuklandı. Objektif gazetecilik adına bu hafta kayıt cihazımı Cem'in amcası işadamı Hayyam Garipoğlu'nun önüne koydum. Çünkü, muhakkak onların da konuşacak bir şeyleri vardı ve o güne ait duyduklarını, düşüncelerini anlattı. "Münevver'in ailesi bir kere öldü. Biz iki. Bir de intihar ederse üç olacak" diyor. Yeğeni Cem'e de bir an önce teslim olması için SABAH aracılığıyla mesaj gönderiyor. İşte o söyleşi...

    * Cinayeti nasıl duydunuz? Ne oldu ilk tepkiniz?
    Babasından duydum. Suratı bembeyaz, korkunç bir durumdaydı. İnsan nasıl bir tepki verebilir ki ilk duyduğunda? Çünkü ortada bir cinayet var, ölüm var... En önemlisi bu çocuk... Münevver nasıl öldürüldü? Boğazı mı kesildi, yoksa başını vurdu da düştü de mi öldü? Henüz bir adli tıp raporu yok elimizde.

    * Ama kardeşiniz tutuklandı.
    Bir kere kardeşimin bu olayla hiçbir ilgisi yok! Herkes adli tıp raporu çıktı sanıyor ama henüz yok. Ekspertiz raporu var. Şu anda "Babanın gömleğinde kan çıktı, baba da bu işte ilişkili" diye. Herkes böyle biliyor. Ama yalan bu.

    * Nedir peki bu kan lekesi?
    Çocuk silerken yerdeki kan lekelerini, gömlekle siliyor. Bir defa üç tane gömlek var. O üç gömlekte de kan lekesi var. Bir adam üç tane gömlek mi giyer? O gömlekle silinmiş atılmış sepete diğerlerine de bulaşmış. "Kız burada öldürülmedi" diyen yok ki! Kardeşimin o gün giydiği gömlekte kan lekesi yok! Orada olmadığını bin defa ispat ediyor. Ama nafile...

    * O halde neden tutuklandı?
    Bir ay boyunca televizyon programlarında yayınlanınca, yazılıp çizilince 'halk olayı' haline gelince birileri de dedi ki; "Biz bunu nasıl susturacağız, durduracağız. Ee çocuk da bulunamıyor. Kaçtı, gitti. Ne yapalım o zaman? Bizler örf ve adetlerine bağlı bir aileyiz. Aile birliğinin önemine inanan insanlarız. Bu kültürle yetişmiş birisi oğlu ile birlikte oğlunun sevgilisini, hayatta hiç görmediği birisini doğrayacaklar! Bir baba bunu yapar mı?

    CİNNET HALİ Mİ?
    * Ne oldu o gün? Ne biliyorsunuz?
    Bildiğim bir şey yok ama tahminim var. Bunlar eve gittiler ve herhangi bir şeyden dolayı kendi aralarında kavga etmeye başladılar. Birbirlerini ittiler. Kız düştü ve evde bulunan alçak bir masanın bir kenarına kafasını vurdu. Baktı kan var, kız uyanmıyor, öldü. Çocuk babadan, anneden korkuyor. "Benim üzerimde bu kadar emek veren, ihtimam gösteren bu kıza ben ne yaptım?" diye birden şaşırıyor ve şok oluyor ve ondan sonra ne oluyor öldüğünü de görüyor ne diyor?: "Ben bunu hemen buradan götüreyim, ortadan yok edeyim."

    * Yok etmek için Münevver'i o hale getirmesi... Bu kadar basit mi?
    Bakın. Ben bir uzmandan dinledim TV'de bu konu konuşulurken. Böyle bir olayla karşılaşan bir kişinin ilk tepkisi ondan kurtulmak ve onu kaybetmek istemesiymiş. Yani cinnet hali.

    * Kavganın sebebi uyuşturucu olabilir mi?
    Kesinlikle hayır! Uyuşturucu kullanan, hap kullanan biri okula gidebilir mi? Benim duyduğum. O gün Cem bir duble, kız da 4-5 duble votka içmiş. Cem babasına öyle demiş. Bir duble votkanın ne etkisi olabilir ki? Hapçı mı derseniz? Hapçı değil. Ben kesinlikle duymadım. Öyle bir şey hissetseler insan çocuğuna sahip olmak için hiç yanından ayırmaz. Alkol bağımlısı bile değil bu çocuk.

    * Cinselliğe zorlamış olabilir mi?
    Cinsellik değil. Kız bakireymiş. Bunlar 5 aydır birliktelermiş. Geziyorlar, tozuyorlar. Kızı okul çıkışı alıyormuş. Okulun yakınında bulunan bir kafede kızın doğum günü için bir yer ayırıyorlar. Oradan çıkıp bir taksiye biniyorlar. Düşünün ne kadar sevgililer, ne kadar arkadaşlar?

    * Peki anne? Anne ne anlatıyor size?
    Annesine "ben kız arkadaşımla geleceğim evden çıkar mısın" demiş. O da çıkıyor evden. Önce bankaya gidiyor. Sonra Işıl diye bir arkadaşına. "Akşam 19.00 gibi de küçük kızımın İngilizce hocası gelecekti eve gittim" diyor anne. Hatta "İngilizce hocasıyla da kapıda karşılaştık, eve de birlikte girdik" diyor. Sonra annesi bakıyor, yerler ıslak görüyor. "Ne yaptın Cem. Sen yine mi içki içtin, kustun mu?" diyor. O da annesine yuvarlak cevaplar veriyor. Sonra da babasını çağırmış.

    * O ana kadar hiç şüphe edilecek bir durum yok yani?
    Hayır yok. İyi ki de yok. Olsaydı annelik duygusuyla "Oğlum sen ne yaptın?" deyip, bir şeyler temizlemeye kalkardı. Suça iştirak etmiş olurdu. Bunu şok haliyle yaptığı belli. Bazen derler ya; "Ben ne yaptığımı bilmiyorum." Bu durum bunu özetliyor.


    * Saklanması için para ve koruma lazım.
    Bu çocuk Cem'se ihtiyacı yok korumaya. Yurtdışında olabilir. Bir arkadaşının yanında olabilir. Tek kalmaya da alışık bir çocuk bu. Beceriksiz bir çocuk değil. 8 yaşından beri yurtdışında yaşıyor. Çin'e, Japonya'ya, Fransa'ya, Amerika'ya gitmiş bir çocuk. Bu çocuk şimdi Avrupa ya da Amerika'ya gider. Orada bir yer bulur. Sessiz sedasız oturur.

    * Mafyaya teslim edildiği söyleniyor.
    Mafyaya çocuğu teslim edersen o çocuğu bir daha geri alabilir misin? Kim bunları uyduruyor. Gülüp geçiyorum bu söylenenlere.

    * Yanılıyorsunuz. Yardım görüyor.
    Kim yardım eder ona Sevilay Hanım? Gerçekten birileri yardım ediyor olabilir mi? Bu kadar ödül verdiler. Ben yanılmıyorum. Siz yanılıyorsunuz. Saklayan olsa bir defa ben bilirim.

    * Hayatından şüphe ediyor musunuz?
    Çok ediyoruz. Hem de çok. "İntihar eder mi?" diye korkuyoruz. Netice de oda bir çocuk. Hakikatten çocuk. Babası, "Acımız birdi. Oğlumuz hapis yatacak, iki oldu. Birde intihar ederse üçüncü bir acı daha gelecek" diyor. Babasının tek korkusu intihar etmiş olma ihtimali.

    * Bir amca olarak sizce Cem şimdi ne yapmalı?
    Teslim olup cezasını çekmeli. Beni duyuyorsa, "Teslim ol! Cezanı çek Cem" diyorum. "Hem kendi vicdanını rahatlat, hem bizleri kamuoyu nezdinde rahatlat."

    * Ailesini aradınız mı?
    Nasıl arayalım? Ne diyelim? Onların bir çocuğu öldü. Bizim iki çocuğumuz öldü. Zavallı tertemiz bir genç kız. Biz hâlâ onun üzüntüsünü çekiyoruz. Onun ailesi sanıyor ki umurumuzda değil. Nasıl umurumuzda olmaz? 88 yaşındaki babamın ağzını bıçak açmıyor. Her an kalp krizi geçirecek diye bekliyoruz. Annem 85 yaşında sürekli ağlıyor.

    * Kuzenleri ne diyor?
    Hepsi şoke oldular. Hepsi üzüntüdeler. Kız kardeşi okula gidemiyor. Çünkü diğer veliler istemiyor çocuğu. 8 yaşında küçük kızım var "Bu konuyu konuşmayalım" diyor. Etkileniyor. Aile de bir cani var şimdi. Bunu nasıl hissetmez olabilir ki aile üyeleri.

    Cem Garipoğlu'nun Moskova'da olduğu iddia edildi. Tülay Garipoğlu'nun kızı Sakine ile birlikte "Sakine'nin pasaportunun uzatılmasıyla ilgili bir işlem için" geçen hafta Moskova Büyükelçiliği konsolosluk bölümüne geldi. Kızının işlemleri yapılırken, görevlilerin şüphelenmesi üzerine anne ile kızının büyükelçilikten uzaklaştığı öne sürüldü. İkiliyi bina dışında bekleyen bir erkeğin daha olduğu ve üçünün de kayıplara karıştığı, anne ve kızı bekleyenin Cem Garipoğlu olduğu iddia edildi.
#26.05.2009 07:45 0 0 0