Meşrutiyet Dönemi Tiyatrosu - Genel Özellikleri

Son güncelleme: 28.05.2009 21:17
  • Meşrutiyet Dönemi Tiyatrosu - Genel Özellikleri - Tiyatro Oyunları - Servet-İ Fünûn Dönemi Tiyatrosu


    Meşrutiyet Dönemi Tiyatrosu

    1860 yılında İbrahim Şinasi, Tercümân-ı Ahvâl gazetesinde “Devlete asker veren, vergi veren, devlet buyruklarını yerine getiren millet, devletin iyi mi, kötü mü yönetildiği hakkında düşündüklerini söyleme hakkına sahiptir.” düşüncesini ileri sürer.

    Şinasi’nin bu düşüncesi Namık Kemal tarafından da benimsenir ve tüm baskılara karşın sürekli işlenir.

    II. Abdülhamit meşrutiyet yönetimini kurmaya, anayasa yaptırıp yurdu ona göre yönetmeye, meclisi ve senatoyu toplamaya söz vererek padişah olmasına karşın bu sözlerini yerine getirmez. Fakat özgürlüğü sağlamak için yıllarca yapılan gizli çalışmaların ve baskılara direnen aydınların çabaları sonucu II. Abdülhamit 1908′de II. Meşrutiyeti ilân etmek zorunda kalır.

    1908′den sonra başlayan yeni dönemde tiyatro çalışmaları hızlanır. Tanzimat dönemi yazarlarının yasaklanan oyunları yeniden sahnelenir. Tiyatro, topluma hizmet veren yarı resmî bir nitelik kazanır. Cumhuriyet tiyatrosunu hazırlayan gelişmelerin temeli bu dönemde atılır.

    Meşrutiyet tiyatrosu, Servet-i Fünûn, Fecr-i Âti ve Millî Edebiyat dönemini kapsar.

    Servet-İ Fünûn Dönemi Tiyatrosu

    Servet-i Fünûn dönemi sanatçıları gerek sanat anlayışları, gerekse Abdülhamit istibdadının getirdiği baskılar ve sansür nedeniyle tiyatro türüyle fazla ilgilenmemişlerdir. Çünkü tiyatroya büyük destek veren Ahmet Vefik Paşa, görevinden alınmış, Ahmet Mithat Efendinin yazdığı Çerkez Özdenler adlı piyesin oynanması nedeniyle de Gedik Paşa Tiyatrosu yıktırılmıştır. Ancak, sanatçılar 1908′den sonra bazı tiyatro eserleri verirler. Halit Ziya Uşaklıgil, romanları kadar başarılı sayılmayan Kâbus’u yazar. Fare ve Fürûzan adıyla iki uyarlama yayımlar.

    Cenap Sahabettin de Yalan ve Körebe adlarıyla iki oyun yazar. Yusuf Ziya Ortaç, Halit Fahri Ozansoy, Hüseyin Suat 1908′den sonra tiyatro eseri veren yazarlardandır. Bu dönemde konular genellikle aile çevresinden seçilir.

    Fecr-i Âti döneminde de tiyatro çalışmaları sönük geçmiştir. Konular genellikle bireysel yaşamla ilgilidir. Tahsin Nahit, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi yazarlarımızın tiyatro alanında eserler yazdığı görülür
#28.05.2009 21:17 0 0 0