istanbulun semtleri isimlerini nerden alıyor

Son güncelleme: 22.11.2012 22:57
  • İstanbul'un Semtleri İsimlerini Nereden Alıyor ?

    Aksaray:
    Fatih'in sadrazamı Ishak Paşa, Iç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele
    geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.

    Ahırkapı:
    Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu
    semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için
    Ahırkapı ismi verildi.

    Aşiyan:
    Kuş yuvası. Günümüzdeki ismini şair Tevfik Fikret'in burada bulunan,
    Farsçada kuş yuvası anlamına gelen 'Aşiyan' isimli evinden alıyor.

    Bağlarbaşı:
    Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.

    Bebek:
    Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki,
    Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının
    Bebek lakaplı olması.
    Diğeri ise,
    padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.

    Beşiktaş:
    Ilk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerini bağlamak
    için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada
    yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan
    geldiği yönünde.

    Beyazıt:
    Sultan II. Beyazıt'ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye
    yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.

    Beyoğlu:
    Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor.
    Bunlardan ilkine göre, Islamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan
    Pontus Prensinden adını alıyor semt.
    Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı.
    Sonbir rivayet de,
    burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diyehitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.

    Bakırköy:
    Bizanslıların 'Makri Hori' dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline
    geçince 'Makriköy' adını aldı. 1925′te ulusal sınırlar içindeki yabancı
    kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk'ün isteğiyle semt Bakırköy
    adını aldı.

    Bostancı:
    Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan
    biri olmasından alıyor.

    Çatladıkapı:
    Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532
    tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı
    Çatladıkapı olarak anılmaya başladı.

    Çemberlitaş:
    Bizans'ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu'nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.

    Çengelköy:
    Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.

    Çıksalın:
    Güzel manzaralı, geniş bir çevreye hakim olan bölgeye, halk arasında "çık,
    salın" denilmeye başlandı.

    Eminönü:
    Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt,adını burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor.

    Feriköy:
    Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam
    Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam
    Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

    Galata:
    Gala, Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı
    semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi.
    Başka bir görüşe göre ise,
    Italyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu
    isim verildi.

    Horhor:
    Fatih'te bulunan semt, adını Horhor çeşmesinden alıyor. Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanıza 'hor hor' su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılmaya başlar.

    Okmeydanı:
    Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş.
    Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.

    Şişli:
    Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı
    olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin
    Konağı' hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.

    Şaşkınbakkal:
    Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler,
    burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar.
    Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.

    Sütlüce:
    Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı.Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt,Sütlüce olarak anılır oldu.

    Tahtakale:
    Sözlük anlamı 'kale altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye
    dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.

    Taksim:
    Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.

    Teşvikiye:
    Sultan Abdülmecit'in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin
    adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve
    Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.

    Unkapanı:
    Bazı satış yerlerinde Arapça'da 'Kabban' adını taşıyan büyük teraziler
    bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.

    Üsküdar:
    Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer
    aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a
    dönüştü.


    Veliefendi:
    Hipodrom bir zamanlar Şeyhülislam Veli Efendi'nin sahibi olduğu topraklar
    üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendi'yle anılıyor.

    9 Dilde İstanbul
    Grekçe: Vizantion
    Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
    Rumca: Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis
    Slavca: Çargrad, Konstantingrad
    Vikingce: Miklagord
    Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli
    Arapça : Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma

    Selçuklular Zamanında:
    Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul

    Osmanlıcada:
    Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol,Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü'l Aliye,
    Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet
#01.06.2009 22:31 0 0 0
  • Emeğinize sağlık...Tşkrler paylaşım içinn...
#01.06.2009 22:37 0 0 0
  • Karaköy :Karai denilen Yahudiler eskiden İstanbul ve Galata'daki karşılıklı sahillerde oturdukları için aynı yerlere Karaköy adı verilmiş. Yeni Cami inşa edildiği zaman Yahudiler oraya çıkmaya mecbur kalmış.

    alıntı
#22.11.2012 22:57 0 0 0